Sayfa 80/213 İlkİlk ... 3070787980818290130180 ... SonSon
Arama sonucu : 1700 madde; 633 - 640 arası.

Konu: Dowes

  1.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Hisselerde hak sahibi olmaz. Ancak o hisselerin anlamı; şirketin mal varlığıdır ve banka aldığı imzalarla şirketin her tür taşınmazını teminat olarak almış olur. Başka deyişle: kredi ödenmezse, şirkete icra gelir ve ne varsa temizler. Bu nedenle hisselerin el değiştirmemesinin sembolik bir anlamı dışında bir katkısı olmaz.
    Sn jondowes, ben burada ek bir bilgi paylaşmak istiyorum ve bunu teyid edip edemeyeceğinizi sormak istiyorum.

    Mali müşavirlere sorduğum soru şuydu: Banka bir LTD ya da A.ş nin tüm mallarına haciz koyduktan sonra bu yeterli olmaz ise LTD ya da A.Ş nin ortakları olan şahısların şahsi mal varlıklarına yürüyebilir mi?

    Bu soruyu sordum zira , Limited şirketlerde sorumluluğun sermaye ile sınırlı olduğunu düşündüğümden , hukuken nasıl bir prosedürle firmanın malları yetersiz kaldığında ortakları olan şahıslara geçileceğini (veya geçilip geçilemeyeceğini) tam olarak öğrenmek istiyordum.

    Cevap, bankanın , limited şirket olsa dahi , bankanın firma ortaklarının ve özellikle imza yetkili olanların mallarına yürüyebileceği şeklinde geldi.

    Bu konudaki fikrinizi öğrenebilir miyiz?
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  2. Sermaye şirketlerinde (limited ve AŞ); ortaklar sadece sermaye yükümlülüklerinden sorumludur. Sermaye ödenmişse, ortakların mallarına ulaşılamaz. "Limited sorumluluk" ve "anonimlik" terimleri de buradan gelir. İstisnası: kamu (amme) alacakları nedeniyle hisse payları oranında sorumlu olurlar.

    O cevabı veren bankacı olmalı ki, kendini korumak için yanlış bir iddiada bulunmuş. Bankalar sadece şahsi kefaletlerini aldıkları ortakların mallarına el koyabilir. Kefalet imzası yoksa, hiçbir şey yapamaz.

    Ancak şu da var: şahsi kefalet vermeyen firmalara kredi de vermeyebilirler.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  3.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Sermaye şirketlerinde (limited ve AŞ); ortaklar sadece sermaye yükümlülüklerinden sorumludur. Sermaye ödenmişse, ortakların mallarına ulaşılamaz. "Limited sorumluluk" ve "anonimlik" terimleri de buradan gelir. İstisnası: kamu (amme) alacakları nedeniyle hisse payları oranında sorumlu olurlar.

    O cevabı veren bankacı olmalı ki, kendini korumak için yanlış bir iddiada bulunmuş. Bankalar sadece şahsi kefaletlerini aldıkları ortakların mallarına el koyabilir. Kefalet imzası yoksa, hiçbir şey yapamaz.

    Ancak şu da var: şahsi kefalet vermeyen firmalara kredi de vermeyebilirler.
    Anladığım kadarıyla:

    1- Vergi borçları, Kurumlar,gelir,stopaj,SSK, KDV, muhtasar
    2- Şahsi teminat alınmış banka borçları

    için ortakların şahsi mallarına yürünebiliyor.

    Sizce 210 milyar TL KGF kredisi içinde bankalar şahsi teminat ve gayrimenkul teminatı almadan firmalara kredi kullandırmışlar mıdır? (ihtimal varsa,tahmini oran?)
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  4.  Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Sizce 210 milyar TL KGF kredisi içinde bankalar şahsi teminat ve gayrimenkul teminatı almadan firmalara kredi kullandırmışlar mıdır? (ihtimal varsa,tahmini oran?)
    Bunu tahmin etmek zor ancak sadece %7'si garantilenmiş bir kredi için şahsi kefalet alınmaması ihtimali çok düşük. Kabaca; BIST100'de olmayan bir firma şahsi kefalet veya likit teminat vermeden kredi çekemez diyelim. Bu KGF'den önce de böyleydi. KGF sadece ek bir kefil sağladı.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  5.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Bunu tahmin etmek zor ancak sadece %7'si garantilenmiş bir kredi için şahsi kefalet alınmaması ihtimali çok düşük. Kabaca; BIST100'de olmayan bir firma şahsi kefalet veya likit teminat vermeden kredi çekemez diyelim. Bu KGF'den önce de böyleydi. KGF sadece ek bir kefil sağladı.
    Bu durumda KGF kredileri için telaşa kapılmak yersiz, en kötü ihtimal piyasada bu tür teminatların (gayrimenkullerin) piyasaya arz edilmesinden dolayı uygun fiyatlı gayrimenkul bolluğu oluşur. Sizce böyle bir durum oluşursa bankalar ellerindeki bu teminat gayrimenkulleri piyasaya arz edip fiyatı düşürmesin diye mi geçen ay bankaların ellerinde biriken gayrimenkulleri sermayelerine katkı yapacak şekilde düzenleyen bir tebliğ çıkarıldı?

    Geçen ay çıkan bu tebliğ sizce böyle bir durumda bankalara yardımcı olabilir mi? (likit olmayan varlıklarla likidite yönetiminin riskleri açısından soruyorum)
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  6. KGF kendi başına bir risk yaratmaz ancak risk almaya iştahlı olanların denetimsiz ve aceleci kötü kararlar almasına ön ayak olabilir. Sonuçta bu destek ile normalde kredi alamayanlara da kredi verildi. Bu kredilerden batanlar olduğunda devletin yanı sıra bankalar da zarar edecekler.

    Gayrimenkullerin sermaye sayılması kararı uzun vadeden çok kısa vadedeki kredi verebilme (sermaye) kıstaslarına destek olması amacıyla yapıldı. KGF ile verilen kredi hacmi, piyasadaki kredi stoğunun 10'da biri. Ama bu karar ile tüm stoğu etkileyecek bir karar alınmış oldu. Bu karar "kredi karşılıklarını düşürmek"le eşdeğerde; bankaların kredi vermesini kolaylaştırdı. Ancak likiditeye bir katkısı yok.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  7.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    KGF kendi başına bir risk yaratmaz ancak risk almaya iştahlı olanların denetimsiz ve aceleci kötü kararlar almasına ön ayak olabilir. Sonuçta bu destek ile normalde kredi alamayanlara da kredi verildi. Bu kredilerden batanlar olduğunda devletin yanı sıra bankalar da zarar edecekler.

    Gayrimenkullerin sermaye sayılması kararı uzun vadeden çok kısa vadedeki kredi verebilme (sermaye) kıstaslarına destek olması amacıyla yapıldı. KGF ile verilen kredi hacmi, piyasadaki kredi stoğunun 10'da biri. Ama bu karar ile tüm stoğu etkileyecek bir karar alınmış oldu. Bu karar "kredi karşılıklarını düşürmek"le eşdeğerde; bankaların kredi vermesini kolaylaştırdı. Ancak likiditeye bir katkısı yok.
    Likiditeye katkısı olmayan ama kredi kapasitesini genişleten bir karar (başka bir etken zorlanmadığı takdirde-tcmb'nin piyasaya fazladan likidite vermesini ihtimalini devre dışı bırakırsak), faizleri yukarı baskılayabilir diyebilir miyiz?

    Kısa ,orta ve uzun vadede tcmb'nin baskı sonucu piyasaya para enjekte etme ihtimalini nasıl görüyorsunuz?

    Bankaların paraya sıkışmasına kırk katır
    tcmb'nin piyasaya para enjekte etmesine kırk satır, dersek

    Hangisi devletin, politikacıların ve tcmb'nin bakış açısı ile daha zarar vericidir? (halkı dışarıda tutarsak)
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  8. Evet, zaten mevduat faizlerinin 15'i geçmesi KGF kredilerinin en çok dağıtıldığı döneme; faizlerin düşmeye başlaması ise şu anki KGF'nin sınırlarına geldiği zamana denk geldi.

    Para enjeksiyonunun türleri var. TCMB, QE tarzı bir varlık alım programı (mesela banka senedi alımları) yapmadı. Şu an yaptığı klasik para politikası kapsamındaki "likidite açığını gecelik fonlamak" sadece. Bunu da teminatlar karşılığı yapıyor. Bankaların ZK'ları dahi likidite açığından fazla. Ancak piyasadaki para hacmi doğal akışıyla büyümeden, kredileri zorlamak da kaçak/açık miktarını büyütüyor.

    Burada klasik deyişle bir trade-off (bir şeyden feragat edip başka bir şeyi önemseme) var. Büyüme ve istihdam için; riskli krediler ve verimsiz yatırımlara yol açılıyor. Standart kısa vadeli politikalar hep bu yönde olmuştur. Ancak NO2 bittiğinde, ivme verecek yeni geçici araçlar bulmak gerekecek ve bu süreç böyle gittiği sürece de risk artarken verim düşecek.

    TCMB'nin bu süreçte çok büyük bir ağırlığı olduğunu düşünmüyorum. Ana kararlar maliyeden ve banka regülatöründen geliyor. TCMB sadece alınan kararlara uyacak şekilde elindeki araçları kullanıyor.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


Sayfa 80/213 İlkİlk ... 3070787980818290130180 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •