Bildiğiniz gibi savaş ve muharebe demek; iki milletin, yalnız iki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla bütün maddî ve manevî kuvvetleriyle, biri biriyle karşı karşıya gelmesi ve biribiriyle vuruşması demektir. Bunun içindir ki,bütün Türk milletini cephede bulunan ordu kadar duygu düşünce ve hareket bakımından savaşla ilgilendirmeliydim. Yalnız düşman karşısında bulunanlar değil köyünde, evinde, tarlasında bulunan herkes, milletin her ferdi silâhla vuruşan savaşçı gibi kendini görevli sayarak bütün varlığını yalnız mücadeleye verecekti. Bütün maddî ve manevî varlığını vatan savunmasına vermekte ağır davranan ve titizlik göstermeyen milletler, savaş ve muharebeyi gerçekten göze almış ve başarabileceklerine inanmış sayılmazlar.
Gelecekteki harplerin tek başarı şartı da en çok bu arz ettiğim noktaya bağlı olacaktır. Avrupa'nın askerlik bakımından ileri durumda olan büyük milletleri, daha şimdiden bu tutumu kanun haline getirmeye başlamışlardır. Biz, Başkomutan olduğumuz zaman, Meclis'ten bir vatanı savunma kanunu istemedik. Fakat, Meclis'ten aldığımız yetkiye dayanarak bu amacı kanun niteliğindeki belirli emirlerle sağlamaya çalıştık.Millet, bundan sonra, bugüne kadar olan tecrübeleri de dikkatle gözden geçirerek aziz Vatana taarruzu imkânsız kılan sebep ve şartları daha açık ve daha kesin olarak tespit eder.
![]()
O taarruz öncesinde ve taarruzda bizim gönüllülerden oluşan,tamamı Giresunlu olan 42 ve 47 alayımızın neredeyse %90 kesimi şehit oldu,bu şehitlik mezarlığı Afyon çıkışında bir köydedir,çevre komutanlıkları her yıl anma töreni düzenler.
Not=42 alay Haym*****n kurtuluşunda büyük zaiyat verdiği için çok azı taarruza iştirak etmiş olup,47 ile devam edilmiştir.
Sakarya Savaşında Mangaldağında yaralanan ve daha sonra Yunan Askerleri tarafından şehit edilen, gönüllü kahramanlardan Hüseyin Avni Alparslan’ın kayıp mezarını bulduk.
http://www.haymanagazetesi.org/index...icerik&id=3630
https://giresunblog.com/afyon-iscehi...lar-sehitligi/
Son düzenleme : refaba; 25-08-2017 saat: 22:59.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
sayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar `üç' dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.
Nazım Hikmet Ran (Büyük Taarruz)
“Sen bilmezsin. O bilmez. Hiç kimse bilmez, bilemez. Hatta ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir.”Aşık Veysel Şatıroğlu
“Sen bilmezsin. O bilmez. Hiç kimse bilmez, bilemez. Hatta ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir.”Aşık Veysel Şatıroğlu
“Sen bilmezsin. O bilmez. Hiç kimse bilmez, bilemez. Hatta ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir.”Aşık Veysel Şatıroğlu
Yer İmleri