Sorun şu ki 80'ler ve 90'da değiliz. Yeni kurulan,kurgulanan modern tesisler ve hizmetler çok daha az istihdam ile çok yüksek kapasitelerde ürün ve hizmet çıktısı üretebiliyor.
Üstüne üstlük bu tesislerin ölçek ve verimlilikleri yüksek olduğu için birim maliyetleri düşebiliyor. Bu da daha düşük teknoloji ile çıktı sunan rakiplerin maliyetlerinin yüksek kalmasına neden olabiliyor. Bu da düşük tekolojiye sahip pazardaki diğer firmaların istihdamının keskin şekilde azalması demek.
Yani bırakın istihdam artışını yeni ve verimli modern yatırımlar gerek imalat gerek se hizmetler sektörlerinde toplam istihdamı azaltıcı etki dahi yapacak gibi gözüküyor.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
bu yanlis bir yaklasim. yazilim ya da robotikle bir sistemi verimli hale getirip oradaki istihdami 0a bile indirebilirsiniz. amazonun insansiz marketlerini inceleyebilirsiniz.
ama onu 0lamak icin kullanilan yazilim ve elektronigi gelistirmek icin onbinlerce muhendis istihdami gerekir.
sorun su biz bundan pay alabilir miyiz?
yazilim anlaminda evet alabiliriz.
elektronik anlaminda cok zor.
yazilimda ne kadar alabilirix? internet devriminden ne kadar alabildiysen o kadar alirsin.
insanlarin kendini gelistirmesi gerekiyor.lifelong learning mottosuna gecilmesi lazim.
erken emeklilik kovalamakla isi bulup sonrasinda tek bir adim atmamakla olmuyor.
ben bu islerin icindeyim dil konusunda bile ciddi sorun var.
Bu aslında bir yöntem ve bu acımasız yöntemi uzun yıllardır uygulayan bazı ülkeler var. İç piyasada adeta köleleştirdikleri bir işgücü var. Bu yöntem ile aynı zamanda ücretleri düşürüyorlar ve sübvansüyonlu fiyatlarla ihracat yapıyorlar.
İşsizlik verilerini de işgücüne katılım verilerini manipule ederek makyajlıyorlar.
Türkiye bu ülkelerin kervanına dahil olmamıştı bugüne kadar. Ancak reel ücretlerdeki artışın sınırlanması ve bazı diğer işaretler bu yola girildiğini gösteriyor. Umarım bu durum daha da beter bir hal almaz.
Bahsedilen ülkeler Çin, Hindistan ve Vietnamdir. Bunlara bir kaç ülke daha eklenebilir.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
ülkede avrupa ayarında eğitimli bir kesim var..
bunlar dunyadan çok fazla kopmamızı şu ana kadar engellediler..çok çalıştılar.. yeni teknolojileri öğrendiler.. vergi ödediler..
beklentileri güzel bir hayat.. güvenli bir ülke.. refah..
ancak mevcut siyasal islamcı hukumet "açık kapı" politikası uygulayarak ülkeyi göçmen deposuna çevirdi.. hem mazlumların hamisi tiyatrosunu oynadı hem de işgücü piyasasında baskı yaratarak ücretlerin artmasını engelledi.. herkesi sistemin kölesi yaptı..
bu şartlarda gittikçe artan despotizm dozu altındaki ülkeye katmadeğer yaratan bir çok kişi artık verdikleri vergilerin kendilerini düşünen bir sistemin finansmanı için olmadığını net görüyorlar artık.. bu hem çalışma motivasyonunu azaltıyor hem de yurtdışına gidişleri arttırıyor..
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
Söz konusu ülkelerin nüfusu kendilerini bu politikayı uygulamaya zorluyor. Neyse bu normal bir ülkede uygulanabilir bir yöntem değil. Ekonomideki bozulmayı halkın sırtına yükleyerek birşeyleri düzeltmeye çalışamazsınız.
Yer İmleri