Bizim de yaz saatinden diğer ülkeler gibi çıkıp normal saat dilimine dönmemiz doğru olurdu.Dış ticaretimiz ve finansal piyasalarla ilişkimiz çok büyük ölçüde batı ülkeleriyle.Bu inat yüzünden Londra ile saat farkı 3 saate, New York ile 8 saate çıkıyor, mesai saatleri arasında uyumsuzluk ve sıkıntı yaratıyor.Çocukların okula gitmek için ,hava karanlıkken çok erken saatlerde kalkmak zorunda kalması ise başka bir can sıkıcı durum.
SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Tekrar selamlar Deniz hocam.
Subat ayindan beri TL yaklasik %40 civar deger kaybi yasadi. Bu denli yuksek bir deger kaybi icin bu sure zarfindan ulkede buyuk capta bir yabanci sermaye kacisi ve yurt ici yerlesikler tarafindan dovize buyuk bir alim dalgasi yapilmis olmasi lazim.
Fakat bu 8 aylik sure zarfinda kayda deger bir yabanci sermaye kacisi ve DTH da kayda deger bir artis olmamis.
Sizce bu durumda TL nin bu 8 aylik sure zarfinda bu denli deger kaybetmesinin nedeni hukumetin bir politikasimi yoksa ekonominin kotu gidisati ile ilgili normal serbest piyasa sartlarinda olusan islemlerin dogal bir sonucumu ??
Yılbaşından merkez bankasının 4 Kasım tarihinde son haftalık verisini yayınladığı 28 Ekim tarihine kadar:
Yabancılar:
-Swap pozisyonlarından çıkış;(-)17.2 milyar dolar
-(Hisse senedi+DİBS) Menkul Kıymetler;(+)0.4 milyar dolar giriş
Toplam;(-)16.8 milyar dolar,pozisyon kapatıp yurt dışına çıkış
Son cari açık rakamı Ağustos ayına ait,Eylül verisi Perşembe günü yayınlanacak;
Yılın ilk 8 ayında 13.992 milyar dolar cari açık finansmanı
Toplam çıkış;(-)30.8 milyar dolar.
Bir de net dış borç ödemeleri var,orada da rakamlar epey arkadan geliyor.
Orada da bankaların net dış borç ödemeleri var çünkü hem döviz cinsinden krediye talep düşük,herkes yüksek enflasyonda reel olarak düşük faiz ödeme arzusuyla,hem de döviz kurlarında zıplama korkusuyla TL kredi talep ediyor,hem de merkez bankası döviz cinsinden mevduatların ya da bankaların yurt dışından aldıkları kredilerde %23 zorunlu karşılık alıyor,bankaların maliyetini yükseltiyor,buna 450 puanı bulan CDS risk primleri de eklenince bankalar için sendikasyon kredilerini çevirmesinin bir cazibesi kalmıyor.
Bankalar yılın ilk 8 ayında dış borçlarını 4.073 milyar dolar azaltmış(Borçları 4.073 milyar dolar azalırken toplam borçları üzerinden faiz ödemesi yaptıkları için net döviz çıkışı aslında bir miktar daha fazla.)
Bir de yerlilerin döviz tevdiat hesapları var:
Merkez bankasının sitesinde her ne kadar yılbaşına göre (-)2.8 milyar dolar azalma gözükse de ,o rakam parite etkisi hesaplanmadan elde edilmiş rakam,yılbaşında 1.2287 olan euro/usd paritesi 28 Ekim itibariyle 1.1600'a indiği için aslında yılbaşına göre döviz tevdiat hesapları da (+)3.3 milyar dolar artmış durumda.
-Sonuç olarak yılbaşından bu yana yurt dışına kayda değer döviz çıkışı olduğunu söyleyebiliriz,yerlilerin döviz tutma eğiliminde de bir değişiklik yok.
-Önceki sayfalarda da yazmıştım;TL'nin değer kaybının bir hükümet politikası olduğu kanısında değilim,daha önce önce 128 milyar döviz rezervi harcamalarına rağmen döviz kurlarını tutamamışlardı,şimdi Ekonomi Yönetimi prestijlerinin daha fazla zedelenmemesi için,TL'nin değer kaybının kendi kontrolleri içinde olduğu imajı vermek istiyor sadece.Yoksa hala döviz kurlarını perde arkasında frenleme çabasında olduğu kanısındayım.Yılbaşından bu yana merkez bankasına gelen 16.2 milyar dolar reeskont kredilerine rağmen merkez bankası net döviz rezervinin artmaması,kamu bankalarının döviz pozisyonunun negatif bölgeye geçmesi bunu kanıtları gibi gözüküyor.
Cok tesekkur ederim hocam..Sagolun. Oldukca detayli ve guzel bir aciklama yapmisdiniz.
Bir soru daha sormak istiyordum.
Bu yil Eylul ayindan ittibaren turizm sektorunde beklenmedik olumlu gelismeler yasandi. Istanbulda oteller bu ayda bile netedeyse %90 civari dolu. Gerci fiyatlar dunya ya gore dusuk olsa bile doluluk cok yuksek. Turizm sektorun iyi gittigi aylarda bile Kasim-Aralik doluluk oranlari %60 civari idi.
Eger gelecek yil virus kaynakli Dunya ve Turkiye genelndei yeni yasaklar ve kapanmalar olmazsa ve ulkede beklenmedik ciddi hadiseler yasanmazsa 2022 de Turkiye turizm gelirlerinde tum zamanlarin en yuksek rakamlarini kirabilir....iyimser sartlarin gerceklesmesi halinde 40 milyar dolarlik bir turizm geliri olasidir.
Bu sartlar gerceklesirse sayet bu durum MB nin isini epey kolaylastirabilirmi ?..TL nin deger dususunde bir yavaslama yada bir durma soz konusu olabilirmi ?
Sermaye hareketlerinin,giriş ve çıkışlarının serbest olduğu dalgalı bir döviz kuru sistemi içindeyiz.Sistemden döviz çıkışları;cari açık finansmanı ,net dış borç ödemesi,ve konjonktürel olarak da portföy ve az miktarda doğrudan yatırım çıkışları şeklinde oluyor.Sisteme döviz girişleri ise ihracat,başta turizm olmak üzere hizmet gelirleri,net yeni dış borçlanmalar ve konjonktürel olarak portföy yatırımları ve doğrudan yatırımlar şeklinde oluyor.
Eğer gelecek yıl -yazdığınız gibi- çok yüksek bir turizm geliri elde edilirse,sistemdeki döviz arzı bollaşacağı için TL'nin üzerindeki baskı azalır ve merkez bankasının işi kolaylaşır.Ama burada bütünsel olarak ,tüm değişkenlerle birlikte bakmak gerekiyor.Turizm gelirimiz artarken örneğin ihracat gelirimizin azalmaması veya dış borçlanmamızda sıkıntı olmaması gerekiyor.Fakat gelecek yıl turizm gelirimiz artarken diğer değişkenlerin seyri bu yıl olduğu gibi olursa,doğal olarak TL'nin üzerindeki baskı azalır.
yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...
https://twitter.com/e507/status/1457...HslTlMOpw&s=19
Zk yine artmis
yazdıklarım tamamen kişisel yorumlarım olup hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ... sizi mutlu edecek ninja yolunu kendiniz çizmeniz dileğiyle...
Yer İmleri