Anket Sonuçlarını Gör: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

Oylayan
344. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Balon 1 yıl içinde patlayacaktır, nakitte fırsat beklenmelidir

    102 29.65%
  • dolar bu fiyatlarda iken, yatırım yapmak mantıklı

    23 6.69%
  • faizler insin, şimdi almak mantıklı değil

    21 6.10%
  • ömür boyu alacak param olmayacak

    16 4.65%
  • Kira çarpanlarının uçtuğu ortamlarda ev almak doğru değildir, beklenmelidir.

    130 37.79%
  • İstanbul gibi metropollerde gayrimenkül yatırımı her zaman karlı bir iş olacaktır.

    52 15.12%
Sayfa 773/1014 İlkİlk ... 273673723763771772773774775783823873 ... SonSon
Arama sonucu : 8108 madde; 6,177 - 6,184 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

  1. #6177
    "Yeraltısuları önemli ve stratejik bir kaynaktır ve kontrolsüzce aşırı kullanımı, kaynağın yok olmasının yanında, sulak alanların ve göllerin kurumasına, tuzlu su girişimine, zemin kaymalarına ve çökmelerine sebep olmaktadır. Kullanım etkilerinin hemen ortaya çıkmadığı yeraltısularının kullanımın sonuçları geri dönülemez bir hal alabilmektedir. Ülkemizde yeraltısuları, 16 Aralık 1962 tarihli 167 sayılı, Yeraltı suları Hakkında Kanun hükmünde yönetilmektedir. Bu kanuna göre yeraltı suları ortak sular olup devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu suların korunması, araltırılması, tescili ve kullanılması da bu kanunun hükmündedir.(1) Şahıslarca açılan her kuyu, DSİ tarafından kayıt altına alınmaktadır. Fakat ülkemizde kaçak kuyuların açılması da önlenememektedir. Yeraltı suları dünya genelinde de olduğu gibi Türkiye'de de büyük oranda sulama amacıyla tüketilmektedir. Kayıtlı kuyularda yapılan kontrolsüz çekimler ile birlikte kaçak kuyuların da gün geçtikçe artması ülkemizde birçok göl ve sulak alanın kurumasına neden olmaktadır. Konya'nın Karapınar ilçesinde yeralan Dünya'nın nazar boncuğu olarak anılan Meke Gölü, yağışların azlığı ve yeraltı sularının kontrolsüzce tarım alanlarının sulanması için kullanılması sebebiyle beslenmini durmuş ve yıllar içerisinde küçülmeye başlamış ve günümüzde tamamen kurumuştur. Uzmanlarca gölün rehabilitasyonunun çok zor olduğu ifade edilmektedir."

    http://orsam.org.tr/orsam/DPAnaliz/12782?dil=tr


    bu verdiğim linkte daha fazla bilgi var aslında, bir kısmını alıntıladım. ayrıca internette sayısız bildiri ve tebliği var benzer bilgileri içeren.

    önemli olan devletin bu konuyu ivedilikle ele alması ve kuralları acımasızca uygulaması. fazla kullanımın felaketlere yol açtığı bilimsel bir gerçek. daha bir çok örnek çevresel felaket web de var. ciddi bir konu. bugun biraz araştırdıkça ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. önem vermeyen devlet kurumları varsa, görevlerini ihmal ediyorlarsa hem bize hem de gelecek kuşaklara büyük kötülük yapıyorlar. bu konuda bizler bilinçlenelim, daha fazla insana bu konunu önemini anlatalım.
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  2.  Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    yeraltı suları mevzusu:

    yapılacak şu olabilir: bölgenin jeolojisi belirlenerek geniş bir alanda ne kadar su havzası olduğu belirlenir. sonra her arazi sahibine belli bir miktar bedava olur. daha sonraki rakamlar ise ücretlendirilir. bu sadece bir örnek. kısaca ifade etmek gerekirse, üzerine düşüldüğünde mutlaka adil bir yöntem bulunabilir. bu konuda uygulanacak regülasyonları ıvır zıvır her konuda getirilen despotik ötv vergisi benzeri regülasyonlar gibi değerlendirmek yanlış olabilir.
    yapılacak şu olur: bölgenin jeolojisi belirlenerek geniş bir alanda ne kadar su havzası olduğu belirlenir, sonrada suyu çıkarıp satma hakkı yandaş firmaya verilir. Yandaş firma suları şişeleyip satmaya başlar. Köyülünün tarlası kurur tarım arazisi vasfını yitirir. Köyde karnını doyurma imkanı kalmayan köylüler şehre göçmeye başlarlar(varoşlara). Bu göçülen şehirlerin birdaha düzeltilemeyecek şekilde sosyo ekonomik yapısını bozar, ortaya megaköyler çıkar. Tarım vasfı yiten araziler şehir merkezine yakınsa ucuz kredi ile konut inşa edilir bazı toprak ağaları zengin olur...

    Hangimizin yazıdığı gerçekte olan, bu ülkenin hikayesi? Hocam ayaklar yere bassın lütfen. Devlet(devlet yönetiminini ele geçiren) adil yöntemi her zaman bulur, cebini doldurmak için. Gücün merkezileşmesinden iyilik çıkmaz.

    Eninde sonunda bu ülke devletçi zihniyetten kurtulacak ama belki bir iki yüzyıl daha lazım.

    Ha bu arada köylülerin kendi arasındaki kavgası elbette çözülür, ideal şeklide hukuk ile çözülmesidir. Ülkede o da yok farkındayım. Ama köylünün zeytinliğine Cengiz Holding RES inşaa ederse köylü kime nereye gidecek?

  3. #6179
    yandaşlara verilmesi elbette yanlış olur.

    burada olayın genel çerçevesini anlamaya çalışıyoruz. bilimsel olarak net bir gerçek var: aşırı ve kontrolsuz kullanım çevre felaketlerine yol açıyor, su kaynaklarını geri dönüşü olmayan kötü noktalara getiriyor.

    karar alma mekanizmalarına daha çok katılmaya çalışın. bu adamların bu kadar rahat at koşturmasının nedeni boş kaleye oynamaları.

    benim yazdıklarımın bütününe bakarsanız zaten mevcut zihniyetin ne kadar ilkel olduğunu ve ülkeye kötülükleri dokunduğunu yazıyorum.


    ancak bizim ellerimiz armut mu topluyor ? neden adamlar kadar panel, toplantı vb düzenlenmiyor. bir tv kanalını bir gün aramıştım, neden muhalefeti daha çok göstermiyorsunuz da durmadan mevcut zihniyetin bakanlarının katıldığı toplantıları yada beyanatlarını yayınlıyorsunuz diye ? adamlarda bana "onların (muhalefet) yayınlanacak fazla etkinlikleri olmuyor" şeklinde olmuştu.

    kanalın bu söylediklerinde gerçeklik payı var mı? bence evet. kanallar baskı altında elbette muhalefeti fazla çıkarmamaya çalışır ama merkez medyada sizin sürekli çeşitli konularda toplantı filan yapmanızı uzun süre görmezden gelemez. neticede daha etkin biçimde yapılan talanlara ve yolsuzluklara karşı bilinçlendirme yapmak gerekiyor.
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  4. Bu yeraltı suları meselesi çok önemli. Seferihisar da yazlığımın olduğu bölgede çocuk parkının ortasında ( eskiden mandalina bahçesi sulanıyormuş ) bulunan kuyuya belediye kapak yapmıştı. Bizim uyanık komşular o kuyuya siteden elektrik çekerek motor koydu ve su çekmeye başladılar. Kaymakamlığa, DSİ bölge Md. lüğüne ve İlçe Belediyesi ile İZSU ya dilekçe başvurdum. Aynı gün akşam biri polis olmak üzere 4 komşum beni darp etti.
    Sonuç ; Mahalli görevlilerin ( belediye ve polisin gayretleriyle ) kuyu 9 metre ölçüldü ( aslında tam 60 metre ) ve DSİ karışmam dedi. Mahkeme darp meselesini itiş- kakış saydı. Sonra anladık ki fetö örümceğinin ağına takılmışız. Peki şimdi neden halen kuyu faaliyette ? Hemde 30 kişilik sitenin ortak ödediği elektrikle çıkan suyu sadece 4 ev kullanıyor. İnsanlar haberim yok ayağına yatıyor. Kulağına kulağına bağırarak '' kardeşim parasını 30 kişi ödüyor, salakmısınız '' deyince '' çok abartıyorsun, kaç kuruş tutacak '' diyorlar. Sattım, çıktım . Ne halleri varsa görsünler.

  5. Ülkemizde yeraltısuları, 16 Aralık 1962 tarihli 167 sayılı, Yeraltı suları Hakkında Kanun hükmünde yönetilmektedir.

    O yillarda nufusumuz 40 - 45 Milyon civarindaydi.

    Dag tas Mera bos alan doluydu.

    Simdilerde kuresel isinma yaninda, hor kullanma, asiri otlatma, el atma vs gibi nedenlerle Mera alanlari yetersiz kaliyor.

    Yapay Mera olusturmak dedik, hem dogayi, hem topragi ( erozyon ), hem de hayvancilikla ugrasan yurttaslarimizin kazancini korumak adina.

    Hayvani icin Yapay Mera projesi ile gelen yurttas, susuzlugu bilen kisidir.

    Sulama teknolojilerindeki gelismeler sayesinde, tasarruflu su kullanimina uygun projeler hemen her ilce de yapilabiliyor.

    O nedenle merkezi otoritenin vermesi gereken karar, bu tercihle ilgili.

    Ya toprak erozyonu ve Mera Kaybi, ya da yer alti sularinda azalma ( ben Turkiye'nin topografik yapisini bilen biri olarak risk olarak gormuyorum.)

    1962 yilinda bu kararin alinmasinin nedeni de fakirliktir. Muhtemelen, o gunun imkanlarindan mahalli idarelere bir kazanc yaratmak amaciyla dusunulmus olmalidir.

    Radikal kararlar almak diyoruz, yani kokten degisim yaratan kararlar.

    Yoksa herseyi berbat ettigimiz gibi, koyde kalan koylumuzun yasam umudunu da berbat edecegiz.

  6.  Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    yandaşlara verilmesi elbette yanlış olur.

    burada olayın genel çerçevesini anlamaya çalışıyoruz. bilimsel olarak net bir gerçek var: aşırı ve kontrolsuz kullanım çevre felaketlerine yol açıyor, su kaynaklarını geri dönüşü olmayan kötü noktalara getiriyor.

    karar alma mekanizmalarına daha çok katılmaya çalışın. bu adamların bu kadar rahat at koşturmasının nedeni boş kaleye oynamaları.

    benim yazdıklarımın bütününe bakarsanız zaten mevcut zihniyetin ne kadar ilkel ve ülkeye kötülükleri dokunduğunu yazıyorum.


    ancak bizim ellerimiz armut mu topluyor ? neden adamlar kadar panel, toplantı vb düzenlenmiyor. bir tv kanalını bir gün aramıştım, neden muhalefeti daha çok göstermiyorsunuz da durmadan mevcut zihniyetin bakanlarının katıldığı toplantıları yada beyanatlarını yayınlıyorsunuz diye ? adamlarda bana "onların (muhalefet) yayınlanacak fazla etkinlikleri olmuyor" şeklinde olmuştu.

    kanalın bu söylediklerinde gerçeklik payı var mı? bence evet. daha etkin biçimde yapılan talanlara ve yolsuzluklara karşı bilinçlendirme yapmak gerekiyor.
    parti ve ideoloji ile alakası yok devletçi zihniyetin. CHP belediyelerinin de hali ortada veya daha da ileri gideyim; bu kadar faşizan kanunlar/regülasyonlar ile isterse CHP seçilsin hiçbirşey değişmez. Sadece dümenin başındakiler değişir. Yandaşın adı değişir sadece.

    Hem Nazi Almanyası hemde SSCB totaliter aşırı devletçi ülkelerdi. Al birini vur ötekine, sözde bir sağ biri sol. Bana göre ikiside aynı bokun laciverti.

    Dünya'da ne zaman bir gelişim ilerleme zenginlik olmuşsa özgür toplumlarda olmuştur. Çin'nin dışa açıldıktan sonra yaptığı atılım ortada. Veya ABD'nin zamanında yaptıkları şimdiyse aşırı devletçilik/imparatorculuk oynamakla kaybettikleri.

    Bana göre durum siyahla beyaz kadar net.

    Dediklerimi yanlış yormak isteyecekler için tekrarlıyorum; çalışan işleyen bir hukuk sistemi şarttır, serbest piyasanın serbest olmasının tek sağlayıcısıdır. Ama hukuk sistemi ülkemizdeki gibi işlevsiz bile olsa ekonomik/sosyal hayata ekstra devlet müdahelesi yerine gölge etmeyen devlet daha sağlıklıdır. Hele hele ufak/optimize devlet Türkiye gibi geri kalmış fakir bir ülke için şarttır.

  7. #6183
    bu mevzunun serbest piyasa ile veya başka konulardaki kanunlarla, mesela ötv benzeri uygulamalarla alakası yok.

    konuyu karıştırmayın. hukuk elbette gerekiyor, ama her şeyden önce ortada bir regülasyon olması gerekiyor. regülasyonun getirilmesi devletn insan hayatına müdahele ettiği anlamına gelmez bu konuda. bu konu hassas bir konu.

    bilimsel olarak net bir gerçek var: aşırı ve kontrolsuz kullanım çevre felaketlerine yol açıyor, su kaynaklarını geri dönüşü olmayan kötü noktalara getiriyor.


    regülasyonlar (kanun, yönetmelik vb) ile çevresel felaketin önlenmesi amaçlanmalı. ayrıca sürdürülebilirlik de amaçlanmalı. kuraklık ve susuzluk tehlikesi başgösteriyor yanlış ve aşırı kullanıldığında.

    yanlış kullanımda tekrar eski seviyelerine getirilemeyen bir kaynaktan bahsediyoruz.
    Son düzenleme : discretus; 25-12-2017 saat: 19:56.
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  8. istanbul tuzla da kimyasal kacagi varmis.

    http://www.mynet.com/haber/guncel/is...e=DonanimHaber
    https://tr.sputniknews.com/turkiye/2...e=DonanimHaber

    sen daha fabrikalarin denetimini yapama,sonra ulkede nukleer vs kullanacagim de.
    Vallahi sansa yasiyoruz.Agir kimyasla iceren sanayinin sehir disina cikmasi sart.En ufak olayda yuzbinlerce insan olur.

Sayfa 773/1014 İlkİlk ... 273673723763771772773774775783823873 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •