Artan

99,00 10 18:10
16.477,50 10 18:10
134,20 10 18:10
71,50 10 18:10
291,50 10 18:10
Artan Hisseler

Azalan

87,30 -10 18:10
512,00 -9.94 18:10
11,87 -9.94 18:10
56,95 -6.64 18:10
32,60 -6.48 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

25.705.427.996,65 18:10
25.126.837.234,00 18:10
19.159.886.780,88 18:10
15.041.630.827,90 18:10
14.530.506.819,80 18:10
Tüm Hisseler
Arama sonucu : 5090 madde; 1 - 8 arası.

Konu: ...:::Beyaz Yaka için Yatırım Koçluğu...:::

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1.  Alıntı Originally Posted by r.lucas Yazıyı Oku
    arkadaşlar para biriktirmenin ilk koşulu ,aldığınız maaş yada gelirnizi kafadan bir kısmını kenara koymak .Geri kalanı ile bütçe yapmak.Misal 5,000 tl mi maaş alınıyor 1,000 lirasını ayırıp ben 4,000 tl maaş alıyorumu realiteye geçirmek.Mümkünse ev bile 4 bilecek maaşı .Ne demişler : zengin önceden tasarruf eder ,fakir kalırsa tasarruf eder diye .Yine en önemlisi bu rasarruf işini alışkanlık haline getirmek ....Hayatın her döneminde.Sucuk mu alıcam 60 lık iyi sucuk 45 e düştüğünde alırım.Evden somon istiyorlar kaç haftadır kilosu 50 lira ben onun yerine hamsi istavrit alıyorum o da balık ..Geçen gün migrosta Norveç somon 35 tl ye düşmüştü 2 pişirmelik aldım .15 tl fark demeyin .İnsan ömrü çok uzun 15 lira oradan 10 lira tuvalet kağıdından 5 lira çaydan derken 1000 kalemde 30 yılda 100 binler eder ...Misal ben çayı kendim yaparım müşteriyede kendimede çay 75 kuruş ,günde 10 çay 7,5 ,ayda 225 ,10 senede 2.250 ,30 senede 6,750 tl sadece çaydan ...dışarda yemek yemem evden hallederim .dışarda yemek 20 lira ayda 400 ,sende 6,000 ,30 senede 180.000 ,..korkunç değil mi bir passat parası ....Bu kalemler alt alta yazıldığı zaman büyük meblağlar çıkıyor .
    Mantıklı bir yaklaşım, ev borcu olan adam neyi savunuyor: borçlanmadan birikim yapmak zor diyor. Ev almak için araba almak için borçlanma gerektiğini kafada oluşturuyorlar. Ve Borcu olduğu için ona göre ayağını uzatıyor. Maaşı 5 se 2 krediye maaş yattığı gün gidiyorsa 3le yaşıyor.

    Eğer tasarrufuda borç psikoloji ile yaparsak 10yıllık sürede ev borcu ödeyeni birikim konusunda katlamış olacağımızı iddaa ediyorum.

    Ama Bu iradeyi göstermek herkese nasip olmuyor.

    Mesela Geçen ay bazı nedenlerden dolayı harcamada biraz açıldım kredi kartını tam ödeyemedim üstüne nakit avans kullandım, bu nedenle bu ay harcamalara daha dikkat ederek dengelemeye çalıştım, birikim stratejisinden sapmadığım için faiz ödeyecek olmama rağmen huzurlu hissediyorum.




    Sent from my iPhone using hisse.net mobile app

  2.  Alıntı Originally Posted by oguzvortex19 Yazıyı Oku
    Mantıklı bir yaklaşım, ev borcu olan adam neyi savunuyor: borçlanmadan birikim yapmak zor diyor. Ev almak için araba almak için borçlanma gerektiğini kafada oluşturuyorlar. Ve Borcu olduğu için ona göre ayağını uzatıyor. Maaşı 5 se 2 krediye maaş yattığı gün gidiyorsa 3le yaşıyor.

    Eğer tasarrufuda borç psikoloji ile yaparsak 10yıllık sürede ev borcu ödeyeni birikim konusunda katlamış olacağımızı iddaa ediyorum.

    Ama Bu iradeyi göstermek herkese nasip olmuyor.

    Mesela Geçen ay bazı nedenlerden dolayı harcamada biraz açıldım kredi kartını tam ödeyemedim üstüne nakit avans kullandım, bu nedenle bu ay harcamalara daha dikkat ederek dengelemeye çalıştım, birikim stratejisinden sapmadığım için faiz ödeyecek olmama rağmen huzurlu hissediyorum.




    Sent from my iPhone using hisse.net mobile app
    Oğuz senden beklemezdim

    Bence servisi kötülediği için değil, geç saatlere kadar çalıştığı için servise binemediğini vurguluyor...Aslında bu anlatımda, esas vurgu "ne kadar çok çalışıyorum, işlerim çok fazla" teması...beyaz yaka her zaman çok yoğundur, işleri hep fazladır boş boş hayal kurarken yakalarsın, ama o projedeki sorunlu bir durumu nasıl çözeceğini düşünüyordur

    Bir ara "mezeleri güzel" diye bir kitabın lafı geçmişti...okudum, beğendim..beyaz yaka hayatları anlatıyor, bildiğimiz şeyler, ama yine de esprili şekilde anlatıldığı için keyifli.

  3.  Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    Oğuz senden beklemezdim

    Bence servisi kötülediği için değil, geç saatlere kadar çalıştığı için servise binemediğini vurguluyor...Aslında bu anlatımda, esas vurgu "ne kadar çok çalışıyorum, işlerim çok fazla" teması...beyaz yaka her zaman çok yoğundur, işleri hep fazladır boş boş hayal kurarken yakalarsın, ama o projedeki sorunlu bir durumu nasıl çözeceğini düşünüyordur

    Bir ara "mezeleri güzel" diye bir kitabın lafı geçmişti...okudum, beğendim..beyaz yaka hayatları anlatıyor, bildiğimiz şeyler, ama yine de esprili şekilde anlatıldığı için keyifli.
    Beyaz yaka ve "çok çalışıyorum, işler yetişmiyor" motto su üzerine bir hikaye anlatayım....bizzat ben yaşamadım ama bizim şirkette şahit olan arkadaşlar anlatıyor,

    Bir gün HR dan 2 arkadaş gelmiş, tabii ki tüm arkadaşlar kafaları ekranda, "çok yoğun" çalışıyorlar...bir arkadaşa "x bey 5 dk görüşebilir miyiz?" derler..40 lı yaşlardaki arkadaş doğal olarak heyecanlanır "ee, kem küm, bir mail var çok önemli onu atayım"...HR dan bayan arkadaş 1 dk bekler, bizim eleman harıl hurul mail yazıyor...Bitireceği yok....En son dayanamaz, " x bey maili atmasanız da olur, iş aktinizi sonlandırmaya geldik".

    Evet, çoğu beyaz yaka saf ve masumdur, bir koyun kadar hem de...Hani koyun kesilmeden biraz önce uzatılan otu mutlu mutlu yer ya...sonra da uzatır kafasını usul usul bıçağın önüne.

  4.  Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    Beyaz yaka ve "çok çalışıyorum, işler yetişmiyor" motto su üzerine bir hikaye anlatayım....bizzat ben yaşamadım ama bizim şirkette şahit olan arkadaşlar anlatıyor,

    Bir gün HR dan 2 arkadaş gelmiş, tabii ki tüm arkadaşlar kafaları ekranda, "çok yoğun" çalışıyorlar...bir arkadaşa "x bey 5 dk görüşebilir miyiz?" derler..40 lı yaşlardaki arkadaş doğal olarak heyecanlanır "ee, kem küm, bir mail var çok önemli onu atayım"...HR dan bayan arkadaş 1 dk bekler, bizim eleman harıl hurul mail yazıyor...Bitireceği yok....En son dayanamaz, " x bey maili atmasanız da olur, iş aktinizi sonlandırmaya geldik".

    Evet, çoğu beyaz yaka saf ve masumdur, bir koyun kadar hem de...Hani koyun kesilmeden biraz önce uzatılan otu mutlu mutlu yer ya...sonra da uzatır kafasını usul usul bıçağın önüne.
    Üzücü bir durum ama bazıları da haketmiyor değil.

    Bunların temel sebebi İK, aranılan işe yanlış kişinin yerleştirilmesi, yada süreç içerisinde değişen organizasyonda yanlış pozisyonlama. marketing, proje arge ve üretim/bakım da çalışmış biri olarak.

    Kariyerime üretim/bakım da devam ediyor olsaydım bende kendimi ileride kovardım


    Sent from my iPhone using hisse.net mobile app

  5.  Alıntı Originally Posted by Cautionary Yazıyı Oku
    Beyaz yaka ve "çok çalışıyorum, işler yetişmiyor" motto su üzerine bir hikaye anlatayım....bizzat ben yaşamadım ama bizim şirkette şahit olan arkadaşlar anlatıyor,

    Bir gün HR dan 2 arkadaş gelmiş, tabii ki tüm arkadaşlar kafaları ekranda, "çok yoğun" çalışıyorlar...bir arkadaşa "x bey 5 dk görüşebilir miyiz?" derler..40 lı yaşlardaki arkadaş doğal olarak heyecanlanır "ee, kem küm, bir mail var çok önemli onu atayım"...HR dan bayan arkadaş 1 dk bekler, bizim eleman harıl hurul mail yazıyor...Bitireceği yok....En son dayanamaz, " x bey maili atmasanız da olur, iş aktinizi sonlandırmaya geldik".

    Evet, çoğu beyaz yaka saf ve masumdur, bir koyun kadar hem de...Hani koyun kesilmeden biraz önce uzatılan otu mutlu mutlu yer ya...sonra da uzatır kafasını usul usul bıçağın önüne.
    Valla Sayın Cautionary ben 35 seneye yakın Beyaz Yaka olarak çalıştım. Sizin kadar beyaz yaka çalışmaya negatifini hiç görmedim. Üstelik çok uzun süre böyle çalışmışsınız ve üst düzeylere gelmiş bir sürüde birikim yapmışsınız bu süre zarfında. Açıkçası çok şaşırıyorum ama elbette herkesin değişik bir hikayesi olduğundan, beyaz yaka ile ilgili görüşlerinizin büyük kısmına katılmasamda saygı duyuyorum.

    Bazı söylemleriniz, eğer üstüme alınacak olsam incitici dahi olabiliyor. Ben hiç kendimi 35 sene beyaz yakalı olduğum için koyun gibi filan hissetmedim.

    Beyaz yaka, ticaret, siyaset veya her ne olursa olsun hep karşılıklı alış veriştir olay. Koşullar veya seçimler sonucu beyaz yaka olunduktan sonra, işveren-işyapan olarak alışverişe döner ilişki. Hayatta hiç bir şey adil değilken, bu ilişkide adalet beklemek nafile bir beklentidir.

    Becerisi olan ve tesis edilmiş olan işveren-işyapan alışveriş ilişkisini beğenmeyen, adil bulmayan şansını istediği zaman istediği şekilde başka bir mecrada deneyebilir. Hem denemeye cesaretimiz olmaz hem tesis edilmiş ilişkiyi beğenmez birde üstüne herşeyden şikayet edecek olursak, bence asıl adil olmayan doğru olmayan bu olur.

    Öyle veya böyle milyonlarca insanın içinde bulunduğu bir çalışma şeklinin bu cümlelerle anılması beni rahatsız ediyor.

    Başlık beyaz yakaya yön vermek, deneyim paylaşmak ve belki ileri dönemlerine yardımcı olabilecek yatırımlar nasıl yaratılır üzerine ve son derece yapıcı. Ama bu başlığın muhataplarının böyle anılması kırıcı olabiliyor.

    Sizinle bir polemik peşinde değilim. Düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu yüzden bu konuda cevabınız olursa saygı duyarım ama cevaplamama hakkımı kullanacağım.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

  6.  Alıntı Originally Posted by ctugrul Yazıyı Oku
    Valla Sayın Cautionary ben 35 seneye yakın Beyaz Yaka olarak çalıştım. Sizin kadar beyaz yaka çalışmaya negatifini hiç görmedim. Üstelik çok uzun süre böyle çalışmışsınız ve üst düzeylere gelmiş bir sürüde birikim yapmışsınız bu süre zarfında. Açıkçası çok şaşırıyorum ama elbette herkesin değişik bir hikayesi olduğundan, beyaz yaka ile ilgili görüşlerinizin büyük kısmına katılmasamda saygı duyuyorum.

    Bazı söylemleriniz, eğer üstüme alınacak olsam incitici dahi olabiliyor. Ben hiç kendimi 35 sene beyaz yakalı olduğum için koyun gibi filan hissetmedim.

    Beyaz yaka, ticaret, siyaset veya her ne olursa olsun hep karşılıklı alış veriştir olay. Koşullar veya seçimler sonucu beyaz yaka olunduktan sonra, işveren-işyapan olarak alışverişe döner ilişki. Hayatta hiç bir şey adil değilken, bu ilişkide adalet beklemek nafile bir beklentidir.

    Becerisi olan ve tesis edilmiş olan işveren-işyapan alışveriş ilişkisini beğenmeyen, adil bulmayan şansını istediği zaman istediği şekilde başka bir mecrada deneyebilir. Hem denemeye cesaretimiz olmaz hem tesis edilmiş ilişkiyi beğenmez birde üstüne herşeyden şikayet edecek olursak, bence asıl adil olmayan doğru olmayan bu olur.

    Öyle veya böyle milyonlarca insanın içinde bulunduğu bir çalışma şeklinin bu cümlelerle anılması beni rahatsız ediyor.

    Başlık beyaz yakaya yön vermek, deneyim paylaşmak ve belki ileri dönemlerine yardımcı olabilecek yatırımlar nasıl yaratılır üzerine ve son derece yapıcı. Ama bu başlığın muhataplarının böyle anılması kırıcı olabiliyor.

    Sizinle bir polemik peşinde değilim. Düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu yüzden bu konuda cevabınız olursa saygı duyarım ama cevaplamama hakkımı kullanacağım.


    Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
    sevgili ctugrul,

    sizinle beraber bir arkadaş daha bu yazıların bir miktar ofansif olduğunu ifade etmişti. Acaba genel de sizin gibi mi düşünüyor?

    çünkü başlığın aktif katılımcısı olanların pozisyonumu ve görüşlerimi anladığını düşünüyordum, demek ki iyi anlatamamıştım.

    sizin nezdinizde, sizin gibi düşünüp belki bu fikrini ifade etmemiş olanlar da vardır diyerek, detaylı bir açıklama yapayım, durumu netleştireyim.

    i-) Öncelikle 20 sene kadar beyaz yaka olarak çalışmış, 6 aydır erken emekli modunda biriyim, muhtemelen çocuklarım da beyaz yaka olacak. Şu an 10 arkadaşımın 9 u beyaz yaka. Yani sistematik olarak beyaz yaka diye anılan kitleye kötü duygular beslemem mümkün değil. Hal böyle iken, benim bazı yanlışları eleştirmem, bazı davranışları da ti ye almam tuhaf gelmemli, kişi sevdiğini de eleştirebilir.

    ii-) Benim esas eleştirim, sistematik olarak beyaz yaka değersizleştiriliyor, yıldan yıla hakları kırpılıyor. Ve pek çok beyaz yaka bu durumun farkında değil. Beyaz yakanın %99 u vergisini kuruşuna kadar öder, iyi eğitimlidir, etik değerleri ve çevre bilinci-insan ve canlı hakları vs gibi konularda türkiye ortalamasının çok üstündedir. Yine %90 ı şark kurnazı değildir vsvs.

    iii-) Yani insan olarak iyi niteliklere sahip, ülkenin katma değerli üretim yapıp modernleşmesi için olmazsa olmaz olan bu kesim her geçen yıl zayıflıyor, ya da zayıflatılıyor. Bu aslında dünyanın geneli için geçerli bir trend bile sayılabilir, eğitimli kesimin dünya gmsh sından aldığı pay her geçen gün azalıyor. Yani bu kesim görece olarak gelirden daha az pay alıp, fakirleşiyor.

    93-2007 arası beyaz yaka için altın çağşlardı. Farklı sektörlerde farklı altın dönemler yaşansa da, ortalamada bu yıllar en iyi yıllardır diyebiliriz. 2007 sonrası, özellikle dünyanın gördüğü en büyük krizlerden olan abd finans krizi sonrası hızla bu kesime verilen değer azalmaya başladı. Ülkemizde de mantar gibi türeyen üniversiteler, ahbap çavuş ekonomisinin, hatırlı tanıdıkların etkisinin artması dünya genelinde oluşan bu trendi ülkemizde daha radikal olarak yaşattı.

    19 sene önce işe girdiğimde, 6. ayda yurt dışına bir hafta eğitime gönderildim. Eğitim yanında, bir nevi bonustu bu..Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde, hatrı sayılır bir harcırahla bir hafta kaldık, gezdik, eğlendik vs...İlk 10 yıl el üstünde tutulduğumu hissettim, 2001 de türkiye tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşamamıza rağmen bu görüşteyim...Dediğim gibi 2007-2009 dünya finans krizi sonrası dünyanın genelinde beyaz yaka için bazı şeyler değişmeye başladı.

    Kişisel bir sorunum olmadı, hatta ayrılırken kimseyle küs değildim. Yani yazdıklarım yaşanmış belli olumsuzluklara dayanmıyor. 18 sene boyunca hiç bir amirim benimle emir kipiyle konuşmadı, onurumu zedeleyecek bir laf etmedi, ya da edilmesine müsade etmedim diyim. Maddi olarak sahip olduklarımın çoğu da yaptığım iş sayesinde oldu, yani nankörlük vs yapmak niyetinde değilim.

    Ben bir durum tespiti yapıyorum. Ve uyarıyorum, gidişatı anlatıyorum. Bu kesim haddini bilerek yaşamalı, işçi olduğunu unutmamalı, ve patron gibi değil, mütevazi bir hayat sürmeli diyorum.

    Belki %10-20 zaten olayın farkındadır, zaten ona göre yaşıyordur bu kesim. Siz ve bu başlıktaki arkadaşların çoğu bu kapsama giriyordur. Öyle olmasa, tasarruf-birikim-yatırım vs üzerine kafa patlatmayız burada. Önemli olan çoğunluk ne düşünüyor, nasıl yaşıyor, geleceğe dönük neler planlıyor.

    Yaşı 50 ye gelmiş, karı-koca 25 sene iyi şirketlerde iyi maaşlarla çalışmış beyaz yakalı bir çift, her performans döneminde ya düşük not alırsam, ya işten atılırsam korkusu yaşıyorsa...kusura bakmasınlar, ben sadece acıma duygusu hissederim.

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •