Sayfa 2929/7020 İlkİlk ... 192924292829287929192927292829292930293129392979302934293929 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 23,425 - 23,432 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Italyan tenor Luciano Pavarotti'nin dogum yildonumu (12 Ekim 1935)





    "Muzikli bir yasam guzel gecirilmistir ve bu yuzden kendimi muzige adadim."



    "Muzik dinlemek icin herhangi bir beyin gerekmez. / Non hai bisogno di un cervello per ascoltare la musica."

  2. L. Frank Baum'un romanindan uyarlanan ve Victor Fleming'in yonettigi Oz Buyucusu (The Wizard of Oz - Il mago di Oz) filminin cekimleri 12 Ekim 1938 tarihinde basladi.



    "Unutma, duygusal dostum; kalp, ne kadar sevdiginle degil, baskalari tarafindan ne kadar sevildiginle degerlendirilir."

  3. Italyan sarkici ve sarki sozu yazari Luca Carboni'nin dogum gunu (12 Ekim 1962)

    senin icin bir gul senin icin cunku buradasin
    senin icin bir gul sana asla vermedigim
    bir parti senin icin senin icin cunku buradasin



    una rosa per te per te che ci sei
    una rosa per te non te l'ho data mai
    una festa per te per te che ci sei

  4. Golden Globe ve Emmy Odullu Avustralyali aktor, sarkici ve yapimci Hugh (Michael) Jackman'in dogum gunu (12 Ekim 1968)






  5. Ingiliz bilimkurgu yazari Douglas (Noel) Adams, Otostopcunun Galaksi Rehberi (The Hitchhiker's Guide to the Galaxy - Guida galattica per gli autostoppisti) romanini 12 Ekim 1979’da Pan Books araciligiyla Ingiltere’de yayimladi.

    "Resmin beni endiselendirdigini soylemeliyim. Salin onunde yuzmekte olan bir su samuru vardi ve ben, bu samurun sala binmesi bile gerekmeyen butun o zavalli hayvanlar da uzerindeyken sali cekmek zorunda kalmasina uzulur, uyku uyuyamazdim. Samurun sali cektigi kuyrugu oylesine inceydi ki devamli cekilmek yuzunden aciyor olmasi gerektigini dusundum. Bu beni endiselendirirdi. Cok degil, belli belirsiz, ama devamli olarak. Sonra bir gun -ama bu resme yillar boyu her gece baktigimi unutma- ansizin salin bir yelkenli oldugunu fark ettim. Daha once bunu hic gormemistim. Samur iyiydi. O, sala yalnizca refakat ediyordu."



    “The picture worried me, I must say. There was an otter swimming in front of the raft, and I used to lie awake at night worrying about this otter having to pull the raft, with all these wretched animals on it who shouldn't even be on a raft, and the otter had such a thin tail to pull it with I thought it must hurt pulling it all the time. Worried me. Not badly, but just vaguely, all the time. “Then one day — and remember I’d been looking at this picture every night for years — I suddenly noticed that the raft had a sail. Never seen it before. The otter was fine, he was just swimming along.”

  6. Whitney Houston’in The Bodyguard muzikalinin promiyerini 12 Ekim 1987 tarihinde Avustralya'da yapti.




  7. Rus yazar Arkadi Natanovic Strugatski’nin olum yildonumu (12 Ekim 1991)

    "Yakinda hayvanat bahcelerinde Mars'tan ve Venus'ten hayret verici hayvanlar da gorunmeye baslanir. Evet, kuskusuz onlara bakacak ve kahkahalar patlatacagiz ama zaten bunlari coktandir bekliyorduk ve ortaya cikmalarini gormek icin de gayet iyi hazirlanmistik. Eger bu hayvanlar ortaya cikmasa ya da bizim kedilerimize ve kopeklerimize benzedikleri ortaya ciksa cok daha fazla etkileniriz. Kural olarak, inandigimiz (ve cogunlukla da koru korune inandigimiz) bilim epeydir bizi yaklasan mucizelere hazirliyor ve ongorulmemis bir seyle karsilastigimizda, ancak o zaman psikolojik bir sok geciriyoruz: yani dorduncu boyutta bir delik ya da biyolojik bir telsiz baglantisi ya da canli bir gezegen gibi bir seyle."



    “Soon the zoos and museums will be showing amazing animals, the first creatures from Mars or Venus. Yes of course, we'll gape at them and slap our thighs, but we've been expecting these animals for a long time already and we're well prepared for them to put in an appearance. We'd be far more amazed and disappointed if these animals proved not to exist at all, or to resemble our cats and dogs. s a rule, the science in which we believe (quite often blindly) prepares us long in advance for the miracles that lie ahead, nd we only suffer psychological shock when we come up against the unforeseen, like some hole through into the fourth dimension, or biological radio communication or a living planet.”

  8. Turk yazar Orhan Pamuk, 'Kentinin melankolik ruhunun izlerini surerken kulturlerin birbiriyle catismasi ve orulmesi icin yeni simgeler bulan' gerekcesiyle kazandigi Nobel Edebiyat Odulunu 12 Ekim 2006 tarihinde aldi.

    (Il 12 ottobre 2006 Scrittore turco Orhan Pamuk viene insignito del Premio Nobel per la Letteratura, diventando così il primo turco a ricevere il prestigioso riconoscimento. / Turkish novelist Orhan Pamuk received the Nobel Prize for Literature on October 12, 2006)

    "Hayata bir seferlik araba yolculuguna bitince yeniden baslayamazsin, ama elinde bir kitap varsa, ne kadar karisik ve anlasilmaz olursa olsun, o kitap, bittigi zaman, anlasilmaz olan seyi ve hayati yeniden anlayabilmek icin istersen basa donup biten kitabi yeniden okuyabilirsin."



    "Non si può ricominciare la propria vita; quel viaggio a senso unico, una volta concluso, non lo si può rifare; se però si ha un libro in mano, e anche se quel libro è confuso e misterioso, dopo che lo si è terminato, lo si può riprendere dall'inizio, se si vuole, lo si può rileggere per tentare di capire l'incomprensibile, per capire la vita."



    "Simdi bir oluyum ben, bir ceset, bir kuyunun dibinde. Son nefesimi vereli cok oldu, kalbim coktan durdu, ama alcak katilim haric kimse basima gelenleri bilmiyor. O ise, igrenc rezil, beni oldurdugunden iyice emin olmak icin nefesimi dinledi, nabzima bakti, sonra bogrume bir tekme atti, beni kuyuya tasidi, kaldirip asagi birakti. Tasla onceden kirdigi kafatasim kuyuya duserken parca parca oldu, yuzum, alnim, yanaklarim ezildi yok oldu; kemiklerim kirildi, agzim kanla doldu.”



    “Adesso io sono un morto, un cadavere in fondo a un pozzo. Ho esalato l'ultimo respiro ormai da tempo, il mio cuore si è fermato, ma, a parte quel vigliacco del mio assassino, nessuno sa cosa mi sia successo. Lui, il disgraziato schifoso, per essere sicuro di avermi ucciso ha ascoltato il mio respiro, ha tastato il mio polso, mi ha dato un calcio nel fianco, mi ha portato al pozzo e mi ha preso in braccio per poi buttarmici dentro. La testa me l'aveva già spaccata a colpi di pietra, e cadendo nel pozzo è andata in pezzi, la mia faccia, la fronte e le guance, è rimasta schiacciata, è scomparsa, le ossa si sono spezzate, la bocca si è riempita di sangue.”

Sayfa 2929/7020 İlkİlk ... 192924292829287929192927292829292930293129392979302934293929 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •