
Originally Posted by
deniz43
Doğru,döviz kurlarının yükselmesi prensip olarak turizm gelirlerini arttırır,ithalat harcamalarını düşürür.Ama kurun artması "devletin müsaade" etmesine bağlı değildir,eğer serbest piyasa ekonomisi geçerliyse çok sayıda parametre kurların seviyesini belirler(dış ticaret dengesi,doğrudan ve portföy dış yatırımları,yabancı para cinsinden hizmet gelir ve giderleri,merkez bankasının döviz rezervleri,reel politika faizi...)
Kurların artmasını eğer ekonomi isteseydi gereksiz yere geçen sene başından bu yana kabaca 110 milyar dolar rezervini buharlaştırmazdı.
Bir şey daha..Döviz kurlarının artmasını isteyen ekonomi yönetimi asla iç piyasada döviz ve altın cinsinden borçlanmaz,bu bile bile ayağına kurşun sıkmak demek.Döviz kurları arttığı zaman devletin borçları da zıplar..
Eski dönemlerde böyle bir hata yapılmış iç piyasada da döviz cinsinden borçlanılmıştı ve sonucunda 2001 ekonomik krizini hazırlayan nedenlerinden biri oldu.Sonra büyük gayretlerle içerideki döviz borçlanması sıfırlandı,2018 yılına kadar içeride döviz borcu sıfırdı,Kasım 2018 yılında ise sadece 0.3. milyar dolardı.Ama deneyimli eski Hazine tepe bürokratlarının bütün uyarılarına rağmen son 2 yılda döviz ve altın cinsinden büyük tutarda borçlanmaya gidildi ve içeriye olan döviz ve altın borcu şu anda 31.4 milyar dolara ulaşmış durumda,ayrıca bu hafta yine iç piyasaya döviz cinsinden tahvil satılarak borçlanılacak.Sonuç olarak merkezi yönetimin toplam iç-dış döviz borcu 128,5 milyar dolara çıkmış ve toplam iç-dış borcunun %52'sine ulaşmış durumda. Yüksek oranlı bir devalüasyonda kamu borcu/gsyih oranı çok yüksek oranlara çıkabilir,üstelik bu rakama Hazine garantili şehir hastaneleri,köprüler,yollar,hava alanları,tüneller kamu-özel ortaklığı kapsamındaki 145 milyar dolarlık verilen gelir garantisi dahil değil....Çok büyük bir hata.Devletler iç piyasaya sadece kendi parası cinsinden borçlanmalı...
Yer İmleri