
Originally Posted by
tospa
Tahmin ettiğim gibi hem AB hemde CAATSA yaptırımları beklentilerin aksine tırt çıktı. CAATSA tamamen askeri finansal hiçbir madde yok. Askeri kısmıda SSB yani Başkanlık düzeyinde. Milli Savunma Bakanlığı na uygulanan herhangi bir yaptırım yok. Arka kapı açık bırakılmış yani. ABD ile olan işlemlerde SSB ye bağlı işlerde lisans iptalleri can sıkıcı sadece. Hali hazırda çok sert örtülü bir ambargo vardı zaten.
Biden koltuğa oturduktan sonra görüşmeler başlar. S400 hikaye elbet:
Caatsa maatsa hikaye eksi rezerve bakmak lazım.
Hükümetin fecaat dış politikasını yıllarca eleştirdik haklı olarak. Fakat olaylar öyle bir yere geldiki bugün muhalefet başa geçse mevcut sorunlardan çok büyük tavizler veremez. Bunu anlamak lazım. Olay S400 ler falan değil elbet. S400 sadece kılıf oldu. Ha bu s400 alımı hatalıydı gerçeğini asla değiştirmez.
S400 olmasa, Suriye kuzeyi olur, Doğu Akdeniz olur, Karabağ olur, olur da olur.
S400 olmasaydı F35 lerin sorunsuz teslimatı yine olmayacaktı. Fırat'ın doğusuna operasyon başladığı gibi yine aynı şey olacaktı.
Artık yönetenlerin hatalarını vs yazmaktan gına geldi. Öyle yaptı böyle yaptı. Geçmişe dönük serzenişler hiçbir şey kazandırmıyor. Onca hata yapıldı halk cezasını keser dedik kesmedi kardeşim kesmedi ne yapalım.
Mevcut dış politika da ilk yapılması gereken İsrail ile bir an önce ilişkileri normalleştirmek. Çok geç kalındı. Bu hükümet ile olur mu bilmiyorum. Bazı adımlar atıyorlar bakalım.
Yine linç edenler çıkacaktır biliyorum canları sağolsun.
Ama mevcut durum da ciddi manada Beka problemlerimiz var. Bu beka problemlerini iktidar değişikliği ile çözülecek cinsten de değil. Ben olaya bu pencereden bakıyorum.Hiç bir iktidarın geri adım atamayacağı dış politika konularımız var.
Ha mevcut yönetimle bu süreçten sapa salim çıkabilir miyiz, inanın bilmiyorum.
Şimdi yine şöyle oldu böyle oldu bunun hatası şunun hatası yediler içtiler kendi bekaları,Müslüman Kardeşler vs yazanlar çıkacak. Baştan söylüyorum biliyoruz canım abim, biliyoruz canım kardeşim. Binlerce defa yazdık çizdik hep birlikte. Eleştirdik, şaşırdık, sinir krizleri geçirdik. Ama bundan sonra ne yapacağız, ne edeceğiz önemli olan bu. Öyle bir yere geldikti artık geçmişi eleştirmek çok boş.
Ülkemin adının İran, Kuzey Kore gibi ülkelerle birlikte anılmasından bende rahatsızım en az herkes kadar. Fakat bu algıyı değiştirmede sadece bizim politikamızı, düşüncemizi değiştirmemiz yeterli değil. Sonuna kadar haklarımız var, haklı güvenlik kaygılarımız var. Sadece biz değil Batı dünyası da fikrini, bize bakışını değiştirmeli. Esas mesele de bu zaten.
Hükümetler gelir geçer esas olan devlettir. Mevcut durumda dış politikadaki devletsel sorunlarımız hükümetsel sorunları çoktan aştı. Olası iktidar değişikliği mevcut dış politikadaki ana sorunlarımızı asla çözmeyecektir. Uzun soluklu zorlu bir mücadele var önümüzde. Kah bu iktidarla kah yeni gelecek olanlar ile. Milletçe, devletçe buna hazırlanmalıyız.
Yer İmleri