Aşılara, çalışmalar eksikde olsa drumun aciliyeti nedeniyle acil onamlar veriliyo, Hükümetler ve saglık örgütleri herşeyin farkında riski mecburen alıyorlar,
FDA onayı almak aslında cok zor, elin amerikası kolay kolay ilaçlara aşılara ruhsat vermez, onlarda bizdeki gibi yürümüyor işler, görecelide olsa bu kurumlar bağımsız.
Yoğun bakım süreci atlatan bi cok hasta evde oksijen cihazıyla yaşıyo, çoğunun akviğeri fibrosizle iyileşiyor,3-5 yıla akciğerleri bitecek belki
Covitinde uzun dönem etkilerini bilmiyoruz, 3-5 yıl sonra akçiğer kanseri insidansinda yükselişler görebiliriz,
Hep aşının tedavinin uzun dönem riskleri sorgulanıyor, kimse hastalığın ilerde neler yapabileceğini konuşmuyor
Hastalığın da tedavilerinde henüz doğru düzgün bilimsel verisi olmamasına rağmen,
Bu kadar ülke bu hastalıktan kurtulmak için her şeyi göze almış, daha olmayan aşıların parasını ödemiş, sıraya girmiş, dünyayı yöneten iki ülke ABD ve ingiltere aşıları gücünden dolayı herkesten önce kapmış halkını aşılıyor,
Biz götümüze cip takcakları tartışıyoz, gerçekten vatantsşı olmasan eğlenceli bir ülkeyiz
Redmi Note 8 Pro cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Herkes her şey görüyor ama kendi çıkarları gereği düzeltme gayretine girmiyor yahut elinden gelmiyor.
YaHut adam bilnem ne Bakanlığında 8 bin lira maaşlı bir memur, milyonluk adamın tekerine nasıl çomak soksun . Kendisine bir güvence veren yok ki .
Sene 2010 , devletin 480 bin lirasını kurtardım, 200 bin dolar vardır galiba, anamdan emdiğim sütü burnumdan getireceklerdi ama gayriresmi olarak başedebildim .
Dün Ressam abi anlattı ya , müdür olduğu halde ustabaşı gözdağı vermiş.
BU ÜLKE VATANSEVERLERİN KENDİSİNE HİZMET ETMESİNE İZİN VERMİYOR.
Çünkü alayı paraya tapıyor, insan hayatının onlar için bir önemi yok. Doktor baştabip Profesör dediğin adamın yazdığı kitaplara bak hizaya gel. Klavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz demiş atalarımız.
"Masonluk artık sadece tıp âleminde güç odağıdır"
https://www.mason.org.tr/asim-akin
Prof Dr. Asım Akin
2005 - 2007
1940 yılında İstanbul da doğdu. Sen Josef lisesinden 1959 yılında, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden de 1965 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda asistanlık eğitimine başladı ve 1969 yılında uzman, 1975 yılında doçent, 1982 yılında profesör oldu. Daha sonra Nükleer Tıp dalında da uzmanlık eğitimi aldı ve 1978 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı'nın kurucusu oldu ve bundan sonra öğretim üyeliği görevini bu dalda yürüttü.
1982 yılında halen Çağ Laboratuvarları ve Çağ Hastanesi olarak etkinliğini sürdürmekte olan Çağ Tıp Merkezi'ni kurdu. Mini Türk Tıp Akademisi, Türkiye Nükleer Tıp Derneği ve European Association of Nuclear Medicine adlı derneklerin üyesidir.
Masonik yasamı 1973 yılında Çağ Locasında başladı. 1995 yılında kurucu olarak And Locası üyesi oldu. Her iki Locada da çeşitli görevlerde bulundu. 1999 yılında And Locası Üstad-ı Muhteremi oldu. 2001 yılında seçildiği Büyük Görevliler Kurulunda Büyük Üstat Kaymakamlığı dahil çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 2005 yılında Büyük Üstat oldu.
Çeşitli komisyon, komite ve kurullarda başkan veya üye olarak yer aldı. Anadolu Güneşi Araştırma Locası’nın ilk başkanı oldu.
Temel Nükleer Tıp" adlı bir ders kitabının ve yurt içinde ve yurt dışındaki dergilerde yayınlanmış olan 200’ü aşkın bilimsel makalenin yazarıdır. Masonluk alanında da önemli düşünsel çalışmalar yapmış olup "Masonluğun Kökenleri", "Tarih Boyunca Masonluk", "Evrende İnsan", "Masonluk ve/veya Pozitif Düşünmenin Soyağacı", "Masonluğun Kültür ve Mesajı" adlı eserlerin yazarıdır. Çeşitli masonik toplantılarda konuşmacı ve yönetici olarak görev almış ve her üç vadideki localarda masonik ve kültürel konularda sayısız konuşmalar yapmıştır.
Bizim okumuşlarımız bile şahsi hırs ve öfkelerinden arınmayı beceremiyorken cahillerimiz ne yapsın ! Bilimsel kriterlere göre bir ücret sistemi kurulmalı ve hiç bir siyasetçi bununla oynamamalı. Özellikle belli meslek gruplarına çeşitli saiklerle farklı uygulama yapıldıkça diğerlerinin tepkisine neden olmakta. Bu durum çalışma barışını bozuyor. Zaten yeterince ayrışma nedeni olan ( dinsel, mezhepsel, ırksal, bölgesel vb. ) milleti bir de ücret dengesizliğinden ayrıştırdığınızda aile içine kadar kavga sokuluyor.
https://twitter.com/search?q=%23%C3%...ertical=trends
Yukardaki linkte olduğu gibi, Öğretmenlere özel değilde tüm kamu çalışanlarına ve emeklilerine bu oran talep edilseydi çok akıllıca olurdu. Hiç kimsenin eleştirisine muhatap olunmaz geniş kitlelerin desteğini alırlardı.
Öğretmen bekçiye verilen maaşı, doktor öğretmene verilen maaşı, polis askere verilen maaşı emsal gösterdikçe hiç bir yere varamazlar.
Cep telefonları ile o çip çoktan takıldı da kimsenin haberi yok. Milli Güvenlik sorunu diye Huawei'ye bağırtıra bağırtıra ana server'i İngiltere'ye taşıttılar. Ya da bir teknoloji şirketlerini Çin alacak diye yine aynı kaygıyla ortalık ayağa kalktı. Trump'ın TicToc mevzusu ha keza aynı.
Sorun şu, doğru nedir?
Ütopik olarak, 8 milyarlık dünyanın hepsi Covid'e yakalansa ve %2.5 u ölse ne yapar; 200 milyon. Peki bu mRNA aşısı uzun vadede ters teper de, genetik bozukluklara, kansere henüz bilinmeyen bir şeye yol açar da 1 milyar kişi ölür ya da sakat kalırsa, ya da üreme yeteneğinin kısıtlanmasını gerektirecek (kendiliğinden veya zorla) bir şeye evrilirse. Hangisi doğru?
Misal, SSCB Hitleri yeneceğim diye, 2 nci Dünya Savaşındaki toplam kaybın kat be kat üzerinde kendi öz insanının savaşta ölmesine yol açtı. Herkes Yahudi soykırımını konuşuyor, Stalin 100 katında kendi insanın ölmesine yol açtı, sürdü insan gücünü savaşa kıydı geçti. Hangisi doğru? Tarihin yazdıkları mı?
Kısa vadede doğru olan uzun vadede korkunç bir yanlış da olabilir. Komplo teorisi hepsi tamam da, Bill Gates'in neredeyse bu salgının tıpkısının aynısını bir seminerde simülasyon olarak oynamaları, bu virüsün doğal olmadığının neredeyse kesin oluşu...normal olmayan pis bir şeyler var, henüz bilmiyoruz.
Yer İmleri