Bana kalırsa.

[akresta]

Muhabbet içindir:

Alicemal seni niye seçelim? Sen niye bizi kurtarasın? Sen kendini neden yorasin ? Biz Neden fani bir bireyin sıhhatine, mantığına, iradesine bağımlı olalım?

Unutma memnun olmadığın şu anki yönetim de (ve bundan öncekiler ile sonra gelecekler ) temiz söylemle, halkı kurtarmak için geldiler. Hz ömerin adaleti, toprakların ve kalkınmanın bereketi diyerek geldiler.

Asla unutmuyorum şu hikâyeyi anlatıyorlardı :


Hazreti Ömer'in oğlu Abdullah babasını ölümünden tam bir sene sonra rüyasında benzi sararmış olarak görüp:

— Babacığım senin benzin kırmızı idi. Ne oldu da bu kadar sarardın? diye sordu.

Hazreti Ömer:

— Oğlum bir seneden beri Allah'a hesap veriyordum, daha yeni çıktım. Benzim ondan sararmıştır, diye cevap verdi. Abdullah ibni Ömer (r.a.) tekrar sordu:

— Babacığım hesap nasıl geçti?

— Oğlum hesapların biri bitip biri başladı. Eğer kefenimin içine koydurduğum mektup yanımda olmasaydı, işim çok zor olacaktı. o mektubun bana çok faydası oldu. Hele sadaka develerden Şirinin yuları iyice eskimişti de birkaç yerinden bağladıktan sonra kullanılamaz olunca atmıştık. Onun hesabını verirken Hak Teâlâ: «O yuları atıp Müslümanların malını zayettin,» deyince cevap verecek bir şey bulamadım.

....

Ama şimdi durum malum. Kelimeler kifayetsiz... Üzülmüyorum artık. Aptallığımıza yanalım.

Değışiyor insan. Elde imkânlar yokken adil, dürüst, mütevazi olmak kolay. Başka ne gelir ki elden? Ama yetkileri ele geçirince insan... değişiyor.

Bize ilkeleri degişmeyen bir şey lazım. Herkesi bağlayan. Herkese sorumluluk yükleyen...

(Kamuda Kimseye yetki metki yok. Sadece sorumluluk olmalı zaten! )

Coğrafyamız cüzzamlı.. Doğu milletlerinde,. İslam ülkelerinde yönetimsel sorunlar, terör, kutsallar uğruna ölümler bitmez. Vatan hep teklikededir, bayrak yere hiç inmeyecektir, iç ve dış düşmanlar daimi teyakuzdadır...Silahlanma şarttır. Ýoneticiler bunlarla uğraşmakta olduklarını hep söyler ve sıra halka, çiftçiye, yoksula, eğitime asla gelmez.

Niye gelsin ki... eğitimli insanla uğraşmak zordur. Kolay yönetemezsin. Insanları tam doyurup şımartmanın ve etraflarını temaşaya sebep olmanın manası ne?

Kafalarını işten kaldıramasınlar ki göremesinler. Kafalar aydınlanmasın ki her şeyi bilemesinler..

Bu toplumda insan kendini birey olarak gerçekleştiremez. Öyle bir şeye izin verilmez.

Sartre'in toplum sözleşmesini okuyunuz. 1762 de yazılmış, insanların o zamanlardan gelişmiş bir yonetim ve adalet arayışını, ufkunu görünüz. Ve ne kadar geri olduğumuzu....

BÜTÜN KURTARICILARA HAYIR! demedikçe daha çoook ebemizi kurtaran gelir!

[körhacı]

Sen burdaki Ömer hikayesine inandın mı şimdi? Masal anlatmışlar sana haberin yok.

Muhabbet içindir:

Alicemal seni niye seçelim? Sen niye bizi kurtarasın? Sen kendini neden yorasin ? Biz Neden fani bir bireyin sıhhatine, mantığına, iradesine bağımlı olalım?

Unutma memnun olmadığın şu anki yönetim de (ve bundan öncekiler ile sonra gelecekler ) temiz söylemle, halkı kurtarmak için geldiler. Hz ömerin adaleti, toprakların ve kalkınmanın bereketi diyerek geldiler.

Asla unutmuyorum şu hikâyeyi anlatıyorlardı :


Hazreti Ömer'in oğlu Abdullah babasını ölümünden tam bir sene sonra rüyasında benzi sararmış olarak görüp:

— Babacığım senin benzin kırmızı idi. Ne oldu da bu kadar sarardın? diye sordu.

Hazreti Ömer:

— Oğlum bir seneden beri Allah'a hesap veriyordum, daha yeni çıktım. Benzim ondan sararmıştır, diye cevap verdi. Abdullah ibni Ömer (r.a.) tekrar sordu:

— Babacığım hesap nasıl geçti?

— Oğlum hesapların biri bitip biri başladı. Eğer kefenimin içine koydurduğum mektup yanımda olmasaydı, işim çok zor olacaktı. o mektubun bana çok faydası oldu. Hele sadaka develerden Şirinin yuları iyice eskimişti de birkaç yerinden bağladıktan sonra kullanılamaz olunca atmıştık. Onun hesabını verirken Hak Teâlâ: «O yuları atıp Müslümanların malını zayettin,» deyince cevap verecek bir şey bulamadım.

....

Ama şimdi durum malum. Kelimeler kifayetsiz... Üzülmüyorum artık. Aptallığımıza yanalım.

Değışiyor insan. Elde imkânlar yokken adil, dürüst, mütevazi olmak kolay. Başka ne gelir ki elden? Ama yetkileri ele geçirince insan... değişiyor.

Bize ilkeleri degişmeyen bir şey lazım. Herkesi bağlayan. Herkese sorumluluk yükleyen...

(Kamuda Kimseye yetki metki yok. Sadece sorumluluk olmalı zaten! )

Coğrafyamız cüzzamlı.. Doğu milletlerinde,. İslam ülkelerinde yönetimsel sorunlar, terör, kutsallar uğruna ölümler bitmez. Vatan hep teklikededir, bayrak yere hiç inmeyecektir, iç ve dış düşmanlar daimi teyakuzdadır...Silahlanma şarttır. Ýoneticiler bunlarla uğraşmakta olduklarını hep söyler ve sıra halka, çiftçiye, yoksula, eğitime asla gelmez.

Niye gelsin ki... eğitimli insanla uğraşmak zordur. Kolay yönetemezsin. Insanları tam doyurup şımartmanın ve etraflarını temaşaya sebep olmanın manası ne?

Kafalarını işten kaldıramasınlar ki göremesinler. Kafalar aydınlanmasın ki her şeyi bilemesinler..

Bu toplumda insan kendini birey olarak gerçekleştiremez. Öyle bir şeye izin verilmez.

Sartre'in toplum sözleşmesini okuyunuz. 1762 de yazılmış, insanların o zamanlardan gelişmiş bir yonetim ve adalet arayışını, ufkunu görünüz. Ve ne kadar geri olduğumuzu....

BÜTÜN KURTARICILARA HAYIR! demedikçe daha çoook ebemizi kurtaran gelir!

[akresta]

Sen burdaki Ömer hikayesine inandın mı şimdi? Masal anlatmışlar sana haberin yok.

Bunca yazıdan buna takiĺdıysan izah edeyim. Sorun bana masal ya da hıkaye fabl roman anlatmaları değil. Ana düşünce şu: insanlar yetki oncesi dediklerini unutur. Böyle inanan birileri ve böyle anlatımlar yapan birileri anlattığı ile çelişir.

Herkesin farklı bir masalı vardır. Kişileri aşmalıyız.