Sayfa 5966/7020 İlkİlk ... 496654665866591659565964596559665967596859766016606664666966 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 47,721 - 47,728 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Meksikali ressam Saturnino Herrán Guinchard’in dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1887 )

    La Cosecha, 1909




    The Offering, 1913


  2. Italyan illustrator, dekorator, ressam ve seramik sanatcisi Edina Altara’nin dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1898 )



    Two panels 1940s




    Panel, 1940s




    Cassettone, circa 1951


  3. Ingiliz yazar Barbara Cartland’in dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1901 )



    " Kumar bir sans isidir sevgili Serena! Bizimle beraber oyun masasina oturmadigin icin mutlu sayilabilirsin! Fakat , unutma ki, evlilik de, sansin hakim oldugu bir cesit kumardir ! "



    " But gaming is a chancy business. You are indeed fortunate that it does not yet concern you, my dear Serena. But I have heard people swear that marriage is also hazardous. "



    James Sokaginda sarhos adamlar.
    Boyali gozlu kucuk kizlari satin alirlar,
    Ayaklari kanayarak baca tirmanan cocuklar,
    Acikli feryatlarini kurumlar yutar.



    Drunken fops in St. James Street
    buy little girls with painted eyes,
    while climbing boys with bleeding feet
    choke in the soot their piteous cries

  4. Fransiz ressam Charles-Alexandre Coëssin de la Fosse’un olum yildonumu ( 9 Temmuz 1910 )

    L'Embuscade, épisode de la Chouannerie, 1883 ( Musée d'art et d'histoire de Cholet )




    Scène de pacification de la Vendée en 1795 - 9e hussard, ( 1882 )


  5. Ingiliz yazar, sanatci, sair ve illustrator Mervyn Laurence Peake’in dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1911 )



    “ Simdi kapilar savrularak acilmaya, koridorlarda sesler yankilanmaya, duvarlarda isiklar titresmeye baslayacakti. Simdi tas peteklerde ihtiraslar kilden formlar icinde dolasacakti. Gozyaslari ve tuhaf kahkahalar olacakti. Golgeli tavanlarin altinda vahsice dogumlar ve olumler yasanacakti. Ve dusler, ve siddet, ve hayal kirikliklari. Ve yakinda alev yesili bir safak sokecek. Ve sevgi isyanini haykiracak! Cunku yarin baska bir gun… ”



    “ And yet, by now there would be doors flung open; there would be echoes in the passageways, and quick lights flickering along the walls. Through honeycombs of stone would now be wandering the passions in their clay. There would be tears and there would be strange laughter. Fierce births and deaths beneath umbrageous ceilings. And dreams, and violence, and disenchantment. And there shall be a flame-green daybreak soon. And love itself will cry for insurrection! For tomorrow is also a day... ”

  6. Alman ressam Hans am Ende’nin olum yildonumu ( 9 Temmuz 1918 )

    Flusslandschaft, 20. Jahrhundert




    Destroyed House in Avion, 20. Jahrhundert


  7. Senegal ve Kamerun kokenli Fransiz sair David Diop’un dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1927 )



    Gunes piril pirildi kulubemde
    Karilarim meltemlerle salinan
    Agaclar gibi parlak ve inceydiler
    Cocuklarim buyuk nehrin sularina
    Dalarlardi, ta dibine kadar
    Kanom, timsahlarla kavga ederdi
    Sevgili ay, danslarimiza gulumserdi
    O gunlerin tam tamlari guzeldi
    Tam tamlari neseli gunlerimin
    Gecmiste kalmis ozgurluk gunlerimin.
    Sonra bir gun –bir uzun sessizlik
    Gunesin iisiklari olmustu kulubemde
    Simdi kulubem bombos.
    Karilarimin boyali agizlari
    Ezildi celik bakisli zalimlerin agizlarinda
    Cocuklarim ciplak guzelliklerini terk ettiler
    Giydiler uniformasini demirin ve kanin
    Senin sesin bile oldu
    Esirligin zinciri benim kalbimi bile kiraladi
    Ah nerde o gunlerin tam tami
    Nerde bizim atalarimizin tam tami.



    Le soleil brillait dans ma case
    Et mes femmes étaient belles et souples
    Comme les palmiers sous la brise des soirs.
    Mes enfants glissaient sur le grand fleuve
    Aux profondeurs de mort
    Et mes pirogues luttaient avec les crocodiles
    La lune, maternelle, accompagnait nos danses
    Le rythme frénétique et lourd du tam-tam,
    Tam-tam de la joie, tam-tam de l'insouciance
    Au milieu des feux de liberté.
    Puis un jour, le Silence...
    Les rayons du soleil semblèrent s'éteindre
    Dans ma case vide de sens.
    Mes femmes écrasèrent leurs bouches rougies
    Sur les lèvres minces et dures des conquérants aux yeux d'acier
    Et mes enfants quittèrent leur nudité paisible
    Pour l'uniforme de fer et de sang.
    Votre voix s'est éteinte aussi
    Les fers de l'esclavage ont déchiré mon coeur
    Tams-tams de mes nuits, tam-tams de mes pères.

  8. Ingiliz Norolog ve unlu Karisini Sapka Sanan Adam'in ( The Man Who Mistook His Wife for a Hat ) yazari Oliver Wolf Sacks'in dogum yildonumu ( 9 Temmuz 1933 )



    " Her birimiz, bir biyografi bir hikayeden ibaretiz. Her birimiz, algilarimiz, duygularimiz dusunce ve davranislarimizla bilincdisi olarak, icimizde, surekli, etkili bir anlatiyi yapilandiririz. Icsel konusmalarimiz, sozel anlatilarimiz da buna dahildir. Biyolojik ve fizyolojik acidan birbirimizden pek farkli olmasak da tarihsel olarak, hikayelerimiz acisindan hepimiz birbirimizden farkli ve ozgun kisileriz. " Karisini Sapka Sanan Adam



    " If we wish to know about a man, we ask 'what is his story--his real, inmost story?'--for each of us is a biography, a story. Each of us is a singular narrative, which is constructed, continually, unconsciously, by, through, and in us--through our perceptions, our feelings, our thoughts, our actions; and, not least, our discourse, our spoken narrations. Biologically, physiologically, we are not so different from each other; historically, as narratives--we are each of us unique. "

Sayfa 5966/7020 İlkİlk ... 496654665866591659565964596559665967596859766016606664666966 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •