
Originally Posted by
deniz43
Yeni opsiyonun eleştirisi:
-En önemli eleştiri,bu yeni uygulama tasarrufları,birikimleri enflasyondan korumuyor.Şu anda enflasyon %58(ENAG),önümüzdeki haftalarda maliyet artışlarının ürün ve fiyatlara yansıtılması ile enflasyonun %70-%80'lere yükseleceğini göreceğiz,enflasyon %70-%80'lere yükselirken %14 faiz ile bu ürüne para yatırmak binbir emekle biriktirilen tasarrufların enflasyonda reel olarak erimesidir.Buraya yatırılan paranın, enflasyonun çok altında oranlarla başkalarına borç para verilerek dar bir kesimin tasarruf sahiplerinin sırtından haksız olarak zenginleştirilmesidir,bir servet transferidir.
-Vade sonunda kur artışı kadar tasarruf sahiplerine prim verilmesi ise döviz cinsinden birikimlerin korunacağı manasına gelmez.Nasıl vadeli işlemler borsamızda döviz bazında yapılan işlemler "TL uzlaşmalı" ise ,burada vade sonunda bankanın vereceği para da TL olacak.Vade bittiğinde tekrar döviz alınmak istenirse,TL'den dönüşüm merkez bankasının kurundan değil,bankanın satış kurundan olacak ve bu döviz kuru muhtemelen çok daha yüksek olacağı için (şimdilerde bankaların döviz alım-satım fiyatları arasındaki fark 100 kuruşa kadar açılmış durumda) ele çok daha az döviz geçecek.Bir başka ihtimal de,eğer bu uygulamaya geçiş,umdukları gibi yüksek olursa,yeniden TL'den dövize geçişlerin önünü kesmek için daha önce küçük oranlı olarak getirilen kambiyo vergisinin bu sefer örneğin %20 gibi yüksek bir oranda getirilip,TL'den yeniden dövize geçişin önünü kesmek olabilir.
-Merkez Bankası bu yeni opsiyonun başarılı olabilmesi için ,hem son 1 haftada 11.340 milyar dolar sattı,hem de tüm iletişim kanalları üzerinden yoğun bir algı yönetimi yürüttü,yabancıların da noel tatili nedeniyle tatil havasında olmaları ve işlem hacminin düşmesi yardımcı oldu.İlave olarak bankalara alım satım fiyatları arasındaki makası çok açmaları talimatı verildiği için ,ekrana sadece satış emirleri geldiği,bunu karşılayan alım emirleri olmadığı için döviz kurları çok sert düştü.
-Yeni uygulama tek şartta başarılı olabilirdi.Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşma yaptığı gün,o günün merkez bankası kurundan döviz tevdiat hesaplarının TL'ye çevrilebileceğini söyleseydi,muhtemelen çok sayıda hesabın TL hesaplara dönüştürüldüğünü görebilirdik.Ama şimdi böyle bir ihtimal yok,13,14,15 ve daha yüksek seviyelerden döviz alanların 11.5 TL paritesinden döviz hesabını TL'ye çevireceğini beklemek hayal görmek olur.Çünkü uzun yıllardır döviz pozisyonunda kalan yatırımcıların ,-küçük miktarlarda zor durumda kalmış istisnalar dışında- zararına satış yapmadıklarını görüyoruz.En yakın örneği 2018 yılında dolar 7.2 TL'lere kadar yükselmişti,ve sonra 6-6.5 TL arasında yurt içi yerleşikler tarafından çok miktarda döviz satın alınmıştı.Faizlerin yükseltilmesiyle ve merkez bankasının meşhur 128 milyar dolar satışıyla, dolar 2019 yılında 5.1 TL seviyelerine kadar düştü ,ama döviz pozisyonunda olanlar zararına satmak bir yana ,dövizin fiyatını ucuz buldukları için pozisyonlarını sürekli artırdılar .İşte döviz fiyatı düştükçe döviz tevdiat hesapları rakamları ne olmuş,ispatı:
2018 ağustos:186.291
2018 aralık:189.425
2019 aralık:220.385
2020 aralık:258.528 milyar dolar.
-Ekonomi yönetimine tavsiye;bu tür "şapkadan tavşan çıkartma" yöntemleri yerine niye bu kadar büyük tutarda paranın dövize yöneldiğini analiz etmek ve politikalarını ona göre oluşturmak olmalıdır.
Dövizde pozisyon alanlar kabaca 2 gruptan oluşuyor:Birinci grup,kendisini güven içinde hissetmeyen,kendisi ve ailesi için gelecek kaygısı taşıyan kişiler..Çünkü ülkede hukukun üstünlüğü yok,bir haksızlığa uğranıldığında hakkını teslim edecek bağımsız tarafsız bir yargı yok,demokrasi yok,temel hak ve özgürlükler baskı altında,demokrasilerdeki dengeleme ve denetleme mekanizmaları,güçlerin ayrılığı mekanizmaları tamamen ortadan kalkmış,tüm güç tek elde toplanmış durumda,yargı kararı olmadan gerçek kişilerin ve şirketlerin varlıklarına idari kararlarla el konulabiliyor.Sonuç olarak kendini güvende hissetmeyenlerin bir bölümünü varlıklarını sistem dışına çıkarmış,bir bölümü de her an çıkarmaya hazır şekilde kapıya yakın oturarak gelişmeleri dikkatle izliyor.Bu kesimin ,yeni getirilen opsiyon nedeniyle döviz pozisyonlarını TL mevduat pozisyonlarına dönüştürmeleri mümkün değil.Bu kesimi rahatlatmak için hukukun üstünlüğü,bağımsız ve tarafsız yargı,güçlerin ayrılığı,işleyen bir demokrasi ,şeffaflık ve hesap verilebilirlik,idarenin tüm işlerinin yargı denetiminden geçmesi,bürokrasinin iş dünyasına eşit pozisyonda durması,fırsat eşitliği...Bu alanlarda adımlar atılırsa bu grup zaten döviz pozisyonunda olmaz,ama mevcut politikaların devamında ısrar edilirse,bu kesim dövizin fiyatıyla ilgilenmez,onu sigortası olarak görür ,asla pozisyonunu bozmaz.
Dövizde pozisyon alanlar içinde bir de ikinci grup var;Birikimlerinin enflasyonda erimemesi için,reel getiri elde etmek için döviz pozisyonunda olanlar var.Bu kesimin uygun döviz paritesi üzerinden TL mevduata geçmesi beklenebilirdi ama geçmeleri için ellerindeki dövizleri TL'ye çevirme paritesinin maliyetlerinn üzerinde olması gerekirdi,17' lerden 18' lerden dolar alıp 13' lerden 14 'lerden TL mevduata geçmeleri beklenemez.
-Ekonomi teorisinde ;temel bir hipotez vardır: İmkansız üçleme ya da üçlü açmaz (impossible trinity ya da trilemma) hipotezine göre; sermaye hareketlerinin serbestliği, sabit döviz kuru ve bağımsız bir para politikası uygulaması aynı anda var olamaz.
Bizim ekonomi yönetimimiz,tüm metalleri altına dönüştürmenin yolunu bulmaya çalışan simyacılar gibi,dünyada ilk defa bu teorinin yanlış olduğuna,sermaye hareketleri serbestken aynı anda hem faizi,hem de döviz kurlarını kontrol edebilecek bir yolu bulduğuna inanmış gözüküyorlar.Bunun için de ,bu amaç doğrultusunda son 1 hafta içinde 11.340 milyar dolar satarak ,net döviz yükümlülüklerini
(-)90.498,121 milyar dolar kadar korkunç bir seviyeye kadar getirmiş durumdalar,ellerinde dövize dönüşterebilecekleri ise sadece net 24.280,636 milyar dolar altın varlık var,buları satsalar dahi yine de geride (-)66.217,486 milyar dolar döviz yükümlülük kalıyor.Umulan bu yapılan döviz satışlarını dövizden TL'ye çevrilecek hesaplarla karşılamak.Ama çok muhtemel ki bu olmayacak,bu deneyin faturasını yine millet olarak hep beraber ödeyeceğiz.Halbuki döviz kurlarının olması gereken dengede olması,istikrarlı olması için,dövizde alınan pozisyonların çok azalması için , yukarıda yazılan ve hiç bir parasal maliyeti olmayan adımların atılması yeterli olacaktı.
Yer İmleri