https://tradingeconomics.com/turkey/money-supply-m1
https://tradingeconomics.com/turkey/money-supply-m2
Parasal genişlemeyi yaratan ,merkez bankasının para basmasından ziyade bankaların kredi genişlemesi vasıtasıyla yarattıkları paradan kaynaklanıyor.Tabii bankaların para yaratma imkanları sınırsız değil,sermaye yeterlilik rasyosunu sağlama zorunlulukları var.Diğer önemli parametre de merkez bankasının para politikasının ne derece sıkı ya da gevşek olduğu.Sıkı para politikalarında borçlanmanın maliyeti artıp kredi talebi azalıyor, reel faizlerin düşük hele negatif olduğu durumlarda ise herkes kredi (bedava para) talep ediyor.
Merkez bankası bilançosunun para arzıyla ilgili verisinin diğer tarafını piyasadan çapraz kontrol edebiliyoruz,bu nedenle güvenilir denilebilir.
Borsa şirketleri ile ilgili söyledğim şeyleri ise tekrar edeyim.İstisnaları olabilir ama temel analiz olarak borsa şirketleri aşırı primli hak ettikleri değerin çok üstünde işlem görüyorlar,speküle ediliyorlar.Birincisi enflasyon muhasebesi uygulanmadığı için çok yüksek enflasyon ortamında fiktif karları hem de sermayeleri ağır şekilde vergilendiriliyorlar,ikincisi ülke ekonomisinden kaynaklanan büyük riskler şirketlerin piyasa değerlemesinde hiç bir şekilde iskonto edilmiyorlar.
Ülke ekonomisinin üzerinde yürüdüğü yol ,her an kırılabilecek ince bir buz tabakası.Türkiye ekonomisi %70 oranında dış girdiye bağımlı,yıllık 120 milyar dolara koşan yıllık dış ticaret açığı,1 yıllık vadede 185 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç ödeme takvimi,eksi hanedeki merkez bankası net döviz rezervleri ile hergün 3 milyar oradan 5 milyar öteden dış borç alarak gün kurtarılmaya ,seçime kadar bir ödemeler dengesi krizine girilmemesi için can havliyle gayret sarfediliyor.Eğer Rusya doğalgaz ve diğer enerji ithalatımız için yapmamız gereken ödemeleri seçim sonrasına ertelerse seçime kadar bu tablo sürdürülebilir.Ama seçimden sonra daha da birikmiş dış borç yükü ile bu akıl dışı makroekonomik politkaların sürdürülebilmesi imkansız.Bin tane yama yapılmış balonun patlaması kaçınılmaz.Bir ödemeler dengesi krizi olunca ve dış kaynak girişi durunca da Türkiye ekonomisinin çarklarının durması ve bunun şirket bilançolarını fena halde bozması kaçınılmaz.Borsa geleceği satın alır ama bu risklerin hiç birinin iskonto edilmediğni görüyoruz.İktidar değişse de farklı bir iktidar gelse de sonuç değişmez.
Enflasyonu artıran temel neden para arzındaki artıştır,bunun da çok büyük ölçüde sebebi merkez bankasının para politikasıdır (linki tıklayın lütfen)
https://www.hisse.net/topluluk/showt...49#post6017049
enflasyon olunca paranız da değersizleşir satın alma gücü azalır.Enflasyon olmayan ya da size göre çok az enflasyon olan bir ülkenin parasına da aynı oranda değer kaybetmesi,o ülkenin malını ya da hizmetini satın alma gücünün azalması beklenir.Suni olarak bunu geçici olarak geciktirebilirsiniz ama ekonominiz dünyaya açıksa,kapalı ekonomi değilseniz,oluşan dış ticaret arbitajı nedeniyle döviz fiyatınız önünde sonunda bileşik kaplar misali ülkeler arası enflasyon farkı seviyesinde kaçınılmaz olarak dengelenir.Eğer uzun zaman kuru baskı altında tutarsanız patladığı zaman ekonomiye çok daha fazla hasar verir.Şu anda yapılan da o ,düdüklü tencere sürekli alttan ısıtılıyor ,ama buhar çıkışına izin verilmiyor.1 yıl içinde olacakları hep beraber göreceğiz.
Bu söylediklerimden sonra;,daha önce ifade ettiğim gibi,kimseye borsadaki pozisyonlarını kapatmasını önermiyorum.Madem speküle ederek balonu şişiriyorlar,bedava para dağıtıyorlar,herkez çeşmeden para akarken -stoploss seviyesi koyarak- pozisyonlarını korusun,küplerini doldurmaya devan etsin.Ama yine daha önce ifade ettiğim gibi,daha önce borsayla hiç ilgisi olmayan kişilerin bu seviyelerden borsaya girmesini pek tavsiye etmem.
Yer İmleri