hayırlı olsun..
mevzuatın 15 puan civarı üzerinde bir orandır.. mevzuat hükümleri uygulansaydı (euro kurunun Aralık ayının kalanında da 31.5 civarı seyretmesi durumunda), 2024 Şubat 19daki zam oranı %9.8 olacaktır. devletin; zammı, Aralıkta (2 ay önce) vermesi ve oranı da 15 puan yukarıda vermesi ve üstelik de hazinenin başında Mehmet Şimşek gibi "denk bütçeci" (denk bütçeyi tutmayışımız ayrıdır) biri varken olması, sektöre olan güçlü pozitif yaklaşımın ve yerli firmalardaki maliyet baskısının (Her yerli firma Deva gibi karlı değil) göstergesidir.
Deva'dan güçlü bir Q4 performansı bekliyorum. Peşin peşin ve fazlası ile verilen bu zamla, Q1de brüt kar oranı, tarihi zirve olan; %60ın da üzerine (@ Q1) çıkacak gibi görünüyor (kurda kuvvetli yükseliş olmaması şartı ile).
BİSTte fiyat nasıl 2 dolarda (deva'da 2.xxx fiyatlar, benim gözümde 2.00dır

) duruyor? o da makul bir sorudur.. imtiyazlı ortağın %7.4lük temettü imtiyazı ile bu fiyatın aritmetik ilişkisi yoktur.. yani, %7.4lük ana ortak temettü imtiyazı ile aritmetik bazda açıklanamaz.. YK üyelerine verilen (ki bence tamamı PH'a ödeniyor.. ) %5 teşvik primi de bunu açıklayamaz..
zaten, bu temettü konusu uzun süre de sürdürülemez.. BİST DIŞI SATIŞTA şirketin potansiyel değeri milyar USDler seviyesinde iken 5-6 milyon USDlik temettünün verimi % yarımı bile bulmuyor.. bu temettü için hiçbir major yatırımcı (hakim ortak) milyarlık yatırımda beklemez..
yorumum yine aynıdır: hissenin PR aktivitesi yoktur.. yani, tanıtımdan mahrumdur.. üsterlik de son 3-4 yıldır; ortak, FİNomen, "tahtacı" (kimse???), spek tanıtımına bu kadar duyarlı bir yatırımcı grubu varken deva'nın sessiz kalması yatırımcıda deva lehine hiç bir heyecan uyandırmamıştır. yabancılar piyasadan çekilip, yerine tiyo ve tanıtımla karar veren 5 milyon KY gelince, deva gibi "kendini saklamak isteyen" firmalar iyicene radar dışına çıkmıştır.. üstüne de; hesabın aritmetiğine bakmadan ve bilmeden, "ama imtiyaz var" diyen yatırımcı grubu eklenince fiyatlamamız kötü olmuştur.
"kendi ürünlerinin satış fiyatını yapamıyor ve kur dalgalanmasında bu da risktir" eleştirisinin gerçek hayatta fiilen karşılığı yoktur.. çünkü HEP SÖYLEDİĞİM GİBİ; Türkiyede ilaç fiyatları dip noktadadır.. ilaçın rafta bulunur olmaya devam etmesini sağlamak istiyorsak , ilaç fiyatlarını döviz kuru artışına karşı korumak zorundayız (@ mevcut ekosistem ki görüleblir bir zamanda değiştirmeye gücümüz yoktur). oysa, doğru söylem şudur: kriz de çıksa, tüketilmesi zorunlu olan bir ürün var.. parasını da devlet ödüyor.. sektörün karlı kalmasını da sağlama mecburiyeti var. iyi ar-gesi olan ve yeni ürün lanse edebilen şirketler bu sistemde kar etmeye devam eder. bir de üstüne ihracat yapıyorsa, oldukça makul seviye kar birikimi yapabilir şirketler ortaya çıkıyor (Deva, Abdi, Nobel, Koçak vb gibi 10-15 firma ciddi şekilde pozitif ayrışıyor)
mevcut temettü politikasına takılmıyorum.. biliyorum ki sürdürülebilirliği yoktur.. makina ve fabrika yatırımları bittiğine ve karlılk her dönem arttığına göre; şirkette nakit üretimi önümüzdeki çeyreklerde artmaya devam edecektir. biriken naktin ("net nakit" diyelim) turşusunu kurmasının finansal fizibilitesi yoktur.. eğer firmayı daha erken satmazlarsa, yeni bir fabrika kurmazlarsa, başka bir firmayı satın almazlarsa, tabi ki temettü dağıtımı bekliyorum. politikada yazan %30 da tırışkadır. politika beyanı bir kaç günde değişecek bir şeydir. eğer şirketi elden çıkararak yatırımların karşılığını almak gibi bir planları yoksa, yüksek oranlı temettü ile yatırımdan nema almak ellerindeki seçenek olur. üstelik de yatırımın %82i onlara ait..
Yer İmleri