Artan

126,50 10 18:10
82,05 9.99 18:10
15,21 9.98 18:10
228,10 9.98 18:10
43,46 9.97 18:10
Artan Hisseler

Azalan

19,89 -10 18:10
36,24 -9.99 18:10
58,55 -9.99 18:10
14,89 -9.98 18:10
80,30 -9.98 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

12.799.570.185,17 18:10
10.527.912.186,96 18:10
9.631.158.419,50 18:10
8.376.364.987,12 18:10
8.150.498.552,50 18:10
Tüm Hisseler
Sayfa 371/371 İlkİlk ... 271321361369370371
Arama sonucu : 2968 madde; 2,961 - 2,968 arası.

Konu: Dev'ayna Masalları

  1. Türkiye ile ABD'yi ayrı konuşmak lazım. Bizde para birimi her durumda değer kaybediyor. Kamu borcu veya toplam borç aslında hiç de düşük değil bizde, borç ödeme kapasitemiz bıçak sırtın ilerliyor. Vergi, harç tahsilatlarında da emsal ülkelere göre son derece yükseğiz, yerel yönetimlerin tahsilatlarını da sayarsak bence Türkiye dünyada bir numaralı vergi cehennemidir. Zenginden alınamıyor dediğimiz konu da bir çıkmak sokak. Sermaye sahiplerinin seçenekleri çok geniş olduğundan onlara daha yumuşak davranılması gerekir. Zaten şu kötü yönetim anlayışıyla zenginin sermayesi de risk altında değil mi?

    Gelelim ABD merkezli yeni düzene. Hisse senetleri tahvillerin yerini aldıkça (kriptolar da hisse senetlerinin) klasik finans öğretileri de değişebilir. Doların destek aldığı yer hisse senetleri olduysa bu durum doların yüksek enflasyon ortamında güçlü seyretmesini sağlayabilir. Özel sektörün dinamik bilançoları bir araya geldiğinde sadece hisse senetleri değil özel sektör tahvilleri de dolara güç verecektir. Enflasyon ise kötü yönetimin, dünyada kaynakların tükenmesinin, çevre kirliliğinin dayandığı son sınırların bir neticesi olarak toplumsal bir konu niteliğinde karşımızda olacak. Fransa'da 2 ayda bir başbakan istifa ediyor, ama borsasında tık yok, ABD'de federal hükümet kapalı ve maaş ödeyemiyor. Borsaların yeniden tanımlanması gerekiyor bence.

    Gelişmekte olan ülkelerden çoğu bu duruma hazır, bunu açıklamıştım. Türkiye hazır olmadığından Trump'ın etrafında pervane oluyoruz.

  2.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    Türkiye ile ABD'yi ayrı konuşmak lazım. Bizde para birimi her durumda değer kaybediyor. Kamu borcu veya toplam borç aslında hiç de düşük değil bizde, borç ödeme kapasitemiz bıçak sırtın ilerliyor. Vergi, harç tahsilatlarında da emsal ülkelere göre son derece yükseğiz, yerel yönetimlerin tahsilatlarını da sayarsak bence Türkiye dünyada bir numaralı vergi cehennemidir. Zenginden alınamıyor dediğimiz konu da bir çıkmak sokak. Sermaye sahiplerinin seçenekleri çok geniş olduğundan onlara daha yumuşak davranılması gerekir. Zaten şu kötü yönetim anlayışıyla zenginin sermayesi de risk altında değil mi?

    Gelelim ABD merkezli yeni düzene. Hisse senetleri tahvillerin yerini aldıkça (kriptolar da hisse senetlerinin) klasik finans öğretileri de değişebilir. Doların destek aldığı yer hisse senetleri olduysa bu durum doların yüksek enflasyon ortamında güçlü seyretmesini sağlayabilir. Özel sektörün dinamik bilançoları bir araya geldiğinde sadece hisse senetleri değil özel sektör tahvilleri de dolara güç verecektir. Enflasyon ise kötü yönetimin, dünyada kaynakların tükenmesinin, çevre kirliliğinin dayandığı son sınırların bir neticesi olarak toplumsal bir konu niteliğinde karşımızda olacak. Fransa'da 2 ayda bir başbakan istifa ediyor, ama borsasında tık yok, ABD'de federal hükümet kapalı ve maaş ödeyemiyor. Borsaların yeniden tanımlanması gerekiyor bence.

    Gelişmekte olan ülkelerden çoğu bu duruma hazır, bunu açıklamıştım. Türkiye hazır olmadığından Trump'ın etrafında pervane oluyoruz.
    - Öncelikle Türkiye örneğini genel bir Türkiye-ABD karşılaştırması yapmak amacıyla vermediğimi belirteyim. Türkiye'deki borç örneğini verirken borç konusuna nasıl baktığımı göstermek için o örneklemeyi yaptım ve olaya nominal bir borç rakamı olarak değil bunun GSMH'ye oranına göre baktığımı ve yüksek enflasyonun buna, bu oranın gerçekleşmesine, nasıl etki edebileceğini anlatmaya çalıştım. Türkiye'de enflasyonist bir ortam olmasa borcun GSMH'ye oranı çok daha yüksek seviyelerde seyrederdi, kastettiğim budur.

    - Birçok konuda hemfikir olabilirim, ancak Türkiye'nin bir vergi cehennemi olduğu konusunda değil. Merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından toplanan toplam vergilerin GSMH'ye oranında % 21,8 ile OECD ülkeleri ortalaması olan % 33,9'un bayağı bir altındayız. OECD 2024 yılı için bu rakamları henüz yayınlamadığı için 2023 verilerini baz aldım, ancak 1 yılda ortalamalardan çok büyük sapmaların olacağını düşünmüyorum. Vergi konusunda Türkiye'deki sıkıntının vergi toplama politikasının dengeli ve adil olmamasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum, vergilerin toplamının yüksek olmasından değil. Ortalama halka yansıyan ve rahatsızlık veren durum aslında olması gerektiği yerden etkin vergi toplanamaması nedeniyle dolaylı vergilerin miktarının artırılması ve dolaylı vergilerin toplam vergilerdeki oranının yüksek olması durumu.

    - Ben öncelikle bir borsa yatırımcısı olduğum için rakamlara hep borç/varlık oranı gibi rasyolarla bakmayı tercih ediyorum. Borcun nominal olarak artıp azalmasından ziyade varlıklara oranla artıp artmadığı ve borcun çevrilme kapasitesi önemli benim açımdan. Vergi konusunda da toplam vergi gelirleri (merkezi ve yerel yönetimler dahil)'nin GSMH'ye oranı benim açımdan önemli bir kıstas. Ayrıca Toplam Borçlar/Toplam Vergi Gelirleri rasyosu hangi yönde ilerliyor konusu borçlanma maliyetleri kadar borç çevirme kapasitesi konusunda önemli bir kıstas. Yani bu durumda Toplam Borç / GSMH olayı kadar GSMH'nin ne denli büyüdüğü, Toplam Vergi Gelirleri/GSMH oranının nerede seyrettiği, borçlanma maliyetlerinin artıp artmadığı konuları borç konusuna bakarken dikkat etmemiz gereken parametreler.

    - ABD ile ilgili itirazımda olaya bakışımı şöyle açıklayayım:

    Eğer borçlanma maliyetleri düşerse, ki bu ancak düşük faizle mümkün, ve enflasyon artarsa, eski borçlar nominal olarak aynı seviyede kalacağı için borçlar reel olarak azalmış olacak, ve refinansman ile gelen borçlar faizler daha düşük olduğu için daha düşük maliyetli olacak ve bunun beraberinde GSMH büyüyecekse, vergi gelirleri/GSMH oranı sabit bile kalsa borçları çevirme kapasitesi artacaktır. Tersi durumda faiz yüksek, enflasyon yüksek olduğunda bu denklem işlemeyecektir, ayrıca GSMH büyümesi de sağlanamayacağı için borç çevirme kapasitesi düşecek ve toplam borcun GSMH'ye oranı gittikçe yükselecektir.
    Son düzenleme : deva-i dert; Dün saat: 14:19.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz



  3. BIST'te yatırımlarım olduğunda BIST 100 endeksini kendi açımdan en büyük gösterge kabul ediyorum. BIST 100 takibimde saatlik zaman diliminde kullandığım iz süren stop loss sistemim an itibariyle yukardaki gibi. Görüntü an itibariyle pozitif, ancak ABD endekslerinin aşırı değerli oldugu olgusu dünya finans gündemini fazlasıyla meşgul ettiği ve bunun da sert volatiliteli hareketlere neden olduğu durumunu göz önüne alarak gerektiğinde çok hızlı hareket edebilmek amacıyla taşıdığım hisselerin sayısında bir sadeleştirmeye gittim ve bunu rahatlıkla girip çıkabildiğim ve swing trading yapabildiğim tek hisseye düşürdüm. Takip sistemim taşıdığım hissede bir 'sat' sinyali verene kadar malda kalmayı tercih edeceğim. Elimdeki hisssede kullandığım zaman dilimi ile endeks için kullandığım zaman dilimi aynı değil. Bu da hissede endeks geneline göre daha kıvrak olmamı gerektiriyor.

    Yorumlarım son derece kişisel ve subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  4. Elimdeki hissenin bilanço açıklanma tarihinin yarın olduğu bilgisini hatırlayınca,

    Son 10 çeyreklik bilanço açıklanma tarihinden 1 gün öncesi kapanışı ile bilanço açıklanacağı günün sabah açılışnın ve kapanışının nasıl olduğu ilişkisini inceledim biraz önce.

    Buna göre;

    Bilanço günü açılış fiyatı durumu:

    3 tanesinde bilanço açıklanacağı gün bir önceki günden daha yüksek bir açılış yapmış, 7 tanesinde ise bir önceki günden daha düşük bir açılış yapmış.

    Bilanço günü kapanış fiyatı durumu:

    4 tanesinde bilanço açıklanacağı gün bir önceki günden daha yüksek bir kapanış yapmış, 6 tanesinde ise bir önceki günden daha düşük bir kapanış yapmış.

    Bu bağlamda, geçmiş istatistiklerin geleceğe yön veremeyeceğinin de bilincinde olarak, ama yine de geçmiş istatistiklere saygıyla, yarına mal taşımama kararı verdim. Alım noktama nazaran taşıdığım gün sayısı itibariyle fena bir kâr durumu da olmadığı için bugün oluşan kendimce satış fırsatını değerlendirerek çıkış yaptım.

    Aynı günlerde endeksin genel durumuna bakmadığım için biraz eksik bir değerlendirme oldu bu, bunun farkındayım, ancak bu riski almaya gönlüm razı oldu.

    Almış olduğum bu kararın poizitif ya da negatif bana maliyetinin ne olacağını yarın akşam kapanıştan sonra karşılaştıracağım.

    Yorumlarım son derece kişisel ve subjektiftir ve kesinlikle herhangi bir yatırım tavsiyesi içermez.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  5. İlginç borsa yatrımcısı profilleri ile karşılaşıyorum. Havayolu şirketine "borcu var uçak almasın" diyeninden perakende marketler zincirine "borcu var, onu ödesin, ha bire ne diye şube açıyor?" diyenine kadar. Üretim ve/veya hizmet kapasitesi artırılmadan sadece kârlılık marjlarının iyileştirilmesi ile büyümenin mümkün olabileceği tezi üzerine yoğunlaşıyorlar. Elbette bazı operasyonel yenilikler ve tedbirlerle maliyetleri azaltarak kâr marjları artırılabilir ve dönemsel büyümeler sağlanabilir, ancak üretim ve/veya hizmet kapasiteleri ve beraberinde hacim artışları olmadan büyüme için bunun yeterli olabileceğini düşünmek resmin tamamını kavrayamamak demektir. Pazar doygunluğuna ulaşmış ve artık daha fazla hacim büyümesi nerdeyse imkansız hale gelmiş şirketler için verimlilik çalışması önerileri ve mevcut borçları eritme tavsiyeleri yapılabilir belki. Ama onların bile yenilenmek için tekrar tekrar yatırımlar yapma zorunluluğu vardır. Hâsıl-ı kelâm, şirketlerin mevcut mevzisini muhafaza edebilmeleri için bile yatırımdan kaçışları maalesef mümkün değildir. Yatırımların tamamının öz kaynaklarla ya da sermaye artırımları ile yapılamayacağı da bir gerçek olduğuna göre borç şirketler için kaçınılmazdır. Önemli olan borçluluk oranlarının ve borç çevirme kapasitesinin yeterli tutulabilmesidir.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

  6.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    Eğer borçlanma maliyetleri düşerse, ki bu ancak düşük faizle mümkün, ve enflasyon artarsa, eski borçlar nominal olarak aynı seviyede kalacağı için borçlar reel olarak azalmış olacak, ve refinansman ile gelen borçlar faizler daha düşük olduğu için daha düşük maliyetli olacak ve bunun beraberinde GSMH büyüyecekse, vergi gelirleri/GSMH oranı sabit bile kalsa borçları çevirme kapasitesi artacaktır. Tersi durumda faiz yüksek, enflasyon yüksek olduğunda bu denklem işlemeyecektir, ayrıca GSMH büyümesi de sağlanamayacağı için borç çevirme kapasitesi düşecek ve toplam borcun GSMH'ye oranı gittikçe yükselecektir.
    Kamunun merkezde olduğu klasik yaklaşım için haklı olabilirsiniz ancak benim yaklaşımımın merkezinde özel sektör hisseleri ve borçlanma araçları var. Faiz yüksekse borsalar neden yükseliyor? Dediğim gibi hem kütlesel büyüklük, hem iç ve dış talep hem de beklentiler bakımından güç merkezi artık şirketler. Siyasi gelişmelere daha az duyarlı borsalar da bir kanıt olabilir? Şirketler ekonomisinde yorum yaparken enflasyonun ürün ve hizmetlerin değerlerine süratle yansımasını ve kar beklentilerine etkisini dikkate almalıyız. Piyasa hala enflasyonu bekleyip FED'in buna tepkisini fiyatlamaya çalışıyor ancak bu bence eski hikaye. İpotek rolü özel sektör kağıtlarındaysa oyunun kuralları da bunların etrafında şekillenmeli aksi halde ABD borçlanma artışına ilişkin çok can sıkıcı sonuçlar çıkacağını hisseden kredi değerlendirme kurumları not indirimini düşünebilir. Birgün borçlanma artışının sürdürülemezliğini tartışan akademisyenler ertesi gün bundan bağımsız olarak enflasyon ve FED konuşuyor. Kurulan mantık faizin düşüşü ve borçlanma maliyetlerinde düşüş halbuki yıllardır sistem farklı işliyor. Tabi burada yükün topluma bineceği belli ve politik ortam da senaryomuzu onaylıyor.

  7.  Alıntı Originally Posted by deva-i dert Yazıyı Oku
    BIST'te yatırımlarım olduğunda BIST 100 endeksini kendi açımdan en büyük gösterge kabul ediyorum. [/B]
    buraya da burnumu sokup herkesin canını sıkacağım
    Bist-100 sabit bir endekstir. İçeriği zaman zaman değişse de borsanın en seçkin dilimini temsi eder. BIST-Tüm ise borsanın genişleme ve daralmalarını yansıtır. İçeriğinde en çürükler de vardır ama 2013 borsasıyla 2025 arasındaki farklar BIST-100'ün performansını da belirler. Verileri temin edip geçmişe doğru incelemek çok şey anlatacaktır. Borsanın yeni hisselerin halka arz olduğu, şirketlerden her yıl 5-6 milyar$ nakit temettü çıkışı gerçekleşen, şirketlerin bedelli sermaye artırımı yoluyla genişlediği veya hisse geri alımlarıyla daraldığı bir evren olduğunu unutmamak lazım.

  8.  Alıntı Originally Posted by yelpaze Yazıyı Oku
    buraya da burnumu sokup herkesin canını sıkacağım
    Bist-100 sabit bir endekstir. İçeriği zaman zaman değişse de borsanın en seçkin dilimini temsi eder. BIST-Tüm ise borsanın genişleme ve daralmalarını yansıtır. İçeriğinde en çürükler de vardır ama 2013 borsasıyla 2025 arasındaki farklar BIST-100'ün performansını da belirler. Verileri temin edip geçmişe doğru incelemek çok şey anlatacaktır. Borsanın yeni hisselerin halka arz olduğu, şirketlerden her yıl 5-6 milyar$ nakit temettü çıkışı gerçekleşen, şirketlerin bedelli sermaye artırımı yoluyla genişlediği veya hisse geri alımlarıyla daraldığı bir evren olduğunu unutmamak lazım.
    BIST 100'ün borsanın genelini temsil ettiği gibi bir iddiam yok. BIST 100 endeksi benim için borsadaki ana akım rüzgârın yönünü izlemek açısından sadece bir indikatör niteliği taşıyor. Sonuçta endeks değil hisse alıyoruz, ve her hissenin ana akımın yönünde hareket edeceği şeklinde bir beklentimiz yok. Zaten endeksler bizzat hisselerin belli ağırlıklarının ortalamaları ile hesaplandığı göstergeler. Yani sonuçta endeksleri belirleyen de bizzat hisselerin kendileri. Burada BIST 100'ü seçiyor olmam ana akımın trendinin nereye doğru olduğunu görme amacı güdüyor. Bir fiyat hareketinin üzerindeki hareketli ortalama gibi düşünün; gürültüyü ortadan kaldırıp ana trendi daha net görmek adına hareketli ortalamalardan nasıl istifade ediyorsak buradaki BIST 100'e bakış açım da aynı. Faydalarının yanında hareketli ortalamalar nasıl fiyat hareketlerinin tüm detaylarını göstermekten acizse, BIST 100 de borsanın tüm detaylarını yansıtmaktan aciz. Biraz daha geniş bir temsil özelliği olsa da aslında BIST TÜM bile tüm detayları açıklamaya yetecek bir şey değil, çünkü sonuçta eşit ağırlıklı bir hesaplama yok ortada ve BIST TUM hesaplanırken de yine büyük ağırlığı temsil eden hisseler BIST 100'deki hisseler.
    "İyi bir planın en büyük düşmanı, mükemmel bir planın hayalini kurmaktır."
    Clausewitz

Sayfa 371/371 İlkİlk ... 271321361369370371

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •