Öncelikle Türkiye,örneğin bir Norveç değil.Ne kadar uzak durmak istesen de, Türkiye ekonomisi ve piyasaları için siyasetten bağımsız bir makroekonomi ve piyasaları ile ilgili analiz ve yorum,geleceğe ilişkin projeksiyon yapmak mümkün değil.Ve sonuç olarak Türk borsasında siyasi ortamın sonucu olarak ,önemli oranda siyasi ortamın getirdiği bir iskonto var. Hukukun üstünlüğünün,bağımsız ve tarafsız bir yargının,özgür medyanın, ifade özgürlüğünün olmadığı, mevzuatın sık sık değiştiği,idarenin şeffaflığının ve hesap verilebirlik prensipinin rafa kaldırıldığı bir ülkede borsasının da iskonto yemesi kaçınılmaz.
Ama ülkemiz örneğin Norveç gibi olsaydı da ,borsamızdaki şirket değerlemeleri çok farklı olmayacaktı.Yukarıda borsa endeksimizin usd cinsinden grafiğine göre kayda değer bir artış yok,hatta zaman içinde dolardaki satıınalma gücündeki kayıp dikkate alınırsa,reel olarak bir gerileme de söz konusu olabilir.
Ama bu şekilde bir kıyaslama yapmak yanlış.Bakılması gereken, örneğin 30 yıl önce borsa endeksini oluşturan şirketlerin toplamda fiyat/kazanç ve piyasa/defter oranları kaçtı,şimdi ne kadar.Piyasa değerlemeleri açısından ona bakmak lazım.Eğer şimdi daha yüksek ise, o zaman -siyasi ortam iskontosundan bağımsız olarak da- borsa endeksimiz daha pahalı olmuş ,şirketlerimiz enflasyondan arındırılmış olarak reel kar artışı,verimlilik artışı ve reel büyüme sağlayamamış manasına gelir.
Geçen sene yılın ilk yarısından sonra bist30 için bir fiyat/kazanç analizi yapmıştım:
https://www.hisse.net/topluluk/showt...0091&page=2271
Fiyat/Kazanç oranı=23.64 çıkmıştı.Enflasyon muhasebesine göre akbank ve yapı kredinin bilançoları belliydi,diğer bankalar için mukayeseli tahmini rakamlar kullanılmıştı.Bankaları hariç tutarsak da fiyat/kazanç oranı=17.07 oluyor,yine pahalı ve muhtemelen 30 yıl öncesine göre da daha pahalı ve piyasa değerlemeleri olarak şu anda ucuz değil.
Neden böyle;Bizim borsamızda gerçek anlamda bir teknoloji şirketi yok, diğer ülkelerin borsalarında teknoloji şirketleri lokomotif olurken ve karlılıklarını eksponansiyel olarak yükseltirken,diğer şirketler de yaptıkları teknoloji yatırımlarıyla verimliliklerini ve reel karlarını artırmışlar.Bizim şirketler aynı teknoloji yatırımlarını yapmadıkları,pahalı enerji kullandıkları,yüksek enflasyonda yüksek finansal gider maliyetleri olduğu,nitelikli işgücü bulmakta zorluk yaşadıkları,sık sık mevzuat değiştiği için kayda değer verimlilik artışı sağlayamamışlar, sert uluslararası ticari rekabette kar marjları düşmüş ve bu da piyasa değerlemelerine yansımış.
Yer İmleri