
Originally Posted by
Salih Karakaya
Bilanço; ülkede yaşanan piyasaya göre idare eder denebilir. Haziran ortasından itibaren daha yüksek dizel marjları görünüyor. 3. çeyrek daha iyi bir bilanço beklenebilir. Bankaların taşıdığı risklere ve birçok Bist şirketinin zararları göz önüne alındığında yavaşlama olsa bile Tüpraş'ın etkilenme miktarı bu kadar. Kötünün iyisi.
Düzmece enflasyon beklentisi oranları ile ücret artışı, üzerine enflasyon rakamlarının üzerinde fiyat artışları, piyasanın sıkılaşmasından öte bir durum yaratıyor. Bireysel kredi kartı batıkları, satışları düşen işletmeler, İhracatçı şirketler için gereğinden fazla baskılanan kur. (Euro/ dolar paritesi bir miktar olumlu olsa da, ülke pahalı ve kaymak tabaka dışındaki vatandaş yüksek dolaylı vergi oranları ile soyuluyor. Başka kelime aramaya gerek yok. Soyuluyor.) Turizmde istatistikleri bilemem ama belirgin bir yavaşlama olduğu gözleniyor. Konkordato sayısı arttıkça, tedarikçi firmalara etkisiyle parasal akışın bozulması riski göze batmaya başladı.
Velhasıl gidişat vahim. Mehmet Şimşek etkisi ne yazık ki söndü. Ortodoks politikalara dönüş dendi. Yabancı girişi beklentisi oluşturuldu. Ne yazık ki hepsi boş çıktı. Bu da bize 1,5 senelik maliyet yarattı.
Ekonomi de bir kur artışı bahanesi bekleniyor. Ama ne zaman olur bilinmez. Ülke ekonomisi hiç bir iyileşme emaresi göstermiyor. PKK terör örgütü bitiyor havucu satılıyor. Örgüt liderleri açıklamaları ile ülke üzerinde tepiniyor, ama ne halktan ne devletten tık yok. 2-3 yıllık belki oluşabilecek sahte baharla ülkenin geleceği bölünme riskine maruz bırakılıyor. Federasyon, konfederasyona dönüşür. Eninde- sonunda ülke bölünür. Sınırları genişlettik. Ümmet toplumu ile yeni Osmanlı hayalleri kurarken (Suriye'deki gibi çalışırsınız, uğraşırsınız. İsrail ve ABD hazır löp et yer.) kendi elimizle Kürdistan kurmamızdan başka bir yere varmaz.
Neyse forum dışı konu. Ama karnım şiş ve moralim bozuk. Bu sadece Bist'teki paramın riskinden kaynaklanmıyor.
Yer İmleri