-Henüz detayları belli değil,bu opsiyon için belirli bir vade ya da parasal tutar kriterleri var mı belli değil ama bu uygulama hayata geçerse tüm TL mevduatlar dövize endeksli hale gelmektedir,kur riski de Hazinenin üzerine kalmaktadır.Aslında daha önce denenmeyen bir uygulama değil,1970'li yıllarda uygulanan "dövize çevrilebilir mevduat" uygulamasına benziyor,bu onun çok daha büyük ölçekli bir uygulaması,ama enflasyonu patlatıp Hazinenin başına bela olunca terk edilmişti..Eski Hazine Müsteşar vekili,Hakan Özyıldız bu konuda bir yazı yazmıştı:
http://www.hakanozyildiz.com/2017/05...kayesi-de.html
-Hiç kimse dövizini bozmasa ve TL mevduata geçmese bile şu anda bankalarda 1.9 trilyon TL mevduat var,yılbaşından en yüksek seviyeye kadar kabaca bu yıl %150'lik döviz kuru artışı gördük,ileriki dönemde %30'lik bir kur artışı bile Hazine'ye 570 milyar TL'lik yük getirecektir.Hazine'de bütçe de böyle bir kaynak yok,para basılarak ödeneceği,hiper enflasyon yaratacağı açık.Şu anda %60 civarında enflasyon var,ücret zamları ve bekletilmekte olan elektrik doğalgaz zamları ile %100'e koşma yolunda olan bir enflasyon var,döviz kurundaki artışlar enflasyonun altında tutulabilirse, TL mevduatlar enflasyonda eriyecektir.Çünkü dövize endeksli mevduatların faizi de ileriki, dönemde hızla dövize verilen yıllık %1'in altında faiz oranlarına yakınsayacaktır.Yani TL mevduatlarının faizi neredeyse sıfır olacaktır,döviz kurundaki artışları da Hazine üstlenecektir.
-Sonuçta para basılmasıyla hiper enflasyon,paraları enflasyonda eriyen TL mevduat sahipleri,enflasyon artış oranının altında kalsa da kur artışından gelen devasa faturanın altında çökecek Hazine,bankadan enflasyonun çok altında oranlarla kredi alarak oturduğu yerden aşırı zenginleşen iktidara yakın küçük bir azınlık göreceğiz.
-Şu anda döviz pozisyonunda olanlar ne yaparlar:
2 grup var.Birinci grup kendisini güvende hissetmeyenler.Çünkü ülkede hukukun üstünlüğü yok,bir haksızlığa uğranıldığında hakkını teslim edecek bağımsız tarafsız bir yargı yok,demokrasi yok,temel hak ve özgürlükler baskı altında,demokrasilerdeki dengeleme ve denetleme mekanizmaları,güçlerin ayrılığı mekanizmaları tamamen ortadan kalkmış,tüm güç tek elde toplanmış durumda,yargı kararı olmadan gerçek kişilerin ve şirketlerin varlıklarına idari kararlarla el konulabiliyor.Sonuç olarak kendini güvende hissetmeyenlerin bir bölümünü varlıklarını sistem dışına çıkarmış,bir bölümü de her an çıkarmaya hazır şekilde kapıya yakın oturarak gelişmeleri dikkatle izliyor.Bu kesimin ,yeni getirilen opsiyon nedeniyle döviz pozisyonlarını TL mevduat pozisyonlarına dönüştürmeleri mümkün değil.
Ama bir de birikimlerinin enflasyonda erimemesi için,reel getiri elde etmek için döviz pozisyonunda olanlar var.Bu kesimin uygun döviz paritesi üzerinden TL mevduata geçmesi beklenebilir ama geçmeleri için ellerindeki dövizleri TL'ye çevirme paritesinin maliyetlerinn üzerinde olması gerekir,17' lerden 18' lerden dolar alıp 13' lerden 14 'lerden TL mevduata geçmeleri pek beklenmez.
-Sonuç olarak kısa vadeli olarak günü kurtarır,ama ülkeyi çok uzun yıllar içinden çıkamayacağı hiperenflasyon sarmalı ile ekonomide büyük bir enkaz yaratır.
Bu konuda Uğur Gürses de bir yazı yazmış,linki aşağıda.
https://t24.com.tr/yazarlar/ugur-gur...l-firsat,33548
NOT: Bir kamu bankası üst düzey yetkilisi, bu konuda uzun süredir çalışma yapıldığını belirterek, ilk oluşan detayları Paramedya.com.tr'ye anlatmış.
https://www.paramedya.com.tr/devami/...-ilk-detaylar/
"Öncelikle vade söz konusu olacak. Kur farkı kademeli olarak ödenecek. 6 ve 12 ay parasını TL mevduatta tutan tasarruflar sahiplerine kısmi ödeme yapılacak. Henüz oran belli değil ancak örnek vermek gerekirse 6 ay vadelide parasını tutan kişi kur farkının yüzde 50'sini alacak. 1 yıl tutan ise farkın yüzde 100'nü ve aynı zamanda mevduattan kazandığı faizi alacak.
HAZİNE ÖDEYECEK
Yine ilk çalışmalara göre, olası kur farkını banka sistemlerinde yapılacak bir çalışma ile sistem otomatik olarak atayacak. Yani vergi keser gibi ortaya çıkacak rakam Hazine tarafından fark aktarılacak. Sistemdeki düzenlemenin ocak ayı içerisinde tamamlanması bekleniyor."
Ne yapılmalıydı:
Anayasamızda yazılı olan "Türkiye Cumhuriyeti laik,demokratik,sosyal bir hukuk devletidir" maddesinin gereğini devletin tüm kurumlarında hayata geçirdiğinizde,bir de kurumların yönetiminde liyakatı esas aldığınızda zaten dışarıdan her yıl 40-50 milyar dolar doğrudan yatırım gelir,paranız değer kazanır,halkı dövize yönelten güvensizlik de ortadan kalkardı.
Yer İmleri