-
George Lucas’in yonettigi, Ewan McGregor, Liam Neeson ve Natalie Portman’in rol aldigi Yildiz Savaslari: Bolum I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace) 19 Mayis 1999’da Kanada ve Amerika’da vizyona girdi.
-
Coen Biraderlerin yonettigi, Tommy Lee Jones, Javier Bardem ve Josh Brolin’in rol aldigi Ihtiyarlara Yer Yok (No Country for Old Men) 19 Mayis 2007’de Cannes Film Festival’in gosterime girdi
-
Michael Moore'un "Sicko" filminin Cannes Film Festivali'nde ilk gostrimlerinin 11.yili (19 Mayis 2007)
-
Johnny Depp, Orlando Bloom ve Keira Knightley’in rol aldigi Karayip Korsanlari: Dunyanin Sonu (Pirates of the Caribbean: At World's End) 19 Mayis 2007’de Anaheim, California’da gosterime girdi.
-
71. Cannes Film Festival'inde kazananlar tam listesi

http://www.indiewire.com/2018/05/201...or-1201966264/
-
-
William Shakespeare’in The Oxford Shakespeare Complete Works'u (Tum Soneler) 20 Mayis 1609 tarihinde Londra'da yayinci Thomas Thorpe tarafindan yayinladi.
-
Fransiz roman ve oyun yazari Honoré de Balzac'in dogum yildonumu (20 Mayis 1799)
"Hayat mutfaktan daha guzel degildir. Pis kokan mutfak kadar, ama yemek yemek isteniyorsa, elleri kirletmeli; yalniz iyice temizlenmeyi bilin. Cagimizin butun ahlaki budur iste. Size dunyadan boyle bahsediyorsam bana boyle konusma hakkini vermistir o. Ben, bilirim dunyayi. Dunyayi kotuledigimi mi saniyorsunuz? Kesinlikle degil. O, her zaman boyledir. Ahlakcilar kesinlikle dunyayi degistiremeyecekler. Insan hep bir seyleri yarim kalan, hatalarla dolu yaratiklardir."Goriot Baba

"Ecco com'è la vita. È un po' come la cucina, puzza altrettanto e bisogna sporcarsi le mani se si vuol far da mangiare; sappia soltanto sbrogliarsela con eleganza. È tutta qui la morale della nostra epoca.Se vi parlo così del mondo, esso me ne ha dato il diritto, lo conosco bene. Credete che lo biasimi? Per niente. E' stato sempre così. I moralisti non lo cambieranno mai. L'uomo è imperfetto. E', talvolta, più o meno ipocrita, e gli ingenui dicono allora che egli è o non è morigerato."
"Ertesi sabah Paris'i adeta bicakla kesilecek kadar kalin bir sis kaplamisti.Butun sehri oyle sarmis ve oyle puslandirmisti ki,en duzenli ve sozune sadik kisiler bile,havaya aldanip vakti sasirdilar.Boyle yogun sislerde is bulusmalari kacirilir.Saatler on ikiyi calarken herkes daha sekiz oldugunu sanir.Saat dokuz bucuktu,Mme Vauquer,henuz yatagindan cikmamisti bile.Christophe'la sisman Sylvie de gecikmislerdi.Pansiyonerlere ayrilan sutun ust tabakalariyla hazirlanan sutlu kahvelerini sakin sakin iciyorlardı.Usulsuz olarak alinan bu haraci Mme Vauquer'nin farketmemesi icin de Sylvie,kalan sutu uzun zaman kaynatirdi."

"The next morning Paris was wrapped in one of the dense fogs that throw the most punctual people out in their calculations as to the time; even the most business-like folk fail to keep their appointments in such weather, and ordinary mortals wake up at noon and fancy it is eight o'clock. On this morning it was half-past nine, and Mme. Vauquer still lay abed. Christophe was late, Sylvie was late, but the two sat comfortably taking their coffee as usual. It was Sylvie's custom to take the cream off the milk destined for the boarders' breakfast for her own, and to boil the remainder for some time, so that Madame should not discover this illegal exaction."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri