Sayfa 1231/7020 İlkİlk ... 2317311131118112211229123012311232123312411281133117312231 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 9,841 - 9,848 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Kubali sair Nicolás Guillén’in olum yildonumu (16 Temmuz 1989)

    Ask dilenen gece.
    Soguk yel, gok kulrengi.
    Olu gunes.
    Ask dilenen gece.
    Kapali gozkapaklarini dusunuyorum onun,
    ask dilenen gece,
    kansiz dizlerini dusunuyorum onun,
    ask dilenen gece,
    ve yesil tirnakli ellerini,
    solgunlugunu alninin,
    ve tikanmis agzini onun...
    ask dilenen gece,
    ask dilenen gece,
    ask dilenen gece.
    Hayir,
    adimlarim uzre yuruyor cunku,
    hayir;
    cunku bana seslendi, selamliyor beni,
    hayir,cunku gecisine bakiyorum cenaze alayinin,
    hayir,
    cunku gulumsuyor bana, uzanivermis,
    uzanivermis, yumusacik ve uzanivermis,
    olmus bir tek vurusta, uzanivermis...

    Hayir.



    La soirée qui mendie l’amour.
    Vent froid, ciel gris.
    Soleil mort.
    La soirée qui mendie l’amour.
    Je pense à ses paupières closes,
    la soirée qui mendie l’amour,
    je pense à ses genoux exsangues,
    la soirée qui mendie l’amour,
    et à ses mains aux ongles verts
    et à la pâleur de son front
    et à sa gorge bâillonnée…
    La soirée qui mendie l’amour,
    la soirée qui mendie l’amour,
    la soirée qui mendie l’amour.
    Non,
    Car elle marche sur mes pas,
    non ;
    car elle m’a parlé, car elle me salue,
    non ;
    car je regarde passer son enterrement,
    non ;
    car elle me sourit, étendue,
    étendue, douce et étendue,
    sur la terre, étendue,
    morte d’un seul coup, étendue…

    Non.

  2. 20. yuzyilin muzik dunyasinin onde gelen sahsiyetlerinden, Berlin Fialrmoni!nin 35 yil yonetciligini yapan Avusturyali orkestra sefi Herbert von Karajan’in olum yildonumu (16 Temmuz 1989)


  3. Amerikali sair, roman ve ani yazari May Sarton’in olum yildonumu (16 Temmuz 1995)

    “Yagmur yagiyor. Pencereden, birkac yapraginin sariya dondugu akcaagaca bakiyorum; papagan Punch, kibarca cama tiklatan yagmur ile ve kendi kendiyle konusuyor, onu dinliyorum. Haftalardir ilk kez nihayet, kendi ‘gercek’ hayatima yeniden baslamak icin yalnizim. Ilginc olan su ki, olmakta olan veya olmus olani kesfetmek ve anlamak icin kendimle basbasa zamanim olmadikca, arkadaslarim hatta tutkulu askim benim gercek hayatim degil. Fasilalar, olgunlastirici seyler ve cildirticiliklar olmaksizin, hayat yavan, tatsiz olurdu. Fakat bu tada tamamiyle sadece yalniz oldugumda varabiliyorum.

    Uzun zamandir, bir insanla karsilasmak carpisma etkisi birakiyor uzerimde. Asiri hissediyorum, asiri duyuyorum, en ufak bir konusmadan sonra bile bu yakinlasma beni bitkin dusuruyor. Fakat derindeki asil carpisma ahlaksiz, iskence eden ve iskence gormus olan kendimle. Her siirimi, her romanimi ayni amac icin yaziyorum; ne dusundugumu kesfetmek, nerede durdugumu ogrenmek icin.”



    “It is raining. I look out on the maple, where a few leaves have turned yellow, and listen to Punch, the parrot, talking to himself and to the rain ticking gently against the windows. I am here alone for the first time in weeks, to take up my ‘real’ life again at last. That is what is strange—that friends, even passionate love, are not my real life unless there is time alone in which to explore and to discover what is happening or has happened. Without the interruptions, nourishing and maddening, this life would become arid. Yet I taste it fully only when I am alone.

    For a long time now, every meeting with another human being has been a collision. I feel too much, sense too much, am exhausted by the reverberations after even the simplest conversation. But the deep collision is and has been with my unregenerate, tormenting, and tormented self. I have written every poem, every novel, for the same purpose — to find out what I think, to know where I stand.”

  4. Ingiliz sair, roman ve deneme yazari Stephen Spender’in olum yildonumu (16 Temmuz 1995)

    Yabanci bir ulkede oturan yoksul kiz,
    Kafatasi biciminde isitilariyla gecenin
    Yazdoneminde parlayan uzak ay gibi
    Gozlerinin icinden bakar her yana olum
    Oyle dik ve derin:
    Yoksul cocuk, giymissin yazlik giysilerini
    Ve altin cizgili yirtik ayakkabilarini
    Toprak ana renk cimen
    Ve cicek mantosunu giyindigi gibi
    Orterek yikim magaralarini
    Oyuk olumlerin soyledigi.
    Yureklerimizde sanki de saftlaridir kuyularin
    O cokmus gozler ki bakiyorum derinden
    Bilmem gunahi nedir onlarin
    Bu yapmacik sevinc gosterisinde
    Dudaklarimizin arkasinda uslarimiz
    Birlesir aglamakta
    Uyku icinde hic uyumayan
    olumluluge.
    Aglamanin yarari ne?
    Bir cerrah bicagi tasimiyor ki
    Kessin yasaminin kokunde
    Yanlis cogalan hucreleri
    Sevginin asiriliklari kanitlar yalniz,
    Tenin otesinde uzanir cirkin kemige
    Karanlikta sirtlanlarda uluyan bir ses.
    Bir dusunudur uzgunlugum, bir dustur,
    Yarinin firtinasi alip goturecek:
    Uyanmaz gun gunden daha dinc
    Gorunusten ote salt dogru olana:
    Ya da yataginin cevresindeki granit gerceklere
    Yoksullugun kahriyla umutsuz, cirkin
    Gercege ki bir belirtisidir
    Yakında oleceginin.



    Poor girl, inhabitant of a strange land
    Where death stares through your gaze,
    As though a distant moon
    Shone through midsummer days
    With the skull-like glitter of night:
    Poor child, you wear your summer dress
    And your shoes striped with gold
    As the earth wears a variegated cover
    Of grass and flowers
    Covering caverns of destruction over
    Where hollow deaths are told.
    I look into your sunk eyes,
    Shafts of wells to both our hearts,
    Which cannot take part in the lies
    Of acting these gay parts.
    Under our lips, our minds
    Become one with the weeping
    Of the mortality
    Which through sleep is unsleeping.
    Advertisement
    Of what use is my weeping?
    It does not carry a surgeon's knife
    To cut the wrongly multiplying cells
    At the root of your life.
    It can only prove
    That extremes of love
    Stretch beyond the flesh to hideous bone
    Howling in hyena dark alone.
    Oh, but my grief is thought, a dream,
    Tomorrow's gale will sweep away.
    It does not wake every day
    To the facts which are and do not only seem:
    The granite facts around your bed,
    Poverty-stricken hopeless ugliness
    Of the fact that you will soon be dead.

  5. Red Kit cizgi karakterinin yaraticilarindan Belcikali karikaturist Morris’in (Maurice de Bevere) olum yildonumu (16 Temmuz 2001)






  6. Kanada asilli Amerikali roman yazari Carol Shields'in olum yildonumu (16 Temmuz 2003)

    "En siradan yasamların bile icine asla girilmeyen, asla soz edilmeyen, yine de eski bir kitabin arasindaki yaprak ornekleri gibi bilince yapismis duran ani odaciklari vardir. Ve yasamin bazi bolumleri vardir ki okunmazlar ozellikle de yuksek sesle." Tas Gunceler



    "Not that this scene takes sensory form, not that it even materializes as thought; it is, in fact, undisclosable in its anguish; there are chambers, he knows,in the most ordinary lives that are never entered, let alone adversited and yet they lie pressed against the conciousness like leaf specimens in an old book."

  7. Ingiliz yazar J.K. Rowling, yedi kitaplik Harry Potter serisinin altinci kitabi Harry Potter ve Melez Prens’i (Harry Potter and the Half-Blood Prince - Harry Potter e il principe mezzosangue) 16 Temmuz 2005’te Arthur A. Levine / Scholastic Corporation araciligiyla yayinladi.


  8. Christopher Nolan’in yonettigi, Christian Bale ve Anne Hathaway’in rol aldigi Kara Sovalye Yukseliyor’un (The Dark Knight Rises - Il cavaliere oscuro - Il ritorno) promiyeri 16 Temmuz 2012’de New York City, New York’da yapildi.


Sayfa 1231/7020 İlkİlk ... 2317311131118112211229123012311232123312411281133117312231 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •