Ona hiperenflasyon demeyelim de "enflasyon muhasebesi" diyelim.İşletmelerde enflasyon muhasebesi uygulanmasının yasal kriteri ;ÜFE'deki artışın son üç yılda %100'den ve son on iki ayda da %10'dan fazla olması ki, 31.12.2021 itibariyle son üç yıllık üretici fiyat endeks değişimi %141.70; son yıl endeks artışı ise %79.89 olarak gerçekleşti, dolayısıyla, Aralık 2021 itibariyle ile enflasyon muhasebesi şartları oluştu.
Enflasyon muhasebesi 2004'te bir defa uygulanmış,sonraki yıllarda kriterler sağlanmadığı için uygulanmamıştı.Ancak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 6 Ocak 2022 saat 16:48'de internet üzerinden duyurulan "Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Taslağı" ile yapılan açıklamalara göre ,enflasyon muhasebesinin bu yıl uygulanmayacağı duyuruldu.
Enflasyon muhasebesinin işletmelerin bilançosunu nasıl etkileyeceğine dair standart bir cevap yok,her işletmenin kendi şartlarına göre farklı sonuçlar çıkabilir.Enflasyon muhasebesi uygulamalarında, enflasyonun etkisi karşısında gerçek değerlerini koruyamayan parasal olmayan aktiflerin ve pasiflerin değerlenmesini ve ortaya çıkan farkların kar veya zarar olarak sonuç hesaplarına yansıtılması gerekmektedir.Enflasyon muhasebesi uygulamalarında özü itibariyle iki türlü kar veya zarar oluşabilmektedir. l Enflasyon muhasebesi uygulamasına ilk geçiş sırasında oluşan kar veya zararlar , Enflasyon muhasebesi uygulanmaya başladıktan sonra oluşan kar veya zararlar. Yukarıda yer alan birinci grup zararlar (veya kârlar) klasik muhasebe kurallarına göre hazırlanan bilançoların değerlenmesi sırasında ortaya çıkar.
Bu işlem sonucunda oluşan zarar veya karlar doğrudan doğruya bir hesap dönemiyle ilişkilendirilemez. Örneğin 1970 yılında aktife giren bir binanın değerinin tarihli değere taşınması halinde 51 yıl içerisinde enflasyon dolayısıyla oluşan değer artışının belirlenmesi ve bu farkın gelir yazılması gerekir. Yine benzeri şekilde 1970 yılında aynı şirket sermaye artırmış olsa idi, bu sermayenin de değerlenip gider yazılması gereklidir. Bu şekilde oluşan kar veya zararın tek bir hesap dönemiyle ilişkilendirilmesi mümkün değildir.Yukarıda belirtilen ikinci grup zararlar, enflasyon muhasebesi uygulanan her yıl için yıl sonlarında hesaplanır. Dolayısıyla, bu zararların hangi yılla ilgili olduğu bellidir.
Enflasyonun firmalar üzerindeki etkisinin derecesi enflasyonun hızına,işletmenin varlıklarının parasal ve parasal olmayan değerler itibarıyla dağılımına izlenen yönetim ve finansman politikalarına, varlıkların devir hızına, yatırımların dağılımına, üretilen mal veya hizmetlerin talep esnekliğine, mali tabloların sunuş dönemlerinin süresine, teknolojik gelişmelerden yararlanma hızına, borç yapısına ve faizlerdeki gelişmelere göre değişmektedir.
Enflasyonun etkisi enflasyon hızı, nakdi olmayan varlıkların yaşı ve bu varlıkların toplam varlıklara oranının yüksekliği, mali tabloların sunuş dönemlerinin uzunluğuyla doğru orantılı olarak artmaktadır. İzlenen yönetim politikası sonucunda elde yüksek tutarda stok bulundurulması ve stok değerleme yöntemi etkilerin boyutlarını değiştirebilmektedir. Stok devirleri yüksek firmalar enflasyondan daha az etkilenmektedirler. Ayrıca elde fazla tutarda bulundurulan nakdi varlıklar olumsuz etkilere sebep olurken fazla oranda nakdi borç gelir tablosunda olumlu etkiler yaratmaktadır. Aynı şekilde, büyük oranda borçla faaliyetine devam eden bir firma öz kaynakla finanse edilen firmaya göre enflasyondan daha az etkilenmektedir.
Bu konuda Merkez Bankası bünyesinde Enflasyon Muhasebesi ile ilgili bir çalışmanın aşağıda linkini veriyorum.
https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/conn...a2d6de-m3fB9So
Yer İmleri