Sanat Mozaik

[Terraluna]

Johann Strauss II tarafindan yazilan 3 perdelik Cingene Baron (Der Zigeunerbaron - The Gypsy Baron - Lo Zingaro Barone) opereti ilk kez 24 Ekim 1885’te Viyana, Theater an der Wien’de sahmelendi.

[Terraluna]

Ingiltere dogumlu Amerikali sair Denise Levertov’un dogum yildonumu (24 Ekim 1923)



Umulmadik bir
siir dizesinde,
yasamin sirrini
kesfetmis iki kiz.

Dizeyi yazan benmisim
ki sirdan haberim yok.
Bana da
onlar soyledi

(ucuncu bir kisi vasitasiyla)
fakat bu sir neymis
bilmedigim gibi
hangi dize oldugunu da

ogrenemedim. Isin asli, aradan
bir haftadan uzun zaman
gectigine bakacak olursak,
ne sir kalmistir

simdiye akillarinda, ne dize,
ne de siirin adi.
Onları seviyorum, benim bulamadigim seyi
bulduklari icin,

beni yazdigim o dizeden dolayi
sevdikleri icin,
ve de unuttuklari icin,
ki boylece

daha bin kez, olum
onlari bulana dek,
yeniden kesfetsinler onu,
baska dizelerde

baska yasantilarda.
Ve de bunu
bilmek istedikleri icin,
boyle bir sirrin

olduguna
inandikları icin, evet,
en cok da
bunun icin.

[Terraluna]

24 Ekim 1929 Persembe gunu Amerikan borsasi dibe vurdu. 1929 yilinin fiyatlariyla 4.2 milyar dolar yok oldu. Tarihe Kara Persembe (Black Thursday - Il giovedì nero) olarak gecti.

[Terraluna]

Amerikali, aile uzmani, egitmen, kurumsal danisman, uluslararasi liderlik otoritesi ve yazar Stephen Richards Covey’in dogum yildonumu (24 Ekim 1932)

“Adsiz Alkolikler’in duasının icerigine biz de katiliyoruz: ‘Tanrim, bana degisebilecek ve degistirilmesi gereken seyleri degistirmek icin cesaret, degistirilemeyecek seyleri kabullenmek icin huzur, aradaki farki anlamak icin de bilgelik ver.’ ” Etkili Insanlarin 7 Aliskanligi,



“We share in the spirit embodied in the Alcoholics Anonymous prayer, ‘Lord, give me the courage to change the things which can and ought to be changed, the serenity to accept the things which cannot be changed, and the wisdom to know the difference.’ ”



“Bir ciftlikte tum isleri son dakikaya SIKISTIRMANIN, yani baharda tohum ekmeyi unutup butun yaz eglendikten sonra hasat alabilmek icin sonbaharda telasla calismanin ne kadar gulunc bir sey olacaginiı hic dusundunuz mu? Ciftlik, dogal bir sistemdir. Bedeli odenmesi ve surecin izlenmesi gerekir. Her zaman ektiginizi bicersiniz; bunun kestirme yolu yoktur.”



“Did you ever consider how ridiculous it would be to try to cram on a farm- to forget to plant in the spring, play all summer and then cram in the fall to bring in the harvest? The farm is a natural system. he price must be paid and the process followed. You always reap what you sow; there is no shortcut.”

[Terraluna]

Amadeus (1984) filmi ile Akademi Odulu kazanan, Amerikali sinema ve tiyatro aktoru Fahrid Murray Abraham’in dogum gunu (24 Ekim 1939)

[Terraluna]

Wanda Adinda Bir Balik (A Fish Called Wanda, 1988) filmi ile Akademi Odulu kazanan, Amerikali sinema ve tiyatro aktoru Kevin (Delaney) Kline’nin dogum gunu (24 Ekim 1947)

[Terraluna]

Susan Hayward, Robert Mitchum ve Arthur Kennedy’nin rol aldigi Dehset meydani (The Lusty Men - Il temerario) 24 Ekim 1952’de Amerika’da vizyona girdi.

[Terraluna]

Ingiliz filozof George Edward Moore’un olum yildonumu (24 Ekim 1958)

“Iyi olan seylerin ayni zamanda baska bir sey de oldugu dogru olabilir, tipki sari olan tum seylerin isigin belli bir tur titresim uretmesinde oldugu gibi. Ahlak Felsefesinin, iyi tum seylere ait olan diger ozellikleri kesfetmeyi amacladigi da bir olgudur. Ancak pek cok filozof, bu diger ozellikleri adlandirirken aslinda iyiyi tanimladiklarini dusunduler. Bu ozellikler, aslinda basit olarak ifade edilirse, ‘diger’ ozellikler degil, mutlak olarak ve tamamiyla iyilikle ayniydilar.”



“It may be true that all things which are good are also something else, just as it is true that all things which are yellow produce a certain kind of vibration in the light. And it is a fact, that Ethics aims at discovering what are those other properties belonging to all things which are good. But far too many philosophers have thought that when they named those other properties they were actually defining good; that these properties, in fact, were simply not ‘other,’ but absolutely and entirely the same with goodness.”