Nuri ile Ayva Tatlısı: Dikkat çiğ yemeyiniz!

[ayvagobeknuri]

Aywaaaaaa....!
Kaynağın karanlık be yaaaa....!

Daha önce de yazmıştım....
Köydeki kadınlara türkçeyi kim nasıl öğretmiş, sonra da eski dilini unutturmuş.....?
Hem de haberleşme ve eğitim araçlarının sıfır olduğu devirlerde...
Bu mümkün değil...
Bizim köyde evin kurulacağı yere "yurt yeri" denir.... Yurt "çadır" dır...
Evin odalarına "bulme" denir. Bulme çadırın içindeki "bölmeler"dir...
Bulmelerin açıldığı ortak alana "hayat" denir.....
Bunları 250-300 yıl önce bizim köylülere kim öğretti?


Sen uyanıksın.
Karanlık mihrakların oyununa gelme

Aywaaaa....!

Abi o tabii ki doğru değil...Böyle çok hesap var ve propaganda yapıyorlar. Ama Türkiye'de Türk %7-8. O değişmez.
250-350 yıl nedir? Çok daha eski dönemlerde Türkçe öğretildi.
Asimile eden 2 millet var. Biri Yahudiler. İkincisini sülemem, sen bul.
Bak nasıl Türkçe konuşturulduklarını anlatayım. Mesela Osman. Denildiğine göre bubası 400 çadırla, Söğüt'e geliyor. İşte gelmeden önce bu 400 çadırlık, Türkçe konuşan topluluğu toparlamışlar. Nereden toparladıklarını da biliyorum da uzun sürer, ben 1250 sonrasını anlatayım.
Bunlar, Söğüt bölgesinde ticaret yollarının kesiştiği noktaya konuyorlar. İzmit, Bursa, Bilecik, İznik gibi yerleşim yerleri var, buralarda Rumlar, Ermeniler ve az sayıda Yahudiler var ve imalat yapıyorlar. Tabii Osman, Doğu Roma'nın güçten düştüğü, İstanbul'da iktidar mücadelelerinin olduğu zamanda bu bölgeye geliyor ve İstanbul'da işbirliği yaptığı güç odağı var. Yani Osman'ı bu bölgeye, Doğu Roma içinde bir klik getirmiştir. Nitekim İstanbul'da yönetimle ters düşenler Osman'a sığınıyorlar.
Osman, ticaret yollarını tuttuğu için bölgedeki, şehirlerdeki tüccarlar ve imalatçılar Osman'la işbirliği yapmak durumundalar. Osman'ın da bu imalatlara ihtiyacı var. İşte bu noktada bir win-win durumu ortaya çıkıyor.
Osman'ın izni olmadan kuş uçmuyor, Bizans zayıflarken, Osman sürekli güçleniyor. Bu şehirlere iletişimi kuvvetli Müslüman Türkleri yerleştirmeye başlıyor. Tabii öncesinde, köylere Müslüman Türkler yerleşiyorlar. İlk başta bölgedeki tüm kırsal kesime hakim olunuyor. Rum ve Ermenilerin kızlarını kaçırmaya başlıyorlar. Adım adım akrabalıklar kuruluyor. Hiç şüphen olmasın, hangi kızların kaçırılacağı, kimin kimin kızını kaçıracağı tek merkezden belirleniyor. İşte bu şekilde, asimilasyon hızla gerçekleşiyor. Önce köyler, sonra kasabalar, sonra şehirler Türkleşiyor.
Karadeniz'de Lazlar var ya ama Mohdi Lazlar. Sayıları azdır; Rize, Trabzon, Artvin'de varlar. İşte onlar bizim uzaktan akrabalarımızdır, kalın kafalıdırlar. İşte onlarda da önemli sülalelerin liderlerini araştıracaksın. Onlar Laz değiller.

[ayvagobeknuri]

Timur, hafız ve nakşibendî...
Mezarı hocasının ayak ucunda....

"Mezarımı kurcalayanın allah başına bela versin" demiş.... Ruslar mezarı açmışlar, üç gün sonra Almanlar Ruslara saldırmış..... "


O zamanın yanlışları gibi şimdinin de yanlışları çok.....
Kabahati başkası kadar kendimizde de aramalıyız....

Cengiz hanı sevmeyiz, timuru da....
Cengiz "Adalet devleti yükseltir" diyen adam... Zamanında eşkiyalık bitmiş... Mezopotamya'dan Çin'e giden kervanlara sıkıysa birisi saldırsın.....

Aywaaa...!

Temur dürzüsü Sunni'dir. Bunu ilk ben yazdım. Ama Anadolu'ya girip, Müslüman şehirlerine, aynen İsrail'in Gaza'da yaptığını yapmıştır. İstanbul savunmasızdı, Bizans İmparatoru Manuel, Cenova'ya sığınmıştı. Niye İstanbul'u fethetmedi de İzmir'deki Rodos şövalyelerine saldırdı?
Topal Temur kunduz küpektir be ya.
Bunlar saman alevidir, kurdukları devletler 100 yılda yıkılıp gider.
İşte Uruslar, Temur'un mezarını açtıkları için Almanları da yendiler, şinci Nato'yu da yendiler. Temur dürzüsünün mezarını açmasalardı işleri yaştı. )))))))))))))
Abi sizi kandırıyorlar. Yok hafız idi yok Nakşibendi idi.
Temur hayduttur be ya...

[hs37]

Traklardan felan bahsedilirdi bir zamanlar doğru olabiler mi acep?

[ayvagobeknuri]

Traklardan felan bahsedilirdi bir zamanlar doğru olabiler mi acep?

Trakların hikayesi de yukarıda yazdıklarımı doğrular niteliktedir. Sadece Trakya ve Balkanların Rodop bölgesinde değil, Karadeniz'e de yayılmışlardı. Çok kalabalık bir halktır. Reenkarnasyona inanırlardı ve ölülerini yakarlardı. Nordik özellik gösterirlerdi, kumral-sarışın, beyaz tenli, renkli gözlü tiplerdi. Çok savaşçı, asi ruhlu, birlik oluşturamayan yapıları vardı. Geçmişleri Roma'nın kuruluşundan çok daha gerilere gider. M.Ö 1500'lü yıllarda, orta Avrupa'dan güneye inerek, Balkanlara ve Trakya'ya yerleşmiş olmalılar.
Bulgarlar, Traklar için Bulgarların ataları derler. Yunanlılar, Yunanlıların ataları olduklarını iddia ederler. Türkler, orta asya kökenli olduklarını iddia ederler. Hepsi masaldır.
Trakların önemli kısmı, Roma içinde asimile oldular. Roma'nın toplam askeri gücü 24 lejyondur. Bu 24 lejyondan 2 tanesi, Trakların kabile isimlerini taşırdı. Romalılar bunları; asi, yağmacı ve savaşçı olarak tanımlarlardı.
Fakat çok dik başlı olanları, dağbaşlarına yerleşerek, asimile olmadılar.
Mesela Osmanlı döneminde, Yeniçeri ocağında, savaş zamanları paralı askerlik yapan, ''Kırcalı'' ve ''Dağlı'' denilen toplulukların ataları Traklardır.
Osmanlı güçten düşünce, Yeniçeri ocağının kaldırılması zamanında, Osmanlı'ya isyan edenler de yine bunlardır. Çünkü, Yeniçeri ocağı kaldırılınca, alacakları para kesilecekti.
Osmanlı'da bunları aynen Roma'nın tanımladığı gibi asi, yağmacı ve savaçı olarak tanımlar.
Bunlar din için savaşmazlardı, kesinlikle etnik bir aidiyetleri de yoktu, kim para verirse onun için savaşırlardı.
Osmanlı'nın güçlü olduğu devirlerde Osmanlı için savaşanlar, Osmanlı güçten düşünce, Bulgarlar para verdiğinde, Bulgarlar için savaşıp, Türk köylerini basıp, katliamlar yapmışlar ve Bulgar tarihine de Bulgaristan'ı Türklerden temizleyen kahramanlar olarak geçmişlerdir.
Boşnaklar, Arnavutlar, Kırcalılar/dağlılar, Pomaklar....,hatta Doğu Karadeniz'deki Rum kökenliler ilginç bir şekilde, atalarının Konya-Karaman'dan gönderilmiş, Yörük-Türkmenler olduğunu iddia ederler.
500-600'lü yıllardan itibaren bölgeye Slavlar akmaya başladığından, Slav baskısı sebebiyle, Slav olmayan yukarıdaki toplulukların Türkleşmeleri doğaldır.
Ayrıca bölgede Müslümanlık; Alevilik-Bektaşilik üzerinden yayılmıştır.
Çünkü, Yeniçeri Ocağı devşirmelerden oluşuyordu, Yeniçeri Ocağının Müslümanlaştırılabilmesi için; sert ve katı Sunnilik yerine, çok daha yumuşak olan Bektaşilik bir çözüm olarak görülmüştü.

[hs37]

1453’te İstanbul’un muhasarası sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore yazdığı bir mektupta Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’ten "Troyalıların Prensi" şeklinde söz etmişti.Fatih Sultan Mehmed'in vakanüvisi Kritovulos, Fatih'in Midilli seferi sırasında Çanakkale'de Truva kalıntılarının bulunduğu bölgeye gelerek burada Truva savaşı kahramanları hakkında hayranlık hislerini belirterek onları methettiğini belirtmiştir. Kritovulos, Fatih'in başını sallayarak Truva medeniyetiyle ilgili şu sözleri sarf ettiğini yazmıştır:

Allah beni bu şehrin ve halkının dostu olarak bugüne kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarını yendik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Yunanlar, Makedonyalılar, Teselyalılar ve Moralılar ele geçirmişlerdi. Bunların biz Asyalılara karşı kötülüklerini aradan birçok devir ve yıl geçmesine rağmen onların torunlarından aldık.

Aynı şekilde Sabahattin Eyüboğlu'nun ‘Mavi ve Kara’ adlı denemeler kitabında Yunanlara karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Mustafa Kemal Atatürk’ün yanındaki bir subaya ‘'Dumlupınar’da Truvalıların öcünü aldık’' dediğini iddia eder.

[ayvagobeknuri]

Akşamdan beri şu olayı takip ediyorum: HTŞ ve SMO ortak hareket ediyorlar ama TSK destek vermiş değil.

Ahmet Özay
@aoezay
·
2d
Muhalifler #Halep Önlerinde

#Rusya’ın bazı birliklerini #Ukrayna’ya göndermesi ve #İran’ın #İsrail’den yediği baskınların ardından #Suriye’de #Haleb’in kapılarına dayandı.

#Türkiye yanlısı güçler Halep’te savunmayı kırdı. Halep’e 2,7 km uzaklıktalar.

[ayvagobeknuri]

Halep'in alınabilmesi için TSK'nın kuzeyden harekete geçmesi şart. Tel Rıfat'la ilgili belki 100 mesaj yazmışımdır. Orası alınmadan, Halep geri alınamaz. Orada pyd var.

Mahfil
@mahfildijital
🔴 HTŞ Batı Halep'teki operasyonu bu sözlerle duyurdu:

Halkımızın kanını, onurunu ve vatanımızı savunmak bizim en büyük görevimizdir. Rejim milisleri ve İranlı paralı askerler, Suriye halkına karşı açık bir savaş ilan etmiş, onurlarını ve yaşamlarını hedef almıştır.

İşledikleri tüm korkunç suçlar tek amaçlarının Suriyelileri yerinden etmek ve yok etmek olduğunu ortaya koyuyor.

"Direniş" kisvesi altında yaptıkları bu eylemler, aslında Arap ve İslam dünyasının duygularını sömürme girişiminden ibarettir.

Düşmana mesajımız nettir. Hedeflerinize ulaşmanıza asla izin vermeyeceğiz; önünüzde yalnızca ölüm ya da geri çekilme seçeneği bulacaksınız. Kılıçlarınızı keskinleştirin ve saflarınızı ilerletin.

Şii milisler ve destekçileri şunu bilsin. Hak için savaş başlamıştır.

Rusların da kayıpları var, tuzağa düştüler.

[yıkıkkentli54]

ayva adaşım hemşerim selanikli gardaşım nasılsın iyimisin yine tarihe ışık tutuyorsun sağlığın sıhhatin yerindedir inş.bizim dedeleride bu usmanoğlulları karaman oğullarını ilhak edince selaniğe postalamışlar hem dağıtmak hemide dindar müslümanların sınır boylarında olması için 500 yıl selaniği yurt edinmişler mubadelede dönmek zorunda kalmışlar şimdi sana bir sorum var adaşım eşim mohti laz hemide anne baba mohti bende karaman oğlu olduğuma göre bu mohti laz lar bize akrabamı yıllardır derim ben bir selanikli sen bir kafkasyalı nasıl buluştuk anadoluda diye aslında sanıldığı kadar uzak diyarların insanı değilmişmiyiz???

Abi o tabii ki doğru değil...Böyle çok hesap var ve propaganda yapıyorlar. Ama Türkiye'de Türk %7-8. O değişmez.
250-350 yıl nedir? Çok daha eski dönemlerde Türkçe öğretildi.
Asimile eden 2 millet var. Biri Yahudiler. İkincisini sülemem, sen bul.
Bak nasıl Türkçe konuşturulduklarını anlatayım. Mesela Osman. Denildiğine göre bubası 400 çadırla, Söğüt'e geliyor. İşte gelmeden önce bu 400 çadırlık, Türkçe konuşan topluluğu toparlamışlar. Nereden toparladıklarını da biliyorum da uzun sürer, ben 1250 sonrasını anlatayım.
Bunlar, Söğüt bölgesinde ticaret yollarının kesiştiği noktaya konuyorlar. İzmit, Bursa, Bilecik, İznik gibi yerleşim yerleri var, buralarda Rumlar, Ermeniler ve az sayıda Yahudiler var ve imalat yapıyorlar. Tabii Osman, Doğu Roma'nın güçten düştüğü, İstanbul'da iktidar mücadelelerinin olduğu zamanda bu bölgeye geliyor ve İstanbul'da işbirliği yaptığı güç odağı var. Yani Osman'ı bu bölgeye, Doğu Roma içinde bir klik getirmiştir. Nitekim İstanbul'da yönetimle ters düşenler Osman'a sığınıyorlar.
Osman, ticaret yollarını tuttuğu için bölgedeki, şehirlerdeki tüccarlar ve imalatçılar Osman'la işbirliği yapmak durumundalar. Osman'ın da bu imalatlara ihtiyacı var. İşte bu noktada bir win-win durumu ortaya çıkıyor.
Osman'ın izni olmadan kuş uçmuyor, Bizans zayıflarken, Osman sürekli güçleniyor. Bu şehirlere iletişimi kuvvetli Müslüman Türkleri yerleştirmeye başlıyor. Tabii öncesinde, köylere Müslüman Türkler yerleşiyorlar. İlk başta bölgedeki tüm kırsal kesime hakim olunuyor. Rum ve Ermenilerin kızlarını kaçırmaya başlıyorlar. Adım adım akrabalıklar kuruluyor. Hiç şüphen olmasın, hangi kızların kaçırılacağı, kimin kimin kızını kaçıracağı tek merkezden belirleniyor. İşte bu şekilde, asimilasyon hızla gerçekleşiyor. Önce köyler, sonra kasabalar, sonra şehirler Türkleşiyor.
Karadeniz'de Lazlar var ya ama Mohdi Lazlar. Sayıları azdır; Rize, Trabzon, Artvin'de varlar. İşte onlar bizim uzaktan akrabalarımızdır, kalın kafalıdırlar. İşte onlarda da önemli sülalelerin liderlerini araştıracaksın. Onlar Laz değiller.