Amerikali aktris Allison Williams'in dogum gunu (13 Nisan 1988)
![]()
Amerikali aktris Allison Williams'in dogum gunu (13 Nisan 1988)
![]()
Ingiliz heavy metal grubu Iron Maiden, 9.studyo albumu Fear of the Dark'in ilk single'i Be Quick or Be Dead'i 13 Nisan 1992'de EMI Records ettiketiyle yayinladi.
![]()
Pulitzer Odullu Amerikali roman ve kisa oyku yazari Wallace Stegner’in olum yildonumu (13 Nisan 1993)
“Basibos olmanin bizi her zaman heyecanlandirmis oldugu inkar edilmemeli. Bu kavram zihnimizde gecmisten ve baskidan, kanun ve usandirici yukumluluklerden kacisla birlikte, mutlak bir ozgurlukle de ilintilenmistir. Ve tum yollar her zaman batiya cikar." Bir Yasam Alani Olarak Amerika’nin Batisi
“It should not be denied... that being footloose has always exhilarated us. It is associated in our minds with escape from history and oppression and law and irksome obligations, with absolute freedom, and the road has always led West.”
“Kalp de dahil olmak uzere bircok sey kirilir. Yasamdan alinan dersler fikir olarak degil, yara izi ve nasir olarak birikir.”
Italyan roman ve deneme yazari, sair, editor ve uluslararasi entelektuel Giorgio Bassani’nin dogum yildonumu (13 Nisan 2000)
“Uzak, ulasilmaz yalnizligina hapsolmus su celimsiz ciplak sirtin onunde bu dusuncelere daldigim o ilk anda, icimden bir ses bana aniden Luciano Pulga gerceklerle yuzlesmeyi kabul edecek olsa bile benim kabul etmeyecegimi soylemeliydi. Ayriligin ve nefretin dogustan yazilmis bir kader oldugunu, ardina kadar acmayi dusundugum ayni kapinin ardinda bir kez daha saklandigimi anlamak bana zor geliyordu. Yapacak bir sey yoktu, ben bunu yapamazdim. Ne simdi ne de baska bir zaman.” Kapinin Ardinda
“Senonché, nel momento stesso in cui, dinanzi a quel gramo dorso nudo, remoto, a un tratto, inattingibile nella sua solitudine, mi abbandonavo a questi pensieri, già qualcosa doveva pur dirmi che se Luciano Pulga era in grado di accettare il confronto della verità, io no. Duro a capire, inchiodato per nascita a un destinodi separazione e di livore, la porta dietro la quale ancora una volta mi nascondevo inutile che pensassi di spalancarla. Non ci sarei riuscito, niente da fare. Né adesso, né mai.”
"Tiberina ugruna Flaminia'dan vazgecmekle aslinda ben karakterimin suclanmaya musait hafifligini ve istikrarsizligini, dahasi ona ve aileme karsi giderek zayiflayan bagliligimi sanki bin birinci kere kanitlamisim gibi." Kuru Otlarin Kokusu
"Come se in quell'abbandono della Flaminia in pro della Tiberina. di slancio. negarle di sostituirmi al volante fino a Perugia. nonché. in vena di mettere la testa oltre la soglia. del mio sempre più debole attaccamento a lei e alla famiglia."
"Alevlerin bizde de sonmeye yuz tuttugu ve buyuk bir ulusal parti olarak teskilatlanan fasizmin gec kalan herkese uygun fiyatla yerlesim yeri sunduğu 1925 senesinde, muhtesem ozel bir klinigin sahibi ve ayrica yeni Arcispedale Sant’Anna Hastanesi'nin kulak-burun-bogaz bolum baskani olarak Alhos Fadigati’nin, Ferrara’ya coktan saglam bir sekilde yerlesmis oldugu bir gercekti." Altin Gozluk
"Fatto sta che nel '25, quando la scalmana anche da noi cominciò a placarsi, e il fascismo, organizzandosi in grande partito nazionale, fu in grado di offrire vantaggiose sistemazioni a tutti i ritardatari, Athos Fadigati era già solidamente impiantato a Ferrara, titolare di un magnifico ambulatorio privato, e per di più direttore del reparto orecchio-naso-gola del nuovo Arcispedale Sant'Anna."
Arjantinli politik kuramci Ernesto Laclau'nun olum yildonumu (13 Nisan 2014)
"Duygu bakimindan yabancilasma ile ayrilma arasindaki fark, sucluluk ile kaygi arasindaki farka esittir: ozne, suclulugu buyuk otekinin onunde yasar; kaygi ise, bizzat otekinin yoksun, iktidarsiz oldugunun bir gostergesidir-kısaca, sucluluk, kaygiyi maskeler. Bu nedenle, psikanalizde sucluluk, eninde sonunda aldatan-karsiti olan sucsuzluktan geri kalmayan-bir kategoridir." Olumsallİk, Hegemonya, Evrensellik
"En términos de afectos, la diferencia entre la alienación y la separación iguala la diferencia entre culpa y angustia: el sujeto sienre culpa ante el gran Otro, mientras que la angustia es un signo de que el Otro mismo está en falta, que es impotente -en suma, la culpa disimula la angustia-·. En pslcoanáli sis, la culpa es por lo tanto una categoría que en defmitíva engaña -no menos que su opuesto, la inocencia-"
1999 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Alman romanci, sair, oyun yazari, illustrator, grafik sanatcisi ve heykeltiras Gunter Grass’in olum yil donumu (13 Nisan 2015)
Iste hikayemiz boyle dostlarim
Su parasiz yapilan alisveris
Iste borc kartimiz, cakiverin imzayi
Yorgan daima kisa gelirmis
Bu uc, su uca ulasamazmis
Diyebilir misiniz amma da is
Aramak onu ufuklarin ardinda
Arada dusmus yapraklari tekmelemek
Ovmak bir ciplak ayagi
Butun yurekleri kiraya vermek
Ya da bir aynali odada
Bir otomobilde
Kaporta aya dogru dikilmis
Masumluk, duruversin istedigi yerde
Nerede baslatirsa baslatsin cumbusunu
Sesler tiz perdeden kadincil ve sonsuz
Bir baskalik belirir her seferinde
Giselerin onunde, henuz acilmamis
Kenetlenmis eller durmadan citirdar
Kuyrukta sungusu dusmus bir adam
Bir zayif yasli bayan
Ve sinemadaki film
Bir buyuk aski ilan eder neonlu isiklar
Carsaf gibi reklamlarda
Senaristin de garantisi var.
“Bir resim albumundeki anlati zenginligi, bu dunya yuzunde baska nerede vardir? Hamarat bir amator fotografci kimligiyle bizi her pazar yukardan asagi, yani boylarimizi alabildigine kisaltip, isik durumunu biraz iyi, biraz kotu ayarlayarak resimlerimizi ceken ve kendi albumune yapistiran Aziz Tanri, dilerim elimden tutsun." Teneke Trampet
“Cosa mai a questo mondo, quale romanzo avrebbe l’epica vastità di un album fotografico? L’unica possibilità di flirtare con la nostra tristezza ci si offriva per il tramite delle foto, poiché su quelle istantanee realizzate in serie trovavamo noi stessi, se non palpabili, almeno, cosa più importante, passivi e neutralizzati.”
Uruguayli gazeteci ve yazar Eduardo Germán Hughes Galeano'nun olum yil onumu (13 Nisan 2015)
"Yasam, isimsiz ve ansizken, yapayalnizdi. Elleri vardi, ama dokunacak kimsesi yoktu. Agzi vardi, ama konusacak kimsesi yoktu. Yasam hicbir cag ile tanimlanamiyordu henuz. Iste o zaman arzu yayini gerdi ve firlattigiı arzu oku yasami ikiye boldu ve yasam iki kisi oldu. Bu ikisi bulustular ve gulustuler. Birbirlerine bakmak gulduruyordu onlari ve birbirlerine dokunmak da." Aynalar
"La vida, sin nombre, sin memoria, estaba sola. Tenía manos,pero no tenía a quién tocar. Tenía boca, pero no tenía con quién hablar. La vida era una, y siendo una era ninguna. Entonces el deseo disparó su arco. Y la flecha del deseo partió la vida al medio, y la vida fue dos. Los dos se encontraron y se rieron. Les daba risa verse, y tocarse también."
"2004 Temmuz’unda Cadiz’deki San Roque Koyu ikiye bolundu: Koyun yarisi ozel mulk olan bir inekten, diger yarisiysa belediyeye ait olan esekten yanaydi. Mevzu su ki, bir koy sakini, esegin namussuz niyetlerle inegini takip ettigi gerekcesiyle adli sikâyette bulunup tazminat talep etti. Inek tacizden kacarken ucuruma dusmus ve olmustu. Esegin avukati, inegin kirlara memeleri ortalikta, cirilciplak bir sekilde cikarak muvekkilini tahrik etttigini ileri surdu.
Merhum inegin avukatiysa tazminat talep ediyordu, cunku musterisi cinsel taciz kurbani olmustu. Diger avukatlar da, hukuk kasiginiı konuya daldırmanin bastan cikarıciligiına karsi koyamadilar. Merhum inek ve esek unutulup gitti." Hikaye Avcisi
"En julio del año 2004, el pueblo de San Roque, en Cádiz, se partió en dos: una mitad estaba con la vaca, de propiedad privada, y la otra mitad era favorable al burro, que pertenecía al municipio. El hecho es que un vecino planteó una demanda judicial, exigiendo una indemnización porque el burro había perseguido a la vaca con deshonestas intenciones. La vaca, huyendo del acoso, se precipitó al vacío y murió. El abogado del burro alegaba que la vaca lo había provocado al salir al campo completamente desnuda y con las tetas al aire.
El abogado de la difunta vaca exigía una indemnización, porque su cliente había sido víctima de acoso sexual. Otros abogados se sintieron tentados de meter la jurídica cuchara en el asunto. La difunta vaca y el burro quedaron sumidos en el olvido."
Enduluslu hekim, hukukcu, matematikci ve filozof Ibn Rusd'un dogum yildonumu (14 Nisan 1126)
"Yasa bize evrenin Tanri tarafindan ortaya cikarildigi ve yaratildigini; tesaduf olarak ya da kendiliginden olusamayacagini ogretir."
The Law teaches that the universe was invented and created by God, and that it did not come into being by chance or by itself.
"Eger dunyanin teleolojik incelenmesi felsefe ise ve [Tanrisal] Yasa bize boyle bir incelemeyi emrediyorsa o halde Yasa felsefeyi emretmektedir."
"If teleological study of the world is philosophy, and if the Law commands such a study, then the Law commands philosophy."
"Bilgi, nesne ile kavrayisin uyumudur."
“Thoughts have wings, no one can prevent them from flying."
Yer İmleri