Sayfa 2317/7020 İlkİlk ... 131718172217226723072315231623172318231923272367241728173317 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 18,529 - 18,536 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Irlandali yazar (Abraham) Bram Stoker, Dracula romanin, 18 Mayis 1897'de Londra'da Archibald Constable and Company araciligiyla yayinladi.


    "Bir sure ikimiz de sessiz kaldik ve pencereye dogru baktigimda, yaklasmakta olan safagin ilk solgun isiklarini gordum. Her seyin uzerine tuhaf bir durgunluk cokmus gibiydi; ama dinlerken, vadinin asagilarindan, pek çok kurdun ulumasini duydum. Kont'un gozleri parildadi ve soyle soyledi:

    'Onlari dinleyin -gecenin cocuklari. Ne muzik yapiyorlar ama!' "



    We were both silent for a while, and as I looked towards the window I saw the first dim streak of the coming dawn. There seemed a strange stillness over everything. But as I listened, I heard as if from down below in the valley the howling of many wolves. The Count's eyes gleamed, and he said.

    'Listen to them, the children of the night. What music they make!' "
    Son düzenleme : Terraluna; 18-05-2019 saat: 18:23.

  2. Italyan asilli Amerikali sinema yonetmeni Frank Capra'nin dogum yildonumu (18 Mayis 1897)


  3. Turk sair, siyasetci ve ogretmen Faruk Nafiz Camlibel’in dogum yildonumu (18 Mayis 1898)

    Annesi dun Zeynebe
    "Melek yavrum!" diyordu,
    Isitince bu sozu
    Kiz merak etti, sordu:
    -Melek yavrum ne demek?
    Dogrusu anlamadim.
    Melek kanatli olur;
    Hani benim kanadim?
    Cevap verdi annesi:
    - Uc yavrum daha vardi,
    Onlar kanatlanarak
    Elimden ucmuslardi.
    Hepsi yalniz birakti,
    Bu talihsiz kadini,
    Bari sen ucma diye



    Yesterday Zainab’s mum said to her
    “My angel child”
    When she heard her mum she cried:
    What does angel child mean? She asked.
    I didn’t quiet understand
    Angels have wings
    Where’re my wings?
    —I had three children
    They flew away
    From my heart
    They all left me alone
    Left this unfortunate lady alone
    I plugged out your wings
    So that you would not fly away



    They called you ugly
    I became enemy to beauty
    And faithless
    I even turned from God
    You picked the golden coins
    Tossed to you by lustful hands
    I grew to hate virtue
    I did not call you ugly
    Did not call you faithless
    Like your religion
    To me, your curses were blessed
    You lingered in my heart five years
    Not once did I call you a guest
    How did you think
    Of this ezcape now tell me
    To the wires of your godhead
    Strong as bowstrings
    My heart will go tied
    Pitiless for centuries
    If like a nymph yo urun
    From mountain to mountain
    I will follow you like a monster
    For centuries

  4. Ingiliz yazar George Meredith’in olum yildonumu (18 Mayis 1909)



    “Zeki bir kadin hazinedir. Guzel ve zeki bir kadin guctur. / Una donna arguta è un tesoro; una bellezza arguta è un potere”


    “Sentimantal kisi, kendisi icin yapilan bir seye iliskin hicbir sukran duygusu hissetmeden ondan zevk alan kimsedir. / Sentimental people do shrug their shoulders at these unsentimental acts of the creatures who never wander from nature.”


  5. Avusturyali besteci ve orkestra sefi Gustav Mahler'in olum yildonumu (18 Mayis 1911)


  6. Italyan aktor Massimo Girotti'nin dogum yildonumu (18 Mayis 1918)








  7. Alman yazar ve akademisyen Winfried Georg Sebald’in dogum yildonumu (18 Mayis 1944)

    "...Gunler, haftalar bosuna kafa yorarak geciyordu; aliskanliktan mi, yoksa kendini kanitlama isteginden mi yazmaya devam ettigini, yoksa baska turlusunu ogrenmemis oldugundan ya da yasama karsi bir saskinliktan, hakikat askindan, umutsuzluk ya da kizginliktan mi boyle yaptigini bilemiyordu insan; ayni sekilde insanin yazarak aklini basina daha mi cok topladigini, yoksa daha mi cok delirdigini de soylemek mumkun degildi. Belki de her birimiz, kendi eserimizi insa ederken geneli gorebilme yetenegimizi kaybediyorduk ve belki de bu nedenle, zihinsel tasarimlarimiz karmasiklastikca, bilgide asama kaydettigimizi saniyor, ama sonra, gercekte hayatimizin yonunu saptayan onceden hesaplanamaz belirsizlikleri hicbir zaman kavrayamayacagimizi da hemen anliyorduk..." Saturn'un Halkalari



    "...Tage- und wochenlang zermartert man sich vergebens den Kopf, wüßte, wenn man danach befragt würde, nicht, ob man weiterschreibt aus Gewohnheit oder aus Geltungssucht, oder weil man nichts anderes gelernt hat, oder aus Verwunderung über das Leben, aus Wahrheitsliebe, aus Verzweiflung oder Empörung, ebensowenig wie man zu sagen vermöchte, ob man durch das Schreiben klüger oder verrückter wird. Vielleicht verliert ein jeder von uns den Überblick genau in dem Maß, in dem er fortbaut am eigenen Werk, und vielleicht neigen wir aus diesem Grund dazu, die zunehmende Komplexität unserer Geisteskonstruktionen zu verwechseln mit einem Fortschritt an Erkenntnis, während wir zugleich schon ahnen, daß wir die Unwägbarkeiten, die in Wahrheit unsere Laufbahn bestimmen, nie werden begreifen können..."




    “Dilin eski bir sehir oldugunu farz edersek, sokaklar ver meydanlarla dolu dolambacli bir yer, cok eski donemlere uzanan evleri yikilmis, islah edilmis ve yeni insa edilmis mahalleleri ve acik araziye dogru surekli genisleyen kenar mahalleleri olan bir sehir, o zaman bende uzun bir sure ayri kaldigi icin bu yiginti icinde artik yolunu bulamayan, bir otobus duraginin ne ise yaradigini bilmeyen, arka avlu, kavsak, bulvar ve kopru nedir artik bilmeyen bir insan olurdum. Gecmiste yazmis olduklarimi da, evet ozellikle onlari hic anlamiyordum. Bu tur bir cumle diye dusunuyordum surekli, bu, sadece gorunuste bir anlam tasimaktadir, aslinda olsa olsa gecici bir caredir, tipki bazi deniz bitkileri ve hayvanlarinin, mesela ahtapotlarin, uzun kollariyla cevremi yokladigi gibi bizimde bizi cevreleyen karanligi koru korune yoklamak icin kullandigimiz bir nevi hastalikli uzantidir cahilligimizin.”



    “If language may be regarded as an old city full of streets and squares, nooks and crannies, with some quarters dating from far back in time while others have been torn down, cleaned up, and rebuilt, and with suburbs reaching further and further into the surrounding country, then I was like a man who has been abroad a long time and cannot find his way through this urban sprawl anymore, no longer knows what a bus stop is for, or what a back yard is, or a street junction, an avenue or a bridge….All I could think was that such a sentence only appears to mean something, but is in truth at best a makeshift expedient, a kind of unhealthy growth issuing from our ignorance, something which we use, in the same way as many sea plants and animals use their tentacles, to grope blindly through the darkness enveloping us.”

  8. Amerikali yazar, komedyen ve aktris (Elizabeth Stamatina) Tina Fey’in dogum gunu (18 Mayis 1970)






Sayfa 2317/7020 İlkİlk ... 131718172217226723072315231623172318231923272367241728173317 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •