-
Alman filozof Ludwig Andreas Feuerbach’in dogum yildonumu (28 Temmuz 1804)
"Tanri, tum dogal sinirlamalardan kurtarilmis, saf ve mutlak oznellikti; o, bireylerin olmak istedigi ve olacaklari her seydi. Bu yuzden Tanri’ya inanmak insanlarin sonsuzluga ve kendi dogalarinin gercegine inanmasiydi; Ilahi Varlik da mutlak ozgorluge ve sinirsiliga sahip oznel insandi. En temel gorevimiz artik yerine getirilmis oldu. Tanri’nin dunyaustu, dogaustu ve insanustu dogasini, temel ogeleri olan insan dogasinin ogelerine indirgedik. Analiz surecimiz bizi yine basladigimiz noktaya getirdi. Dinin baslangici, ortasi ve sonu Insandir."

"Gott ist die reine, absolute, von allen Naturschranken erledigte Persönlichkeit: er ist schlechtweg, was die menschlichen Individuen nur sein sollen, sein werden - der Glaube an Gott daher der Glaube des Menschen an die Unendlichkeit und Wahrheit seines eigen- en Wesens - das göttliche Wesen das menschliche, und zwar subjektiv menschliche Wesen in seiner absoluten Freiheit und Unbeschränktheit. Unsere wesentliche Aufgabe ist hiermit erfüllt. Wir haben das außerweltliche, übernatürliche und übermenschliche Wesen Gottes reduziert auf die Bestandteile des menschlichen Wesens als seine Grundbestandteile. Wir sind im Schlusse wieder auf den Anfang zurückgekommen. Der Mensch ist der Anfang der Religion, der Mensch der Mittelpunkt der Religion, der Mensch das Ende der Religion. "
-
Romantizm akiminin onde gelen temsilcilerinden Alman yazar Clemens (Wenzeslaus) Brentano'nun (de La Roch) olum yildonumu (28 Temmuz 1842)
"Kendini, sana inanilip gorev olarak verilen seyin ustune yukseltmeye calis ki cevrende herkes memnun olsun. Mutat iyilikten ve usluluktan fazla bir sey hissediyorsan bil ki yoksul dunyanin bunun icin bir duzeni yoktur, bunu sen sessizce kendi icin de kurmalisin ve kendin Tanri'ya bunun hesabini vermelisin ve bundan dolayi duygularin butun ahengiyle Tanrı'ya sukretmelisin. Senden istenen bu alalade gunluk istekleri yerine getirmek, seckin bir insan icin suphesiz pek kolaydir. Biraz gunun gereklerine uy. O zaman bu dunya, sikayetleriyle artik sana yuk olmayacaktir." Bahar Celengi

"Suche Dich über das, was man Dir als Pflicht zumutet, zu erheben, mache, daß alles um Dich zufrieden ist. Was Du mehr in Dir fühlst als das gewöhnliche Bravsein, dafür hat die arme Welt ja doch keine Ordnung, das mußt Du still in Dir bilden und Gott selbst dafür Rechnung stehen und mit der ganzen Harmonie der Gefühle dafür dankbar sein. Es ist dem vorzüglichen Menschen gewiß sehr leicht, alle gewöhnlichen Forderungen zufriedenzustellen, bequeme Dich ein wenig nach der Alltäglichkeit, und sie wird mit ihren Klagen Dir nicht mehr zur Last fallen."
-
Victorian donemin unlu sairlerinden Ingiliz Gerard Manley Hopkins'in dogum yildonumu (28 Temmuz 1844)

Margaret, yapraklarini dokuyor ya Altinkoru
Seni kederlendiren yoksa bu mu?
Yapraklarin gidisi, insan hali gibi ya, yasina o gonca
Dusuncelerinin mazhar olusu bundan mi yoksa?
Lakin, heyhat! yurek usul usul olgunlasir
Ve goz gorur, ama gonul gene de katlanir,
Bir ah vah bile etmez zamanla, oysa yerle yeksan
Curumektedir agac kabuklari, yapraklar gene darmadagin;
O zaman da aglarsin ama sir degildir artik niye agladigin.
Bak, yavrum, ne olursa olsun adi:
Hep aynidir elem pinarlari.
Ne agzindan, ne de zihninden dokulur soze
Yureginin duyduklari, doganlar ruhunun icine:
Bu muhru yemis de dogmus insan denen,
Bu sensin Margaret, yasini tuttugun, sen.

Uyanirim da, gunduzun degil, karanligin zulmu basar icimi.
Ne saatler, Ah ne kara saatler gecirdik bu gece
Boyunca! Neler gordun yurek, neler; girdin ne hallere!
Ve dahasi da isil isil daha uzun gunlere ertelenmisti.
Sahidim var ki konusuyorum boyle. Fakat, saat dilimdeki,
Yillardir aslinda, bir omurdur. Ve agidim var ya agidim ince
Bitmek bilmez cigliklarimdir, heyhat! yad ellerdeki can kisiye
Gonderilmis de yerine ulasmamis mektuplar gibi.
Safrayim ben, ben mide yanmasiyim. En kati hukmu Tanrinin
Acidir, ben bakayim ister tadina: oysa bendim benim tadim;
Kemikten yapilmisim, etle doldurulmusum, laneti kan, tika basa.
Ruhumun kendi mayasi ucuz bir hamurdur, eksir. Yok olan,
Yitip gidenler de boyledir, gorurum, ve geride bıraktiklari yangin
Benimkine benzer, onlarin kan ter benleri; beterin beteridir benimki ama.
-
Tavsan Peter'in Maceralari (The Tale of Peter Rabbit) romaninin Ingiliz yazari, illustrator ve doga bilimci Helen Beatrix Potter’in dogum yildonumu (28 Temmuz 1866)

"Tavsan Peter dul kalan annesi ve diger kardesleri ile bir evde yasamaktadir. Babasi yakinlarindaki Yesil Bahce'ye girmek zorunda kaldigi icin hayatini kaybetmistir. Bu bahcenin sahibi Mc Gregor bitkileri yuzunden tavsanlari hic sevmemektedir. Annesi Peter ve diger kardeslerine o bahceye girmelerini yasaklamistir. Tavsan Peter annesinin yasaklamis olmasina ragmen karni agriyan kardesinin tedavisi nedeniyle maydanoz lazim oldugu icin Bay Yesilbahce'nin bahcesine girer, bir guzel karnini da doyurur. Fakat Bay Yesilbahce'ye yakalanir. Bay Yesilbahce tavsan Peter'i kovalamaya baslar. Tavsan Peter Mc Gregor'un elinden kurtulmak icin kacarken elbislerini de kaybeder. Daha sonra Tavsan Peter Bay Yesilbahce'nin elinden kurtulmak icin oradan oraya saklanarak kacmaya calisir. Bu kovalamaca ve kacislar sonrasinda pek cok macera yasar."

"Peter lives with his family "in a sand- bank, underneath the root of a very big fir-tree." Mrs. Rabbit tells her children where they're allowed to go and warns them not to go into Mr. McGregor's garden. But that is just what Peter does. That is how Peter's father lost his life; Mr. Rabbit went into the garden. While Flopsy, Cotton- tail, and Mopsy are picking blackberries and their mother is at the baker's Peter goes into the garden. Peter starts stuffing himself with delicious food to the point where he feels ill. Peter searches for parsley when he sees the gardener, who starts chasing him around. A chase is on, Mr. McGregor is after Peter. Peter loses his shoes and can't remember how to get out of the garden. Next Peter loses his jacket and dashes into the tool shed. Mr. McGregor hears him so Peter quickly jumped out of a nearby window. Peter catches his breath and tries to calm down."
-
Italyan ressam Giuseppe Pellizza da Volpedo'nun dogum yildonumu (28 Temmuz 1868)
Il Quarto Stato (The Fourth Estate, 1901)

Mammina, 1892
-
Alman filozof Ernst Cassirer’in dogum yildonumu (28 Temmuz 1874)
" ‘Annemi asla unutmayacagim,’ der Jachmann'a ; ‘cunku benim icimde iyiligin ilk tohumunu o ekip yesertmistir ; kalbimi doganin etkilerine o acmistir; benim kavrayisimi o uyandirip gelistirmistir ; ve onun ogrettikleri yasamimda daima olumlu bir etkiye sahip olmustur.’" Kant'in Yasami Ve Ogretisi

“ ‘Ich werde meine Mutter nie vergessen,’ so hat er sich zu Jachmann geäußert; ‘denn sie pflanzte und nährte den ersten Keim des Guten in mir, sie öffnete mein Herz den Eindrücken der Natur, sie weckte und erweiterte meine Begriffe und ihre Lehren haben einen immerwährenden heilsamen Einfluß auf mein Leben gehabt.’ "
-
Fransiz-Amerikali heykeltiras, yazar ve ressam Marcel Duchamp'in dogum yildonumu (28 Temmuz 1887)


-
Avusturya asilli Ingiliz felsefeci Sir Karl Raimund Popper'in dogum yildonumu (28 Temmuz 1902)
"Gercek aydinlanma dusunuru, gercek rasyonalist hic kimseye hicbir konuda hukmunu gecirmeyi arzulamaz, asla, ikna etmek bile istemez, zira o her zaman, yaniliyor olabileceginin farkindadir."

"The true Enlightenment thinker, the true rationalist, never wants to talk anyone into anything. No, he does not even want to convince; all the time he is aware that he may be wrong."
"Insan dilde, muzikte, siirde ve bilimde yeni dunyalar yaratmistir; bunlarin en onemlisi, esitlik, ozgurluk ve zayiflara yardim yolundaki ahlak sistemlerinin dunyasidir." Acik Toplum ve Dusmanlari

"Man has created new worlds - of language, of music, of poetry, of science; and the most important of these is the world of the moral demands, for equality, for freedom, and for helping the weak."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri