Sayfa 3012/7020 İlkİlk ... 201225122912296230023010301130123013301430223062311235124012 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 24,089 - 24,096 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. “Yasamimin, oykudeki yesil incir agaci gibi onumde dallanip budaklandigini goruyordum.Her dalin ucunda tombul, mor bir incir gibi essiz bir gelecek beni cagiriyor, goz kirpiyordu. Incirlerden biri, bir es, mutlu bir yuva ve cocuklardi. Bir baskasi, unlu bir ozan, oteki parlak bir profesor, biri sasirtici editor Esther Greenwood, oburu Avrupa, Afrika ve Guney Amerika, biri Constantin, Sokrates, Attila ve garip adlari degisik meslekleri olan daha bir yigin asik, bir baskasiysa Olimpiyat takim sampiyonu bir kadindi. Bu incirlerin uzerinde ve otesinde, ne olduklarini pek cikaramadigim daha bir suru incir daha vardi. Kendimi dallarin catallandigi noktada otururken goruyordum.Ve incirlerden hangisini sececegime bir turlu karar veremedigim icin acliktan oluyordum. Hepsini ayri ayri istiyordum incirlerin, ama birini secmek otekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler burusup kararmaya basliyor ve birer birer topraga, ayaklarimin dibine dusuyorlardi.” Sylvia Plath, Sirca Fanus



    “Vidi la mia vita diramarsi davanti a me come il verde albero di fico del racconto.Dalla punta di ciascun ramo occhieggiava e ammiccava, come un bel fico maturo, un futuro meraviglioso. Un fico rappresentava un marito e dei figli e una vita domestica felice, un altro fico rappresentava la famosa poetessa, un altro la brillante accademica, un altro ancora era Esther Greenwood, direttrice di una prestigiosa rivista, un altro era l’Europa e l’Africa e il Sudamerica, un altro fico era Costantin, Socrate, Attila e tutta una schiera di amanti dai nomi bizzarri e dai mestieri anticonvenzionali, un altro fico era la campionessa olimpionica di vela, e dietro e al di sopra di questi fichi ce n’erano molti altri che non riuscivo a distinguere. E vidi me stessa seduta alla biforcazione dell’albero, che morivo di fame per non saper decidere quale fico cogliere. Li desideravo tutti allo stesso modo, ma sceglierne uno significava rinunciare per sempre a tutti gli altri, e mentre me ne stavo lì, incapace di decidere, i fichi incominciarono ad avvizzire e annerire, finché uno dopo l’altro si spiaccicarono a terra ai miei piedi.”

  2. ...olmek bir sanattir,
    her sey gibi
    Essiz bir ustalikla yapiyorum bu isi
    Oyle ustaca ki insana korkunc geliyor.
    Oyle ustaca ki insana gerceklik duygusu veriyor.
    Bu konuda iddaliyim sanirim…



    ....morire, e' un'arte,
    come una qualsiasi altra cosa
    Io lo faccio in modo eccezionale
    Io lo faccio che sembra un inferno
    Io lo faccio che sembra reale
    Ammetterete che ho la vocazione...

    Sylvia Plath

  3. 28 Ekim Dunya Animasyon Gunu / Giornata Mondiale dell'Animazione




  4. Kuzey Avrupa Ronesansi'nin onemli ustasi ve klasik edebiyat arastirmacisi, humanist bilgin ve ilahiyatci Erasmus’un (Erasmo da Rotterdam - Desiderius Erasmus Roterodamus) dogum yildonumu (28 Ekim 1466)

    “Oyleyse soruyorum, kendisinden nefret eden adam baskasini sevebilir mi? Kendisiyle anlasamayan kisi baskasiyla anlasabilir mi? Kendisinden bile bikmis usanmis kisi baskasina keyif verebilir mi? Bana gore, insan Delilikten daha deli degilse bu sorular karsisinda sadece susar.”



    “Now tell me: can a man love anyone who hates himself? Can he be in harmony with someone else if he's divided in himself, or bring anyone pleasure if he's only a disagreeable nuisance to himself? No. one, I fancy, would say he can unless there's someone more foolish than Folly”

  5. Flaman ressam (Guiliam Gabron) Willem Gabron'un dogum yildonumu (28 Ekim 1619)

    Still-life with macaws and two King Charles spaniel, 1634s




    Still Life with Turkish Carpet and a Parrot, 17th century


  6. Ilk Amerikan Universitesi Harvard, 28 Ekim 1636 tarihinde Newtowne (simdi Cambridge), Massachusetts’te kuruldu.






  7. 17. yuzyilin en onemli dusunurlerinden, dusunce ozgurlugunu, insan eylemlerini akla gore duzenlemek anlayisini en genis olcude yayan ilk dusunur, Ingiliz klasik liberal filozof John Locke’in olum yildonumu (28 Ekim 1704)

    “Cocugun gosterisliligi sebebiyle yeni giysi arzulamasi saglanir; ve kucuk kiz yeni elbisesini giydiginde anne ona kucuk kralicem ve prensesim diyerek onun kendisini begenmesini ogretmekten baska ne yapabilir? Boylece kucukler daha kendileri giyemeden kiyafetlerinden gurur duymayi ogrenirler. Ebeveynleri o kadar erken yaslarinda onlara ogretmisken neden buyuduklerinde terzinin yaptigi bir elbisenin dis gorunusuyle kendi degerlerini bicmeye devam etmesinler ki?”



    “A child is set a-longing after a new suit, for the finery of it; and when the little girl is tricked up in her new gown and commode, how can her mother do less than teach her to admire herself, by calling her, her little queen and her princess? Thus the little ones are taught to be proud of their clothes, before they can put them on. And why should they not continue to value themselves for their outside fashionableness of the taylor or tirewoman's making, when their parents have so early influenced them to do so?”

  8. Italyan ressam Antonino Gandolfo'nun dogum yildonumu (28 Ekim 1720)

    Apollo Conducting a Choir of Maidens, 1776




    Allegory of the virtues Mocenigo, 1787


Sayfa 3012/7020 İlkİlk ... 201225122912296230023010301130123013301430223062311235124012 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •