-
Italyan besteci Giacomo Puccini, Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa'nin librettosunu John Luther Long'in ayni isimli kisa oykusunden uyarladigi Madam Butterfly operasinin bestesini 27 Aralik 1903'de tamamladi. (Ilk sahnelenisi: 17 Subat 1904, Teatro alla Scala, Milano)

-
James Barrie’nin Peter Pan oyunu ilk kez 27 Aralik 1904 tarihinde Londra, Duke of York’s Theater’da sahnelendi.

-
Turk sair Asaf Halet Celebi'nin dogum yildonumu (27 Aralik 1907)

I sat in rooms
and became one with them
I went out to the streets
and the streets flowed in my veins
I chenged into visible objects
and the objects into an eye that keeps
watching me
yet I am not visible
-
Alman gazeteci ve yazar (Raimund Pretzel) Sebastian Haffner'in dogum yildonumu (27 Aralik 1907)
“Dunya uzerinde hicbir halk Almanlarin ‘1923’ tecrubesine tekabul eden bir sey yasamamistir. Dunya savasini hepsi yasamistir, bircogu devrimler, toplumsal krizler, grevler, muazzam servet transferleri, hiperenflasyon donemleri yasamistir; ama hicbiri 1923’te Almanya’da vuku bulanlara, butun yukarida saydiklarimizin hepsinin birden fantastik ve grotesk bir zirveye cikmasina tekabul edecek bir sey gormemistir.
Dolar once her sohbetin gundem maddesi haline geldi ve sonra bir anda etrafimiza bakindik ve hadisenin gunluk hayatimizi nasil berhava ettigini tespit ettik. Her sey hizla eriyordu. Daha dun elli bin Mark fiyati olan patates bugun yuz bine satiliyordu; gecen Cuma gunu eve getirilen altmis bes bin marklik bir maas Sali gunu bir paket sigara almaya yetmez oluyordu.” Bir Alman’in Hikayesi

"Kein Volk der Welt hat etwas erlebt, was dem deutschen ‚1923‘-Erlebnis entspricht. Den Weltkrieg haben alle erlebt, die meisten auch Revolutionen, soziale Krisen, Streiks, Vermögensumschichtungen, Geldentwertungen. Aber keins die phantastische, groteske Übersteigerung von alledem auf einmal, die 1923 in Deutschland stattfand. Keins diesen gigantischen karnevalistischen Totentanz, dieses nicht endende blutig-groteske Saturnalienfest, in dem nicht nur das Geld, in dem alle Werte entwertet wurden.
Die Lebenshaltungskosten hatten angefangen davon zu jagen, denn die Händler folgten dem Dollar dicht auf den Fersen. Ein Pfund Kartoffeln, das noch am Vortage fünfzigtausend Mark gekostet hatte, kostete heute schon hunderttausend, ein Gehalt von fünfundsechzigtausend Mark, das man am vorigen Freitag nach Hause gebracht hatte, reichte am Dienstag nicht aus, um ein Paket Zigaretten zu kaufen."
-
Amerikali yenilikci sair ve deneme yazari Charles Olson'in dogum yildonumu (27 Aralik 1910)
En basit seyleri en son ogrendim.
Birtakim guclukler bu yuzden cikti
Denizde bile yavastim, kumanyami alirken,
Islak guverteden gecerken.
Anladim benim isim degildi
denizlere acilmak. Ama isim denizlerdeyken bile,
yabanci kaldim en bildik seylere. Gec kaldim,
ve aklim yatmadi adamin ileri surdugu gibi
boyle gecikmelerin
artik dogasi geregi olduguna
boyun egmenin,
agir akan zamanda
hepimizin gec kaldigina,
baska baska insanlara donustugumuze
buyudugumuz zaman
ve tek olanin
kolayca taninmadigina
Bozulan bir isten
soz ediyorum, bu sabah,
deniz
uzanirken aciklara
ayaklarimin altinda.

I have had to learn the simplest things
last. Which made for difficulties.
Even at sea I was slow, to get the hand out, or to cross
a wet deck.
The sea was not, finally, my trade.
But even my trade, at it, I stood estranged
from that which was most familiar. Was delayed,
and not content with the man’s argument
that such postponement
is now the nature of
obedience,
that we are all late
in a slow time,
that we grow up many
And the single
is not easily
known
It is undone business
I speak of, this morning,
with the sea
stretching out
from my feet
-
Kanadali yazar ve sair Elizabeth Smart’in dogum yildonumu (27 Aralik 1913)

"Tereyaginin fiyati on sent artmis. Insaninkiyse dusmus. / Butter is up ten cents. The human being is down.”
"Bir demiryolunun son istasyonunda raylarin dibine atilmis bir balik kafasini yemek icin ususen kedileri gorunce, evsizleri ve kimsesizleri bile doyuracak bollukta oldugunu fark ettim duygularimin." Merkez Istasyonu'nda Oturup Agladim

“When I saw a horde of cats gathenng at a railway terminus to feed on a fish-head thrown near the tracks, I felt, It is the lavishness of rny feelings that feeds even the waifs and strays.”
"Herkesi kendime uzak buluyorum. Herkesi, her seyi gormezden geliyorum, curuyup bir lese donusmeme engel olmaya kalkan herkesten nefret ediyorum. Doga yalnizca bunaltici bir hava, ciceklerse varolusun bezginligini insanin yuzune vuruyor."

"All people seem criminally irrelevant. I ignore everyone and everything, and, if crossed or interrupted in my decay, hate. Nature is only the irking weather and flowers crude reminders of stale states of being.”
-
Italyan roman ve senaryo yazari Giuseppe Berto'nun dogum yildonumu (27 Aralik 1914)
"Vurulacak hedef bir istasyon, bir hemzemin gecit, bir kopru ve demiryolu agi. Bu kadar yuksekten cocuk oyuncagina benziyorlar. Dusman savasta bunlardan yararlanabilecegi icin, hepsinin vurulmasi gerekiyor. Bunlarin yakininda ya da cevresinde, yine cocuk oyuncagina benzeyen ayni olcude kucuk baska seyler de var. Bunlar, hedefi tayin eden ozel isaretlerle harita uzerinde belirtilmemis olan evler. Bu yuzden sanki hic yokmus gibi dikkate alinmiyor. Evlerinin icinde yasayan bircok insan, onlar da dikkate alinmiyor. Belki de bu kentin nufusu yuz binden fazla. Dehsete kapilan yuz binden fazla insan isiklari gordu, motorlari duydu ve anladi." Gok Kirmizi

"L'obiettivo è una stazione, un cavalcavia, un ponte, dei fasci di binari. Così dall'alto sembrano giocattoli per bambini. Quelle cose si devono colpire, perché il nemico se ne serve per la guerra. Ma intorno e vicino ad esse ci sono delle altre cose, egualmente piccole come giocattoli per bambini. Sono le case delle città, che sulle carte non sono segnate con i segni speciali che mettono in risalto l'obiettivo. Perciò si trascurano, è come se non ci fossero. E si trascura anche che dentro le case vive la gente, molta gente. Forse la piccola città ha più di centomila abitanti, ora che tanti profughi vi si sono rifugiati dalle città vicine. Più di centomila persone cadute nel terrore. Hanno visto le luci, sentito i rumori, e hanno capito."
-
Turk sinemasinin ilk kadin yildizi ve ilk kadin film yonetmeni (Cahide Serap) Cahide Sonku'nun dogum yildonumu (27 Aralik 1919)

Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri