Sayfa 3352/7020 İlkİlk ... 235228523252330233423350335133523353335433623402345238524352 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 26,809 - 26,816 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Nobel Fizyoloji ve Tip Odullu Italyan norolog Rita Levi-Montalcini'nin olum yildonumu (30 Aralik 2012)

    “Beynin kirisikliklari yok. Beynimiz surekli calismaya devam ederse, seksen yil sonra bile surekli kendini yeniler. Baska bircok organin tersine genclesebilir de. Ben bir ornegim. 100 yasimda yirmi yasinda sahip oldugumdan cok olanak var onumde.”



    "Il cervello non ha rughe. Se continua a lavorare sodo, si rinnova continuamente, anche dopo gli ottant'anni. Anzi, a differenza di altri organi, può perfino migliorare. Ogi ritengo di avere più possibilità di quando avevo vent'anni, per profondità di pensiero e intuito"



    "Her seyden once, zor anlardan korkmayin. En iyisi onlardan gelir."

  2. 2 Akademi Odullu Alman asilli Amerikali aktris Luise Rainer'in olum yildonumu (30 Aralik 2014)




  3. "Onu hala gorebiliyorum. Kadinlarin alinlarinda goruyorum. Sairlerin riyakarliginda. Muhtesem bir kadin sarkicinin bogazinda, bir kacagin avcunda. Tel orgulere dayali halde. Cicekli bir elbisenin uzerindeki kan damlasi seklinde. Bohcami aciyorum, icinde ne varsa, kiris kiris olmus topraga dokuyorum. Yok iste; eski bir kasik, bir dumen, bir telsizden geriye kalanlar. Uzerine oturmak icin yere kumas sererken, topraktaki yariklar kadar uzun nefesler aliyorum. Boyle yapinca sanki ruhlari durduruyorum; onlari titremekten alikoyuyorum." Patti Smith, Hayalperestler



    "I can still see it though. I see it on the foreheads of the women. In the poet’s hollow. I see it at the throat of a diva and in the palm of the deserter. Pressing against a wire fence. A drop of blood on a calico dress. I open my bundle and dump the contents in the furrows of the earth. Nothing – an old spoon, a rudder, the remains of a walkie-talkie. Spreading the cloth to rest upon I take breaths as long as the furrows. As if to quell the spirits; hold them from shaking and clanging."

  4. “Yasadiklarindan sonra yirmi yasina geldiginde bir rock yildizi olmayacagini biliyorsun. Yirmi besine geldiginde discii ya da bir profesyonel olmayacagini da anliyorsun. Otuzlarina varmadan da bir karanlik cokmeye basliyor – zenginligi ve basariyi bir kenara birak, hayal ettigin seyi gerceklestirip gerceklestiremeyecegini merak ediyorsun. Otuz besine vardiginda o sirada yaptigin sey, temelde, hayatinin geri kalaninda da yapacagin sey oluyor; kaderine boyun egmis oluyorsun.” Douglas Coupland, Komadaki Sevgilim



    “By the age of twenty, you know you're not going to be a rock star. By twenty-five, you know you're not going to be a dentist or any kind of professional. And by thirty, darkness starts moving in – you wonder if you're ever going to be fulfilled, let alone wealthy and successful. By thirty-five, you know, basically, what you're going to be doing for the rest of your life, and you become resigned to your fate."

  5. ”Bir ev hayal ediyoruz, bir umut dikdortgeni. Uzerinde soluk bir pike ortulu tek kisilik bir yatagin, bir iki degerli kitabin, bir pul defterinin oldugu bir oda. Rengi solmus cicekli duvar kagitlariyla kapli duvarlar, yeni yesermis bir cayir gunesle alacalanir ve bir dere, icinde iki isiltili kuregi ve mavi yelkeniyle kucuk bir teknenin bekledigi daha buyuk bir dereye dokulurken bir anda yikiliveriyor.” Patti Smith, M Treni



    "We imagine a house, a rectangle of hope. A room with a single bed with a pale coverlet, a few precious books, a stamp album. Walls papered in faded floral fall away and burst as a newborn meadow speckled with sun and a stream emptying into a greater stream where a small boat awaits with two glowing oars and one blue sail."

  6. "Ben gencken..."

    "Ne kadar gencken?"

    "Yirmi yasimdan kucukken demek istiyorum. Hayati surekli hizlanan, hizini artiran bir sey sanirdim. Her yilla birlikten daha zenginlesecek, daha derinlesecek bir sey. Insan giderek daha cok sey ogrenir, daha olgunlasir, daha bir icgoru kazanir, gercegin daha cok icine girer..." Sesine bir kararsizlik geldi.

    Port birdenbire guldu. "Ve simdi anliyorsun ki hic de oyle degilmis, ha? Daha cok, sigara icmeye benziyormus. Ilk birkac nefesin tadi harika. Sonuna dogru eskiyecegi, kotulesecegi insanin aklina bile gelmez. Sonra onu olagan kabul etmeye baslarsin. Birdenbire bakarsin ki, neredeyse izmaritine kadar gelmissin. Iste aciligini o zaman hissedersin." Paul Bowles



    "When I was young ...

    "How young?"

    "Before I was twenty, I mean, I used to think that life was a thing that kept gaining impetus. It would get richer and deeper each year. You kept learning more, getting wiser, having more insight, going further into the truth —" She hesitated.

    Port laughed abruptly. "And now you know it's not like that. Right? It's more like smoking a cigarette. The first few puffs it tastes wonderful, and you don't even think of its ever being used up. Then you begin taking it for granted. Suddenly you realize it's nearly burned down to the end. And then's when you're conscious of the bitter taste."

  7. Alman ressam Philipp Friedrich von Hetsch'in olum yildonumu (31 Aralik 1839)

    Cornelia, Mother of the Gracchi, 1794




    Cupid and Psyche, 1838


  8. Italyan ressam Giovanni Boldini'nin dogum yildonumu (31 Aralik 1842)

    Girl Reading in a Salon, 1876




    The Dispatch-Bearer, 1879


Sayfa 3352/7020 İlkİlk ... 235228523252330233423350335133523353335433623402345238524352 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •