Bronz Üye
Bronz Üye
Bronz Üye
Bronz Üye
Bronz Üye
Huldremose kadınıyla tanışın!
Danimarka'daki bir turba bataklığında keşfedilen bu bireyin kalıntıları, MÖ 2. yüzyılda yaklaşık 2.000 yıl öncesine tarihleniyor. Analizler, öldüğünde 40 yaşın üzerinde olduğunu ve keskin bir aletin sağ üst kolunu kestiğini gösterdi. Diğer bataklık cesetlerinde olduğu gibi, Huldremose kadını da inanılmaz şekilde korunmuştu ve
"derisi, saçı, giysileri ve mide içeriğiyle birlikte bedeni" sağlamdı.
Giysileri yün bir etek, kareli bir yün atkı ve iki deri pelerinden oluşuyordu. Etek, bele dokunmuş deri bir kayış kullanılarak belden bağlanmıştı. Atkı boynunun etrafına oturmuştu ve kuş kemiklerinden yapılmış bir iğne kullanılarak tutturulmuştu. Pelerinler, 11 kuzu derisinden yapılmış koyun derisinden yapılmıştı. Pelerin, ekilen 22 yama tarafından mülk olarak giyilmişti. Deliklerden biri "ince işlenmiş bir kemik tarak, ince mavi bir saç bandı ve bir deri kordon içeriyordu, hepsi bir mesaneye sarılmıştı." Bir muska olarak kullanıldığı düşünülüyor. Saçları boynuna dolanmış yün bir iple bağlanmıştı. Boynundan iki kehribar boncukla başka bir yün ip sarkıyordu.
Araştırmacılar bir yüzük izi buldular ancak ceset keşfedildiğinde ilk başta çıkarılmış olabileceği için bir tane bulunamadı. Giydiği diğer giysiler bitki liflerinden yapılmıştı ve tekstilin çoğu bataklıkta çürümüştü. Giysiler bugün kahverengi görünse de analizler eteğin başlangıçta mavi ve atkısının kırmızı olduğunu gösteriyor. Mide içeriği son yemeğinin tohumlu öğütülmüş çavdar ve hayvansal dokudan oluştuğunu gösteriyordu. Neden öldüğü bilinmese de diğer bataklık cesetlerinde olduğu gibi bir kurban olduğuna inanılıyor.
Bronz Üye
Bronz Üye
Bronz Üye
Ağaçkakan'ın muhteşem özelliği
Gönderi Kuralları
Alıntı yaparak yanıtla
Yer İmleri