Sayfa 3618/7020 İlkİlk ... 261831183518356836083616361736183619362036283668371841184618 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 28,937 - 28,944 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Rus diplomat, Sovyetler Birligi Norvec Elcisi, Sovyet hukumetindeki ilk kadin bakan Aleksandra Mihayilovna Kollontay'in olum yildonumu (9 Mart 1952)

    "Yeni (bekar) kadinlar, gri giysilere burunmus, isci mahallelerinden sonu gelmez kafilelerle safak vakti fabrikalara ve imalathanelere, garlara ve tramvaylara dogru yola cikan milyonlarca kisidir. Yeni (bekar) kadinlar, sayilari onbinlere ulasan, genc ya da daha simdiden solmus, buyuk sehirlerdeki hucre-odaciklarinda yalniz yasayan, 'bagimsiz evler'in sayisini artiran kisilerdir. Yasam icin sessizce ve kesintisiz mucadele surduren, gunlerini buro masasi basinda, telgraf araclari yaninda, dukkan tezgahlari arkasinda geciren genc kizlar ve kadinlardir bunlar. Yeni (bekar)kadinlar, taze ruhlu, kafalari dusler ve gozupek projeler dolu, bilim ve sanat tapinaklarinin kapilarini calan, saglam erkeksi bir yuruyusle, dusuk ucretli bir ders aramak, herhangi bir rastlanti is bulmak icin kenti bastan basa dolasan genc kadinlardir. Bekar kadini, calisma masasinda oturmus olarak, laboratuvarda bir deneyi tamamlarken, arsivleri karistirirken, klinik calismasina yetismek icin acele ederken, siyasal bir konusma hazirlarken goreceksiniz."



    "Single women. They are the million figures, wrapped in drab clothing, who pour out of the working-class quarters in an endless train on their way to work sites and factories, who set out for the circular railways and the tramcars in that hour before daybreak in which dawn still battles with the darkness of night. Single women. They are those tens of thousands of young, already fading, women who settle down in the big cities in lonely roomcages and increase the statistic of 'independent' households. They are girls and women who ceaselessly wage the grim struggle for existence, who spend their days sitting on the office chair, who bang away at telegraph apparatuses, who stand behind counters. Single women: they are the girls with fresh hearts and minds, full of bold fantasies and plans who pack the temples of science and art, who crowd the sidewalks, searching with vigorous and virile steps for cheap lessons and casual clerical jobs. We see single women seated at a worktable preparing a laboratory experiment, burrowing through archival material, rushing off to hospital patients, drafting a political speech."



    “Vasya kimildamaya cesaret edemiyordu. Bu apansiz mutlulugun, bu parlak, isiktan kanatli mutlulugun, yureginden ucup gitmesinden korkuyordu. Sanki simdiye kadar, yasamin anlamini hic bilmemis, hissetmemis, anlamamisti. Ama simdi, onu kavramisti. Ne umutsuzluk, ne telas, ne is, ne keyif ne de bir amac pesinde kosmak, yalnizca yasam: saf ve basit. Yasam; leylaklarin ustunde donen arilarin, agaclarda oten kuslarin, cayirda cirlayan agustosboceklerinin yasami gibi. Yasam! Yasam! Yasam!”



    “Vasya didn’t dare move. She was afraid that this sudden joy, this bright, light-winged joy might fly out of her heart. It was as if she had never known or felt or understood the meaning of life before. But now she had grasped it. No despondency, no rushing about, no work, no joy, no pushing toward a goal, but life pure and simple. Life, like the life of the bee circling over the lilacs, like the life of the birds singing in the trees, like the life of the crickets chirping in the grass. Life! Life! Life!”

  2. Italyan aktris (Francesca Romana Rivelli) Ornella Muti'nin dogum gunu (9 Mart 1955)






  3. Fransiz aktris ve dans sanatcisi Juliette Binoche'nin dogum gunu (9 Mart 1964)










  4. Criminal Minds dizisinin Dr. Spencer Reid karakteri Amerikali aktor, yapimci, moda modeli ve ressam Matthew Gray Gubler’in dogum gunu (9 Mart 1980)




  5. Madonna kendi ismiyle cikardigi albumunun 2. single'i Burning Up'i (Physical Attraction) 9 Mart 1983'de Sire ve Warner Bros.etiketleriyle yayinladi.


  6. Ispanyol sinema tarihinin bugune kadar gelmis gecmis en etkili aktorlerinden, ses tonu ve oyunculugu ile buyuklugunu kanitlamis Ispanyol aktor (Fernando Casado Arambillet) Fernando Rey'in olum yildonumu (9 Mart 1994)





    Carole Bouquet ve Frnando Rey. Arzunun O Belirsiz Nesnesi (Cet obscur objet du désir - That Obscure Object of Desire - Quell'oscuro oggetto del desiderio, 1977) Yonetmen: Luis Buñuel

  7. Alman asilli Amerikali yazar ve sair (Heinrich Karl Bukowski) Charles Bukowski'nin olum yildonumu (9 Mart 1994)



    "Bes parasiz olup kadinin tarafindan terk edilmek kadar kotu bir sey daha yoktur. Icki yok, is yok; duvarlar sadece oturur duvarlari seyreder ve dusunursun. Buydu kadinlarin intikami, ama onlara da aci veriyor, onlari da zayiflatiyordu." Charles Bukowski, Kadinlar



    "Non c'è niente di peggio che venir piantati dalla propria donna quando si è al verde. Niente da bere, niente lavoro, solo quattro pareti, star lì seduti a fissare le pareti e a pensare. Ecco come si vendicavano le donne, ma stavano male anche loro. O così mi piaceva credere." Donne



    “Beni taniyan herkesin size soyleyecegi gibi, makbul biri degilim. Kotu adami sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. Iyi isleri olan sinek kaydi trasli, kravatli tiplerden hoslanmam. Umitsiz adamlari severim, disleri kirik, uslari kirik, yollari kirik adamlari. Ilgimi cekerler. Kucuk surpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadinlardan da hoslanirim; coraplari sarkmis, makyajlari akmis, sarhos ve kufurbaz kadinlardan. Azizlerden cok sapkinlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yaninda rahatimdir, cunku ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni sekillendirmesinden hoslanmam.”

  8. Fransiz gazeteci, Fransiz moda dergisi Elle'nin yazari ve editoru Jean-Dominique Bauby’nin olum yildonumu (9 Mart 1997)

    “Bazen kirk dort yasinda bir bebek gibi baskasi tarafindan temizlenmenin, dondurulmenin, silinmenin ve giydirilmenin cok matrak oldugunu dusunuyorum. Hatta kendimi kaptirip bir bebek gibi aci bir keyif aldigim bile oluyor. Ertesi gun ise tum bunlar tam anlamiyla sacma geliyor ve goz yaslarim, hasta bakicinin yuzume surdugu tiras kopugunun uzerine damliyor. Haftalik banyolarima gelince, bana ayni anda hem aci hem de asiri bir mutluluk veriyorlar. Kuvete girdigim o nefis anin hemen ardindan onceki hayatimin kopuklu luks anilarinin ozlemi geliyor. Bir fincan cay veya bir kadeh viski, bir kitap veya bir yigin gazete esliginde; ayak parmaklarimla musluklari cevirerek uzun sure suda kalirdim. Bu gibi keyifleri animsadigim, icinde bulundugum durumu bu denli aciyla fark ettiren ender anlar var.”



    “Un jour, je trouve cocasse d’être, à quarante-quatre ans, nettoyé, retourné, torché et langé comme un nourrisson. En pleine régression infantile, j’y prends même un trouble plaisir. Le lendemain, tout cela me semble le comble du pathétique, et une larme roule dans la mousse à raser qu’un aide-soignant étale sur mes joues. Quand au bain hebdomadaire, il me plonge à la fois dans la détresse et la félicité. Au délicieux instant où j'immerge dans la baignoire succède vite la nostalgie des grands barbotages qui étaient le luxe de ma première vie. Muni d'une tasse de thé ou d'un whisky, d'un bon livre ou d'une pile de journaux, je marinais longuement en manoeuvrant les robinets avec les doigts de pied. Il y a peu de moments où je ressens aussi cruellement ma condition à l'évocation de ces plaisirs."

Sayfa 3618/7020 İlkİlk ... 261831183518356836083616361736183619362036283668371841184618 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •