Sayfa 3663/7020 İlkİlk ... 266331633563361336533661366236633664366536733713376341634663 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 29,297 - 29,304 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Alman roman, deneme ve senaryo yazari, edebiyat elestirmen Christa Wolf’un dogum yildonumu (18 Mart 1929)

    “Bu Roket ve bombalar, icinde yasadigimiz medeniyetin tesadufen urettigi urunler degildir.Kendi sonunu bu denli titizlikle planlayan ve bunun icin gerekli zemini hazirlayan bir medeniyet hastadir, buyuk bir ihtimalle beyninden rahatsizdir, belki de olumcul derecede hastadir.“ Kassandra



    “Diese Raketen, diese Bomben sind kein Zufallsprodukt dieser Zivilisation.Wenn diese Zivilisation imstande war, ihren eigenen Untergang derartig zu planen und vorzubereiten, sich die Mittel dafür zu beschaffen unter solch furchtbaren Opfern, dann ist sie krank, wahrscheinlich geisteskrank, vielleicht todkrank.”




    "Yalnizca, ozenilmemis bir varolus taslagi oldugumuzun bilincine varabilmek-kim bilir, belki de firlatilip atilmak ya da yeniden ele alinmak icin. Hicbir payimiz yok bu olguda. Ve insanliga yakisan buna gulup gecmektir. Bir yara gibi acik ve ortada kalan bir yapita baglanip kalmak.

    Neler soyluyorsunuz hala, yoksa dusunmeyi mi surduruyorsunuz?

    Biz cok sey biliyoruz. Kacik diyecekler bizim icin. Insanin, kendini gelistirmesi icin yaratildigina inanmak; yuzyillar boyu silip atamadigimiz bu dusunce ruhlarimizi boguyor."



    "Begreifen, daß wir ein Entwurf sind – vielleicht, um verworfen, vielleicht, um wieder aufgegriffen zu werden. Das zu belachen ist menschenwürdig. Gezeichnet zeichnend. Auf ein Werk verwiesen, das offen bleibt, offen wie eine Wunde.

    Was reden sie noch, was denken sie?

    Wir wissen zuviel. Man wird uns für rasend halten. Unser unausrottbarer Glaube, der Mensch sei bestimmt, sich zu vervollkommen, der dem Geist aller Zeit strikt zuwiderläuft."

  2. Amerikali roman ve oyku yazari, sair, sanat ve edebiyat elestirmeni John Hoyer Updike’in dogum yildonumu (18 Mart 1932)

    “Guzel bir gundu. Gunesli. Butun Haziran ayi boyunca parlak gunes Maple’larin dramiyla dalga gecmisti sanki –isiktan gozleri kamasmis konusmalari, gunes isinlarinin dalga dalga aydinlattigi yesil tonlari ustunde kivrilarak ilerlemisti; miriltilarla cevrelenmis uzgun benlikleri Doga’daki yegane lekeler gibiydi. Genellikle yilin bu zamanlarinda coktan bronzlasmis olurlardi, ama bir yil Ingiltere’de kalan kizlarini havaalanindan almaya gittiklerinde neredeyse onun kadar solgundu yuzleri, ama Judith, kendini anavataninin zengin isigina kaptirdigindan bunu fark etmedi. Her seyi anlatarak eve donus sevincini kizlarinin kursaginda birakmak istemediler. Kapali pencerelerinin ardinda dunya onlardan habersiz her yil oldugu gibi kendini yenilerken, onlar kahve, alkollu kokteyller ya da Cointreau esliginde yaptiklari gri sohbetlerinin akisi icinde birkac gun beklemeyi, kizlarinin yol yorgunlugunu ustunden atmasina firsat vermeyi kararlastirmislardi. Richard Paskalya tatilinde evden ayrilmayi dusunmustu; Joan ise en azindan dort cocuklarinin da gelmesini beklemeleri gerektiginde israr etmisti. Cocuklar tum sinavlarini gecmis olacakti; bunu ailece kutlarlardi.”



    “The day was fair. Brilliant. All that June the weather had mocked the Maples’ internal misery with solid sunlight – golden shafts and cascades of green in which their conversations had wormed unseeing, their sad murmuring selves the only stain in Nature. Usually by this time of the year they had acquired tans; but when they met their elder daughter’s plane on her return from a year in England they were almost as pale as she, though Judith was too dazzled by the sunny opulent jumble of her native land to notice. They did not spoil her homecoming by telling her immediately. Wait a few days, let her recover from jet lag, had been one of their formulations, in that string of gray dialogues - over coffee, over cocktails, over Cointreau – that had shaped the strategy of their dissolution, while the earth performed its annual stunt of renewal unnoticed beyond their closed windows. Richard had thought to leave at Easter; Joan had insisted they wait until the four children were at last assembled, with all exams passed and ceremonies attended.”



    “Eger bir insan cocuklarla gecinemezse, insan olmaktan cikar, tum gayesi yemek ve para kazanmak olan bir makineye donusur.”

  3. Meksikali yazar, tercuman ve diplomat Sergio Pitol Deméneghi'nin dogum yildonumu (18 Mart 1933)

    "Bir seyleri paylasmayi o kadar cok isterdim ki... cocuklugumuzda, genclgimizde yapamadik, kor olasi yoksulluk firsat tanimadi bize.. Karamazov Kardesler'i, Donusum'u, Avingon'lu Genc Kizlar'i, unlu Picasso'yu paylasabilseydik keske!" Evlilik



    "¡Cómo me gustaría que nosotras comenzáramos a departir… no pudimos hacerlo cuando éramos más óvenes, la maldita miseria nos robó esa oportunidad… sobre Los Karamazov, La metamorfosis, o Las señoritas de Avignon, del célebre Picasso!"

  4. Amerikali aktris (Marjorie Hellen) Leslie Parrish'in dogum gunu (18 Mart 1935)




  5. Ingiliz ressam Philip Wilson Steer'nin olum yildonumu (18 Mart 1942)

    Bridgnorth, 1910




    Dover Harbour from the Parade, 1918


  6. Kanadali roman yazari Joy Fielding’in dogum gunu (18 Mart 1945)

    “Kendimi yeniden tam anlamiyla normal hissetmemin ne kadar surecegine, bir daha normal hissedip hissetmeyecegime, bir erkegin dokunusundan haz almaya baslamamin, diger insanlara guven duymamin ne kadar surecegine dair hicbir fikrim yok. Katetmem gereken uzun bir yol oldugunu biliyorum. Elizabeth Gordon ve ben bunun uzerinde calismaya devam edecegiz.”



    “I have no idea how long it will be before I feel truly normal again, if ever, before I'll be able to experience pleasure at a man's touch, to trust others. I know I have a long way to go. Elizabeth Gordon and I will keep working on it.”




    “Ruyamda gozlerden uzakta cicek acmis fundalarla cevrili zumrut yesili bir goletin icinde ciplak yuzuyordum. Basimi arkaya dogru kaldirmistim, gunesin sicakligini yuzumde hissediyordum, temiz su boynuma soguk soguk vuruyordu.”



    “In my dream, I'm skinny-dipping in a secluded emerald green pond surrounded by flowering shrubs.I put my head back, feel the sun warm on my face, the fresh water cold against my neck.”

  7. Avusturya dogumlu Amerikali sair Franz Wright'in dogum yildonumu (18 Mart 1953)





    Otobustesin yine
    Ilerliyorsun oyuk acarak yolun karanligina
    Yegane yolcu

    Tepe isigi acik
    Ve seninleyim ben de.
    Goremedigin bitmez tukenmez tarlalarim ben,

    Uzaktaki sonuk isigim
    (icinde yasadigimiz odalardan birinde)
    Ve yagmurum ben.

    Tum digerleri
    Cevreleyen seni; taptigin o yalnizlik
    Ve evren ki belki ozellikle seven seni

    Felaket habercisi safak,
    Teninde surunen nikotin
    Ve basladiginda oksurmeye

    Yuzumu ortmeyecegim
    Kusarsan bu kez sarilacagim sana:
    Her sey iyi olacak

    Fisildayacagim,
    Her zaman boyle olmayacak.
    Ve sandvic alacagim sana.

  8. Amerikali yazar Louis Bromfield’in olum yildonumu (18 Mart 1956)



    “Mutluluk garip bir seydir. Onu hicbir zaman tatmamis olan insanlar, belki gercekten mutsuz degildirler. / Happiness is an odd thing. Perhaps people who have never known it are not really unhappy.”

Sayfa 3663/7020 İlkİlk ... 266331633563361336533661366236633664366536733713376341634663 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •