Sayfa 3898/7020 İlkİlk ... 289833983798384838883896389738983899390039083948399843984898 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 31,177 - 31,184 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Italyan Barok ressam Giovanni Battista Passeri'nin olum yildonumu (22 Nisan 1679)

    Passer iRiposo nella fuga in Egitto, XVII sec (Roma, Galleria Doria-Pamphili)




    Musical Party in a Garden (Festa Musicale in un Giardino, 1640's) Blanton Museum of Art Collections


  2. Tom Jones'un yazari, Ingiliz roman ve oyun yazari Henry Fielding'in dogum yildonumu (22 Nisan 1707)

    “Bir yazar, ozel bir solen ya da fakir fukaraya yardim etmek icin yemek veren bir adam degil, ucretini odeyen herkesin girebilecegi bir yerde listedeki yemekleri sunan bir adam saymali kendini. Ozel solen verenin istedigi yiyecekleri sundugu herkesce bilinir. Bu yiyecekler, konuklari istediklerinden bambaska olsa da, hic hoslarina gitmese de, solene cagrilanlar hicbir sey soylemezler; tam tersine, terbiyeleri, onlerine konulan her seyi begenmis gibi yapip ovmelerini gerektirir. Oysa para karsiligi yemek verenin durumu bunun tersidir. Ucret odeyenler, hoslandiklari yiyecekler ne denli ender ya da acayip olursa olsun, ille canlarinin istedigini yemekte direnirler; yediklerinden hoslanmazlarsa da, bagirip cagirirlar, kufrederler, kiyameti koparirlar.”



    “An author ought to consider himself, not as a gentleman who gives a private or eleemosynary treat, but rather as one who keeps a public ordinary, at which all persons are welcome for their money. In the former case, it is well known that the entertainer provides what fare he pleases; and though this should be very indifferent, and utterly disagreeable to the taste of his company, they must not find any fault; nay, on the contrary, good breeding forces them outwardly to approve and to commend whatever is set before them. Now the contrary of this happens to the master of an ordinary. Men who pay for what they eat will insist on gratifying their palates, however nice and whimsical these may prove; and if everything is not agreeable to their taste, will challenge a right to censure, to abuse, and to d—n their dinner without controul.”

  3. Alman filozof Immanuel Kant'in dogum yildonumu (22 Nisan 1724)





    "Aydinlanma, insanin kendi sucu ile dusmus oldugu bir ergin olmama durumundan kurtulmasidir. Bu ergin olmayis durumu ise, insanin kendi aklini bir baskasinin kilavuzluguna basvurmaksizin kullanamayisidir. Iste bu ergin olmayisa insan kendi sucu ile dusmustur; bunun nedenini de aklin kendisinde degil, fakat aklini baskasinin kilavuzlugu ve yardimi olmaksizin kullanma kararliligini ve yurekliligini gosteremeyen insanda aramalidir. 'Sapere aude! Aklini kendin kullanma cesaretini goster!' sozu simdi Aydinlanmanin parolasi olmaktadir."




    "Mutluluk kavrami oylesine belirsiz bir kavramdir ki, her ne kadar her insan ona ulasmayi dilese de, hicbir zaman kesinlik ve tutarlilikla, aslinda ne diledigini ve istedigini soyleyemez. Bunun nedeni de su : mutluluk kavramini olusturan ogelerin hepsi deneyseldir, yani deneyden odunc alinmalidirlar; bununla birlikte mutluluk idesi icin bir butun gereklidir, simdideki ve gelecekteki her durumda da esenligin en buyugu gereklidir Simdi, bu kavrayisli ve ayni zamanda her seyi yapabilen, ama yine de sonlu varligin, burada aslinda ne istediginin belirli bir kavramini kurmasi olanaksizdir. Zenginlik mi istese? Onu nice kaygilar, kiskancliklar, tuzaklar icine bogazina kadar batirabilir. Cok bilgi ve kavrayis gucu mu istese? Belki de bu, simdi ondan saklanan ama kacinilamayacak olan kotulukleri, ona ancak o denli daha korkunc bir sekilde gostermek icin, ya da onu simdi bile yeterince ugrastiran arzularina daha cok gereksinimler yuklemek icin bu denli keskinlesmis bir goz olabilir. Uzun bir yasam mi istese? Bunun uzun bir sefalet olmayacagina kim guvence verir ki? Bari saglik mi istese? Kac kere bedenin rahatsizligi, kusursuz bir sagligin surukleyebilecegi asiriliklardan bir insani alikoymadi mi? vb. Kisacasi o, neyin onu gercekten mutlu kilacagini, herhangi bir ilkeye gore, tam kesin bir sekilde belirleyecek durumda degildir, cunku bunun icin onun her seyi bilir olmasi gerekirdi."



    "Es ist ein Unglück, daß der Begriff der Glückseligkeit ein so unbestimmter Begriff ist, daß, obgleich jeder Mensch zu dieser zu gelangen wünscht, er doch niemals bestimmt und mit sich selbst einstimmig sagen kann, was er eigentlich wünsche und wolle. Die Ursache davon ist: daß alle Elemente, die zum Begriff der Glückseligkeit gehören, insgesamt empirisch sind, d.i. aus der Erfahrung müssen entlehnt werden, daß gleichwohl zur Idee der Glückseligkeit ein absolutes Ganze, ein Maximum des Wohlbefindens, in meinem gegenwärtigen und jedem zukünftigen Zustande erforderlich ist. Nun ist's unmöglich, daß das einsehendste und zugleich allervermögendste, aber doch endliche Wesen sich einen bestimmten Begriff von dem mache, was er hier eigentlich wolle. Will er Reichtum, wie viel Sorge, Neid und Nachstellung könnte er sich dadurch nicht auf den Hals ziehen. Will er viel Erkenntnis und Einsicht, vielleicht könnte das ein nur um desto schärferes Auge werden, um die Übel, die sich für ihn jetzt noch verbergen und doch nicht vermieden werden können, ihm nur um desto schrecklicher zu zeigen, oder seinen Begierden, die ihm schon genug zu schaffen machen, noch mehr Bedürfnisse aufzubürden. Will er ein langes Leben, wer steht ihm dafür, daß es nicht ein langes Elend sein würde? Will er wenigstens Gesundheit, wie oft hat noch Ungemächlichkeit des Körpers von Ausschweifung abgehalten, darein unbeschränkte Gesundheit würde haben fallen lassen, u.s.w. Kurz, er ist nicht vermögend, nach irgend einem Grundsatze, mit völliger Gewißheit zu bestimmen, was ihn wahrhaftig glücklich machen werde, darum, weil hiezu Allwissenheit erforderlich sein würde."

  4. Avusturyali ressam Josef Maria Grassi'nin dogum yildonumu (22 Nisan 1757)

    Bildnis der Fürstin Marija Antonowna Naryschkina, 1807




    Teresa Lubomirska, wife of Henry Lubomirski Ludwig, 1809


  5. Isvecli-Fransiz yazar (Anne Louise Germaine de Staël) Madame de Staël’in dogum yildonumu (22 Nisan 1766)





    “Ask bir kadinin yasaminin tum oykusu, erkegin ise yalnizca bir seruvenidir. / Love is the whole history of a woman's life, it is but an episode in a man's.”



    “En buyuk mutluluk, kisinin duygularini harekete gecirmesidir. / Das grösste Glück ist es, die eigenen Gefühle in die Tat umzusetzen.”

  6. Ispanyol ressam José de Madrazo y Agudo'nun dogum yildonumu (22 Nisan 1781)

    Jesús en casa de Anás (Jesus in the house of Annas, 1803)




    La muerte de Viriato, jefe de los lusitanos (The death of Viriato, chief of the Lusitanians, 1807)


  7. Fransiz ressam Eugène François Marie Joseph Devéria'nin dogum yildonumu (22 Nisan 1805)

    Louis-Philippe serment (Louis-Philippe swearing the oath on the constitution before both houses of parliament, Versailles, 9 Aug. 1830), 1836




    Bataille de La Marsaille, 4 octobre 1693 (1837)


  8. Ingiliz sair Philip James Bailey’in dogum yildonumu (22 Nisan 1816)



    “Biz yillar degil eylemlerde yasiyoruz; nefes degil, dusunceler icinde; Duygularin icinde, bir rakamdaki rakamlarda degil.”



    “Ne kadar yasadigimiz degil, nasil yasadigimiz onemlidir.”



    “Uzun gunler, kisa gunlerden daha mutlu degildir.”

Sayfa 3898/7020 İlkİlk ... 289833983798384838883896389738983899390039083948399843984898 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •