Sanat Mozaik

[Terraluna]

Alman ressam Ludwig Julius Christian Dettmann’in dogum yildonumu (25 Temmuz 1865)

Kampfszene, 20. Jahrhundert




Der Herbst des Lebens, 20. Jahrhundert

[Terraluna]

Amerikali ressam Maxfield Parrish'in dogum yildonumu (25 Temmuz 1870)

The Dinky Bird, 1904




Daybreak, 1922

[Terraluna]

Italyan ressam Arturo Tosi’nin dogum yildonumu (25 Temmuz 1871)

Paesaggio con ponte, 1933 ca.




Natura Morta, 1940 c

[Terraluna]

Italyan ressam Luigi Onetti’nin dogum yildonumu (25 Temmuz 1876)

Il Pazzo (Madman, 1898)




Amanti (Lovers, 1901)

[Terraluna]

Ingiliz ressam Edward Charles Williams’in olum yildonumu (25 Temmuz 1881)

A Shady Lane, 1856




The Old Roadside Inn, 1859

[Terraluna]

Italyan ressam Giuseppe Ugonia’nin dogum yildonumu (25 Temmuz 1881)

Contrasti. 1914




Autoritratto, 1921

[Terraluna]

Italyan ressam Enzo Baglioni’nin dogum yildonumu (25 Temmuz 1884)

Paesaggio con alberi. 1914




Castello. Scena storica. 1920

[Terraluna]

Iskoc yazar Josephine Tey’in (Elizabeth MacKintosh) dogum yildonumu (25 Temmuz 1896)

“Ama o kitapta bile, bir sonraki sayfadan ne bekleyeceginizi biliyordunuz. Artik su koca dunyada, hic ama hic kimse ara sira kayitlarini degistirmiyor muydu? Simdilerde herkes bir formule mi esir olmustu? Bugunku yazarlar o kadar bir kaliba bagli yaziyorlardi ki, okurlari artik bunu bekliyordu. Insanlar, yeni bir ‘Silas Weekley’ veya yeni bir ‘Lavinia Fitch’ kitabi hakkinda, tipki yeni bir tugladan ya da yeni bir sac fircasindan bahsedermis gibi konusuyorlardi. Asla, sunun veya bunun yeni kitabi demezlerdi. Kitap degildi ilgilerini ceken, kitabin yeni olusuydu. Kitapta ne yazdigini ise zaten cok iyi biliyorlardi.” Zamanin Kizi



“Even in that, you knew what to expect on the next page. Did no one, any more, no one in all this wide world, change their record now and then? Was everyone nowadays thrilled to a formula? Authors today wrote so much to a pattern that their public expected it. The public talked about ‘a new Silas Weekley’ or ‘a new Lavinia Fitch’ exactly as they talked about ‘a new brick’ or ‘a new hairbrush’. They never said ‘a new book by’ whoever it might be. Their interest was not in the book but in its newness. They knew quite well what the book would be like.”