-
Roberto Rossellini’nin yonettigi, Ingrid Bergman ve George Sanders’in basrollerini paylastigi Italya’ya Seyehat (Viaggio in Italia - Journey to Italy), 7 Eylul 1954’de Milano’da gosterime girdi.
-
Pulitzer Odullu Amerikali roman ve kisa oyku yazari Jennifer Egan'in dogum gunu (7 Eylul 1962)

" 'Sen de yalan soylemeyi denemedin mi?'
'Denedim. Hem de uzun sure. Ama yalan soyledigimi aklimdan cikaramiyordum ve dogruyu soyledigimde cezalandirildim. Noel Baba'nin var olmadigini ogrenmek gibiydi -geri donmeyi ve yeniden inanabilmeyi istersin ama artik cok gectir.' " It Kopuk Takimi

" 'Did you try lying, too?'
'I did. I tried it a lot. But I couldn't forget I was lying, and when I told the truth I got punished. It's like finding out there's no Santa Claus – you wish you could go back and believe in all that again, but it's too late.' "
"Birini dusunmekle, o kisiyi dusunmemeyi dusunmek arasindaki sinir cok incedir. / There's a fine line between thinking about somebody and thinking about not thinking about somebody."

"Bu uyduruk deneyin anahtar malzemelerinden biri de iceride olmanin essiz ve ozel oldugu yanilsamasiydi. Davete katilanlarin ayricalikli olduguna, dislananlarinsa bir seyler kacirdiklarina duyulan kor inancti. / One key ingredient of so-called experience is the delusional faith that it is unique and special, that those included in it are privileged and those excluded from it are missing out"
-
Danimarkali yazar (Isak Dinesen) Karen Blixen’in olum yildonumu (7 Eylul 1962)

"Bastan cikarma, sonsuz zahmetlerle, sabir ve israrlarla, zihninizi uzerinde yogunlastirdiginiz seyin, kendi istegiyle ve hazla, cekirdegine, ozune kadar size acilmasi demek degil midir?" Ehrengard - Kucuk Bir Romans

“For what does seduction mean but the ability to make, with infinite trouble, patience and perseverance, the object upon which you concentrate your mind give forth, voluntarily and enraptured, its very core and essence?”
"Geceleri uykularinda dus goren insanlar, gunduzleri yasayamadiklari ozel bir mutluluk yasarlar. Dile calinan bal gibi, dingin bir cosku ve kalp huzurudur bu. Ayrica sunu da bilirler bu insanlar: ruyalari tam bir cennete ceviren asil ozellikleri, sinirsiz ozgurluk ortamlaridir. Kendi iradesini dunyaya dayatan bir diktatorun ozgurlugu degil; herhangi bir iradesi olmayan, irade zincirlerinden bosanmis bir sanatcinin ozgurlugudur ruyalardaki."

“People who dream when they sleep at night know of a special kind of happiness which the world of the day holds not, a placid ecstasy, and ease of heart, that are like honey on the tongue. They also know that the real glory of dreams lies in their atmosphere of unlimited freedom. It is not the freedom of the dictator, who enforces his own will on the world, but the freedom of the artist, who has no will, who is free of will.”
-
Michelangelo Antonioni’nin yonettigi, Monica Vitti, Richard Harris, Carlo Chionetti’nin basrollerini paylastigi, Kizil Col (Deserto rosso), 7 Eylul 1964 tarihinde Venedik Film Festivali’nde gosterime girdi.

Giuliana: Doktor ona demis ki, ‘Sevmeyi ogrenmelisin. Birini sevmeyi ya da bir seyi sevmeyi kocani, oglunu, bir isi, bir kopegi bile olabilir.’ Ama ne kocasini, ne oglunu, ne isini, ne kopegi, ne agaclari sevemedi.
Corrado: Sana ne hissettigini anlatti mi?
Giuliana: Yer cokuyor gibiymis. Egimli bir yerden asagiya dogru kayiyor gibi hissediyormus, neredeyse bogulacakmis gibi oluyormus. Sanki kimse yardim etmeyecekmis gibi.

Giuliana: Il dottore le diceva: "Lei deve imparare ad amare. Amare una persona o una cosa. Suo marito, suo figlio, un lavoro o anche... anche un cane. Ma non marito, figlio, lavoro, cane, alberi, fiume..."
Corrado: Ti ha mai detto che cosa sentiva?
Giuliana: Le mancava il pavimento. L'impressione di sciovolare su un piano inclinato, andare giù... essere sempre lì lì per affogare. E non ha niente.
-
Turk Yahudi kokenli, Fransiz asilli Uruguay vatandasi filozof, yazar, denemeci ve sair Albert Caraco’nun olum yildonumu (7 Eylul 1971)
“Dunya cirkin, giderek daha da cirkinlesecek, ormanlar balta darbeleriyle yok oluyor, her yandan sehirler her seyi yutarak yukseliyor, coller her yerde yayiliyor, coller de insanin eseri. Topragin olumu sehirlerin uzaga yansiyan golgesidir, simdi buna suyun olumu de ekleniyor, sirada havanin olumu var, ama dorduncu element olan ates, digerlerinin intikamini almak icin varligini surdurecek; bizler siramiz geldiginde atesle olecegiz. Evrensel olume dogru ilerliyoruz, en bilgili ve gorgulu olanlar bunun farkinda.” Kaos’un Kutsal Kitabi

“El mundo es feo, lo será cada vez más, los bosques caen bajo el hacha, las ciudades crecen engulléndolo todo, y por doquier los desiertos se extienden, los desiertos también son obra del hombre, la muerte del suelo es la sombra que las ciudades proyectan a la distancia, ahora se une a eso la muerte del agua, después será la muerte del aire, pero el cuarto elemento, el fuego, subsistirá para que los otros sean vengados, por el fuego nos tocará morir. Caminamos hacia la muerte universal y los más enterados lo saben, saben que no hay remedio para esas calamidades desencadenadas por las obras.”
“Icinde yasadigimiz sehirler olumun okullaridir, cunku gayri insanidirler. Bu sehirlerin her biri ugultunun ve les kokusunun kesistigi kavsaklar halini almistir, her biri binalardan olusan bir kaos olmustur, milyonlarcamiz bu sehirler icine yigilarak yasama nedenimizi yitirmekteyiz.”

“Las ciudades que habitamos son las escuelas de la muerte, porque son inhumanas. Cada una se ha convertido en el cruce del rumor y del hedor, cada una convertida en un caos de edificios, donde nos apilamos por millones, perdiendo nuestras razones de vivir.”
-
Amerikali genc yetiskin kurgu yazari ve editor David Levithan'in dogum gunu (7 Eylul 1972)

"Bir kere asik olmustum ya da en azindan bugune kadar oyle saniyordum. Onunla birlikte bir gelecegim olacagi ihtimaline aptalca inanmistim. Fakat gelecek diye bir sey yoktu. Yon vermeye calismis ama yapamamistim. Buna kiyasla basitti. Asik olmak baska sey, birinin size asik oldugunu ve o aska karsi bir sorumlulugunuz oldugunu hissetmek baska."

"I fell in love once, or at least until today I thought I had. I stupidly let myself think of a possible future with him. But there was no future. I tried to navigate it, but I couldn’t. That was easy compared to this. It’s one thing to fall in love. It’s another to feel someone else falling in love with you, and to feel a responsibilitytoward that love."
"Insanlar, askin surekli var olacagini sanirlar, tipki bedenlerinin surekli var olacaklarini sandiklari gibi. Askla ilgili en guzel seyin, simdiki zamandaki varligi oldugunu fark etmezler. / People take love's continuity for granted, just as they take their body's continuity for granted. They don't realize that the best thing about love is its regular presence."

"Gecmisten gecmistik, simdinin tadini cikariyorduk ama zorladigim zaman gelecege takiliyorduk.
'Hayatimi gordun.' dedi 'Bunun nasil olabilecegini bana anlat'
'Bir yolunu buluruz.' dedim ona.
'Bu bir cevap degil. Umut'
'Bizi bu noktaya kadar umut getirdi. Cevaplar degil.' ”

"We got through the past, are enjoying the present, but now I push it and we stumble on the future.
'You've seen my life,' she says. 'Tell me a way you think this can work.'
'We'll find a way,' I tell her.
'That's not an answer. It's a hope.'
'Hope's gotten us this far. Not answers.' "
-
Fransiz yonetmen ‘Yeni Dalga akiminin buyukannesi Agnès Varda, 7 Eylul 1985’te Venedik Film Festivali’nde Yersiz Yurtsuz (Sans toit ni loi) filmi ile Altin Ayi Odulunu kazandi.
-
Westworld dizisinde Dolores Abernathy karakterine hayat veren Amerikali aktris Evan Rachel Wood'un dogum gunu (7 Eylul 1987)
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri