-
Arjantin dogumlu Ingiliz-Irlandali sarkici ve sarki sozu yazari Chris de Burgh’un dogum gunu (15 Ekim 1948)

-
Fransiz fotograf sanatcisi Henri Cartier-Bresson, Karar Ani (L'instant décisif - The Decisive Moment) kitabini 15 Ekim 1952'de New York'ta Simon and Schuster; Paris'te, Verve Editions araciligiyla yayimladi.

"Fotograf cekmek, ayni anda beynin, gozun ve kalbin bir olayi hedeflemesidir."


-
Amerikali yazar E. B. (Elwyn Brook) White, Charlotte'un Sevgi Agi (Charlotte's Web - La tela di Carlotta) cocuk kitabini 15 Ekim 1952’de Harper & Brothers araciligiyla Amerika’da yayimladi.
“Bir sakiz parcasi buyuklugundeydi. Sekiz bacagi vardi, bunlardan bir tanesini de, Wilbur'i dostca selamlamak icin salliyordu. ‘Beni gordun mu simdi?’ diye sordu.”

“She was about the size of a gumdrop. She had eight legs, and she was waving one of them at Wilbur in friendly greeting. ‘See me now?’ she asked.”
-
Amerikali oyun yazari John Patrick’in once Cinlilerin, sonra Japonlarin ve en sonunda Amerikalilarin isgal ettigi Okinawa Adasi'nda isgalci ordunun subayi Vern Sneider’in hikayesini anlatan oyunu Teahouse of the August Moon promiyerini 15 Ekim 1953 tarihinde New York, Martin Beck Theatre’da yapti.

1945 yilinda, II. Dunya Savasi'nin sonlarina dogru, isgal altindaki Okinawa Adasi'nda bir koyde gorevlendirilen Amerikali yuzbasi Fisby, aldigi emir geregi, Amerikan hukumetinin yapilmasini planladigi Pentagon bicimindeki askeri okul icin caba gosterirken, ada sakinleri okul yerine bir ‘cayhane’ yapilmasini isterler. Olaylar karisirken yuzbasiya bir geysa kizi (Ayumi Takano) hediye edilince Pentagon’un planları epey degisiklige ugrar ve durum beklenmedik bir sekilde gelisir.
-
Turk sair Asaf Halet Celebi’nin olum yildonumu (15 Ekim 1958)

I sat in rooms
and became one with them
I went out to the streets
and the streets flowed in my veins
I chenged into visible objects
and the objects into an eye that keeps
watching me
yet I am not visible
Pencereden giren mehtap
bu evde hirsiz var
mehtapta
pencerede oturmus
beni goruyorum
kapiyi calsam
icerden ben cikacagim
icerden cikacak beni
ne kadar gormek istiyorum
penceredeki beni uyandirmalıyim
icerde hirsiz var
icerdeki hirsizin
ben olacagimdan korkuyorum

Dalla finestra è entrata
come un ladro, la luna,
e nella luna mi guardo,
seduto alla finestra.
Se bussassi alla porta,
ecco, certo uscirei,
e mi consolerebbe
se sapessi vedermi
nel furtivo sgusciare
via da questa finestra.
Ma qui dentro c'è un ladro
ed io temo davvero
d'essere proprio io
questo ladro che è dentro.
-
Steve McQueen, Ann-Margret ve Edward G. Robinson’in basrollerini paylastigi drama filmi Kumarbazlar Krali (The Cincinnati Kid) 15 Ekim 1965’te New Orleans, Louisiana’da gosterime girdi.
-
Ispanyol ressam Ramón Gaya'nin olum yildonumu (15 Ekim 2005)
El Nacimiento de la pintura, 1958

Ponte Vecchio, 1962
-
Turk sair Fazil Husnu Daglarca’nin olum yil donumu (15 Ekim 2008)
Bu eller miydi masallar arasindan
Ruyalara uzattigim bu eller miydi.
Arzu dolu, yasamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyelerin aydinlik dunyaciklari
Bu eller miydi hayati o dunyalarin.
Altin bir oyun gibi eserdi
Altin tuylerinden mevsimin ruzgari.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki simdi degmekte toprak olan evlere.
El isi vazifelerin onunde
Tirnaklarini yiyerek dusunmek ne iyiydi.
Kaybolmus o cizgilerden
Falcinin saadet dedikleri.
O koylu cakisinin kestigi yer
Sogut dallarindan duduk yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serceyi
Birkac damla kan ki zafer ve kahramanlik.
Yorganin altina saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrilmis sevgili oyuncaklardan
Kirmis kucucuk siselerini.
Ve her seyden ve her seyden sonra
Bu eller miydi Allaha acilan !

Erano queste mani che attraverso le favole
Tendevo ai sogni, erano queste mani?
Piene di desiderio, piene di vivezza
Erano queste mani a dormire mentre tenevano immagini?
Piccoli mondi chiari di biglie
Erano questa mani la vita di quei mondi?
Uguale ad un gioco d'oro soffiava
Il vento di stagione tra piume d'oro.
A fare casa di terra erano queste mani
Che ora poggiano su case che sono di terra?
Davanti ai compiti di lavoro a mano
Com'era bello pensare mangiandosi le unghie.
Da quelle linee è scomparsa
Ciò che gli indovini chiamano felicità.
Dove ha ferito quel temperino da campagnolo
Modellando lo zufolo dai rami del salice...
Erano queste mani ad uccidere il passero azzurro
Per qualche goccia di sangue ch'è vittoria e coraggio?
Nascoste sotto le coperte
Erano questa mani a non amare la notte?
Si sono separate dai cari giocattoli
Han rotto quelle minuscole bottiglie.
E dopo ogni altra, ogni altra cosa
Erano queste mani ad aprirsi a Dio!

One who loves you
Strips facing the moon
Loves
Until death
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri