Sayfa 5272/7020 İlkİlk ... 427247725172522252625270527152725273527452825322537257726272 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 42,169 - 42,176 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Fransiz ressam Théophile-Louis Deyrolle’un dogum yildonumu (16 Aralik 1844)

    Les joueurs de boules [à Beuzec-Conq], 1887 (musée des beaux-arts de Quimper)




    L'arrivée au pardon de Fouesnant, 1892 (musée des beaux-arts de Brest)


  2. Italyan ressam Roberto Ferruzzi’nin dogum yildonumu (16 Aralik 1853)

    Madonnina, XX secolo




    Bambina che prega, XX secolo


  3. Alman masal yazarlari Grimm Kardeslerden Wilhelm Karl Grimm’in olum yildonumu (16 Aralik 1859)



    "Ates citirdamaya baslayinca cadi Greteli yanina cagirarak: 'Bak bakalim ekmek pisirmek icin firin iyice yanmis mi?' dedi. Cadi Gretel firinin icine girer girmez kapisini kapatip pisirdikten sonra yemeyi dusunuyordu. Fakat Gretel akilliydi ve kotu cadinin niyetini anlamisti. Gretel, 'Bunu nasil yapacagimi bilmiyorum once firinin icine nasil girildigini goster' dedi. Yasli cadi firina kafasini iyice uzatinca Gretel onu carcabuk itiverdi. Surgusunu de cekip oradan kacti. Gretel Hanselin yanina gidip agabeyini kumesten kurtardi. Sonra sevincten dans ettiler."



    "Jetzt sagte die Alte zu Gretel: 'Nun sieh nach, ob das Feuer im Ofen richtig brennt!' Sie wollte aber das Mädchen in den Ofen stoßen und auch braten. Gretel merkte das und sagte: 'Ich weiß nicht, wie ich das machen soll!' und sie steckte selbst ihren Kopf in den Ofen. Da stieß Gretel mit aller Kraft die Hexe in den Ofen hinein und schlug die Tür hinter ihr zu. Die böse Alte schrie und heulte entsetzlich, aber es half ihr nichts, sie musste in ihrem eigenen Backofen verbrennen. Nun befreite Gretel schnell ihren Bruder aus dem Stall. Sie sangen und tanzten vor Freude."

  4. Fransiz ressam Antonio de La Gándara'nin dogum yildonumu (16 Aralik 1861)

    Madame Pierre Gautreau, 1898




    Portrait de la comtesse Mathieu de Noailles, 1899


  5. Ispanyol asilli Amerikali filozof, sair ve yazar George Santayana'nin dogum yildonumu (16 Aralik 1863)

    “Maskeler, duygularin ayni anda hem sadik, hem gizli, hem de mukemmel olabilen donmus ifadeleri ve hayranlik uyandiran yankilaridir. Havayla temas halindeki canlilarin sert bir dis kabuk olusturmalari gerekir ve bu kabuklar kalp olmadiklari icin suclanmazlar; ancak kimi dusunurler nesne olmadiklari icin imgelere ve duygu olmadiklari icin sozlere kizarlar. Sozler ve imgeler kabuklar gibidir, en az kapladiklari maddeler kadar doganin bir parcasidirlar, ama daha cok goze hitap ederler ve gozleme daha aciktirlar. Maddenin sadece gorunus icin, yuzlerin sadece maskeler icin veya tutkularin siir ve erdem icin var oldugunu soylemek istemiyorum. Dogada hicbir sey baska bir sey icin var olmaz; tum bu evreler ve urunler varolus cemberinde esit paya sahiptirler.”



    "Masks are arrested expressions and admirable echoes of feeling, at once faithful, discreet, and superlative. Living things in contact with the air must acquire a cuticle, and it is not urged against cuticles that they are not hearts; yet some philosophers seem to be angry with images for not being things, and with words for not being feelings. Words and images are like shells, no less integral parts of nature than the substances they cover but better addressed to the eye and more open to observation. I would not say that substance exists for the sake of appearance, or faces for the sake of masks, or the passions for the sake of poetry and virtue. Nothing arises in nature for the sake of anything else; all these phases and products are involved equally in the round of existence."



    "Ask, bizleri sair yapar ve olumun yaklasmasi ise bizleri filozof yapmalidir. /El amor nos hace poetas y la experiencia de la muerte debiera hacernos filósofos."



    "Gecmisi hatirlayamayanlar, onu bir kere daha yasamak zorunda kalirlar. / **uellos que no pueden recordar el pasado están condenados a repetirlo."



    "Bugune kadar hic agIamamis genc adam bir barbar, onun agIadikIarina guImeyecek yasli bir adam ise budaIadir. / El joven que no haya llorado es un salvaje y el anciano que no ríe es un tonto."



    "Hissettigimiz guzellik tarif edilemez bir seydir; ne oldugu ya da ne anlama geldigi asla soylenemez. / Beauty as we feel it is something indescribable; what it is or what it means can never be said."



    "Bulutlarda olan carpisma, sagir biri tarafindan sadece yildirim, kor biri tarafinda ise sadece gok gurultusu olarak algilanir. / La misma batalla en las nubes será conocida por el sordo sólo como relámpagos y por el ciego únicamente como truenos."

  6. Rus asilli Fransiz ressam ve sanat kuramcisi Vasiliy Wassilyevich Kandinskiy'nin dogum yildonumu (16 Aralik 1866)



    “Sanatta sart yoktur cunku sanat ozgurdur.”


    Ludwigskirche Munchen, 1908




    Autumn in Bavaria, 1908


  7. Italyan ressam Angelo Della Mura’nin dogum yildonumu (16 Aralik 1867)

    Scorcio di costa, XX secolo




    Maiori, XX secolo


  8. Naturalizm akimininin temsilcisi Fransiz yazar Alphonse Daudet’nin olum yildonumu (16 Aralik 1897)

    “Eger kirlarda gecelemisseniz, herkesin uyudugu vakitlerde, issizligin ve sessizligin arasindan gizemli bir dunyanin uyandigini bilirsiniz. Sular iyice duru bir sesle cagildar, gollerde kucuk alevler pirildar, daglarin butun golgeleri rahatca gezinmeye baslar; dallarin uzadigini, otlarin yeserdigini duyar gibi olursunuz.” Degirmenimden Mektuplar



    “Si vous avez jamais passé la nuit à la belleétoile, vous savez qu’à l’heure où nous dormons, un monde mystérieuxs’éveille dans la solitude et le silence. Alors les sources chantent bienplus clair, les étangs allument des petites flammes. Tous les esprits de la montagne vont et viennent librement ; et il y a dans l’air des frôle-ments, des bruits imperceptibles, comme si l’on entendait les branchesgrandir, l’herbe pousser.“



    "Istedigin gibi hulyaya dal, zavallicik! Sana yeter demek bana dusmez. Aldirma, istedigin kadar, var kuvvetinle vur trampetine. Seni gulunc bulmaya yuzum yok benim. Sen, kislana hasret cekiyorsan, ben de benimkine hasret degil miyim sanki? Benim Paris'im de tipki seninki gibi, buralarda bile bana rahat yuzu gostermiyor. Sen camlarin altinda trampet caliyorsun. Bense, boyuna kagit karaliyorum..."



    "Rêve, rêve, pauvre homme ! ce n’est pas moi qui t’en empêcherai… ; tape hardiment sur ta caisse, tape à tours de bras. Je n’ai pas le droit de te trouver ridicule. Si tu as la nostalgie de ta caserne, est-ce que, moi, je n’ai pas la nostalgie de la mienne? Mon Paris me poursuit jusqu’ici comme le tien. Tu joues du tambour sous les pins, toi ! Moi, j’y fais de la copie…"

Sayfa 5272/7020 İlkİlk ... 427247725172522252625270527152725273527452825322537257726272 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •