Sayfa 5703/7020 İlkİlk ... 470352035603565356935701570257035704570557135753580362036703 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 45,617 - 45,624 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Turk yazar Turgut Ozakman, Su Cilgin Turkler (Those Crazy Turks) romanini 20 Nisan 2005 tarihinde Bilgi Yayinevi araciligiyla yayinladi.

    “ Ortada oturan Aziz Hudai, 'Pandikyan Efendi' dedi, ' Turk milli kuvvetlerinin misafirisin. '

    Pandikyan titredi. ' Sen de bizim gibi bu toprakta dogdun, buyudun, okudun. Ne Ermenisin diye asagilandin, ne Hiristiyansin diye eziyet gordun. Yuzyillarca birlikte caldik, oynadik, yedik, ictik, agladik, gulduk. Cunku yurt kardesiydik. Sonra aramiza birtakim entrikacilar, dunyayi yalniz kendilerinin sanan gucler ve satilik, kiralik, hayalci adamlar girdi. Aci olaylar oldu. Bugune geldik. ' "



    “ ' Mr Pandikyan, you are a guest of the Turkish national forces, ' said Aziz Hudai, who was sitting in the middle.

    Pandikyan trembled. ' Like us, you were born on this land, grew up here, studied here. You were neither belittled for being an Armenian, nor tormented for being a Christian. For centuries we played together, ate, drank, wept and laughed together. Then a few plotters came between us, powers that believed the world was theirs only, men who had sold themselves, dreamers. Bitter things happened. Now we are here. ' ”

  2. Ispanyol roman yazari Eduardo Mendoza, 20 Nisan 2017’de Ispanyolca konusulan ulkelerin en yuksek edebi serefi olan Cervantes Odulunu kazandi.

    “ Biliyorum, biliyorum sayginligin bedelini odeyemezdim. Dusman bir sehirde yasiyorsaniz, ne bir dostunuz ne de buna kavusma ihtimaliniz yoksa, fakirseniz ve korku ve guvensizlik icinde yasiyorsaniz; kendi golgenizle konusmaktan SIKILMISSANIZ; bes dakika icinde sessizce yemek yiyip son lokmayi yutar yutmaz restorandan cikiyorsaniz; pazarlarin bir cirpida gecmesini ve is gunlerinin gelmesini ve tanidik yuzleri gormeyi diliyorsaniz; (…); iste bu durumlarda insan yarim saatlik bir sohbet icin bir tabak mercimek yemeginden vazgecebilir. ”



    “ Pero yo no podía pagar el precio de la dignidad. Cuando se vive en una ciudad desbordada y hostil; cuando no se tienen amigos ni medios para obtenerlos; cuando se es pobre y se vive atemorizado e inseguro, harto de hablar con la propia sombra; cuando se come y se cena en cinco minutos y en silencio, haciendo bolitas con la miga del pan y se abandona el restaurante apenas se ha ingerido el último bocado; cuando se desea que transcurra de una vez el domingo y vuelvan las jornadas de trabajo y las caras conocidas; (…) en estos casos, uno se vende por un plato de lentejas adobado con media hora de conversación. Los catalanes tienen espíritu de clan. ”


    " Cogunlukla konuklar kibirli bir hava takinip en kucuk seyler icin sebepsiz olay cikariyor ve cevreyi dolasirken, 'Ne igrenc, ne bicim yer, ne akilsiz insanlar,' gibi beyanlarda bulunuyorlardi. Onlar, kucumsemenin iyi yetismisligin bir isareti olduguna inaniyorlardi. " Mucize Kentler



    " Los visitantes, por lo general, mostraban altivez, arrugaban la nariz por cualquier nimiedad y andaban diciendo: 'Qué asco, qué lugar, qué gente más necia,' etcétera. Creían que el desdén era de buen tono. "

  3. Senin saclarin da dalgalanmakta denizin uzerinde altin ardicla birlikte.
    Ardicla beyazlasiyor, sonra maviye boyuyorum:
    Son defasinda guneye suruklendigim kentin rengine...
    Halatlarla baglamislardi beni ve sonra yelken cekip her birine
    Beni tukurmuslerdi sisli agizlarindan, sarkilar soyleyerek:
    'Gel, gel denizlerin uzerinden!'

    Bense sandal diye kanatlari boyamistim erguvan rengine,
    meltemimi kendi solugumla ufleyip onlar uyumadan denize acilmistim.
    Simdi kirmiziya boyamam gerekirdi saclarini , oysa maviyken seviyorum:
    Ey yikildigim ve guneye suruklendigim kentin gozleri!
    Saclarin da dalgalanmakta denizin uzerinde altin ardicla.



    Es schwebt auch dein Haar überm Meer mit dem goldnen Wacholder.
    Mit ihm wird es weiß, dann färb ich es steinblau:
    die Farbe der Stadt, wo zuletzt ich geschleift ward gen Süden . . .
    Mit Tauen banden sie mich und knüpften an jedes ein Segel
    und spieen mich an aus nebligen Mäulern und sangen:
    'O komm übers Meer!'

    Ich aber malt als ein Kahn die Schwingen mir purpurn
    und röchelte selbst mir die Brise und stach, eh sie schliefen, in See.
    Ich sollte sie rot dir nun färben, die Locken, doch lieb ich sie steinblau:
    O Augen der Stadt, wo ich stürzte und südwärts geschleift ward!
    Mit dem goldnen Wacholder schwebt auch dein Haar überm Meer.

  4. Starz, Eugene McCabe’in 1992’de yayimlanan romanindan uyarlanan ve 1885’te Kuzey Irlanda’nin goz alici kirsalinda gecen ask, ihanet ve intikam hikayesini konu edinen dizisi Death and Nightingales'in fragmanini yayinladi.


  5. Entertainment Weekly, 28 Mayis’ta vizyona girmesi planlanan Cruella filminden yeni gorseller yayinladi.






  6. Netflix, basrolunu Edgar Ramírez'in ustlendigi ve Donald Todd'un yarattigi yeni dizi Florida Man'e tam sezonluk onay verdi.



    https://www.comingsoon.net/tv/news/1...ies-at-netflix

  7. Dakota Johnson, Netflix’in Jane Austen uyarlamasi ‘Persuasion'da basrolu kapti.



    https://www.indiewire.com/2021/04/da...on-1234631458/

  8. Roma sehrinin kurulusunun 2774. yili (21 Nisan 753)





    " Roma; yankinin, illuzyonun ve ozlemin sehri. / Roma è la città degli echi, la città delle illusioni, e la città del desiderio. " Giotto di Bondone



    " Butun yollar Roma’ya cikar. " Anonim Roma sozu

Sayfa 5703/7020 İlkİlk ... 470352035603565356935701570257035704570557135753580362036703 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •