Artan

3,63 10 18:10
15,73 10 18:10
73,80 9.99 18:10
99,10 9.99 18:10
131,00 9.99 18:10
Artan Hisseler

Azalan

208,80 -10 18:10
86,05 -9.99 18:10
1,72 -9.95 18:10
5,02 -9.87 18:10
3,42 -8.8 18:10
Azalan Hisseler

İşlem

11.186.184.212,16 18:10
10.535.484.199,25 18:10
7.558.517.350,11 18:10
6.808.187.869,30 18:10
6.140.509.840,20 18:10
Tüm Hisseler
Sayfa 6/18 İlkİlk ... 4567816 ... SonSon
Arama sonucu : 150 madde; 41 - 48 arası.

Konu: Kaybettiğinde neden suçu bir başkasında arıyorsunuz ?

Hybrid View

Previous Post Previous Post   Next Post Next Post
  1. 1.8. 1994 TÜRKİYE KRİZİ

    1994 yılının başına gelindiğinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük cari açığı ve
    kamu açığı makroekonomik dengesizliklerin boyutu görmek açısından yeterlidir. Orta-uzun
    dönemde sürdürülemeyecek olan bu yapı ve politikalar 1994 yılı Nisan ayında içine
    düşülen ağır iktisadi krizin oluşumundaki nedenlerdir.

  2. Geçmiş Geleceğin Aynasıdır.
    Hatalardan Ders Almak Mümkün Mü?

  3. Cadılar Bayramı

    Cadılar Bayramı'nın kökeni antik Britanya'da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali'dir.[1] Keltler 1 Kasım'ı yazın bitişi, kışın başlangıcı kabul ediyorlardı. Samhain kelimesinin kökeni Eski İrlandaca sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanır.[8] Bu tarihte sürüler yaylalardan dönüyor, toprak ağaları ile çiftçiler arasındaki arazi kira sözleşmeleri yenileniyordu.

    Yaz sonu Keltlerde aynı zamanda evliliklerin gerçekleştiği, ölülerin kutsandığı ilahî bir dönemdi. Bu günde, ölülerin ruhlarının geçmişte yaşadıkları evleri ziyaret ettiğine inanılıyordu. Tepelerin üzerinde, evlerdeki ocakları tutuşturmak ve aynı zamanda kötü ruhları uzak tutmak için büyük ateşler yakılıyordu. İnsanlar, ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıyor, kostümler giyiyorlardı. Bu gelenekler nedeniyle Samhain festivali zamanla cadılar, goblinler, periler ve iblislerle özdeşleşti.[1] Romalılar 1. yüzyılda Kelt topraklarını fethettiklerinde, kendi ölüm festivalleri Feralia ve hasat festivalleri Pomona'yı Samhain ile birleştirdiler.[1]

    7. yüzyılda Papa IV. Boniface 13 Mayıs'ta kutlanan Azizler Günü'nü -muhtemelen pagan festivalinin yerini alması için-[1] 1 Kasım'a taşıdı. Azizler Günü'nün arifesi (31 Ekim) kutsal kabul edildi ve Batılı dillerdeki Halloween adı buradan geldi. Orta Çağ'ın sonlarında seküler kutlamalar ile Hristiyan bayramı kaynaştı. Avrupa'daki Reform hareketleri esnasında, özellikle Protestan Hristiyanlar arasında, Cadılar Bayramı kutlamaları neredeyse son buldu; Britanya'da ise seküler bir bayram olarak kutlanmaya devam etti.[1]

    Amerika'ya yerleşen ilk kolonilerde -pek çok bayram gibi- Cadılar Bayramı da yasaklandı.[1] Bununla birlikte 1800'lü yıllarda, Cadılar Bayramı'ndan öğeler taşıyan bir hasat bayramı kutlanmaya başlandı. 19. yüzyılda başta İrlandalılar olmak üzere Britanya'dan Amerika'ya göçen çok sayıdaki göçmen Cadılar Bayramı kostümlerini beraberlerinde getirdiler ve Cadılar Bayramı zamanla ABD'deki başlıca çocuk bayramlarından biri haline geldi.[1]

  4. Bir gün büyük Yunan hatibi Demostenes, Atina’da bir toplantıda konuşmak isteyince halk, kendisini dinlemek istememiş, gürültü etmeye başlamış. Bunun üzerine Demostenes:

    “Yalnız iki kelimecik söyleyeceğim.†demiş ve hemen bir hikaye anlatmaya başlamış:

    “Vaktiyle bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adam da aynı yere işi düştüğü için beraber yola çıkmışlar. Konuşa konuşa giderken öğle sıcağı basmış. Biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için birlikte bir su başına çökmüşler. Ama ortalıkta gölge edecek bir şey olmadığı için eşeğin sahibi, eşeğinin yaptığı gölgeye sığınmış. Eşeğini kiralayan genç buna içerlemiş, “Sen çekil, ben oturacağım oraya†demiş. Öteki ise “Ne münasebet, eşek benim.†deyince kiracı “İyi ama ben kiraladım.†diye itiraz etmiş. Diğeri “Ben eşeği kiraya verdim gölgesini değil.†diye devam etmiş. Derken aralarında kavga çıkmış.

    Demostenes sözün burasına gelince kürsüden inmiş. Halk: “Sonra ne olmuş, söylesene sonra ne olmuş?†diye bağrışmaya başlayınca, tekrar kürsüye çıkmış:

    “Ey ahali! Sizin iyiliğiniz için laf edeyim dedim dinlemediniz de, bir eşeğin gölgesini mi merak ediyorsunuz, bu ne iştir.â€

  5. Son bir yılda fiyatı artmayan Hiç birşey kalmadı. Sen almaya devam edersen artar.... Ama eninde sonunda bunun geri dönüşü olacak.
    En ilgincinde alacak parada bulunuyor. Çekecek kredide

    sizce bu işte bir gariplik yokumdur ?

    Bu Sadece bizim Ülkemizde değil Tüm dünyada aynı dönemdeyiz...

    Oyunun Sonu geliyor... Bakalım neler olacak....

    Kasım , Aralık ve Ocak bu 3 ay çok soğuk olacak.

    Umarım ben yanılıyorumdur.

  6. Selamlar

    tam 15 gündür yazmıyordum. Kimsede sormadı neden yazmıyorsunuz diye ( vay be kimse okumuyormuş )

    Burada gırgırda yapabilirsiniz müsaade vardır. Hepimizin sinirleri bozuluyor. Burada en azından kafa dağıtıyoruz.

    Şakaya gırgıra müsaade vardır.

    Küfür, birbirini küçük düşürmeye, sidik yarıştırmaya müsaade yoktur.

    Sidik yarışı diyorum. Çünkü kimse kimseden üstün değildir.

  7.  Alıntı Originally Posted by baba_baskan Yazıyı Oku
    Son bir yılda fiyatı artmayan Hiç birşey kalmadı. Sen almaya devam edersen artar.... Ama eninde sonunda bunun geri dönüşü olacak.
    En ilgincinde alacak parada bulunuyor. Çekecek kredide

    sizce bu işte bir gariplik yokumdur ?

    Bu Sadece bizim Ülkemizde değil Tüm dünyada aynı dönemdeyiz...

    Oyunun Sonu geliyor... Bakalım neler olacak....

    Kasım , Aralık ve Ocak bu 3 ay çok soğuk olacak.

    Umarım ben yanılıyorumdur.
    tam 15 gün oldu. O soğuk hava firmaların kapısından içeri girdi.
    Vadeli satışları durdurmaya başladılar. Nakit satışa geçtiler. Nakit dediysem de TL kabul etmiyorlar. EURO_ USD döndüler.

  8. Bizim köylü Ahmet eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti tas çatlasa 50 lira eden eşek için pazarlık payını da ekleyerek 100 lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet 100 lira ödeyip almaya razı olmuş. Köylü Ahmet eşeğini satmış ama akşam da uykusu kaçmış. Düşünüp durmuş, “Mehmet 50 liralık eşeğe niye 100 lira verdi?†diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gittiğinde Mehmet’in eşeği 200 liradan satışa çıkardığını görmüş. Sonunda 200 liraya almak zorunda kalmış. Ayni olay bu kez Mehmet’in başına gelmiş.
    O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş. Bu alışveriş hergün fiyat arta arta devam etmiş. Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün:
    - “Al, al, al, sat, sat, sat†bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin 1 milyon liralık satış fiyatı.
    Yanındakine sormuş
    - “Hemşerim, bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu?â€
    Adam hemen yanıtlamış;
    - “Valla grafikler ortada. Bu eşeğin fiyatı 50 liradan başladı, 950 liraya liraya geldi. Şöyle bir tekniğine bakarsan görürsün. Eşeğin fiyatı 1 milyondaki direncini kırarsa, 1,5 milyona kadar yolu var.
    Kısadan hisse!
    Bizim emlak fiyatları da resmen eşeğin fiyatı gibi arttı. 100 bin liralık evler bugün İstanbul’da 350-400 bin liraya satılıyor.
    İstanbul’un kuş uçmaz kervan geçmez semtlerinde bile 300 bin liradan evler peynir ekmek gibi satılıyor.
    Buralardan ev alanlar hep yatırım için alıyor.
    300 liraya alıp 500 liraya satmak için.
    İhtiyacı için, yani alıp oturmak için emlak alanların oranı istatistiklere göre yüzde 15. Geri kalanı yatırım amaçlı.
    Son gözde Kayabaşı ve Arnavutköy.
    3. Havaalanı yapılacak diye fiyatlar almış başını gidiyor. İyi de havaalanının bu bölgeye 30 kilometre ötede yapılacak olması insanların buraya taşınmasına mı neden olacak?
    Elbette hayır. Bu bir pazarlama stratejisi.
    Balonu bankalar şişirdi
    İstatistiklere göre, Türkiye’nin en büyük ili olan İstanbul’da konut alan kişilerin yüzde 47’si konut kredisini tercih etti. Bu oran başkent Ankara’da yüzde 48, İzmir’de yüzde 46 olarak gerçekleşti. Bartın konut satışları içerisindeki yüzde 53’lük kredi kullanma oranıyla tüm iller arasında başı çekerken, onu Denizli yüzde 51 ve Tokat yüzde 50 ile takip etti. 2013’ün ilk 3 ayında satışlar içerisindeki en düşük konut kredisi payı olan 3 il Doğu Anadolu’dan çıkarken, 3 ay boyunca hiç kredili satışın gerçekleşmediği Hakkari bu alanda sonuncu oldu.
    Bu istatistikte de görüldüğü gibi konutların yarısı krediyle alınıyor.
    Bunda bankaların etkisi büyük.
    Türk halkı bankalar tarafından büyük bir batağa çekiliyor.
    Faizler düşük spekülasyonu ile aldanan vatandaş eşek hikayesinde olduğu gibi 100 liralık evi 300 liraya alıyor. Konut piyasasındaki bu balonu Türk halkının zaafını kullanan bankalar şişirmiştir.
    Peki, şimdi ne olacak?
    Dövizdeki yükseliş bankaları sıkıntıya soktu. Yurtdışından neredeyse sıfır faize yakın buldukları parayı Türkiye’de kredi olarak satan bankalar, dövizde terse geldiler.
    Dövizin yükselişi bankaları sıkıntıya soktu.
    Bu da kredi musluklarını kısmalarına faizleri yükseltmelerine neden oldu.
    Bu musluğun vanası önümüzdeki aylarda daha da kısılacak. Zira dünyadaki ekonomik gelişmeler de onu gösteriyor.
    Özet olarak, bankaların para satmak için oluşturduğu piyasada sona gelindi. Özellikle yatırım amaçlı yani 300’e alıp 500’e satmak için emlak alanların zarar dönemi başlıyor.

Sayfa 6/18 İlkİlk ... 4567816 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •