Sayfa 6112/7020 İlkİlk ... 51125612601260626102611061116112611361146122616262126612 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 48,889 - 48,896 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Italyan ressam Giuseppe Balbo’nun dogum yildonumu ( 1 Agustos 1902 )

    Scorcio di Bordighera, 1950




    Still Life with Grapes, XX secolo


  2. Amerikali ressam Edwin Austin Abbey’in olum yildonumu ( 1 Agustos 1911 )

    Richard, Duke of Gloucester, and the Lady Anne, 1896 ( Yale University Art Gallery )




    The Play Scene in Hamlet, 1897 ( Yale University Art Gallery )


  3. Fransiz asilli Kanadali yazar ve sair Anne Hébert’in dogum yildonumu ( 1 Agustos 1916 )



    “ Ayagimi tekrar kasabanin uzerine indiriyorum, kasabanin kucuklugunu ve narinligini yeniden ortaya cikariyorum. Kasabayi kaybetme ve yeniden bulma oyunu oynuyorum. Butun bunlari, uykudaki kucuk kasabaya gidip, kapilardan birini calip calmamak konusunda kararsiz kaldigim icin yapiyorum. Oysa ki yapmam gereken tek sey, bir kapiyi calmak ve acildiginda: ‘Benim,ben, Stevens, geri dondum iste’ demek. “ Bassan Delileri



    “ Je pose mon pied sur le village que je fais disparaitre, le découvre a nouveau, dans sa petitesse et sa fragilité. Je joue à posséder le village et à le penh à volonté. Tout cela parce que je n'arrive pas me décider à descendre la côte et à cogner à l'une des portes de ce village minuscuie et endormi Je n'aurais pourtant qu'à taper à Sune de ces portes pour que Con m'owre aussit je n'aurais qu'h dire : Voilà, c'est moi, Stevens, je suis de retour. ”

  4. Fransiz ressam Charles Amable Lenoir’in olum yildonumu ( 1 Agustos 1925 )

    Rêve d'Orient, circa 1913




    A Dance By The Sea, 20th century


  5. Avusturyali sair, yazar ve cevirmen Ernst Jandl’in dogum yildonumu ( 1 Aguatos 1925 )





    baba gel anlat savasi
    baba gel anlat nasil sevkedildin
    baba gel anlat nasil cektin tetigi
    baba gel anlat nasil vurulup yaralandin
    baba gel anlat nasil sehit oldun
    baba gel anlat savasi



    adimi gonderdim kentten
    telgraflarla, sonra ben gittim peslerinden.

    beni kentten cekip goturen tren
    raylarda kaldi

    adimi gonderdim kentte
    telgraflarla, sonra ben gittim peslerinden
    beni kente geri getiren tren
    raylarda kaldi.

    gezi nerde kaldi ?



    ich schickte meinen namen aus der stadt
    in telegrammen, und fuhr hinterher.

    der zug der mich herauszog aus der stadt
    blieb im geleise.

    ich schickte meinen namen in die stadt
    in telegrammen, und fuhr hinterher.

    der zug der mich zurückzog in die stadt
    blieb im geleise.

    wo blieb die reise ?

  6. Fransiz sosyolog, antropolog ve felsefeci Pierre Bourdieu’nun dogum yildonumu ( 1 Agustos 1930 )



    “ Felsefecilerimizden ( ve de yazarlarimizdan ) bazilari icin, olmak, televizyonda algilanmis olmaktir, yani, sonucta, gazeteciler tarafindan algilanmis olmak, hep soylene geldigi gibi, gazeteciler tarafindan iyi bulunmus olmaktir ( bu da, dupeduz odunleri, gizli odunlesmeleri icerir ) - ve surasi da dogrudur ki, varliklarini surdurebilme konusunda yapitlarina hicbir sekilde guvenemediklerinden, ekranda olabildigince siklikla belirmekten, dolayisiyla da, Gilles Deleuze'un saptadigi gibi, baslica islevi televizyona cagrilmalarini saglamak olan, olabildigince kisa yapitlari, duzenli araliklarla yazmaktan baskaca umarlari yoktur. Televizyon ekrani bugun iste bu sekilde bir tur Narsis aynasi, Narsiscil bir teshir mekani haline gelmistir. ”



    “ Pour certains de nos philosophes ( et de nos écrivains ), être, c’est être perçu à la télévision, c’est-à-dire, en définitive, être perçu par les journalistes, être, comme on dit, ' bien vu ' des journalistes ( ce qui implique bien des compromis et des compromissions ) - et il est vrai que ne pouvant guère compter sur leur œuvre pour exister dans la continuité, ils n’ont pas d’autre recours que d’apparaître aussi fréquemment que possible à l’écran, donc d’écrire à intervalles réguliers, et aussi brefs que possible, des ouvrages qui, comme l’observait Gilles Deleuze, ont pour fonction principale de leur assurer des invitations à la télévision. C’est ainsi que l’écran de télévision est devenu aujourd’hui une sorte de miroir de Narcisse, un lieu d’exhibition narcissique. ”



    “ Erkeklerin, alcaltici islerle birlikte bayagi ve duskun islemleri de ( ornegin bizim toplumlarimizda, fiyat sorma, fisi kontrol etme, indirim isteme gibi ) daha kisa bir ifadeyle, kendi serefleriyle uygun dusmeyecegini dusundukleri davranislari, kadinlara terk etmelerine yol acan yatkinliklarin aynilari kadinlari ‘ darkafalilik ’ ve ‘ kucuk hesapcilik ’la damgalamalarina, hatta kadinlar ustlenmek zorunda kaldiklari bu islerde basarisiz olurlarsa onlari suclamalarina da yol acar, tabii isler yolunda giderse kadinlarin hakki teslim edilmez. ” Eril Tahakkum



    “ Elle est à l’œuvre, quotidiennement, dans nombre d’échanges entre les sexes : les mêmes dispositions qui inclinent les hommes à abandonner aux femmes les tâches inférieures et les démarches ingrates et mesquines ( telles que, dans nos univers, demander les prix, vérifier les factures, solliciter un rabais ), bref, à se débarrasser de toutes les conduites peu compatibles avec l’idée qu’ils se font de leur dignité, les portent aussi à leur reprocher leur ' étroitesse d’esprit ' ou leur ' mesquinerie terre à terre ', voire à les blâmer si elles échouent dans les entreprises dont ils leur ont laissé la charge, sans pour autant consentir à porter à leur crédit la réussite éventuelle. ”

  7. Ispanyol ressam Elias García Martínez’in olum yildonumu ( 1 Agustos 1934 )

    Ecce Homo, circa 1890




    Autorretrato, 1920


  8. Amerikali ressam Edmund Charles Tarbell’in olum yildonumu ( 1 Agustos 1938 )

    Girl Reading, 1909




    Mother and Child in a Boat, 1892; Emeline with Josephine


Sayfa 6112/7020 İlkİlk ... 51125612601260626102611061116112611361146122616262126612 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •