-
Italyan ressam Vittorio Avanzi'nin olum yildonumu ( 7 Agustos 1913 )
Il Canale dell'Acqua Morta di Verona, 1882

Stadtansicht in verona, 19. Jahrhundert
-
Fransiz ressam ( Ferdinand Emmanuel Pelez de Cordoba d'Aguilar ) Fernand Pelez'nin olum yildonumu ( 7 Agustos 1913 )
Adam et Ève, 1876 ( Moulins, musée Anne-de-Beaujeu )

Le Petit Marchand de violettes, 1885 ( Paris, Petit Palais )
-
Italyan ressam ve heykeltiras Cesare Maccari'nin olum yildonumu ( 7 Agustos 1919 )
Cicerone denuncia Catilina ( Ciceros Rede gegen Catilina, 1888 )

L'allegoria dell'Italia affrescata, 1882 - 1890 ( Sala del Palazzo del Senato a Roma )
-
Rus sair ve oyun yazari Aleksandr Aleksandrovic Blok'un olum yildonumu ( 7 Agustos 1921 )
Kara aksam.
Ak kar.
Ruzgar, ruzgar!
Duramamada ayakta bir adam.
Ruzgar, ruzgar -
En beteri, Tanri'nin isleri arasindan.
Uluyor ruzgar; buzu kaplayan
bembeyazdir kar.
Yurumek guc, yer cok kaygan
Durmaz ayak - eyvah aman...
Aninda kayar.
Binadan binaya ip uzatilmis
Ipe asilmis kocaman bez afis:
"Tum iktidar - Kurucu Meclise! "
Ihtiyar kadincagiz hungur hungur agliyor -
Afisin manasini - yol yok - cikartamiyor.
Ne icin harcanmis bunca bez ?
Etrafta yalinayak, soyunuk herkes.
Derken, zar zor yuruyor kar ortasinda,
Kurtunlerden atliyor bir tavuk gibi:
“ Of, Meryem Ana, Koruyucumuz! “
“ Of, Bolşevikler'dir bu hallere sokan bizi. "

Black night.
White snow.
The wind, the wind!
Impossible to stay on your feet.
The wind, the wind!
Blowing across God’s world!
The wind swirls round
The clean, white snow.
Under the snow – there’s ice.
It’s slick, it’s hard,
Pedestrians
Slip – oops! too bad!
From building to building
Stretches a cable.
On the cable’s a placard:
“ All Power to the Constituent Assembly! ”
An old woman keens and weeps beneath it,
She just can’t understand what it means,
Why such a huge scrap of cloth
For such a placard ?
It would make so many footwraps for the boys,
So many are without clothes or shoes...
The old woman, hen-like,
Managed somehow to scramble over the snowbank.
“ Oh, Holy Mother of God, our Protectress! "
“ Oh, those Bolsheviks will put me in my grave! ”
-
Fransiz ressam Edmond Marie Petitjean'in olum yildonumu ( 7 Agustos 1925 )
Fishermen on the Meuse, 20th century

Village Street, 1910
-
Newbery Madalyali Amerikali cocuk kitaplari yazari Betsy Cromer Byars'in dogum gunu ( 7 Agustos 1928 )

" 14 yasindaki Sara; ablasi Wanda, kardesi Charlie ve halasi Willieile gol kendarinda bir evde yasiyor. Ergenlik donemini geçiren Sara, herkesden ve herşeyden nefret ediyor. Sara, uc yasindan bu yana zihinsel engelli olan 10 yasindaki kardesini kugulari seyretmesi icin gol kenarına goturuyor. Charlie kuguları seyretmeyi cok seviyor ve bir gece yarisi kugulara bakmak icin evden cikip, ormanda kayboluyor.Sara, kendisi gibi yanliz olan en iyi arkadasi Mary, Joe ve kasaba halkini yardimiyla Charlie’nin pesine dusuyor ve bu arayista bir nevi kendini buluyor. " Kugularin Yazi

" 14-year-old Sara, her older sister Wanda, their Aunt Willie who takes care of them, and their 10-year-old brother Charlie, who was mentally impaired by life-threatening illnesses at the age of three. Sara takes Charlie to see swans which are living on a nearby pond, Charlie wakes up in the middle of the night and wanders off. Nobody can find him. Sara, with the help of her best friend Mary, the help of Joe, and the help of the towns people, finds Charlie. In the process of doing so, Sara learns to not make hasty judgements or accusations: a big step in the process of growing up. "
-
Fransiz ressam Henri Lebasque'nun olum yildonumu ( 7 Agustos 1937 )
La cigarette, 1921 ( Musée d'Art et d'Industrie de Roubaix )

Sous la lampe, 1904 ( Museum of Fine Arts of Nancy )
-
1913 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Hintli yazar ve sair Rabindranath Tagore'un olum yildonumu ( 7 Agustos 1941 )

Sana soylemem lazim gelen en derin sozleri konusmak istiyorum; fakat gulersin korkusuyla cesaretim kirik.
Kendime gulmem ve saka ile karisik, sirrimi yaralamam bundandir.
Istirabimi hafife aliyorum, sen de alirsin diye.
Sana soylemem gereken en gercek sozleri, anlatmayi diliyorum; fakat onlara inanmazsin korkusuyla cesaretim kirik.
Iste bundan dolayidir ki, demek istedigimin tersini soyleyerek, onlari hakikat degilmis gibi gosteriyorum.
Sen de gulersin korkusuyla, istirabimi gulunecek bir seymis gibi gosteriyorum.
Senin hakkinda en nadide kelimeleri kullanmayi diliyorum; fakat ayni degerde karsilik alamam korkusuyla cesaretim kirik.
Iste sana zalimane isimler takmamin ve duygusuz kuvvetimle ovunmemin sebebi bundandir.
Istirap nedir, hic bilmezsin diye, seni incitiyorum.
Senin yaninda sessiz oturmayi diliyorum; fakat kalbim dudaklarimdan tasar korkusuyla cesaretim kirik.
Iste gevezelik edip, havadan sudan bahsetmemin ve kalbimi kelimelerin ardina saklamamin sebebi bundandir.
Sen de oynarsin korkusuyla, istirabimla insafsizca oynarim.
Senin yanindan ayrilmayı dilerim; fakat korkakligimi anlarsin endisesiyle, cesaretim kirik.
Iste basimi dik tutup, senin yanina boyle lakayt gelmemin sebebi bundandir.
Gozlerinin devamli darbeleri, istirabimi ebediyen taptaze muhafaza eder.

I long to speak the deepest words I have to say to you; but I dare not, for fear you should laugh.
That is why I laugh at myself and shatter my secret in jest. I make light of my pain, afraid you should do so.
I long to tell you the truest words I have to say to you; but I dare not, being afraid that you would not believe them.
That is why I disguise them in untruth, saying the contrary of what I mean.
I make my pain appear absurd, afraid that you should do so.
I long to use the most precious words I have for you; but I dare not, fearing I should not be paid with like value.
That is why I gave you hard names and boast of my callous strength.
I hurt you, for fear you should never know any pain.
I long to sit silent by you; but I dare not lest my heart come out at my lips.
That is why I prattle and chatter lightly and hide my heart behind words.
I rudely handle my pain, for fear you should do so.
I long to go away from your side; but I dare not, for fear my
cowardice should become known to you.
That is why I hold my head high and carelessly come into your presence.
Constant thrusts from your eyes keep my pain fresh for ever.

Oldugun gibi gel, suslenmek icin ugrasma!
Sacinin orguleri cozulduyse
Ayrimi duzgun degilse
Korsenin kurdeleleri baglanmamissa, aldirma!
Oldugun gibi gel, suslenmek icin ugrasma!
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri