-
Rus ressam Elena Andreevna Kiseleva'nin dogum yildonumu ( 27 Eylul 1878 )
Trinity day (sketch), 1907


-
Rus yazar Ivan Aleksandrovic Goncarov’un olum yildonumu ( 27 Eylul 1891 )

“ Kis, yanina yaklasilmaz, soguk bir guzel kadin gibi huyunu hic degistirmeden sicaklarin gelecegi belli gunlere kadar uzar; ne umulmadik gunesli havalarla insanlari sasirtir, ne de gorulmemis soguklarla bellerini buker. ”

“ Winter, like a cold, unapproachable beauty, retains her character until the lawful season of thaw has arrived. Never does she mock one with unexpected softenings of the air; never does she triple-harness the earth with unheard-of degrees of frost. ”
“ Mesela deniz. Tanri eksik etmesin ama bizden uzak olsun daha iyi. Insana huzun vermekten baska seye yaramaz. Baktikca aglayacaginiz gelir. Bu ucsuz bucaksiz su kitlesi onunde ruh ezilip buzulur. Hic degismeden, alabildigine uzayip giden bu guzel manzarada yorulan goz, dinlenecek bir yer bulamaz. ”

“ The sea, for example ? Never mind about that! It brings man only sorrow; looking at it makes him feel like crying. The heart is flummoxed in the face of the boundless shroud of waters, and there is nothing upon which to rest one’s gaze, tormented as it is by the vast scene’s monotony. ”
-
27 Eylul 1911
" Dun Wenzel Alani'nda iki kiza rastladim; birinden hayli uzun sure ayiramadim gozlerimi, oysa ozellikle otekisinin, benim pek gec fark ettigime gore evcil bir yumusakligi iceren kahverengi, plili, onu biraz acik bol bir manto giymis obur kizin nazli bir boynu ve narin bir burnu vardi, simdi animsayamadigim bir nedenden saclari guzeldi. – Belvedere'de bol pantolonu uzerinden sarkan bir adam; islik caliyor, kendisine baktim mi duruyor, gozlerimi baska yana cevirince yeniden basliyor; nihayet ben baksam da islik calmasina ara vermez oluyor. – Buyuk ve zarif bir dugme, bir kizin giysisinin yenine guzelce oturtulmus. Kiz, giysi icinde nasil hareket edecegini de iyi biliyor. Amerikan cizmelerinin uzerinde suzuluyor giysi. Guzel bir sey benim elimden ne kadar da seyrek cikiyor; oysa yaptigi isteki guzelligin ayrimina varmaksizin dugmeyi oldugu yere ilistiren terzi bunu basariyor. - O anda agzindan cikan sozlerden bagimsiz, anlattigi oykuyu basindan sonuna memnunlukla kucaklayan gozleriyle Belvedere yolunda ilerleyen kadin. – Gurbuz bir kizin boynunu sert bir devinimle soylece dondurusu. "

27. September 1911
" Gestern auf dem Wenzelsplatz 2 Mädchen begegnet, zu lange den Blick auf einer gehalten, während gerade die andere, wie sich zu spät zeigte, einen häuslich weichen braunen faltigen weiten vorn ein wenig offenen Mantel trug, zarten Hals und zarte Nase hatte. Das Haar war in einer schon vergessenen Weise schön. – Alter Mann mit locker hängenden Hosen auf dem Belvedere. Er pfeift; wenn ich ihn anschaue, hört er auf; schaue ich weg, fängt er wieder an; endlich pfeift er auch wenn ich ihn anschaue. – Der schöne große Knopf schön angebracht unten auf dem Ärmel eines Mädchenkleides. Das Kleid auch schön getragen über amerikanischen Stiefeln schwebend. Wie selten gelingt mir etwas Schönes und diesem unbeachteten Knopf und seiner unwissenden Schneiderin gelingts. – Die Erzählerin auf dem Weg zum Belvedere, deren lebhafte Augen unabhängig von den augenblicklichen Worten zufrieden ihre Geschichte bis an ihr Ende überblickten – Mächtige halbe Halswendung eines starken Mädchens. "
-
Fransiz yazar ve sair Remy de Gourmont’nun olum yildonumu ( 27 Eylul 1915 )


“ Erkekler aska asik olarak baslarlar,kadinlara asik olarak bitirirler; kadinlarda erkeklere asik olarak baslar, aska asik olarak bitirirler. / L'uomo comincia con l'amare l'amore e finisce con l'amare una donna. La donna comincia con l'amare un uomo e finisce con l'amare l'amore. / Man begins by loving love and ends by loving a woman. Woman begins by loving a man and ends by loving love. ”
-
Fransiz ressam ve heykeltiras ( Hilaire Germain Edgar de Gas ) Edgar Degas'nin olum yildonumu ( 27 Eylul 1917 )

Prova di balletto ( The Ballet Rehearsal, 1875 )


" Degas est l'un des rares peintres qui aient donné au sol son importance. Il a des planchers admirables. / Degas, zemine gercek onemi veren az sayidaki ressamdan biridir ve bazi takdire sayan zeminleri vardir. " Paul Valéry
https://www.youtube.com/watch?v=_X878q2uOSk
-
Amerikali yonetmen, film, televizyon ve tiyatro yapimcisi Arthur Hiller Penn'in dogum yildonumu ( 27 Eylul 1922 )

-
Amerikali buyuk sair Kay Ryan'in dogum gunu ( 27 Eylul 1945 )


Pilicler
kusatiyor ve
gunu ortadan
kaldiriyor. Gunes
parlak, ama
pilicler
yolda. Evet,
gokyuzu
piliclerle kapli,
piliclerle SIKISIK.
Donuyorlar ve
sonra yine
donuyorlar.
Bunlar pilicler
birini ayni anda
saliyorsun
ve kucuk-
cesitli turleri.
Simdi
tunemek icin eve
geliyorlar‚¬ hepsi
ayni cins
ayni hizda.
-
Ingiliz romantik roman yazari ( Catherine Rose Gordon-Cumming ) Katie Fforde'un dogum gunu ( 27 Eylul 1952 )

" Sira makyajdaydi. Tum bunlar otomatik olarak devam ederken Sarah, Hugo ile ilgili kendi icine dogru zorlu bir yolculuk yapiyordu. Onun bana yaklasmasına neden izin vermiyorum? Iyi arkadas olabilecekken onunla konusurken neden icim pir pir ediyor ? Ona karsi koymak icimi rahatlatacagina neden yipratiyor, huysuzlastiriyor beni ? Neden ona herkese davrandigim gibi davranamiyorum ? "

" Now make-up. As this went on more or less automatically she had time to examine her soul on the subject of Hugo Marsters. Despite being absolutely sure she should avoid getting too close to him, and that he could only ever be a friend at most, why did she feel fluttery when she spoke to him ? And why did counteracting this make her abrasive and churlish instead of just calm ? Why couldn't she behave like everyone else ? "
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri