-
Belcikali ressam Fernand ( Edmond Jean Marie ) Khnopff'un olum yildonumu ( 12 Kasim 1921 )
Listening to Schumann, 1883

Memories or Lawn Tennis, 1889
-
Auschwitz ve Dachau Nazi toplama kamplarinda soykirim magduru Polonyali sair ve yazar Tadeusz Borowski'nin dogum yildonumu ( 12 Kasim 1922 )

" Yeni, tiksinti veren bir uygarligin temel taslarini dosuyoruz. Antik Cag'in ne menem bir sey oldugunu ancak simdi kesfedebildim. O Misir piramitleri, o antik tapinaklar, o Yunan anitlari—Hepsi de igrenc cinayetler! Eski Roma’nin yollari ne kadar kan icti kim bilir, sinir duvarlarindan, kent yapilarindan ne kadar kan damladi ? Kolelerin alnina mulkiyet muhrunun basildigi, kacmaya girisen kolelerin carmiha gerilerek cezalandirildigi antik cag! Ozgur olanlarin kolelere karsi suikast duzenledigi Antik Cag! ” Boyle Buyurun Gaz'a Bayanlar Baylar

“ We are laying the foundation for some new, monstrous civilization. Only now do I realize what price was paid for building the ancient civilizations. The Egyptian pyramids, the temples and Greek statues—what a hideous crime they were! How much blood must have poured on to the Roman roads, the bulwarks, and the city walls. Antiquity—the tremendous concentration camp where the slave was branded on the forehead by his master, and crucified for trying to escape! Antiquity—the conspiracy of the free men against the slaves! "
-
Monako Prensesi, Akademi Odulu sahibi ( Tasrali Kiz / The Country Girl, 1954 - En Iyi Kadin Oyuncu Akademi Odulu ) Amerikali sinema ve tiyatro oyuncusu Grace Patricia Kelly'nin dogum yildonumu ( 12 Kasim 1929 )


" Asla geriye donup bakmam. Iyi hatiralari pismanliklara tercih ederim. / Evito di guardarmi indietro. Preferisco un buon ricordo ai rimpianti. "

-
Alman fantastik cocuk kitaplari yazari Michael Ende'nin dogum yildonumu ( 12 Kasim 1929 )

" Onceleri pek farkina varilmaz. Gunun birinde insanin cani artik hicbir sey yapmak istemez. Hicbir seyle ilgilenmez, kurur gider. Ve bu isteksizlik gecici degildir. Hatta giderek artar. Gunden gune, haftadan haftaya daha kotu olur. Kendinden hoslanmaz, ici bombostur, dunyayla bagdasamaz. Sonralari bu hisler de kalmaz, hicbir sey hissetmez olur. Butun dunyaya yabancilasmistir, kimse onu ilgilendirmez olmustur. Ne kizginlik duyar, ne hayranlik. Ne sevinmesini bilir, ne uzulmesini. Gulmeyi de, aglamayi da unutmustur. Boyle bir insanin ici kaskati kesilir. Artik hicbir seyi, hic kimseyi sevemez. Bu durumda, artik hastanin iyilesmesine olanak yoktur. Donus kalmamistir. Bombos, kul rengi bir yuzle, nefretle cevresine bakar, tipki duman adamlar gibi. Onlardan biri olup cikmistir. Hastaligin adina gelince, buna 'olduren can sikintisi'denir. " Momo

“ Am Anfang merkt man noch nicht viel davon. Man hat eines Tages keine Lust mehr irgendetwas zu tun. Nichts interessiert einen, man ödet sich. Aber diese Unlust verschwindet nicht wieder, sondern sie bleibt und nimmt langsam immer mehr zu. Sie wird schlimmer von Tag zu Tag, von Woche zu Woche. Man fühlt sich immer missmutiger, immer leerer im Innern, immer unzufriedener mit sich und der Welt. Dann hört nach und nach sogar dieses Gefühl auf und man fühlt gar nichts mehr. Man wird ganz gleichgültig und grau, die ganze Welt kommt einem fremd vor und geht einen nichts mehr an. Es gibt keinen Zorn mehr und keine Begeisterung, man kann sich nicht mehr freuen und nicht mehr trauern, man verlernt das Lachen und das Weinen. Dann ist es kalt geworden in einem und man kann nichts und niemand mehr lieb haben. Wenn es einmal so weit gekommen ist, dann ist die Krankheit unheilbar. Es gibt keine Rückkehr mehr. Man hastet mit leerem, grauem Gesicht umher, man ist genauso geworden wie die grauen Herren selbst. Ja, dann ist man einer der ihren. Diese Krankheit heißt: die tödliche Langeweile. ”
" Zamani olcmek icin saatler ve takvimler yapilmistir; ama bunlar hicbir sey ifade etmez. Herkes cok iyi bilir ki bazen bir saatlik sure insana omur kadar uzun gelirken, bazen de goz acip kapayincaya kadar gecip gider. Cunku zaman, yasamin kendisidir. Ve yasamin yeri yurektir. "

" Es gibt Kalender und Uhren, um sie zu messen, aber das will wenig besagen, denn jeder weiß, dass einem eine einzige Stunde wie eine Ewigkeit vorkommen kann, mitunter kann sie aber auch wie ein Augenblick vergehen – je nachdem, was man in dieser Stunde erlebt. Denn Zeit ist Leben. Und das Leben wohnt im Herzen. "
-
Kanadali sarkici, soz yazari ve besteci Neil Percival Young'in dogum gunu ( 12 Kasim 1945 )


https://www.youtube.com/watch?v=L86gQQBYSc4
-
2015 yilinda yasayan yasli Biff, Marty'nin uzaklasmasini firsat bilerek, Gray's Sports Almanac'i genc Biff'e vermek icin 12 Kasim 1955 Cumartesi gunune gider. ( Gelecege Donus ll filmi - Back to the Future Part II filmi )

-
Amerikali yazar, gazeteci, feminist ve Al Gore ve Bill Clinton'in eski politik danismani Naomi Wolf'un dogum gunu ( 12 Kasim 1962 )

" ' Her kadinin devreleri farkli baglanmistir. Bazi kadinlarin sinirleri vajinada daha fazla dallanip budaklanir, bazi kadinlarinki de klitoriste. Bazilarininki anusle vajina arasindaki bolgede ya da rahim agzinda cok dallanir. Bu durum, kadinlarin cinsel tepkileri arasindaki farki kismen aciklar. '
' Neredeyse sandalyemden dusecektim.Vajinal orgazmla klitoral orgazm arasindaki farki aciklayan sey buydu demek! Kultur degil, yetisme bicimi degil, pedersahi duzen degil, feminizm degil, Freud degil ? ' ”

" ' Every woman is wired differently. Some women's nerves branch more in the vagina; other women's nerves branch more in the clitoris … That accounts for some of the differences in female sexual response.'
' I almost fell off the exam table in astonishment. That's what explained vaginal versus clitoral orgasms ? … Not culture, not upbringing, not patriarchy, not feminism, not Freud ? ' "

“ Kadinin zayifligina dayanan kulturel sartlanmanin sebebi kadinin guzelligine duyulan saplanti degil kadinin sadakatine duyulan saplantidir. ”
-
Amerikali genc yetiskin kurgu romanlari yazari Neal Shusterman'in dogum gunu ( 12 Kasim 1962 )

" Bir yunus, kalbinizi sokmeyi dusunebilir veya kopekbaligina yapabilecegi gibi, sise burnunu size oldurucu bir sekilde saplamayi kafasindan gecirebilir ama her zaman gulumsediginden onun arkadasiniz oldugunu dusunursunuz. "

“ A dolphin might be thinking of ripping your heart out, or poking you to death with its bottlenose, the way it might do to a shark, but since it’s always smiling, you think it’s your friend. "
“ ' Her zaman orada, ufukta olacagim, ' diyorum.
Ve sonsuz bir huzunle, ' Buna inaniyorum. Ama ne yazik ki ben artik pencereden bakmayacagim. ' diyor. "

“ 'I will always be there on the horizon, ' I tell her.
And with infinite sorrow, she says, ' I believe that. But sadly I am no longer looking out of that window. ' ”

" Yanlis dusunce yoktur, sadece uzerine calisilmasi ve ustesinden gelinmesi gereken dusunceler vardir. "
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri