Sayfa 69/1000 İlkİlk ... 1959676869707179119169569 ... SonSon
Arama sonucu : 7998 madde; 545 - 552 arası.

Konu: Sosyal Medyadan Takılanlar

  1. CİHAT / MELİH AŞIK
    Dinimizde “cihat” varmış, dolayısıyla bunun müfredata konulup öğrencilere öğretilmesinden rahatsız olmaya gerek yokmuş. Tam tersi, yer verilmemesi durumunda talep edilmesi gerekirmiş.
    Ders kitaplarına “cihat”ın konmasını bu sözlerle savunan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a yüksek müsaadeleriyle bir kaç soru yöneltelim;
    Bildiğimiz kadarıyla İslam dininde sadece cihat yok. Ahlaklı ve dürüst olmak, yalan söylememek, kimseye haksızlık yapmamak, adalete riayet etmek, kul hakkı yememek, haramdan uzak durmak, beytülmal’e el uzatmamak, emanete ihanet etmemek, dini kişisel çıkarlar için kullanmamak vb. gibi tavsiye ve emirler de var. Üstelik bunlar yine bildiğimiz kadarıyla, ticari ya da siyasi değil, gerçek İslam’ın cihattan çok daha fazla önem ve öncelik verdiği hususlardır. Eğitimde ille de İslam dininde yer alan hususlar referans alınacaksa... Ahlaksızlığın, adaletsizliğin, haksızlığın, yalanın dolanın kol gezdiği günümüz Türkiye’sinde öncelikle yer verilmesi gereken emir ve tavsiyeler bunlar olmamalı mıydı?
    Dinin, işinize gelen yönlerini dikkate alır da (her nedense!) işinize gelmeyen yönlerini görmezden gelirseniz kimse sizin “dinimizde var” gerekçeniz inanmaz. En başta dinini bilen gerçek dindarlar bıyık altından “manidar manidar” gülerler.
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  2. SU UNUTMAZ

    Ortaköy DEREBOYU CADDESİ !!!





    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3. Devlet olarak yanlış dış politikalar bugüne özgü değil.
    Abdülhamid'in dış politikası dünya tarihinin ilk büyük savaşına neden olmuştur.
    Twitter'da uzun bir flood yazdım. Merak edenlere
    Ek edit:
    twitter hesabı olmayanlar için buraya da koyayım. Ancak 25'ten sonraki bazı maddeler twitter'da daha geniş.
    Yanlış dış politikalar yüzünden lehimize bir gelişme olmayacak gibi. Gelin yüzyılın başına, Abdülhamid'e gidelim. Sıkı bir flood olacak
    1-1839’da Sultan’ın hizmetinden Berlin’e dönen Helmuth von Moltke raporunda Türklerin Alman nüfuzuna hazır hale geldiğini belirtir.
    2-Balkanlardan geçecek bir demiryolu Berlin’i İstanbul’a bağlayacağı gibi Doğuya giden İngiliz donanmasından uzak en kısa yol olacaktı.
    3- Alman ileri gelenler parçalanacak Osmanlı’nın Asya topraklarının Almanlara kalması gerektiği konusunda hemfikir olurlar.
    4-1800’lerin ortasında küçük bir devlet olan Prusya, Bismarck’ın dehasıyla büyük bir Alman İmparatorluğuna dönüşür. Başına Kayzer Wilhelm geçer.
    5-Wilhelm hem İngiltere kralının hem de Rus Çar’ının dışlanmış, küçümsenen kuzenidir. Pan-Germen fikrine en çok sarılan da Wilhelm olur.
    6- Yeni Almanya’nın diğer Avrupa devletleriyle rekabet edebilmesi yeni hammadde kaynakları ve denizaşırı yeni pazarlara bağlıydı.
    7-Bu hızla önce Afrika’ya saldırarak 1 yılda Kamerun, Güneybatı Afrika, Yeni Gine, Samoa ve kuzeyde bir kısım toprakları aldılar.
    8- Ancak Almanlar bu sıcak, sağlıksız yeni yerlere yerleşmek istemediler. Alman göçmenler Amerika’ya göçmeyi tercih ediyordu.
    9-Tam bu sırada “Almanya’nın geleceği doğudadır” fikri ön plana çıkar. Wilhelm “doğu birini bekliyor” diyerek hedefi belirler.
    10- Önce İngilizlerin Hindistan’daki hakimiyeti, Hindistan müslümanlarının Cihad yoluyla İngilizlere karşı savaşmasıyla bitirilecekti.
    11- Cihad yoluyla Almanlar yorulmadan ve asker kullanmadan kazanacaktı. Ancak Kayser cihad ilan edemezdi. Bir yolu olmalıydı.
    12- Danışmanlar doğudaki büyük cami ve pazar yerlerinde Wilhelm’in müslüman olduğuğu söylentisini yaymaya başladılar.
    13- Bunlar olurken, Osmanlı iflas etmiş, hazinesi İngiliz ve Fransızların kontrolündeydi. 1. Meşrutiyet rafa kaldırılmıştı.
    14-Sultan, Hristiyan azınlıklara karşı davranışlarıyla tüm Avrupa’da öfke toplamış, destek bulamaz hale gelmişti.
    15- Almanlar yalnız bırakılmış Sultan’a destek olarak, Abdülhamid’in ve Osmanlı halkının güvenini kazanmanın adımlarını attılar.
    16- Kayzer Wilhelm ikinci kezAbdülhamid’i ziyaret etti. Bağdat demiryolunu yapmayı teklif etti. Buradan Kutsal Kudüs’e gitti.
    17-Kudüs’e çok tartışılan muzaffer komutan edasıyla girdi, Müslümanların en büyük dostu Almanlardır konuşmasını yaptı.
    18-Müslüman alimler Wilhelm’in müminleri kurtaracak kişi olduğuna dair ayetler bulmaya başladılar.
    19- “Hacı Wilhelm” sonunda tüm müslüman aleminin sevgi ve saygısını kazanmış, Abdülhamid’in has dostu olmuştu.
    20- Sultan Bağdat demiryolu yapım iznini Kabe’ye de bir hat çekilmesi koşuluyla verdiğinde İngilizler uyandı.
    21-1890’da 500 bin ton olan Alman çelik üretimi 1895’te 3 milyon tona çıkmış devasa büyüyerek İngilizleri geçmişti.
    22- Kimya ve elektrik sektöründe de durum aynıydı. 1907’de üretimde liderliği alan Alman sanayii silindir gibi geliyordu.
    23- Bağdat demiryolu hattı doğuya en kestirme yoldu ve denizyolu gibi kısıtlı ve pahalı değildi.
    24- Bu yolla Almanlar doğu pazarına ve doğu hammaddesine çok rahat ve çok daha ucuza ulaşabilecekti.
    25- İngilizler Hindistan’daki şeyhlerle konuşup, onları Arap şeyhlerini ikna için ortadoğuya gönderdi.
    26- Arap aşiretleri İngilizlerin müdahalesiyle Osmanlıya ve Almanlara karşı örgütlenmeye başladılar.
    27- Demiryolu inşası bu yüzden kesintilere uğrayıp uzayarak Almanlara mali külfet getirdi.
    28- Almanlar aynı zamanda tecrübeli komutanlarıyla Osmanlı ordusunu eğitip modernize ediyordu.
    29- Sürekli suikaste uğrama korkusu yaşayan sultan eğitimli subaylara sıcak bakmıyordu.
    30- Harbiyenin eğitimli subay yetiştirmesine saraydan uzakta, Selanikte eğitilmeleri koşuluyla izin verdi.
    31- Enver Paşa, Mustafa Kemal gibi tarihe damga vuracak subaylar bu şekilde yetişti.
    32- Alman özellikle Wilhelm hayranlığı bu subaylara iyice yerleşmişti. Wilhelm bıyığı bırakmak moda oldu.
    33- Alman diplomatların Sultan’ı İngilizlere karşı cihad için sıkıştırmaları başlamıştı. Sultan uzak duruyordu.
    34- 1908’de İngilizler parçalanmış Osmanlı devleti’inden ciddi bir payı Almanlara teklif ettiler.
    35- Osmanlı topraklarının tamamının kendisinin olacağından çok emin olan Wilhelm teklifi reddetti.
    36- Almanların yetiştirdiği subaylar jöntürk akımına sahip çıkıp yeni demokratik haklar talep ettiler.
    37- Sultan bunu kabul edip 2. Meşrutiyet’i ilan ettiğinde bu jöntürkler yönetimi ele geçrdiler.
    38- Almanların doğu hedefine bir de genç ve hızlı yükselen Enver’in kafkas hayalleri eklendi.
    39- İngilizler hemen Ruslarla Asya toprakları konusunda aralarında anlaşıp birlik oldular.
    40- Artık tüm dünya büyük bir savaşın kaçınılmaz olduğunu biliyor, ne zaman olacağını bekliyordu.
    41- Cihad ancak savaş başladıktan sonra ittihatçıların Sultan’ı sıkıştırmasıyla ilan edilmişti.
    42- Arapların İngilizler safında yer aldığı sırada Cihada sadece bir kısım Hintliler uydu, o da zayıf kaldı.
    43- Almanların uzakdoğu ve ortadoğu hayalleri uzun yıllar için bel bağladığı Cihad hayalkırıklığı olmuştu.
    44- Savaş hem kayserliğin hem halifeliğin sonu oldu. Yıkılması gecikmiş Osmanlıyı bitirdi.
    45- Osmanlının en üst rütbesi Mareşal üniformasını bile giyen Kayser’in hayalleri bitmiş miydi?
    46- Kayzer Hollandaya sürgün edildi. Benzer ideallerle ortaya çıkan Hitler’e övgü dolu mektuplar yazarak öldü.
    İki devletin başındakilerin kişisel hırsları, hem korkunç bir savaşa, korkunç acılara, birinin tarihten tamamen silinmesine neden olmuştur.



    Bu çok az bilinen çizim Abdülhamid hayranları tarafından sevilmez ve paylaşılmaz. Oysa gerçeğin ta kendisidir.




    Osmanlı Devleti'nin tamamen kendisine kalacağından o kadar emindi Kayser Wilhelm. Osmanlı'nın en üst rütbesi mareşal üniformasını bile giydi.



    Wilhelm hayranlığının boyutu, aynı bıyığı bırakacak kadar yayılmıştı.



    Talat paşa'nın savaş sonunda kaçarak Wilhelm'in yanına sığınmak istediğini ama Hollandalıların kapı dışarı ettiği iddalarını de ekleyelim.

    https://twitter.com/fogbird1/status/888096732113928194
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  4. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  5.  Alıntı Originally Posted by rumenigge Yazıyı Oku
    Bir yıl olmuş. Acısı hâlâ sıcak. Henüz davaların büyük bölümü başlamamış bile. Hâlâ gözaltılar, tutuklamalar devam ediyor. Ve hâlâ F. Gülen iade edilmedi. FETÖ’cüler yalan söylemeye, meydan okumaya devam ediyorlar.

    F. Gülen yarın asırlık bir baş belası. Çeyrek asırdır da, bu projede CIA ile birlikte çalışıyor. Dünya devletlerinin dörtte üçünde örgütlü bir hareketten söz ediliyor. Dünya devletlerinin yarısı, dünyada FETÖ kadar örgütlü değil. Birçok ülkede diplomatik temsilcilikleri bile yok.

    FETÖ; ABD, İngiltere, İsrail ve Vatikan’ın ortak projesi.. İşin içinde dolaylı olarak Almanya da var, İtalya da, Fransa da, NATO da! Hollanda da var, Belçika da, Avusturya da! Bir takım Arap ülkeleri de var.

    Hedef belli, İsrail’in varlığı ve güvenliği, İslam dünyasının batı değerler sistemi içinde yer almasını sağlayacak reforma tabi tutulması, Türkiye’nin ABD ve NATO’nun askeri ve stratejik hedeflerine engel teşkil etmemesi, aksine destek olması ve Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve askeri alanda uluslararası düzenle paralel hareket etmesi.

    FETÖ bu işin teolojik ve sosyolojik ayağını oluşturacaktı. BOP’tan beklenen bu işin askeri ve siyasi ayağının oluşturulması idi ve öncelikle de bölgedeki 22 ülkenin rejim, sınır ve iktidar yapıları yeniden şekillendirilecekti..

    Bugün bölgemizde yaşanan “Arap Baharı†diye tanımlanan olaylar, BOP’un, “one minuteâ€, “Mavi Marmara†ile çökmesi sonucu oluşan anaforda savrulan ülkelerdir.

    Kapitalizmin hayatiyetini sürdürmesi buna bağlı idi. Türkiye terör, savaş ve kumpasla bu plana razı edilecekti ve bunun alternatifi yoktu.

    Evdeki hesap çarşıya uymadı ve 25 yıllık plan bir anda berhava oldu.

    15 Temmuz’da SADECE AK PARTİ, ERDOĞAN YA DA TÜRKİYE KURTULMADI, tüm İslam dünyası, bölge devletleri, 100 yılın en büyük işgal ve yağmasından kurtarıldı. Sadece İslam dünyası değil, aslında tüm mazlum milletlerin kurtuluşuna sebeb olacak bir uyanışa vesile oldu.

    2. Dünya Savaşı sonunda Faşizm çöktü. SSCB’nin dağılması ile 1990 başında Komünizm çöktü. Bugün yaşanan Kapitalizmin krizidir.. Kapitalizm yıkılırsa onun sırtında bir parazit olarak varlığını sürdüren Siyonizm de çözülecektir.

    2023 bizim hayallerimizi süsleyen bir gelecek iken, aynı tarih, AB, ABD, Dolar, Euro, NATO, BM için bir felaketi haber veriyor sanki onlar için.

    Bugün CHP’nin sözcülüğünü yaptığı FETÖ-PKK cephesinin şahsında aslında Emperyalizm meydan okumasını sürdürmeye devam ediyor.

    FETÖ ile birlikte batının çirkin yüzü de deşifre oldu. Demokrasi onlar için sadece bir makyaj malzemesi idi. Onların bu çirkin yüzünü Mısır darbesinde de gördük. En son Katar’da gördük. İşbirlikçilerinin zavallılıklarını da gördük bu arada. İçimizdeki hainler de deşifre oldular.

    Bunların sağı-solu yok. Alevi’si-Sünni’si yok. Laiki İslamcısı yok. Daha doğrusu, kadrolarında şeyh de var, fahişe de. Dini, mezhebi, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıkları etrafında oluşan tüm STK’larda uzantıları var. Medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, her yerde varlar. Asker, polis, diyanet, cami, cemevi farketmiyor. LGBT’de de varlar, karşıt gruplarda da. Kripto bir toplulukla karşı karşıyayız. Ama artık deşifre oldular.

    Batı bu kamburu aslında daha fazla taşıyamaz. PYD kendini Marksist bir örgüt diye tanımlıyordu, şimdi karargahlarında Amerikan bayrağı dalgalanıyor. Amerikan askerinin omuzunda PYD arması. NATO merkezinin bulunduğu şehirde DHKP-C’li Fehriye Erdal.

    Düşünsenize Nobel Barış Ödülü verdikleri bir bilim adamını Sisi’ye danışman yapıyorlar. Tony Blair gibi bir adamı da Sisi’nin yanına veriyorlar. Mızrak çuvala sığmıyor artık.

    FETÖ gerçeği tüm dünyada bazı gerçeklerin insanlık vicdanında yankısını bulması için aslında önemli ve eşsiz bir fırsat sunuyor bugün bize. Batının çirkin yüzü bu vesile ile bir kez daha insanların önüne geliyor. Bugün, bu anlamda Türkiye insanlık vicdanını temsil ediyor.. FETÖ’ye, PKK’ya arka çıkan batı, Yabancı düşmanlığı ve İslamofobik politikası ile aslında tüm dünyada suçüstü olmuş durumda. Tetikçiliklerini üslenen iki örgütü kurtarmaya çalışırken kendi günahları saçılıyor.

    Aslında suçüstü olan burada ABD ve AB ülkeleridir.

    İşte bugün bu gerçeklerin dünyaya yayılmasına vesile olan bir günün yıldönümündeyiz.

    Emperyalizme teslim olamayan bir halkın direniş günü bugün.

    Bugün bir milad. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

    Dünya şunu gördü, kukla rejimlerde, ordu, düşmana karşı bir güç merkezi değil, emperyal güçlerin halkı kontrol etmek için kullandığı bir baskı aracıdır.

    Şimdi 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde, herkesi suçluları ihbar etmeye, davacı olmaya, müdahil olmaya, tanıklık etmeye çağırıyoruz. Pişman olan varsa buyursun etkin pişmanlıktan yararlansın, itirafçı olsun, gizli tanık olsun. Gerçekten pişmanlık duyuyorlarsa, örgüt adına sahip oldukları her şeyi devlete teslim etsinler ve bildiklerini anlatsınlar.

    İşin, medya, siyaset, bürokrasi, üniversite ayağı bir an evvel çözülsün. STK içindeki uzantıları deşifre edilsin, Uluslararası ayağı deşifre edilsin.

    Suçüstü davalar kısa sürede sonuçlandırılsın ve o geceki olaylar ayrı bir dava olarak öncelikli olarak ele alınsın.. Sonra kripto ilişkiler içindeki kişiler geçmişe dönük bir şekilde sorgulansınlar. Cinayet, gasp, casusluk faaliyeti varsa, “şu zamandan sonrası†diye bir şey yok. Hukukun genel “zaman aşımı†tanımı bellidir.. 15 Temmuz bir övgü ya da sövgü günü olarak değil, toplumsal hafızanın canlanması ve aynı acıların tekrar yaşanmaması için bir şuur ve idrakin oluşması yönünde bir takım etkinliklerle anılması gerekir.

    Şehidlerimiz ile ilgili olarak ailelerini tebrik ediyor, gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyorum. O gün, önce çağrılmadan göreve koşanları kutluyorum. Sonra Cumhurbaşkanımızın davetine icabet edenleri, ardından geç kalıp, sabah namazı ezanı ile meydanlara çıkanları tebrik ediyorum.

    Gün doğduktan, gerçekler ortaya çıktıktan sonra meydanlara çıkanlar ise ya kendini gizlemeye çalışanlar hain ya da gafildirler.

    Ve yargılama bir yana, sanık olmasalar da, görevden alınmasalar da, bu FETÖ denen adamın “dine karşı bir din†olarak vazettiği kuralları kendileri için hidayet rehberi olarak görenler ise, eğer din günü mağfiret edilmeyi ümid ediyorlarsa tevbe etmeleri gerekir. Böyle bir dine inanmak büyük bir cahillik ve gaflet işaretidir. Bunlar hem cahil ve hem de zalim bir topluluktur. Allah (cc) ise cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez. Selam ve dua ile.
    Abdurrahman DİLİPAK
    Üstadım aynen katılıyorum ama içimizde fetö düşmanı görünüp de hükümeti yıpratmaya çalışan fötöcü tohumlarının da ayıklanması şart.

  6.  Alıntı Originally Posted by 252325 Yazıyı Oku
    Üstadım aynen katılıyorum ama içimizde fetö düşmanı görünüp de hükümeti yıpratmaya çalışan fötöcü tohumlarının da ayıklanması şart.
    Üstelik kendilerini afişe ederken gizlendiklerini sanıyorlar, kabak gibi ortadalar


  7. Ben sana cihad yapma demiyorum ki; matematik, fizik, kimya, biyoloji öğren cihadı hobi olarak yine yap..!
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

Sayfa 69/1000 İlkİlk ... 1959676869707179119169569 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •