Sayfa 97/213 İlkİlk ... 47879596979899107147197 ... SonSon
Arama sonucu : 1700 madde; 769 - 776 arası.

Konu: Dowes

  1. Eski meslektaşımdan cevap geldi, düşüncemi teyit etti:

    "Ay sonu vergi çıkışları ve diğer kamu çıkışları beklediğimizin çok üstünde oluyor. Son 1 haftadır kabaca 28-30 milyara yakın ödeme olmuş diye görüyorum. Ay sonu iller vs. ödeme girişleri ise 10 milyara yakın. Aradaki fark kadar da fonlama ihtiyaca artıyor."

    (Kamu çıkışından kasıt: Kamuya yapılan her tür ödeme. Kamunun yaptığı ödemeler ise tam tersine likiditeye pozitif etki yapar; çünkü kamu parası sisteme girmiş olur)
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  2. Sayın @rxpu hocam

    APİ'yi bir dengeleme mekanizması olarak düşünün. Bilançonun pasifindeki hareketleri düzenleyen mekanizma olarak. (Aktifte döviz alınıp satılmadığını varsayarsak, ki öyle, banka sadece swap yapıyor)



    DİKKAT aşağıdaki formül bire bir denklik değildir. Sadece yol göstericidir.

    P.2Ba-Açık Piyasa İşlemleri-Fark = P.2Bb-Kamu Mevduatı-Fark + P.2Aa-Emisyon-Fark +
    P.2Ab-Bankalar Mevduatı-Fark




    Dowes bey'in dediği gibi zorunlu karşılıklarda, döviz karşılıkları azaltıldığı için banka mevduatları artmış. APİ'nin artma nedeni şimdilik bu görünüyor.

    Not: @rxpu hocam, siz bir excel paylaşacaktınız.
    İspanyolca geleceğin dili, sen geleceğin insanı ! ispanyolca

  3.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Eski meslektaşımdan cevap geldi, düşüncemi teyit etti:

    "Ay sonu vergi çıkışları ve diğer kamu çıkışları beklediğimizin çok üstünde oluyor. Son 1 haftadır kabaca 28-30 milyara yakın ödeme olmuş diye görüyorum. Ay sonu iller vs. ödeme girişleri ise 10 milyara yakın. Aradaki fark kadar da fonlama ihtiyaca artıyor."

    (Kamu çıkışından kasıt: Kamuya yapılan her tür ödeme. Kamunun yaptığı ödemeler ise tam tersine likiditeye pozitif etki yapar; çünkü kamu parası sisteme girmiş olur)
    tcmb'nin raporunda likidite eksikliğinin 29.9 milyar TL'sinin kamu kaynaklı olduğu belirtilmiş. Düz mantıktan hareket edecek olursak acaba bizim finansal sistemimiz para politikası araçlarını amacının dışında kullanmaya başlamış olabilir mi?. Tcmb fonlaması kamu açıklarını kapatmak için GLP kanalı istismar edilerek dolaylı olarak kullanılıyor gibi bir yorum çok mu garip olur?

    Zira GLP her ne kadar *nispi* yüksek faize sahip olsa da miktar sınırı sadece verilebilecek teminatlara bağlı. Böylece kamu arkadan dolanarak hazinenin borçlanması gereken miktarı bu kanaldan azaltmayı deneyebilir. Veriler sizce böyle bir şeyi teyid ediyor mu?

    Örneğin Kamu bu 29.9 milyar TL'yi GLP'den borçlanmak yerine hazine ihalesi kanalıyla borçlansaydı hazine borçlanma faizleri daha da artacaktı.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  4. Kamu parayı hazineden direkt hibe olarak almıyor 90'lardaki gibi. GLP'den de almıyor; kavramları karıştırdınız. Birilerinin vergi ödemesi lazım, onlar bankalardan borç çekiyor. Bankalar da GLP'den... Bu mekanizma "kamu GLP'den para alıyor" demek değil. Vergi ödemesi gelen adam yurtdışından döviz getirip piyasaya satarak da ödeyebilir isterse. Yani kamu, GLP miktarını dolaylı olarak etkilese bile bu bilinçli bir mekanizma değil. Öyle olsaydı; borcun para basarak ödenmesi olurdu en nihayetinde. Kamu, kendi borcunu arttırıyor tahvil ihaleleri ile. Bu da teknik olarak kastettiğiniz anlama gelmez, likiditeyi ara sıra azaltsa bile. Sonuçta kamu borçlandığı parayı da dağ gibi bir kenara yığıp üstüne yatmıyor: harcıyor; yani sisteme geri sokuyor. Para sisteme girdiğinde de o 20 milyarlık likidite buharlaşmasının bir kısmı kondanse olarak sisteme gelir. Ancak para sisteminin büyümesi nedeniyle bire bir olmaz (likidite açığının orantısal olarak sabit kalması için salt değerinin artması lazım). Sanırım daha önce de yazmıştım: GLP miktarının 100-110-120 diye gitmesine bu kadar takılı kalmayın. Likidite açığı bir "politika". Bunun gerçek yönü için "GLP miktarı / bankacılık büyüklüğü" oranına bakın orta-uzun vadede. Gerçek "açık artışı" bununla ölçülür. Bankalar kadar hızlı büyüyemeyen bir açık; "kapanıyor" demektir. Cari açık mantığı gibi yani.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  5.  Alıntı Originally Posted by inti Yazıyı Oku
    Sayın @rxpu hocam

    APİ'yi bir dengeleme mekanizması olarak düşünün. Bilançonun pasifindeki hareketleri düzenleyen mekanizma olarak. (Aktifte döviz alınıp satılmadığını varsayarsak, ki öyle, banka sadece swap yapıyor)


    Dowes bey'in dediği gibi zorunlu karşılıklarda, döviz karşılıkları azaltıldığı için banka mevduatları artmış. APİ'nin artma nedeni şimdilik bu görünüyor.

    Not: @rxpu hocam, siz bir excel paylaşacaktınız.

    Merhaba,

    Bilgi için teşekkürler, Excel listesi şahsi kayıtlarımın olduğu liste olduğu için ayıklayıp ikinci bir liste çıkartmalıyım. Ama 1.1.2013 tarihinden itibaren TL mevduat ve USD mevduat serilerini periyodik olarak mevduat başlığında veriyorum. Bugün de bir liste koydum.


    http://www.hisse.net/topluluk/showth...30#post1351630
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  6.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Kamu parayı hazineden direkt hibe olarak almıyor 90'lardaki gibi. GLP'den de almıyor; kavramları karıştırdınız. Birilerinin vergi ödemesi lazım, onlar bankalardan borç çekiyor. Bankalar da GLP'den... Bu mekanizma "kamu GLP'den para alıyor" demek değil. Vergi ödemesi gelen adam yurtdışından döviz getirip piyasaya satarak da ödeyebilir isterse. Yani kamu, GLP miktarını dolaylı olarak etkilese bile bu bilinçli bir mekanizma değil. Öyle olsaydı; borcun para basarak ödenmesi olurdu en nihayetinde. Kamu, kendi borcunu arttırıyor tahvil ihaleleri ile. Bu da teknik olarak kastettiğiniz anlama gelmez, likiditeyi ara sıra azaltsa bile. Sonuçta kamu borçlandığı parayı da dağ gibi bir kenara yığıp üstüne yatmıyor: harcıyor; yani sisteme geri sokuyor. Para sisteme girdiğinde de o 20 milyarlık likidite buharlaşmasının bir kısmı kondanse olarak sisteme gelir. Ancak para sisteminin büyümesi nedeniyle bire bir olmaz (likidite açığının orantısal olarak sabit kalması için salt değerinin artması lazım). Sanırım daha önce de yazmıştım: GLP miktarının 100-110-120 diye gitmesine bu kadar takılı kalmayın. Likidite açığı bir "politika". Bunun gerçek yönü için "GLP miktarı / bankacılık büyüklüğü" oranına bakın orta-uzun vadede. Gerçek "açık artışı" bununla ölçülür. Bankalar kadar hızlı büyüyemeyen bir açık; "kapanıyor" demektir. Cari açık mantığı gibi yani.
    Evet tcmb'nin fonladığı miktara uzun bir zamandır bir takıntım olduğunun ben de farkındayım.

    Ancak burada benim takıldığım nokta faiz seviyesinden ziyade miktar. Evet GLP miktarı/Bankacılık büyüklüğü asıl belirleyici olan büyüklük ancak buradan da hormonlu büyümeye geçiş yaptığımızda yine aynı sorundan ve sorudan kurtulamıyoruz bankacılık büyüklüğünün hormonlu şekilde büyümesine neden izin veriyoruz?. İzin verdiğimiz için de devasa boyutlara ulaşan GLP dahi belirttiğiniz orandan dolayı normal karşılanıyor. Yani anormal bir şişkinlği kontrol etmek için kullandığımız kontrol büyüklüğü artınca bunu tabii ki teknik olarak normal karşılamalıyız ama o kontrol büyüklüğünü gerektirecek şişkinliği ve dengesizliği de görmezden gelebilir miyiz?

    Sormak istediğim soruyu şöyle toparlayayım. Örneğin abartılı bir örnek verelim diyelim ki tcmb GLP faizini %20'ye çekti ve sadece bu kanaldan fonlama yapıyor. Ama aynı anda politik kanattan gelen kurgulama ile (KGF ve benzeri) fonlama miktarı 500 milyar TL'ye yükseldi ve tcmb bunu %20 ile fonladı. Şimdi böyle bir durumda tcmb sıkılaşmış mıdır gevşemiş midir?

    Faiz bağıl bir değer yani %20 yerine %50 de yapabiliriz ancak miktar mutlak. Bu durumda acaba tcmb gerçek sıkı para politikasını uygulamak istiyorsa miktarsal daralmaya da gitmesi gerekmez mi?

    Böyle bir şeyi yaparsa yani GLP kanalında da miktarsal sınırlamaya giderse bu etki ekonomiyi kilitleyecek bir reaksiyona evrilir mi yoksa bu yeterince yavaş ve planlı yapılırsa parasal sıkılaşmaya ek fayda sağlayan bir şekle bürünür mü?
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  7. Bankacılık sektöründe bir hormon varsa bunun adı GLP değil; KGF. Bankaları kredi riski batırır. Gereksiz krediler "hormonlu" büyümedir. Para piyasası bunların bir nedeni değil, sonucudur sadece. TCMB zorunlu karşılık oranlarını kademeli olarak aşağı çekse kimse farkında olmazdı ve bu likidite açığı da çok daha dar olurdu. GLP yoluyla kapatması alışılmadık olsa da, aktarım mekanizması veya kredi piyasası açısından sistematik bir risk içermiyor. Yani sürekli olarak "Bankaları GLP ile fonluyorlar, aslında bankalar batık" anlamına gelecek her tür yorum tamamen yanlış. Hep söylüyorum: Bankalar hibe ile para almıyor. Karşılıksız borç almıyor. Tüm GLP işlemleri teminatlı. Yani, bankalar 140 milyar TL'lik tahvili TCMB'ye satsa, nakitlerini geri alsalar; likidite açığı da kapanır. Bunun yerine piyasa riskini üstlerine alarak tahvilleri GLP ile fonluyorlar bir nevi. Bu da bankacılığın tanımında var.

    KGF içeren sorunuzu tam anlayamadım. KGF bir para piyasası aracı değil. Teknik olarak likiditeye direkt etkisi yok. bu garantiyi veren de TCMB değil. O yüzden KGF ile sıkılaşma veya daraltma yapılamaz. En yaklaşık cevabım şu olacak: Yeni yeni KGF'ler ile, piyasanın kendiliğinden daha fazla bir likidite açığına gitmesi sağlanırsa (çünkü bankacılık sektörü çok hızlı büyümüş olacak ve teknik olarak likidite açığının tek ana sebebi de bu hızlı büyüme)... ve bu açık da %20 GLP ile fonlanırsa... bu ciddi bir sıkılaşma demek. Çünkü bankalar miktarsal olarak zaten çok sıkı durumdalar; piyasada TL'nin kırıntısı bile kalmıyor; herkes TCMB'ye borçlu. Ucuz olan, bol olan şey fiyat, yani faiz. Faiz ciddi pahalanırsa, krediler çok ciddi küçülür. KGF ile 500 dağıtılır, öbür tarafta 600 milyar kredi kapanır. Sistem ve piyasa küçülür ve en başta beklediğimiz likidite açığı da oluşmaz tam tersine daralır. Çünkü banka bilançoları büyümemiş olur.

    GLP ile yaratılmış olan "sınırsız para" algısı maalesef sizin gibi iyi kötü bunlara aşina olan birine bile "miktarsal olarak bol para politikası" izlenimi uyandırmış halbuki durum tam tersi. Bankalar ellerinde teminatları olduğu için GLP'den para alabiliyor. Para bol olduğu için değil. Likiditenin miktarı değil; borçlanmada kullanılan teminat bol. Para politikası miktarsal olarak değil; fiyat/faiz olarak bol.

    Burayı sonuca bağlayalım. TCMB'nin hedeflerine göre uygulayacağı politikaların kaba fonksiyonları:

    a- enflasyonu düşürmek istiyorsan: AOFM arttır.
    b- (şu anki) sıkı miktarsal politikanın psikolojik faktörler ve prestij açısından zararlı olduğunu düşünüyorsan: zorunlu karşılıkları düşür ve kredi büyüme hızına köstek ol.
    c- enflasyonu düşürürken, döviz kurunun fazlaca düşmesini de istemiyorsan; kademeli olarak döviz alımları başlat (bu aynı zamanda likidite açığının kapanmasına destek olacak)

    Bu maddelerin herbirine destek veya köstek olacak olan da maliye politikasıdır. Para ve maliye politikalarının eş uyumlu çalışmaması yüzünden TCMB politikalarının bir çoğu boşa gider veya işe yaramaz zannedilir duruma düşer.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  8. Sn jondowes, detaylı açıklamalar için teşekkürler.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

Sayfa 97/213 İlkİlk ... 47879596979899107147197 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •