200 milyar dolar özel sektör borcunun ne kadarı üst yazıdaki bold karakterle yazılanlara dahildir sizce...?![]()
200 milyar dolar özel sektör borcunun ne kadarı üst yazıdaki bold karakterle yazılanlara dahildir sizce...?![]()
17 eylul 2012.... öteköye yapıştırmışım......
Süleyman YAŞAR....... SABAH gazetesi.........
Vatandaş vergi cennetlerindeki 158 milyar doları da bilmek ister
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD YİK toplantısında şunları söylüyor: "Uludere'de ne olduğunu anlamak, Afyon'daki patlamanın arka planını, sebeplerini öğrenmek, sorumlularını bilmek ister vatandaş... Susmak da istemez. Ne darbe dönemlerindeki gibi atanmışların, ne de kendi oyuyla seçilenlerin onu susturmasını hiç istemez. Demokrasilerde işler böyle yürümez. Bunu kabul edemeyiz" diyerek demokratik taleplerini dile getiriyor.
TÜSİAD Başkanı doğru söylüyor. Ama bu söylemin doğruluğuna bakarak yanılgıya düşmeyelim. Çünkü sorunlar ekonomide şeffaflığın eksik olmasından kaynaklanıyor. Öyle ki, Türkiye'nin en önemli sorunu şirket hesaplarının şeffaf olmamasıdır. Bunu herkes biliyor.
Şirketler şeffaf olmayınca siyasetin finansmanı da şeffaf olmuyor. Yani ticaret şeffaf değilse, kamu hizmetlerinin görülmesi dahil o ülkede her alanda gölgeler oluşuyor. Dolayısıyla asıl sorun şirket hesaplarının şeffaf olmayışından kaynaklanıyor.
Bu yüzden TÜSİAD Başkanı haklı demokratik taleplerini dile getirirken bile haklı olamıyor. Çünkü TÜSİAD şirketlerin şeffaflaşmasına yanaşmıyor.
Türkiye'de şirketlere şeffaflık getirecek ve ticari hayatın kalitesini artıracak yasaya TÜSİAD'ın kısa süre önce gösterdiği tepkiyi hatırlayın. Bu yasa, Prof. Dr. ÜnalTekinalp'in başkanlığında bir ekip tarafından yıllarca uğraşılarak hazırlanan yeni Türk Ticaret Kanunu'ydu (TTK). AB'ye uyum için gerekli en önemli yasaydı bu. TOBB ve TÜSİAD, yeni TTK'nın şeffaflık hükümleri aleyhine birlikte öyle büyük gürültü çıkardılar ki, yasanın bir bütün olarak yürürlüğe girmesini engellediler.
Bu iki kuruluş, siyasiler üzerinde yoğun bir lobi çalışması yaptı ve milletvekili maaşları dışında uzlaşamayan CHP, MHP, BDP ve AK Parti'yi şeffaflık hükümlerinin uygulanmaması ve TTK'nın şeffaflık hükümlerinin değiştirilmesi konusunda bir araya getirdi.
Tuhaflık bununla bitmedi. Yeminli mali müşavir olan CHP lideri Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkan Vekili Canikli ve CHP Grup Başkan Hamzaçebi bir de kendilerine ayrıcalık sağlamak için denetimde yetki ayrımı getirdiler, yeminli olmayan ve sayıları 84 bini bulan meslektaşlarını arkadan vurdular.
Anlayacağınız büyük uzlaşmayla 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe giren yeni TTK'nın şeffaflık hükümleri kaldırıldı. Sermaye şirketinden ortakların para çekme yasağı, faturaya sorumlunun isminin yazılması koşulu ve uluslararası muhasebe standartlarına uygun mali tabloların internet sitesinden yayınlaması gibi şeffaflık hükümleri hep yok edildi.
TTK'da yapılan bu değişikler sonucunda, artık şirketlerin devlete ne kadar vergi verdiklerini ve devletten ne kadar yardım aldıklarını mukayese edip bazıları vergi mi veriyor yoksa devletten daha çok yardım mı alıyor gerçeğinin üzeri kapatıldı.
Bu durumda şirketlerin paralarını vergi cennetlerine götürüp götürmediklerini gene öğrenemeyeceğiz. Hangi şirketlerin borçlarının ne kadarının yurtdışından ve yurtiçinden alındığı, bunların gerçek borç mu yoksa bir cepten diğer cebe aktarılan para mı olduğunu da bilemeyeceğiz.
Yüksek cari açığın nasıl finanse edildiğini eskiden olduğu gibi yine öğrenemeyeceğiz. Devlet ihalelerine giren şirketlerin gerçek şirket olup olmadığını da anlayamayacağız.
İşte bu nedenle yeni TTK'nın şeffaflık hükümlerinin değiştirilmesini sağlayan ya da bu konuda sessiz kalan TÜSİAD'ın şimdi şeffaflık talep etmesi timsahın gözyaşlarından başka bir anlama gelmiyor. Çünkü bu ülkede şeffaflığı önleyen kesimler TÜSİAD ve TOBB oldu.
Oysa şeffaflığın sağlanmasında TTK çok önemliydi. Çünkü 350 milyar lira olan 2012 merkezi bütçesinin 81.6 milyar lirası maaşlara, 84 milyar lirası sosyal güvenliğe, 50 milyar lirası faizlere gidiyor. Mal ve hizmet alımı tutarı ise 28.8 milyar lira oluyor. Kısacası 1 trilyon 426 milyar lira olan milli gelirin yüzde 2'lik kısmına denk düşen tutar Devlet İhale Yasası'nı ilgilendiriyor.
Halbuki Türkiye'nin 1.4 trilyon liralık milli gelirinin tümü TTK'da düzenlenen hükümlerle denetleniyor. Bazılarının sürekli İhale ve Sayıştay yasalarındaki eksiklikleri gündeme getirirken TTK'dan hiç söz etmemelerinin nedeni de işte bu manipülasyondan kaynaklanıyor.
Anlayacağınız, yeni TTK'daki şeffaflık hükümlerini değiştirttikten sonra ortaya çıkıp şeffaflık talep etmek hiç inandırıcı olmuyor.
Vatandaş Uludere'yi, Afyon'u merak ettiği gibi, Türkiye halkının emeğiyle ürettiği 158 milyar doları vergi cennetlerine kaçırıp sonra Türkiye'ye bu paraları borç olarak verenlerin kim olduğunu da öğrenmek istiyor. Vatandaş, "ben ekmek alıyorum vergisini ödüyorum, su içiyorum vergisini ödüyorum. İngiltere'deki Vergi Adaleti Ağı tarafından saptanan Türkiyeli zenginlerin 158 milyar doları niye vergi cennetlerinde bunu bilmek istiyorum" diyor.
Zenginler kulübü TÜSİAD bu ekonomik konuyu acaba niye gündeme getirmiyor?
24 kasım 2012 yılında ötekiköyde aktarmışım........
ishak alaton..........
.....Dünyada önümüzdeki 40 yıl içinde gıda pazarının yüzde 50, enerji pazarının yüzde 100 ve sağlık pazarının yüzde 1.800 büyüyeceğini belirtti.
20 mart 2013....
bear-bull bahsetmiş....hikayedir....
Spekülatörümüz gelir. isim zikretmeyelim. ya da kurtlar vadisi gibi olsun. gerçek isim olmasın. PALACAN ***** olsun adamımızın adı. alt yazıda da burada isimleri geçenlerin gerçek hayatla ilgisi yoktur yazsın.
mal satacağım bu hafta yüklü ödemem var. teknik temel bak bakayım benim tahtanın durumu nasıl kızım.
efendim inanın piyasa çok kötü haftayı beklesek FED AB falan bir gaza gelecek nasılsa endeks o ara çıksak.
kızım bana para lazım o da bu hafta lazım. kaç lot alıcı var aşağıda. şimdi satsak. beyefendi bu tahtayı biliyorsunuz KY da metastock var internet var. bla bla bla....
kızım hikaye dinleyecek halim yok. aşağıda kaç lot var sen onu söyle.
tabana kadat 3800 lot efendim
anladım şu macitmiydi neydi onun al olması için kaç lot almak lazım.
beyefendi en az 4 gün üstüste yüklü alımlarla ortalamayı yükseltmemiz lazım.
peki kızım AL indikatörünü bilir misin ?
hayır efendim.
tavana kadar kaç lot var ?
6200 efendim
yaz kızım 12000 lot 2000 er 2000 er tavana kadar
efendim tahta tavanda satışlar gelirse biraz verelim mi kendi alışlarımıza
yok kızım
20000 lot daha yaz alışa
ben kahve içeceğim Abdül beyin yanındayım.
..................
ikinci seans durum nasıl kızım.
gelmediler efendim ortalama 4525 TL ile elimzde bu seans aldığımız 6800 lot daha oldu.
gelecekler kızım sen tavana kadar kaç lot var ?
14700 lot oldu efendim
tavana kadar yaz bir 40000 lot daha alış bakayım.
efendim aşağı kademelerde bizim dışımızda bayağı alıcı oldu verelim mi ?
yok kızım gerek yok.
ZARTDATA HABER DETAYI
şirketimiz kıl tüy işine girerse % 50 daha fazla kar eder mi diye araştırma yaptırıyoruz. ortakta bakacaz bir de onun fizibilite çalışması var. halkımız bilsin istedik.
seans salonu :
KY hamdullah : abi çıktı işte ******** bunlar abi ben sattıydım bu adi kağıdı biliyorum ben abi bu kağıt 4 gün tavan çeker. kahretsin ya.... yarın da direk tavan açar. herifler dışarı bilgi sızdırıyorlar. önce spekülatör duyuyor kardeşim. ya.
KY emekli sazan : kızım hiç mi gelmez. yazdırsak.
vs vs vs
PALACAN ***** abimiz gülümser kıza döner kızım tavanı bozma yarın ilk seans gene tavana kadar al satlarla memnun et benim yatırımcılarımı. kalan olmasın malsız. ürkütmede olur mu yavrum.
AL indikatörü al vermiştir gene abimiz cuma günü ya da pzt günü elinde kalanları vermek istemezse macit te risi de cici de al verecektir.
baboli yazmış...... 27.12.2012...
Geçmiş olsun. Küresel ısınma bile ayuların nesli için böyle bir kıyım yapmamıştır. Bu sene tanıdığım bir çok ayu beyaz bayrak kaldırıp pes etti. Benim içinde berbat bir sene oldu. İnşallah seneye hepimiz için güzel bir yıl olur.
Bu bize bir kez daha şunu gösteriyor ki yatırımcının ayısı boğası olmaz. Piyasanın ayısı yada boğası olur.
Piyasa kaldıraçlı ise temel analiz = temel gereksizliktir.
Duygularla trade edenin sonu duygusal hazin bir son olur.
Teknik analiz ne derse uyun. Uymasanız bile tersinde poz almayın.
Tepe ve dip avcılığı peşinde koşmayın. Bakın kaç gündür şurası tepe burası tepe dedik ne oldu. Hala nerdeyse her gün yeni tepe geliyor.
Herkes her işi yapamaz. Baktınız olmuyor bırakın. Nerdeyse hepimiz futbol oynamışımızdır ve futbolcu olmak istemişizdir. Kaçımız olabildik?
Kaybettiklerinizi kazanmak için uğraşmayın. Bearbull abimin de dediği gibi %50 kaybettiğinizi kazanmak için %100 kazanmalısınız. Bu da genelde mümkün değildir.
Kendinize limitler koyun. O kadar kaybediyorsanız bu işi bırakın. Para eklemek değil para çekmek amacınız olsun.
Kaldıraçlı piyasaların size sunduğu kaldıracı full kullanmanız çabuk kazanmanıza neden olabileceği gibi çok çabuk batmanıza neden olacaktır.
Kesinlikle sistemsiz ve stratejisiz işlem yapmayın. Bir poza girme kararı aldığınızda kaçtan girip kaçta kar alıp kaçta sl yapacağınız belli olsun.
Kurallarını bilmediğiniz oyunda kaybetmek zorundasınızdır. Önce kural kitapçıklarını okuyun. Oyunu öğrenmek için izleyin sonra ücretsiz (demo) olarak kendinizi deneyin.
Sizin için önemsenmeyecek parayla oynamaya başlayın. Sakın ekstra para bulmak için borç para ile işlem yapmayın. Mutluluğunuzu ve sağlığınızı kaybedeceğiniz kadar parayla oynamanız sadece kaybetmenizi kolaylaştıracaktır.
Mühendis olmak için 8+4+4 sene okuyorsunuz minumum. Trader olmak için hiç yoksa 1 sene okuyun izleyin. Kendinize sistem ve strateji oluşturun. Bu sistemi tamamen tanıyın. Nerde ne yapar ne yaptığında siz ne yapmalısınız bunları belirleyin. Sonra antrenman sahasında deneyin (demo). Sonra asgari ücretle işe sokun (çok düşük parayla reel olarak işlem yapın). Zamanla başarabiliyorsanız yükselerek çok iyi yerlere gelebilirsiniz.
Her an pozda olmak veya poz almak zorunda değilsiniz. Yada bir pozdan çıkıp hemen diğer poza geçmek zorunda da değilsiniz.
Piyasanın günlük haftalık aylık hareketinin tamamını kimse alamaz. Sizde almak için uğraşmayın.
Neyse çok uzatmayayım. Ha sen bunlara uydun mu diyorsanız uymadığım ve kısmen ders çıkardığım için yazıyorum. Hayatımda hiç bir derse bu kadar para vermedim sizde vermeyin diye yazıyorum.
bear -bull devam etmiş..............
buldum..yanlış değilsem forumdan eskilerden TEO yazmıştı.
Bizdeki hisse senetleri boş bir A-4 kağıdı hükmündedir. Halka arz edilmeden veya sonrasında
patron gerekli tedbirleri alır ve hisse senetlerini arz ederek halktan para temin eder ve
sözüm ona ellerine birer ortaklık belgesi verir. Temsil, yönetim, kar payı alma hakkı
(hukuken var-fiilen yok) olmayan kağıt parçalarını ortaklarına dağıtır.
Hal böyle olunca da herhangi bir hissenin ya da geneli ile piyasanın yapıcılarının yapması
gereken şu olur: stop kullanmazlar, sizlerin stopları onların karı olur
Mesela ben x kağıdının en büyük trader'i yani hakimi, patronu, piyasa yapıcısı
(kısaca ne derseniz o olsun) olsam, davranışım şu şekilde olur: belli bir zaman periyodunda,
ana trendin yönü(gelebilecek haberlerin ve bunun doğrultusunda oluşturulacak algılamanın)
ne tarafa ise o yönde maldan eksilirim. Daha doğrusu short isteyene short'u veririm. Zaman
periyodunun başında 2,50 olan fiyat, periyodun sonunda 2,50 de olabilir, 1,85 de. Fiyat ne
olursa olsun bu aralıkta(zaman) ben toplam elli milyon lot mal eksilmişimdir. Neden? çünki
piyasa aşağı gitmek istedi. Bende mal vererek bunu sağladım. Peki malın eksilmesinin sana
bir zararı yokmu? tabii ki yok, çünki senin mal dediğin şeyin asli bir kıymeti yok. Ben
zaten onsuz da bu şirketi idare ediyor, geçiniyor, ve böyle bir şirkete sahip olmanın tüm
avantajlarına sahip olabiliyorum. Demek ki bu mal benim için bir hiç hükmünde. Benim için
önemli olan sizin algı bozukluklarınız ve günlük-haftalık stoplarınız. Bunları ben tayin
ediyorum ve kazancım da bundan. İlgili periyotta bu değersiz kağıtlardan elli milyon tane
vererek sizleri short yaptım(diğer bir tarif ile siz mal sahibi oldunuz) ve bu eksilmemin
maliyeti de 2,00 ytl ise elime bu azalmadan dolayı yüz milyon ytl geçmiş olur.
Piyasa bilinmezini fiyatlayan, stoplarınızı(gün içi her yönde, hafta içi her yönde)
çalıştıran ben olduğuma göre ve bunların çoğunda da ben kazançlı çıkıyor isem; bu
fiyatlamalardan da(ilgili zaman diliminde) yüz milyon ytl kazanmış isem zararım nerede?
Karışmasını önlemek adına şöyle izah edeyim; Dow'un %10 yukarı yaptığı akşamın sabahında,
x hissesini tavandan on milyon alıcı ile açmanın bana ne maliyeti olur ki? ister o noktaya
kadar o maldan elli milyon tanesini eksilmiş olayım, ister arttırmış. Önemli olan bu eksiltme
ve azaltmayı yaparken kazanç elde edip etmediğimdir. Benim elimdeki tüm malın karşısına geçip
te rest diyecek biri zaten yok ki. Şayet varsa da ekranda olmaz o kişi. Gelir şirketimde
benimle görüşür-konuşur. Dolaşımdaki mal da dahil almak ve şirkete sahip olmak istiyorsa ayrı,
sadece anlamlı malı alarak şirketime sahip olmak istiyorsa ayrı pazarlık ederim.
Yani neticede ekanlardaki malların çoğunun maliyeti ve anlamı sıfır hükmündedir.
Sizin kazancınız sadece, piyasanın stoplarından ibarettir. Çünki stopları siz belirler ve
ortaya çıkarırsınız.
Örnek; x hissesi, Cuma günü saat 15,00, fiyat:4,90.
Bol hacim eşliğinde bol miktar çalkalama,
Piyasanın algısı(bakıp-duyup etkilendiği haber, veri yorum diğer endeksler vb ile oluşturulan)
yukarı yönde oluşmuş vaziyette,
Saat 15,00 a kadar para çıkarıyor görüntüsü veriyorsunuz.
Saat 15,00 ile 15,10 arası 4,90 dan 4,84 e iniyorsunuz. Yukarı meyilli piyasada ucuz kalmış
görüntüsü ile çalkaladığınız fiyattan binen herkes bir anda stop oluyor ve kesiyor. 15,15
civarı nötr hale gelen piyasada birden 4,90 lara çıkıyorsunuz(para çıkışı hala var), yeni
duruma yeni bakıcılar geliyor, piyasa tekrar yukarı meyledince kesip zarar eden grup gelip
açık yapıyor, yeni alanlar ise ayni fiyat çalkalamanıza ve para çıkışına aldanıp maldan iniyor.
Saat 15,30; fırsatsız şekilde baskılarınızı alıyor, fiyatı 5,12 lere çekiyorsunuz. Para çıkışı,
para girişine dönüyor, açık yapanlardan parayı tahsil ediyorsunuz. Kapanmayan varsa ya da binip
bu fiyata kadar üzerinde kalanların kazancı açık yapanların zararından çoksa ya onları indirmeye
çalışıyorsunuz ya da fiyatı daha yukarı çekiyorsunuz yeni açıkçılar gelsin diye.
Yukarıda yazdığım hayali piyasa yapma örneğinde sizin şansınız ne olabilir? daha doğrusu para
kazanabilmeniz kimin elindedir? Yarım saatlik süre zarfında dünyada ya da ilgili hisse de ne
değişmiştir çoğunuzun kaybı, azınızın karı haricinde?
Şifai olarak anlatılacak şeyler değil bunlar. Eksik bir yerleri kalıyor hep.
"piyasa yapıcı stop yapmaz, sizlerin stopları onun kazancıdır".
18 nisan 2013.... öteköyden....
imkb3 .yazmış....
Dava Açmak Ne Demektir
Dava açmak bir kişi veya kuruluş aleyhinde mahkeme önünde bir hak talebinde bulunmak demektir. Haksızlığa uğradığınızda, hakkınızı alamadığınızda mahkemeler araya girecek “Türk Milleti adına†yargılama yaptıktan sonra hakkınızı size teslim edecektir.
Dava Nasıl Açılır?
Dava mahkemeye vereceğiniz bir dilekçe ile açılır. Bu dilekçede olması gerekenler aşağıda belirtilmiştir. Dava dilekçesi, dava harca tabi ise harç ve gider avansının, harca tabi değil ise sadece gider avansının tahsil edilmesinden sonra ilgili mahkemeye kayıt olur ve bu tarihte davanız açılmış olur.
Dava Açmak Bu Kadar Basit mi?
Evet, dava açmak “yetkili mahkemeye†dava dilekçenizi dava harcı ve gider avansı ile birlikte teslim etmekten ibarettir. Bu tarif kolay görünse de dava açmak önemli yasal sonuçları olan ve mali yük getirmesi ihtimali bulunan ciddi bir iştir.
Unutmayınız ki; davayı açmak işlemi basit olsa da işin kendisi son derece ciddidir ve bazen uzun süre alır. Bu hususu mutlaka göz önünde bulundurmalı ve yaptığınız işin göründüğü kadar basit olmadığını, sonuçlarının çok ciddi olabileceğini bilmelisiniz.
Davalar Uzun Sürer mi?
Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2010 yılında bir hukuk davasının karara bağlanması Türkiye genelinde ortalama 209 gün almıştır. Bu süre mahkemelere göre değişiklik göstermektedir.
Örneğin 2010 yılında bir dava ortalama olarak;
Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde 544 günde,
Asliye Ticaret Mahkemesinde 455 günde,
İş Mahkemesinde 446 günde,
Aile Mahkemesinde 165 günde,
Sulh Hukuk Mahkemesinde 109 günde karara bağlanmıştır.
Dava Açmasam Daha mı İyi?
Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz durumlarda mahkemelere başvurup hakkınızın size iade edilmesini talep etmek anayasal hakkınızdır. Bu hakkınızı kullanmaktan çekinmeyiniz. Ancak bu hakkınızı kullanırken konuyu etraflıca değerlendirmeniz gerekir. Davayı kazanma ihtimalinizi, kaybettiğiniz takdirde davanın size kaç liraya ve ne kadar zamana mal olacağını önceden hesaplamanız lehinize olacaktır.
Dava Açarken Para Yatıracak mıyım?
Dava açarken, davacı olarak belli bir miktar yargılama harcı ile davada yapılacak masrafların oluşturduğu ve her yıl Adalet Bakanlığı’nca yayınlanan listede gösterilen miktar kadar gider avansını mahkemeye yatırmanız gerekir. Davayı kazanmanız halinde bu giderleri ve harç parasını karşı taraftan geri alabilirsiniz.
Davamı Nerede Açmalıyım?
Davalar yetkili ve görevli mahkemelerde açılmalıdır. Hangi tür mahkemenin görevli olduğunu tespit ettikten sonra, hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu da belirlemeniz gerekir. Bu sorunun kısa bir cevabı olmadığı ve hatalı mahkemeye başvurmak zaman, para ve hak kayıplarına yol açabileceği için davanızı açmadan önce bu konuda bir hukukçudan profesyonel yardım almanız faydalı olabilir.
Dava Açmadan Önce Neleri Bilmem Gerekir?
Bir avukat yardımından faydalanmayacak iseniz aşağıdaki soruları kendi kedinize sorunuz;
a) Dava açmak için yeterli bilgiye sahip olduğunuza emin misiniz?
b) Davanızı takip etmek konusunda kararlı mısınız? Dava açtıktan sonra takip etmeyi ihmal etmeniz, davanızın reddedilmesine veya açılmamış sayılmasına neden olabilir.
c) Davanızın olumsuz sonuçlanması halinde ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirdiniz mi? Bir avukatınız varsa sizi bu konularda tam olarak bilgilendirmesini talep ediniz;
a) Davanızın size maliyeti ne olacaktır? (Dava harcı, masraflar ve avukatlık ücreti vs.)
b) Davayı kaybetmeniz halinde katlanacağınız ek maliyet ne olacaktır? (Tamamlanacak dava harcı, karşı tarafa ödenecek avukatlık ücreti, mahkeme masrafları vs.)
c) Uğradığınız haksızlığın giderilmesi için başvurulabilecek başka hukuki yöntemler var mı?
Dava Dilekçeniz Nasıl Olmalı?
Dilekçeniz davada en önemli aracınızdır. Dilekçenizde dava açmanıza neden olan şeyi özlü biçimde anlatmanız gerekir. Gereğinden uzun yazmak, gereksiz ayrıntılara boğmak, davayla ilgisiz konuları, kişileri ve olayları anlatmak davanıza zarar verebilir. Aynı şekilde gereğinden kısa yazılmış, önemli hukuki noktaları atlanmış bir dilekçe de davanıza zarar verebilir. Bu nedenle dilekçenizin özenle hazırlanması gerekir. Dilekçenizi maddeler halinde yazmak, varsa ekler ve delilleri bir liste halinde yazmak ve arkasına ekler ve delilleri sıra numarası ile koymak, yararlı olacaktır.
Dava Dilekçesinde Bulunması Gerekenler Nelerdir?
1. Dava açacağınız Mahkemenin adı
2. Adınız soyadınız, TC kimlik numaranız, açık adresiniz
3. Karşı tarafın (Davalının); adı soyadı (kurum ise unvanı), TC Kimlik numarası, adresi
4. Mümkün olduğunca açık ve öz şekilde aşağıdaki hususları dilekçenizde belirtiniz
a. Davanızın konusu, mal varlığına ilişkin davalarda dava konusunun değeri
b. Davayı açma nedeniniz
c. Talebiniz (dava sonucu elde etmek istediğiniz sonuç)
d. Yasal dayanaklarınız e. Delilleriniz
i. Dilekçeniz arkasına delil listesi ekleyerek tüm delillerinizi sıra ile yazınız
ii. Elinizde olan delilleri dilekçeniz ekinde sıra numarası vererek sununuz
iii. Elinizde olmayan delillerin nereden temin edileceğini açık şekilde yazınız
f. Davaya konu olayın (şeyin) gerçekleştiği tarih ve sizin öğrendiğiniz tarih
g. Varsa dava konusu ile ilgili içtihatlar (önceki kesinleşmiş mahkeme kararlarından örnekler)
Avukat Tutmak Zorunlu mudur?
Hayır, avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak bir avukatın size çok yardımı olacağını unutmayınız. Hukuk ve usul konusunda bilgi sahibi olduğunuza kesin olarak emin değilseniz bir avukatın yardımına başvurunuz. Mali durumunuz avukat tutmaya uygun değilse bulunduğunuz il barosuna başvurarak size “Adli Yardım†kapsamında avukat atanmasını talep etme hakkına sahip olduğunuzu unutmayınız. Bu konuda lütfen “Adli Yardım†broşürüne bakınız.
Dava Açmak Masraflı mıdır?
Evet, dava açmak masraflı olabilir. Ülkemizde yargı masrafları Avrupa ülkelerindeki örneklere göre düşüktür. Yine de davanın türüne ve süresine göre masrafların ciddi boyuta gelmesi söz konusu olabilir. Bu konuda hazırlık yapmanız ve muhtemel masrafları önceden öğrenmeniz gerekir. Dava süreci boyunca masraflar kural olarak dava açan kişiden alınır. Masrafı yatırmadığınız takdirde mahkeme ilgili işlemden vazgeçtiğinizi varsayar, bu durum davanıza zarar verebilir.
Masrafları Geri Alabilir miyim?
Davayı kazandığınız zaman Mahkeme masrafların karşı taraftan alınarak size ödenmesini emreder. Ancak size ödenecek masrafların sadece yargılama masrafları olduğunu unutmayınız. Davaya hazırlık için yaptığınız masraflar, ulaşım giderleri, avukatınıza ödediğiniz vekâlet ücreti gibi bazı masraflar size geri ödenmeyecektir.
Dava Bittiğinde Hakkımı Doğrudan Alabilir miyim?
Kural olarak mahkeme kararlarına dayanarak icra takibi başlatabilmek için kararların kesinleşmiş olması gerekmez. Ancak kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez.
İdari yargı mercilerinin kararları kesinleşmese dahi idari makamlarca 30 gün içerisinde yerine getirilmelidir.
Mahkeme Kararı Kesinleşti. Şimdi Ne Olacak?
Mahkemeyi kaybeden taraf kendiliğinden mahkemenin emrettiği kararı yerine getirebilir ve size mahkeme masraflarını da ödeyebilir. Bunu yapmadığı takdirde icra dairesine başvurup kararın icra kanalıyla yerine getirilmesini sağlamanız gerekir. İcra süreci hakkında bilgi için lütfen “icra†başlıklı broşüre bakınız.
Karşı Taraf Bulunamazsa Ne Olur?
Savunma hakkı anayasal bir haktır. Mahkeme hiç kimse hakkında kendiliğinden karar vermez. Bir davetiye göndererek hakkında dava açıldığını bildirir, dava hakkında diyeceklerini sorar, kararını verirken onun savunmasını da göz önünde bulundurur. Ancak kişilerin ortadan kaybolarak, davalardan kurtulmaları da başkalarının hakkını ihlal edecektir. Bu nedenle, bu hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla resmi kayıtlarda bulunan adrese tebligat ve ilan yoluyla tebligat imkânı da tanınmıştır.
Benim Eski Adresime Tebligat Yapılırsa Ne Olur?
Yeni adresinizi bildirmek sizin sorumluluğunuzdur. Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan yargı merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Dava Açarken Kimden Yardım Alabilirim?
Dava açmak için bir avukatın yardımına başvurmak en doğrusudur. Bu alanda yeterli bilgiye sahip olduğunuza inanıyorsanız kendiniz de dava açabilirsiniz. Hukukçu olmayan kişilerin yardımıyla hareket etmeniz aleyhinize çok ciddi sonuçlar doğurabileceğinden bu kişilerin yardımına başvurmayınız. Arzuhalci olarak tabir edilen kişilerin yönlendirmesi ile hareket etmenin hak kayıplarına neden olabileceğini unutmayın.
Dava Açacağım Mahkeme Bana Yardımcı Olur mu?
Hayır. Mahkemeler danışmanlık yapmazlar. Mahkeme hâkimi de, mahkemede görevli diğer kişiler de size açacağınız dava konusunda yardımcı olamaz, yol gösteremez.
Davamı Açtım, Mahkeme Bana Yardımcı Olur mu?
Hukuki olmayan işlerde mahkeme çalışanları size yardımcı olacaklardır. Ancak hukuki konularda onlardan size danışmanlık yapmalarını beklememelisiniz. Örneğin; bir dilekçe teslim ederken yanında posta pulu vermeniz gerekip gerekmediğini mahkeme çalışanları size bildireceklerdir. Ancak dilekçenizin içeriği hakkında yorum yapamazlar, nasıl yazmanız gerektiğini size söylemezler.
Hâkimle Görüşsem Faydası Olur mu?
Devam eden dosyanız hakkında hâkimle görüşmeniz doğru değildir. Hâkimlerin dosya üzerinde görüş açıklamaları, kararlarını önceden taraflardan birine söylemeleri mümkün değildir. Bu konuda ısrarcı davranmanız aleyhinize ciddi sonuçlar doğurabilir.
İnternet Güvenilir Bir Kaynak mıdır?
Hayır, internet her zaman güvenilir bir kaynak değildir. Ancak güvenilir olduğuna emin olduğunuz bazı siteler size yararlı olacaktır. Adalet Bakanlığına, Yargı Kurumlarına, Barolara ait sitelerden veya güvenilir olduğuna kesinlikle emin olduğunuz özel kişilere ait sitelerden yararlanabilirsiniz. Forumlar, güvenilir olduğuna emin olmadığınız siteler, kaynağı belirsiz yazılar, zincir e-postalar gibi kaynaklara güvenerek hareket etmeniz çok ağır sonuçlar doğurabilir. İnternet yoluyla elde ettiğiniz bilgileri mutlaka güvenilir kaynaklardan doğrulayarak kullanmanız gerekir.
İnterneti Dava Dilekçem İçin Kaynak Olarak Kullanabilir miyim?
Kişilerin çok farklı amaçlarla koyduğu gerçek olmayan yazılar, tahrif edilmiş mahkeme kararları, başı veya sonu kesilerek alıntı yapıldığı için anlamı değişmiş makaleler gibi pek çok yazı internette dolaşmaktadır. Özensiz hazırlanan web siteleri bu yazıları kaynak göstermeksizin tekrar tekrar kullanarak yayılmasına neden olmakta, hukukçu olmayan kişiler forumlar vasıtasıyla bu sakıncalı yazıları ve tahrif edilmiş mahkeme kararlarını elden ele dolaştırmaktadır. Bu bilgileri dilekçenizde kullanmayınız, dilekçenize ek olarak koymayınız.
Bu Sakıncadan Kendimi Nasıl Koruyabilirim?
Öncelikle güvenilir olduğundan kesinlikle emin olmadığınız tüm kaynaklardan uzak durunuz. Ayrıca dilekçenizde yer alan ve sizin yazmadığınız her şey için kullandığınız kaynağı mutlaka belirtiniz. Bunun en kolay yolu parantez işareti ( ) kullanmaktır. Örnekler:
• Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa, madde 9)
• Kat mülkiyetine ilişkin bu konuda mahkeme kararları istikrar kazanmıştır. (Ahmet İyibilen, Kat Mülkiyeti Hukuku, sayfa 85)
• Dilekçemizde izah ettiğimiz gibi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi de 2006/6070 E. sayılı kararında vekâletle ipotek tesisi için vekâletnamede açık yetki bulunması gerektiğini belirtmiştir. (Örneği dilekçe ekinde sunulan karar UYAP Mevzuat programından alınmıştır.)
Yukarıda verilen örneklerde olduğu gibi kaynağınızı açıkça göstermeniz mahkemenin yazdığınız konunun doğruluğunu rahatça araştırmasını sağlar. Daha önemlisi bir yanlışlık söz konusu ise sorumlusunun siz olmadığını gösterir.
Mahkeme Kararlarından Örnekler Koymak Gerekli midir?
Dava açmadan önce aynı konuda verilmiş mahkeme kararlarına bakmanız ve dilekçenizi hazırlarken bu kararlardan faydalanmanız yararlı olacaktır. Ancak dilekçe ekinde mahkemeye sunmanız bir zorunluluk değildir. Dayandığınız kararların kesinleşmiş kararlar olması ve tahrif edilmiş kararlardan sakınabilmeniz için mutlaka güvenilir bir kaynaktan alınmış olması gerekir.
22 nisan 2013.... arşivden..
alpbike.................
SEN SEN OL '' MUTLU İKEN SÖZ... ÜZGÜN İKEN CEVAP... ÖFKELİ İKEN DE KARAR VERME.."
Yer İmleri