Anket Sonuçlarını Gör: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

Oylayan
344. Bu anket için oy kullanamazsınız
  • Balon 1 yıl içinde patlayacaktır, nakitte fırsat beklenmelidir

    102 29.65%
  • dolar bu fiyatlarda iken, yatırım yapmak mantıklı

    23 6.69%
  • faizler insin, şimdi almak mantıklı değil

    21 6.10%
  • ömür boyu alacak param olmayacak

    16 4.65%
  • Kira çarpanlarının uçtuğu ortamlarda ev almak doğru değildir, beklenmelidir.

    130 37.79%
  • İstanbul gibi metropollerde gayrimenkül yatırımı her zaman karlı bir iş olacaktır.

    52 15.12%
Sayfa 646/1014 İlkİlk ... 146546596636644645646647648656696746 ... SonSon
Arama sonucu : 8108 madde; 5,161 - 5,168 arası.

Konu: şu anda ev almak ne kadar doğru bir yatırım

  1. Diyelim ki müteahhit ve Yapı Denetim firması bu dediklerinizi yapmadı, ve İskan alınamadı.

    Müteahhit hakkında OTOMATİK olarak dolandırıcılıktan bir dava açılıyor mu? HAYIR. Avrupa da açılıyor. Fark bu işte.

    Yapı Denetim firması hakkınd OTOMATİK olarak Kanunu delmekten bir dava açılıyor mu? HAYIR. Avrupa da açılıyor. Far bu işte.

     Alıntı Originally Posted by guneysu Yazıyı Oku
    Sizi bilemem,

    yapı denetim firmasını arayacaksınız, yarın beton var, gelip kontrol etmeye mecbur, demiri.!!!

    kanuna aykırı bir şey yapmadı iseniz, rüşvet vermeye mecbur değilsiniz. !!!

    size verilen ruhsat projesine uygun imalat yapmak ile zorunlusunuz müteahhit olarak.



    siz müteahhitlik değil gece kondu inşaatı yapmışsınız.

    müteahhit olarak dökülen betondan ayrıca numune aldınız mı..? alınan numuneleri teknik laboratuvarda kırdırıp, yapı denetim sonuçları ile karşılaştırdınız mı..? fark var ise nedenini araştırdınız mı..

    uygulamada ki statik proje ile, demircinin bağlayıp, size veya yetkili birisine teslim ettiği demiri kontrol ettiniz mi..

    yok, bu saydıklarımı yapmadıysanız, gece kondu yapmışsınız...

  2. Aidatı çok yüksek olup müteahhitin site yönetimi yaptığı her sitede bu büyük sorun var. Tapuya onayladıktan Site Yönetim Planını kimse okumuyor mu? Ne kadar cahil dolu bu memlekette.

    Hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz. (Hadisi Şerif)


     Alıntı Originally Posted by ikare Yazıyı Oku
    Somut örnek var mı anlamında sormustum... yok elinizde sanırım.

    SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  3. 250bin müteahhit el birliğiyle bunları ve benzerlerini yaptılar, hala da hız kesmeden yapmaya devam ediyorlar.


    Ankara'da da siluet tartışması yaratacak görüntü

    http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-...runtu-40657509

    ‘İstanbul’a ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum’

    http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/...da-26-2058213/




  4. Ahmet Taner Kışlalı 16 yıl önce katledilmişti.

    Eşi Nicole (Nilgün) ise ondan daha önce, 1995 yılında bir trafik kazasında ölmüştü.

    Kışlalı'nın, eşinin ölümü üzerine yazdığı yazıyı okuduğum gün sarsılmıştım; hiç unutamıyorum..
    O yazıyı aşağıya aynen iliştiriyorum.


    ****

    "Tanıdığımda adı Nicole´dü.
    Sevgisi uğruna, doğduğu toprakları, ailesini, alışkanlıklarını, sınırsız dostlarını bırakıp Türkiye´ye geldiğinde de adını değiştirmemişti. 25 yıllık geçmişi ile köprüleri atmış, ama adını ve dinini korumuştu...
    Kışlalı soyadını alışının ikinci yılındaydı... Altınay´a hamileliğinin de son aylarında... Gözlerinden taşan bir mutlulukla kapıda karşılamıştı beni:
    - Hem Türk, hem Müslüman olmak istiyorum... Ben Tanrı´ya inanırım. Senin Tanrın ile benimki farklı değil ki!.. Çocuklarımız iki toplum arasında kalmamalı. Ben de her şeyi seninle, onlarla ve bu toprakların insanlarıyla paylaşabilmeliyim.
    Meğer yakın arkadaşlarımla birlikte müftüye gidip konuşmuş. İsmini bile seçmiş. Ama sabredememiş “sürprizâ€inin sonuna kadar...
    O gece “kelime-i şahadetâ€i sabırla ezberledi. Heyecandan uyuyamadı. Ertesi sabah müftünün yanından çıkarken, elinde artık “Nilgün Kışlalı†olduğunu kanıtlayan bir belge vardı.
    Ankara Müftülüğü´nün mühürlü kağıdını anne ve babama göstermek için merdivenleri ikişer ikişer atlayarak çıkarken çok mutluydu. Çünkü bunun onlar için taşıdığı anlamı biliyordu.
    Annemle babam ağlarken, O da gözyaşları içindeydi.
    o o o
    Her zaman çalıştı.
    Sekreterlik yaptı. Mağaza yönetti. Halkla ilişkiler sorumluluğu taşıdı. Protokol danışmanlığı üstlendi... Hem evde çalıştı, hem dışarda.
    Yaptığı iş ne olursa olsun, çalışmaktan hep onur duydu... Her yaptığı işe yüreğini verdi. Hep başarılı oldu...
    Kocası bakanken, 86 metrekarelik sosyal meskeninin bulunduğu binanın merdivenlerini sabunlu sularla silerdi...
    Komşular hayretler içindeydi. Ama O bundan değil, ancak, gelen yabancı konukların Türklerin temizliği ile ilgili düşüncelerinden utanırdı.
    Bütün insanları severdi. Ama O, artık “biz Türklerâ€den biriydi; “onlarâ€dan değil.
    o o o
    Ulusal günlerde pencereye bayrak asar; Altınay ile Dolunay´a, büyük bir heyecanla Atatürk´ün büyüklüğünü anlatmaya çalışırdı.
    Dinsel geleneklere uymak için çaba gösterirdi.
    Sorunu olduğunda, içi sıkıldığında Hacıbayram´a gider dua ederdi. Türkçe olarak, içinden geldiği gibi...
    Ama benzer bir gereksinmeyi yurtdışında da duyduğunda, aynı rahatlık ve gönül huzuru ile güzel bir kiliseye gidip mum dikmekten de çekinmezdi... Ve duasını gene kendine göre yapardı. Çoğunlukla da Türkçe olarak.
    Onun için din, inanç ve iyilik demekti.
    Oruç tutar, kurban keser, herkesin yardımına koşardı...
    o o o
    Bir yurtdışı resmi gezi dönüşümde, her zamanki gibi uçağın merdivenlerinin ucundaydı. Güneş gözlükleri ile saklanmaya çalışılan kızarmış, şişkin gözler. Dudaklarında zorlama bir gülümseme.
    “Ahmet boşanalım†dedi, “benim yüzümden senin siyasal kariyerini yıkacaklar!â€
    Meğer sağcı basın yokluğumda bir kampanya başlatmış.
    “Kültür Bakanı´nın Hıristiyan karısı†neler yapmış neler... Koca bakanlığı Hıristiyanlık için kullanan O. Hatta müzelerdeki ikonaları çaldırtıp yurtdışına kaçırtan da O...
    Evinde yabancı bir kültüre “teslim olmuşâ€ bir Kültür Bakanı.
    Sekiz sütun “haberlerâ€... Ve zihnimden silinmeyen köşe yazılarından örnekler... “İkonalar ve Kokonalarâ€, “Madam Kislaliâ€, daha niceleri...
    Nilgün, bana saldırmak için niçin kendisini kullanmaya çalıştıklarını bir türlü anlayamıyordu... Türk ve Müslüman doğmuş olmak, bunları kendi istenci ile benimsemiş olmaktan daha mı önemliydi?
    o o o
    Sevgi doluydu.
    Çiçekleri, ağaçları, kelebekleri severdi... Kuşları, köpekleri, kedileri severdi... Çocukları, yaşlıları severdi... Tanrı´yı severdi, Atatürk´ü severdi...
    “İnsanâ€ı severdi.
    Bir hastanedeki umutsuz hastaları her gün ziyaret etmeyi; onları neşelendirmeyi, onlara umut dağıtmayı; paylaştığı acıları içine gömüp, gözyaşlarını eve saklamayı severdi.
    Bakanlarla, büyükelçilerle, generallerle, çok ünlü yazarlarla, bilim adamları ile de arkadaştı... Kapıcılarla, bekçilerle, çaycılarla, şoförlerle, işçilerle, koruma polisleri ile de arkadaştı.
    O bir “insanâ€dı...
    28 yılını benimle paylaştığı için çok mutlu olduğum, kendimi şanslı saydığım, kendisiyle övündüğüm bir insan.
    o o o
    Piaf’ı ve Pavarotti´yi de beğenirdi, Sezen´i ve Gürses´i de.
    Dev tenorun olağanüstü sesini, araba dağlardan geçerken, çok yüksek tonda dinlemekten hoşlanırdı. Ölüme yaklaştığımız dakikalarda ise, kasetçalardan süzülüp içimizde bir şeyleri titreten müziğin sözleri kulaklarımdan bir türlü gitmiyor:
    “Yine mevsimler geçecek / Yine yapraklar düşecek / Giden sevgililer geri gelmeyecek...â€
    o o o
    Nedense bana hiç söylememişti.
    Türk bayrağı ile gömülmek istediğini ilk kez dostum Şahin Mengü´ye açmış. O “olamayacağını†ne kadar anlatmaya çalıştıysa da vazgeçmemiş. Başka dostlara da bu “ricaâ€sını iletmiş...
    Sevgili Mehmet Açıktan, tabutun bir kenarına bayrak eklemeyi başarmıştı... Nilgün toprağa verilirken, Altınay ile Dolunay, bir bayrağı da kefenin üzerine koymayı başardılar...
    Fransız ana-babanın Bordolu Türk kızı şimdi
    Ankara´da yatıyor.
    Ve de benim kalbimde..."

    Ahmet Taner KIŞLALI

  5. #5165
     Alıntı Originally Posted by djoz Yazıyı Oku
    20-30 yıl falan yok öyle bişey. Resmen saçmalamış.
    Oturduğum ev 2010 yapımı, halen sıfır gibi.
    Hazır betondan yapılan ve mantolu olduğu için de her türlü dış etkenden korunan binalardan bahsediyoruz. Tahtadan balıkçı kulübesi mi bu? Azıcık emlak işinden anlayan biri "20-30 yıl" lafına her yeriyle güler.
    Ayrıca kaliteden kastedilen nedir?
    Bizim ev C30 beton ve ytong ile yapıldı, kaliteli evler titanyumdan veya zirkonyumdan falan mı?

    Artı, ben çöküşün sizin "kaliteli" dediğiniz yüksek aidatlı konutlarda olacağına inanıyorum.
    Aidatsız mahalle arası evleri her koşulda aidatlı lüks evlerden daha iyi satar.
    Yani küçük müteahitler büyüklerden daha şanslıdır bu konuda.
    İskan alamayan binaya ise çevremde hiç rastlamadım.
    İskan almak için uygunsuz çatıyı yıkıp tekrardan daha alçak çatı yapan küçük müteahit biliyorum. En sonunda "yasal" bir şekilde alıyorlar iskanı. Büyükler ise daha çok deliyor yasaları.
    Yani baş ağrıtan hep büyükler.
    Ev alanları söğüşleyen yine büyükler.
    Batması gerekenler de onlar.
    Batacak olanlar da yine onlar.

    Zaten bu 20-30 yıl saçmalığı da, markalı konutların ölmeden önceki son feryatları.
    Küçük müteahhit batsa ne olacak cürmü kadar yer yakar en fazla 5-10 kişiyi etkiler oysa babalar batmaya başlayınca binler yandım anam diye bağıracak işte o zaman dadından ! yenmez olacak BETON piyasası.

  6. #5166
     Alıntı Originally Posted by sadecegrafik Yazıyı Oku
    Aidatı çok yüksek olup müteahhitin site yönetimi yaptığı her sitede bu büyük sorun var. Tapuya onayladıktan Site Yönetim Planını kimse okumuyor mu? Ne kadar cahil dolu bu memlekette.

    Hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz. (Hadisi Şerif)
    Ortada bir gerçek var bir BETONCU bu beton fetişistlerini ne kadar MUTLU ! ederse onlar o BETONCUYU daha fazla abad ediyorlar. NEF`in bütün projelerinde ömür boyu yönetim NEF `in kendisinde , aidatlar yüksek aidatlı sitelerden DAHADA yüksek ama gel görki NEF `in bir projesi bitmeden diğeri başlıyor, beton fetişistleri de NEF den almak için yarışıyor.Bunları ne kadar MUTLU ! edersen onlar gel beni DAHA ÇOK MUTLU ! ET diyorlar. Demek ki mitilmenin ! zevkine bu beton fetişistleri doyamıyorlar.

    https://www.sikayetvar.com/nef-insaat

  7.  Alıntı Originally Posted by guneysu Yazıyı Oku
    Sizi bilemem,

    yapı denetim firmasını arayacaksınız, yarın beton var, gelip kontrol etmeye mecbur, demiri.!!!

    kanuna aykırı bir şey yapmadı iseniz, rüşvet vermeye mecbur değilsiniz. !!!

    size verilen ruhsat projesine uygun imalat yapmak ile zorunlusunuz müteahhit olarak.



    siz müteahhitlik değil gece kondu inşaatı yapmışsınız.

    müteahhit olarak dökülen betondan ayrıca numune aldınız mı..? alınan numuneleri teknik laboratuvarda kırdırıp, yapı denetim sonuçları ile karşılaştırdınız mı..? fark var ise nedenini araştırdınız mı..

    uygulamada ki statik proje ile, demircinin bağlayıp, size veya yetkili birisine teslim ettiği demiri kontrol ettiniz mi..

    yok, bu saydıklarımı yapmadıysanız, gece kondu yapmışsınız...
    hayaller hayatlarmı diyim ne diyim. hangi ülkede yaşadığını bilmiyomuş gibi yazmışsınız. istedikleri parayı vermeseydimde yıllarca sürünsemiydim kapılarında? ki benim verdiğim devede kulak, site yapan müteait bir arkadaşımdan neler neler istediler. seve seve verdi hepsini, ülkede mahkeme hukukmu var kim kimi nerde dava ediyor.

    gecekondu filan yapmadım başında durduğum için kale gibi ev oldu. herşeyi dört dörtlük. esas gecekondular milletin yüzbinlerce lira ödeyip lüks konut aldığını zannettikleri... ben kışın hava çok soğuyunca inşaatı durdurdum karşımda tek daireyi 1milyon küsüre satan site inşaatı beton dökmeye devam etti! eksi 15 derecede! dona karşı hiçbir ekstra önlem almadan! kaç katlı bina yüzlerce can var içinde şuan. hangisi gecekondu acaba? neyse ak koyun kara koyun depremde ortaya çıkacak zaten.

  8. beton yenmez.

Sayfa 646/1014 İlkİlk ... 146546596636644645646647648656696746 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •