16 senede bir ekonomi nasıl batırılır hep beraber izledik..
2008 e kadar "çıraklık ve kalfalık" dönemlerinde 2001 krizi akabinde ülkede oluşturulan reform süreci devam ettirilerek (ekstra özel bir şey yok) nisbi bir iyileşme sağlandı.. ülkenin milli geliri kişi başı 10 bin dolara çıktı denildi (hesaplama yönteminin değişmesinin de katkısıyla)..bu dönemde yoğun bir yabancı sermaye girişi vardı.. dolar sabit kaldı dar bir bant içinde..
2011 ve sonrası: sözde "ustalık dönemi".. ama en büyük hataların yapıldığı dönem aynı zamanda..ülke yararına fikirler malum şahıs ve zihniyeti tarafından önemsiz kabul edildi, beton ekonomisi ısrarı nedeniyle eğitim ve yapısal reformlar ihmal edilerek bir büyüme modeli tutturuldu.. bu bir kalkınma değildi.. sadece büyüme.. dış borç sürekli arttı. dış borcun arttırılmasını tehlikeli bulanlara sırıtarak "itibarlı olduğumuz için borç buluyoruz" denildi..
bu süreçte israf ve kötü yönetim artık genel bir kural halini almıştı.. sürekli cari açık.. sürekli yüksek vergiler.. sürekli borç artışı.. hane halkı sürekli fakirleşti.. eline geçen para sürekli eridi..
yıl 2018.. çöküş tam anlamıyla bir realite artık.. yüksek, çok yüksek, bir dış borç.. nasıl ödeneceği belli değil.. nasıl tavizlerin verildiğini bilemiyoruz perde arkasında.. ve her gün zam vergi haberleri geliyor..
iyi başlayıp kötüleşen ve nihayetinde tamamen çöken bir paradigma.. siyasal islamın ülkeye armağanı: fakirleşme, borç, ve bu nedenle batılıların kölesi olmaya doğru giden bir ülke.
evet.. gerçekler.. bunlar tamamıyla gerçek.. ideolojik saplantıların nedeniyle inkar edebilirsin.. tam bir biatçi olduğun için "ama yol yabdılar" diyebilirsin.. ancak sonuçlarından kaçamayacaksın..
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
Yer İmleri