- 
	
	
		
		
		
				
					
					
				
				
		
			
				
					Pulitzer Odullu Amerikali sair Mary Oliver'in dogum yil donumu (10 Eylul 1935)
 
  
 
 Iyi olmak zorunda degilsin.
 Dizlerinin ustunde yurumen gerekmez
 colde yuz mil, tovbe ederek.
 Yalnizca icindeki uysal hayvanin
 sevdigi seyi sevmesine izin ver yeter.
 Bana caresizligini anlat, kendininkini, ben de sana benimkini anlatacagim.
 O esnada dunya donmeye devam eder.
 O esnada gunes ve yagmurun berrak damlalari
 kirlarda, cayirlarda ve derin agaclarda,
 daglarda ve nehirlerde gezinir.
 O esnada yaban kazlari parlak mavi semalarda,
 yeniden evin yolunu tutar.
 Kim oldugun, ne kadar yalniz oldugun farketmez,
 dunya senin hayal gucune sunar kendisini,
 sana aynı yaban kazlari gibi seslenir, kulaklari tirmalarcasina ve heyecanla…
 defalarca duyurur sana yerini
 seylerin ailesindeki.
 
 
 
 
 Bukerek kaslarini
 Geliyor magaralarindan
 Korunun kara seyleri.
 Yemis bahcesini karistirirlar,
 Sari odalarimizin etrafimizdaki
 Cimen denizini kemirirler.
 Bizi hala taniyorlarsa
 Seyrek bakarlar
 Ne yaptigimiza.
 Duyariz onlari, ya da oyle saniriz:
 Ay isiginin yalayan hayvan burnu,
 Elmadaki dis.
 Bir odun daha at atese;
 Mozart, yeniden, pikapta,
 Hala bir uzunc var
 Bizimle odada.
 Animsariz magarayi.
 Duslerimizde geri doneriz
 Ya da onlar gormeye gelir.
 Muzigi de severler.
 Birlikte yaprak yeriz.
 Biraderlerimizdir.
 Ailemizdir.
 Kactigimizdir.
 
  
 
 The dark things of the wood
 Are coming from their caves,
 Flexing muscle.
 They browse the orchard,
 Nibble the sea of grasses
 Around our yellow rooms,
 Scarcely looking in
 To see what we are doing
 And if they still know us.
 We hear them, or think we do:
 The muzzle lapping moonlight,
 The tooth in the apple.
 Put another log on the fire;
 Mozart, again, on the turntable,
 Still there is a sorrow
 With us in the room.
 We remember the cave.
 In our dreams we go back
 Or they come to visit.
 They also like music.
 We eat leaves together.
 They are our brothers.
 They are the family
 We have run away from.
 
 
 
 
 
 
        
    
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Pulitzer Odullu Amerikali bilim insani ve populer bilim kitaplari yazari Jared Diamond’in dogum gunu (10 Eylul 1937)
 
 “Evcillestirilebilen hayvanlarin hepsi birbirine benzer; her evcillestirilemeyen hayvanin evcillestirilememesi nedeni farklidir. Buna benzer bir cumleyi daha once okudunuz gibinize geliyorsa, haklisiniz. Cumlede birkac degisiklik yaparsanız Tolstoy’un buyuk romani Anna Karenina’nin o unlu ilk cumlesini bulursunuz karsinizda:  ‘Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer; mutsuz ailelerin mutsuzluguysa kendine ozgudur.’ “ Tufek, Mikrop ve Celik
 
  
 
 “Domesticable animals are all alike; every undo mesticable animal is undomesticable in its own way. If you think you've already read something like that before, you're right. Just make a few changes, and you have the famous first sentence of Tolstoy's great novel Anna Karenina: ‘Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way.’ "
 
 
 
 “Anlamak cogu kez sonuclari tekrarlamak ya da ebedilestirmek amacina degil, o sonuclari degistirmeye calisma amacina hizmet eder. Iste bu yuzden psikologlar katillerin ve tecavuzculerin ruhlarini anlamaya calisir, toplumsal tarihciler soykirimlari anlamaya calisir, doktorlar hastaliklarin nedenlerini anlamaya calisir. Bu arastırmacilarin amaci cinayeti, tecavuzu, soykirimi, hastaliklari hakli gostermek degildir. Tam tersine onlar, zincirleme nedenleri anlayarak bu zinciri kirmak isterler.”
 
  
 
 “Understanding is more often used to try to alter an outcome than to repeat or perpetuate it. That's why psychologists try to understand the minds of murderers and rapists, why social historians try to understand genocide, and why physicians try to understand the causes of human disease. Those investigators do not seek to justify murder, rape, genocide, and illness, instead, they seek to use their understanding of a chain of causes to inter- rupt the chain.”
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Amerikali hard rock-blues rock-glam metal grubu Aerosmith'in solo gitaristi Anthony Joseph "Joe" Perry'nin dogum gunu (10 Eylul 1950)
 
  
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					1955-1975 yıllari arasinda toplam 633 bolumuyle, yayini dunya televizyonlarinda en uzun suren western dizisi olan Gunsmoke, 10 Eylul 1955 tarihinde CBS kanalinda basladi.
 
  
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					1 Akademi, 1 Golden Globe ve2 BAFTA Odulu sahibi Ingiliz aktor Colin Firth'in dogum gunu (10 Eylul 1960)
 
  
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Amerikali hard rock grubu Kiss, canli double albumu Alive’i 10 Eylul 1975’te Casablanca etiketiyle piyasaya surdu.
 
   
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
		
			
				
					Roma Tatili, Exodus, Spartakus, Thirty Seconds Over Tokyo gibi filmlerin senaryosunun yaziminda bulunan Amerikali senarist ve yazar James Dalton Trumbo’nun olum yildonumu (10 Eylul 1976)
 
 “Iclerinden bebekler gibi aglayarak olduler hepsi de. Ugruna oldukleri, ugruna savastiklari seyi unuttular. Insanin anlayabilecegi seyleri dusunduler. Bir arkadas yuzunun hasretiyle olduler. Bir ana, bir baba, bir kadin ve bir cocuk sesini duymak için inleyerek olduler. Dogdukları yeri son bir kere daha gormek, son bir kere daha gorebilmek icin yurekleri aciyarak olduler. Yasamak icin derin ic cekislerle, sizlanarak olduler. Neyin onemli oldugunu biliyorlardi. Hayatin her sey demek oldugunu biliyorlardi. Hickirikklar icinde haykirarak olduler bunun icin. Olum anlarinda kafalarindan gecen tek cumle; ‘Yasamak istiyorum, yasamak istiyorum, yasamak istiyorum’ olmustu.” Johnny Silahini Kapti
 
  
 
 “They died crying in their minds like little babies. They forgot the thing they were fighting for the things they were dying for. They thought about things a man can understand. They died yearning for the face of a friend. They died whimpering for the voice of a mother a father a wife a child They died with their hearts sick for one more look at the place where they were born please god just one more look. They died moaning and sighing for life. They knew what was important They knew that life was everything and they died with screams and sobs. They died with only one thought in their minds and that was I want to live I want to live I want to live.”
 
 
 
 
 
 
- 
	
	
		
		
		
				
				
					
				
		
			
				
					Angolali doktor, sair ve siyasetci António Agostinho Neto’nun olum yildonumu (10 Eylul 1979)
 
 Yol ustunde zincir sikirtilari,
 Kuslarin sarkisi.
 Ormanlarin islakligi altinda,
 Hindistan cevizi agaclarinin
 yumusak musikisinin serinligi
 Atesler,
 cimende ates,
 Kayat'in madensi sicak yapraklarinda
 ates.
 Insanligin buyuk goclerini
 bagrinda tasiyan
 genis keci yollari,
 kapali ufuklara dogru
 genis keci yollari,
 silah zoruyla
 acilmis keci yollari.
 Foguerias'lar,
 danslar,
 tamtamlar,
 ahenkler.
 Aydınligi ahengi,
 Rengin ahengi,
 Sesin ahengi,
 Hareketin ahengi,
 Ciplak ayaklarin
 kana bulanmis zincirlerin ahengi
 Sokulmus tirnaklarin ahengi,
 Ahenkler,
 Sonsuz ahenkler,
 Ey Afrika'nin kederli sesi.
 
  
 
 The sound of chains on the roads
 the songs of birds
 under the humid greenery of the forest
 freshness in the smooth symphony
 of the palm trees
 fire
 fire on the grass
 fire on the heat of the Cayatte plains
 Wide paths
 full of people full of people
 an exodus from everywhere
 wide paths to closed horizons
 but paths
 paths open atop
 the impossibility of arm
 fire
 dance
 tum tum
 rhythm
 Rhythm in light
 rhythm in color
 rhythm in movement
 rhythm in the bloody
 cracks of bare feet
 rhythm on torn nails
 yet rhythm
 rhythm
 Oh painful African voices
 
 
 
 
 
 
 
  
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
	
		
		
		
		
			
				 Gönderi Kuralları
				Gönderi Kuralları
			
			
				
	
		- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-  
Forum Rules
 
			 
		 
	 
 
  
  
  
 
 
Yer İmleri